Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Allah (c.c)
ALLAH C.C'nün ZATİ SIFATLARI
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="VOYAGER" data-source="post: 111210" data-attributes="member: 15285"><p><span style="font-family: 'georgia'">Ali Rıza ÖZDEMİR'in 9 Kasım 2020 tarihde yayınlanan ve 2 Mart 2023 tarihinde güncellenen "Hz. Ali neden ‘Görmediğim Rabb’e tapmam’ dedi?" başlıklı yazısında şunlar belirtilmiştir:</span></p><p></p><p><em><strong>"(...) İslâm tarihi ve irfan kitaplarında Hz. Ali’nin; “Görmediğim Rabb’e tapmam” dediğine ilişkin çok sayıda kayıt vardır. Söz konusu cümlenin geçtiği olay şöyledir: Yahudi din bilginlerinden biri, bir gün Hz. Ali’nin yanına gelir ve ona “Rabbine ibadet ederken O’nu gördün mü?” diye sorar. Hz. Ali cevaben; “Ben görmediğim Rabb’e ibadet etmem ki.” Yahudi din adamı ikinci bir soru daha yöneltir: “Peki, O’nu nasıl gördün?” Hz. Ali bu ikinci soruya şu cevabı (aslında kilit cevap da budur) verir: “Çıplak gözler, O’nu algılayıp göremez; ancak kalpler iman hakikatleriyle O’nu görür.”(...)"</strong></em></p><p></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Bu nakil, "nerede gördün?" değil "nasıl gördün?" şeklinde devam ettiği için sizinkinden farklıdır. Bu nakilden anlaşılıyor ki, Hz. Ali (r.a) zaten çıplak gözle yâni baş gözüyle görmekten bahsetmiş değildir, belki mantıkî olarak yaratılmışların bizatihi var olamayacakları zorunlu sonucundan dolayı bir Yaratıcının yâni Hz. Allah'ın varlığını, imandan sonra ayrıca mantıken de idrak etmekte olduğunu böyle belirtmektedir. Nitekim "(...) ancak kâlpler iman hakikatleriyle Onu görür." ifadesi buna işaret etmektedir düşüncesindeyim.</span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Dolayısıyla Hz. Musa (A.S.) ve Hz. Ali (r.a) ile ilgili nakillerde bir çelişki zaten aslında yoktur. Çünkü her iki kişinin durumda da baş gözü ile görmenin olamayacağı zaten anlaşılmaktadır. Fakat asıl önemli nokta zaten Onun görülmesi veya görülmemesi de değildir. Asıl önemli nokta, Tekbir ifadesini bütün azametiyle idrâk edip bağlantılı olduğu için eşzamanlı olarak Esmaül Hüsna'yı da hatırlayarak Kelime-i Tevhid ile nihai idrâki tamamlamaktır ki, herhalde bu tahkikî iman olsa gerektir. Müslümanın değişmez hedefi önce bunu elde etmek ve muhafaza etmek değil midir acaba? İdrâki bu seviyede olan bir müslüman, farzları yerine getiriyorsa ve haram işlemiyorsa "sırat-ı müstakim" üzere değil midir zaten? </span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">İman edenlerin, Hz. Hızır'a (A.S) ve sayısını bilmediğimiz ve herhalde bilmemiz de gerekmeyen sayılı kişilere verildiği belirtilen "Ledün ilmi" ile, o bir farz olmadığına göre, bir işi olabilir mi acaba? Asıl önemli nokta olarak önceki paragrafta değindiğim tahkikî iman, bir müslüman için önemsiz ve yetersiz bir seviye midir ki, o gizli ilmi telaffuz etmektesiniz?</span></p><p> <span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Tavsiye ettiğiniz yazıları müsait vakitlerde okumaya çalışırım ama basit mantıkla Yaratan ile Yaratılanların kesinlikle ayrı olduğunu naçizane tekrar hatırlatır ve En'am Suresi 103. Âyet mealini de ("Gözler Onu ihâta edemez (kuşatamaz), O, gözleri ihâta eder.") tefekkür etmenizi naçizane tavsiye ederim. (Acaba Hz. Ali'nin bu ayet-i kerimeden haberi yok muydu?) </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="VOYAGER, post: 111210, member: 15285"] [FONT=georgia]Ali Rıza ÖZDEMİR'in 9 Kasım 2020 tarihde yayınlanan ve 2 Mart 2023 tarihinde güncellenen "Hz. Ali neden ‘Görmediğim Rabb’e tapmam’ dedi?" başlıklı yazısında şunlar belirtilmiştir:[/FONT] [I][B]"(...) İslâm tarihi ve irfan kitaplarında Hz. Ali’nin; “Görmediğim Rabb’e tapmam” dediğine ilişkin çok sayıda kayıt vardır. Söz konusu cümlenin geçtiği olay şöyledir: Yahudi din bilginlerinden biri, bir gün Hz. Ali’nin yanına gelir ve ona “Rabbine ibadet ederken O’nu gördün mü?” diye sorar. Hz. Ali cevaben; “Ben görmediğim Rabb’e ibadet etmem ki.” Yahudi din adamı ikinci bir soru daha yöneltir: “Peki, O’nu nasıl gördün?” Hz. Ali bu ikinci soruya şu cevabı (aslında kilit cevap da budur) verir: “Çıplak gözler, O’nu algılayıp göremez; ancak kalpler iman hakikatleriyle O’nu görür.”(...)"[/B][/I] [FONT=georgia]Bu nakil, "nerede gördün?" değil "nasıl gördün?" şeklinde devam ettiği için sizinkinden farklıdır. Bu nakilden anlaşılıyor ki, Hz. Ali (r.a) zaten çıplak gözle yâni baş gözüyle görmekten bahsetmiş değildir, belki mantıkî olarak yaratılmışların bizatihi var olamayacakları zorunlu sonucundan dolayı bir Yaratıcının yâni Hz. Allah'ın varlığını, imandan sonra ayrıca mantıken de idrak etmekte olduğunu böyle belirtmektedir. Nitekim "(...) ancak kâlpler iman hakikatleriyle Onu görür." ifadesi buna işaret etmektedir düşüncesindeyim. Dolayısıyla Hz. Musa (A.S.) ve Hz. Ali (r.a) ile ilgili nakillerde bir çelişki zaten aslında yoktur. Çünkü her iki kişinin durumda da baş gözü ile görmenin olamayacağı zaten anlaşılmaktadır. Fakat asıl önemli nokta zaten Onun görülmesi veya görülmemesi de değildir. Asıl önemli nokta, Tekbir ifadesini bütün azametiyle idrâk edip bağlantılı olduğu için eşzamanlı olarak Esmaül Hüsna'yı da hatırlayarak Kelime-i Tevhid ile nihai idrâki tamamlamaktır ki, herhalde bu tahkikî iman olsa gerektir. Müslümanın değişmez hedefi önce bunu elde etmek ve muhafaza etmek değil midir acaba? İdrâki bu seviyede olan bir müslüman, farzları yerine getiriyorsa ve haram işlemiyorsa "sırat-ı müstakim" üzere değil midir zaten? İman edenlerin, Hz. Hızır'a (A.S) ve sayısını bilmediğimiz ve herhalde bilmemiz de gerekmeyen sayılı kişilere verildiği belirtilen "Ledün ilmi" ile, o bir farz olmadığına göre, bir işi olabilir mi acaba? Asıl önemli nokta olarak önceki paragrafta değindiğim tahkikî iman, bir müslüman için önemsiz ve yetersiz bir seviye midir ki, o gizli ilmi telaffuz etmektesiniz? Tavsiye ettiğiniz yazıları müsait vakitlerde okumaya çalışırım ama basit mantıkla Yaratan ile Yaratılanların kesinlikle ayrı olduğunu naçizane tekrar hatırlatır ve En'am Suresi 103. Âyet mealini de ("Gözler Onu ihâta edemez (kuşatamaz), O, gözleri ihâta eder.") tefekkür etmenizi naçizane tavsiye ederim. (Acaba Hz. Ali'nin bu ayet-i kerimeden haberi yok muydu?) [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün 3 rekat olan son namazı nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Allah (c.c)
ALLAH C.C'nün ZATİ SIFATLARI
Üst
Alt