Allah hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,123
Tepkime puanı
26
b-376534-%C3%A7i%C3%A7ekler_ve_All%C3%A2h%20_yaz%C4%B1s%C4%B1.gif


"Allâh hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar" sözünün anlamı nedir? Neden Allâh insanlara acı çektirir? İmtihanın anlamı ne?

İmtihan kelimesi mihnet kökünden gelir. Mihnet ise, sıkıntı, acı demektir. Dolayısıyla, acı ve sıkıntı, imtihan listesinin başında yer alması gereken bir sorudur.

Dünya imtihanı, zıt duyguların varlığını gerektirir ki, insanoğlu özgür iradesini hangi tarafa kullanırsa ona göre bir değer veya değersizlik kazansın. Aklın, vicdanın sesi, kulağı olan iyi duyguların karşısında; nefsin, şeytanın sesi olan kötü duyguların olması âdil bir imtihanın şartıdır. Bu duyguların ortaya çıkması için imtihan/mihnet, acı, sıkıntı gerekir.

Altın ile bakırın, elmas ile kömürün birbirinden ayrılıp ortaya çıkması için madenlere ateş vermek gerektiği gibi, insanların ruh ve nefis cevherinde bulunan değişik ulvî ve süflî duyguların ortaya çıkması için, imtihan ateşine ihtiyaç vardır. Bu sebepledir ki, insanlık camiasında, bir yandan melek gibi insanlar, diğer taraftan el-hannas gibi insanlar ortalarda geziyor. Böyle zıtlarla örülü bir ortam olmasaydı, ne Hz. Ebu Bekir (ra) gibi -insanlık camiasını şereflendiren- bir sadakat ve dürüstlük timsali, ne de Müseyleme-i Kezzap gibi -insanlığın yüz karası- bir yalan makinesi ortaya çıkabilirdi.


Demek ki, cennet adam istediği gibi, cehennem de adam ister.

Ancak bilinmesi gereken bir husus da şudur ki, cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değildir. Gerçekten Allâh ’ın bütün işlerinin adalet ve merhamet dolu olduğuna tam iman etmeden, O’na güvenmeden, O’na teslim olmadan cennete girmek zordur. Cehennem'in lüzumsuz olmadığını gösteren unsurlar ise binlercedir. Her gün insanlık camiasında yapılan zulümler, işlenen cinayetler, inkâr ve isyanlar “zalimler için yaşasın cehennem!” diye bağırıyorlar.

İmtihanın en büyük maksadı, bilenlerle bilmeyenleri, çalışkanlarla tembel olanları, aklını kullananlarla kullanmayanları birbirinden ayırt etmektir. Buna göre, eğer -içinde sıkıntı, zorluk olmayan bir şekilde- gök yüzünde “La ilahe illAllâh ” yazılarak, aklın iradesini elinden alacak şekilde insanları Allâh ’a iman etmeye zorlayan açıklıkta bir imtihan olsaydı, Hz. Ali (ra) gibi ilmin zirvesinde olan bir kimse ile cehaletin sembolü haline gelmiş Ebu Cehil aynı seviyede kalmış olacaklardı. Hz. Ebu Bekir (ra) gibi dürüstlük ve samimiyetin simgesi olan bir kimse ile, yalancılıkla ün yapmış Müseyleme-i Kezzap gibi bir yalancı aynı noktayı paylaşmış olacaklardı. Bu ise, imtihan sırrına aykırıdır.
 
Üst Alt