Abdullah-i Tercüman Hazretleri

Seyyidahmet

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Ekim 2012
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Abdullah-ı Tercümân, Akdeniz’de bulunan Balear adalarının büyüğü olan Mayorka adasında, bir âilenin tek çocuğu idi Asıl ismi, Anselmo Turmeda idi Hıristiyanlığa Reddiye olarak yazdığı “Tuhfet-ül-erîb” kitabında, hayatını şöyle anlatır:

PAPAZ NİKOLA’NIN YANINDA

“Babam beni, altı yaşına girdiğimde, bir papaz öğretmene teslim etti Bu papazdan İncîl’i okudum İki senede, yarısından fazlasını ezberledim İki sene, İncîl’in lügatleri ve mantık ilmi üzerine çalıştım Sonra Hıristiyanlarca ilim merkezi sayılan “Larde” şehrine gittim Burada altı sene kadar tıb ve astronomi ilmi öğrendim Dört sene kadar da İncîl’i ve lügatlerini okudum Daha sonra “Nebûniye” şehrine gittim Orada zamânın en seçkin papazı olan Nikola Mertil’den ders okudum Bu papaza hükümdârlar bile mürâcaat eder ve hediyeler gönderirlerdi Bu papazdan Hıristiyanlık dininin usûl ve hükümlerini okudum Dâima hizmetinde bulunup, ona yakın olmaya çok i’tinâ ve ihtimâm gösterdim Papaz da, beni en yüksek talebesi olarak herkese takdim ederdi Hattâ o kadar yakın oldu ki, evinin ve anbarlarının anahtarlarını bana teslim ederdi Böylece on sene, Nikola’ya tam teslimiyetle hizmet ettim
Bir gün papaz hastalanıp derse gelmedi Derse gelenler arasında, Cenâb-ı Hakkın Îsâ aleyhisselâma; “Senden sonra bir peygamber gelir, ism-i şerîfi Paraklit’tir” meâlindeki ilâhi hükmü üzerinde çok münâkaşa oldu Fakat sonuca varılamadan meclis dağıldı

“PARAKLİT İSMİNİ TARTIŞTIK”

Ben de oradan ayrılarak, papazın evine gittim Bana; “Bugün aranızda ne gibi hâdiseler cereyân etti?” diye sordu Ben de; “Paraklit isminde ihtilâf oldu” deyip, olanları anlattım Papaz; “Sen ne cevap verdin?” diye sorunca, ben, bir İncîl’de olan cevâbı verdiğimi söyledim Papaz; “Sen kusur etmemiş, sorunun cevâbınâ yaklaşmışsın Filan hatâ etmiş, falan yaklaşmış Lâkin doğrusu bunlardan hiçbirisi değildir Bu yüce ismi, ancak ilimde çok ileri gitmiş olanlar bilir Sizin ise, ilimden nasîbiniz çok az bir şeydir” dedi Bunun üzerine ben ona; “Efendim! Siz bilirsiniz ki, ben vatanımı bırakıp uzak bir ülkeden buraya geldim On senedir, hizmetinize devâm ve rızânızı kazanmaya gayret ettim Sizden sayılamayacak derecede bilgi öğrendim Şimdi siz muhterem üstadımdan, bu mübârek ismi dahî bana açıklamak sûretiyle ihsânınızı tamamlamanızı istirhâm ederim” dedim

“Hıristiyanlar seni derhal öldürürler!”

Papaz Nikola Mertil ağlayarak şunları söyledi: “Oğlum! Vi bana olan iyi hizmetin sevgi ve sadâkatinden dolayı seni çok severim. Evet bu mübârek ismi bilmekte sayısız faydalar vardır. Fakat korkarım ki saklayamayıp söylersin. Sonra Hıristiyanlar seni o dakikada öldürürler” dedi...

“PARAKLİT ‘Muhammed ’DİR!.. ”

Papazın bu sözlerinden sonra merak ve heyecanım bir kat daha artarak; “Üstadım Allah İncîl ve Mesih hakkı için bana söyleyeceğiniz sırların hiçbirisini ifşa etmem” deyince Papaz bana; “Oğlum bil ki; “Paraklit” Hazret-i Muhammed ’in (sallü aleyhi ve sellem) mübârek ismidir. O’na Danyâl aleyhisselâmın lisânı üzere dördüncü kitap olan Kur’ân-ı kerîm nâzil olmuş ve bu kitabın O Peygamber-i celîle nâzil olacağı ve dininin hak din milletinin de İncîl’de adı geçen beyaz bir millet olduğunu Danyâl aleyhisselâm haber vermiştir” dedi. Bunun üzerine ben; “Hıristiyanlık hakkında ne dersiniz?” diye sorunca papaz çok ciddi bir tavır alarak;

“Oğlum eğer Hıristiyanlar Îsâ aleyhisselâmın dîni üzere olsalar ilâhî din üzere kâim olmuş olurlardı” dedi. Ben “Öyle ise bu işten kurtuluş nasıl olur?” dedim. Papaz; “Müslüman olmakla” deyince ben; “Müslüman olan kurtulur mu?” diye sordum. O da; “Evet Müslüman olan kimse dünyâ ve âhirette saâdet bulur” deyince ben; “Efendim akıllı olan kimse en fazîletli ve en hayırlı olan şey ne ise kendi için onu seçer. Siz İslâm dininin fazîlet ve yüksek kıymetini kavradığınız hâlde niçin Müslüman olmadınız? Ne mâni vardı?” dedim. Papaz; “Oğlum eğer sen yaşta iken Hak teâlâ bana hidâyet buyurmuş olsaydı her şeyi terk eder Hak dînine alenen girerdim. Dünyâya muhabbet her günâhın temeli ve başıdır. Hıristiyanlar benim İslâmiyete az bir meylimin olduğunu bilseler derhâl öldürürler” dedi ve zâhiren Hıristiyanlık dîni üzerine kalacağını bildirdi...

“BURADAN HEMEN GİT!”

Bunun üzerine ben; “Efendim ben İslâm diyârına gidecek ve İslâm dînine girecek olursam bana yardım ve delâlet eder misiniz?” deyince o da; “Eğer aklın varsa ve kurtuluşa ermek istersen hiç durma git. Fakat konuştuklarımızdan bir şey sezdirecek olursan Hıristiyanlar seni o ânda öldürürler ve ben seni kurtaramam” dedi.

Nikola Mertil bunları söyledikten kısa bir zaman sonra öldü. Ben de oradan ayrılarak Tunus’a gittim ve Müslüman olmakla şereflendim.
 
Üst Alt