ALLAH C.C'nün ZATİ SIFATLARI

omer_ömer

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Mart 2024
Mesajlar
93
Tepkime puanı
5
Hz. Allah, ''yoktan var eden, ol deyip oldurandır'' ifadesini sıkça kullanıyoruz.

Bütünü ile, güç, kuvvet, kudret, ilim ve irade Hz. Allah 'ın zatına mahsustur. Bir şeyin olmasını dileyen, murat eden O 'dur. Bir şeyin olmasını, tertip, taktir ve tanzim eden, yine O 'dur. Her bir zerrenin, her bir hadisenin zuhuru, O 'nun izni iledir.

Hz. Allah 'ın ilmi ve iradesi her bir zerreyi kuşatmıştır..

Başkaca bir ilmin, iradenin, başkaca bir güç ve kudretin varlığını düşünmek, Hz. Allah 'a noksan sıfat isnat etmektir, şirktir, bu yönlü düşünen kişinin helakine sebebiyet verir.

Hz. Allah buyuruyor ki, ''Ben kulumu zikretmez isem, kulum beni zikredemez''!..

Bu ifadeyi genel manada ele aldığımızda ortaya çıkan sonuç şu; Hakka olan sevgisi, imanı, ibadeti, yaptığı veya yapmadığı her bir hal ve hareketleri, Hz. Allah 'ın taktir ettiği gibi, taktir ettiği kadar, taktir ettiği zaman, taktir ettiği ölçüde gerçekleşir. Sevgi yukarıdan aşağıya doğrudur, aşağıdan yukarı sevgi olmaz..

Maddede ve manada gerçekleşen, zuhur eden her şey, insanlık için murat edilendir, dışında hiç bir zuhurat gerçekleşemez. Bu ifadelerle şuna dikkati çekmek istiyorum;

Kul zanneder ki, benim gücüm her şeye yeter, her şeyin kararını veren benim, dünyanın altını üstüne getiririm.

Madem öyle düşünelim, biraz tefekkür edelim..! Bütünü ile maddede ve manada zuhur eden her bir şey Hz. Allah 'ın dilemesi ve taktiri ile oluyorsa, insana, insanlığa düşen nedir.? İnsan işin neresinde ve hangi boyutundadır.?

İşin en enteresan yanı burası. İnsan yalnızca dileyendir, isteyendir, talep edendir. Hz. Allah şöyle buyuruyor;

Sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, fakat Allah, dilediğini doğru yola iletir. O, yola gelecek olanları daha iyi bilir.
(Kasas suresi 56)

Hadisi şerifte ise, ''Ben kulumun zannı üzereyim''..! buyrulmakta..

Demek oluyor ki, maddede ve manada zuhur eden her şey, Allah 'ın dilemesi iledir. Allah dilemedikçe, kulları dileyemez.

İş yerlerinde gördüğümüz, ''Bu gün Allah için ne yaptın''.? sorusu, aslında Allah için hiç bir şey yapmaya muktedir olmadığımız, olamayacağımız anlamındadır.

Madem ki her şey, maddede ve manada zuhurat tamamı ile O 'nun dilemesi ile oluyorsa, Allah için yapabileceğimiz tek şey, şayet becerebilirsek, O 'na layık bir kul olabilmeyi dilemek, onun rızasına talip olmak, O 'nun emir ve yasaklarına riayet etmekle elde edilebilir.

''Talebena, vecedena''.! Kul talep edecek, Hz. Allah lütfedecek, verecek..

Cennet sevdası ile, cehennem korkusu ile yapılan bir çok şey makbul değildir. Makbul olan, Hz. Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmaktır. Hz. Allah 'ın rızası, içerisinde her şeyi barındırmakta. Rızaya talip olmak kulun kurtuluşuna vesiledir..
 
Üst Alt