Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Allahın sınırları gençler içinde aynıdır
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="imanilmihali" data-source="post: 96453" data-attributes="member: 6213"><p><span style="color: Black">Peygamberimiz bir hadisinde altmış yaşından sonra hakikati göremeyenin bahanesi kalmadığını bildirmiştir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Zamanımız için bu yaşın bir hayli geç olduğu kanaati taşıdığımızdan diyoruz ki kırklı yaşlarda hala hakikati göremeyen Müslümanlar için kaybedilen çok şey vardır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kırklı yaşlar gerçekten saçların beyazlaması ile birlikte insana bir olgunluk hissi veren ve hayata daha başka bir gözle bakmaya imkan sağlayan yaşlardır. Bir sabah uyandığınızda siz artık o eski siz değilsinizdir ve değerleriniz, öncelikleriniz hep değişmiştir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Hayatınız o yaşlardan sonra günlük koşturmacalar ile dolmaz, yaşadığınız heyecanlar size yetmez ve duyduğunuz aşklar kalbinizi tatmin edemez hale gelir. O yaşlarda hırs ve arzuların frenlendiğini, para tutkusunun yerini başka değerlere bıraktığını hemen herkes gözlemiştir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İstisnalar olsa da kırklı yaşlar tecrübe dediğimiz birikimlerin bir sabah bizi ikaz ettiği ve değiştirdiği yaşlardır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Eskilerin deyimiyle kırkından sonra hala iflah olmayanın ve azmaya devam edenin ise terbiyesi kolay kolay mümkün değildir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Hayatın bize sundukları, bir gün önce yaşadıklarımız aynıyken değişen nedir ki biz artık o eski biz değiliz? Bu sorunun cevabı çok net olmasa da sanki bir tür ilhamdır ve bu ilham bize eski hataların tekrarlanmamasını, yanlışların peşinden gidilmemesi gerektiğini, doğru yolu, doğru yapılması gerekenleri öğretir, hatırlatır ve hatta zorlar.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">O sabahı yaşadıktan sonra aslen ta en baştan olması gereken gibi hırs ve para yerine huzur ve sevgi peşinde koşar, biriktirmek yerine paylaşmayı yeğler, kırmak yerine yapıcı olmaya gayret ederiz. Artık birilerini örnek almak yerine örnek biz oluruz ve bu örneğe layık yaşamaya gayret ederiz.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bu uyanma, emeklilikle, torun sahibi olmakla veya bir hastalığın hemen ardından gerçekleşir. O saatten sonra ise artık açgözlülüğümüz yerini kanaate, hırsımız tevazuya, şehvetimiz kontrollü isteklere bırakır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Nefsimiz o sabahtan itibaren bizi eski çılgınlık ve hatalara kışkırtmaya ikna etmek için çok daha fazla çalışmak zorundadır. Gözümüz ve elimiz harama uzanmak için bizi daha fazla zorlamalıdır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">O yaştan sonra ayaklarımız kedi ve köpeklere tekme atamaz, yerlere tüküremez, yoldaki taşları kenara çekmeden yandan geçemez hale gelir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bu yaş ister rüya, ister ilham yoluyla olsun bizi bir nevi terbiye ve ıslah eden yaştır ki o yaşa kadar yaşadığımız hayattan farklı bir benlik olur, gerçeği görür, adeta uyanırız.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Gençlerin yazık ki bu şansı yakalaması için yaklaşık yirmi yıl daha boş hevesler içinde koşması lazım gelir ki daha fazla hata ve günah işlememek için gençken yapabilecekleri en iyi şey bu olgunluğa erişenlerin tecrübelerini kendilerine uygulamaya çalışmaktır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Yani gençler büyüklerin tecrübelerine, öğretilerine kulak vermeli, kendi aralarında icat ettikleri sahte/moda gerçekler ile medyanın empoze ettiği kafir tecrübeleri ellerinin tersiyle itmelidir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Gençlerin kendi aralarında ürettikleri sahte tecrübe; akıl ve alışkanlık ile kazanılan, gerçeği göstermeyen, nefsani ve şeytani isteklerle bezeli, geçici, yanlış ve yazık ki çoğu zaman günah tecrübelerdir. Ve gençler büyüklerine uymayı ellerinin tersiyle iterken çoktan şeytanın en büyük silahı olan kibir zehrini içmiş demektir. </span></p><p><span style="color: Black">Medyanın empoze ettiği sanal adilikler ise; ne örflere, ne dini akidelere, ne hakikate uymayan sahte ve başka dinler odaklı kandırmacalardır ki çoğusu zehirlemeye ve tüketime yöneliktir. Bu alışkanlıklar gençleri inkara, büyüklenmeye veya tam tersi aşağılık kompleksi ile yokluğa iter. Medya alkol, seks, para, tutku, adrenalin bezeli kandırmacalarla gençleri iman denizinden sürükleyip kıraç dağlara taşırken, gençlik dinden, örften, hakikatten uzaklaşır ve karanlık barların, kadınların, parfüm kokularının ve sahte akşamların dostları oluverir.</span></p><p><span style="color: Black">Gençlerin bu kendi yarattıkları veya medyanın yarattığı tecrübe (!)lerle geleceği nokta ne yazık ki şeytanın ve nefsin istediği şeydir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Oysa büyüklerin tecrübelerine kulak vererek gençlerin mutlu ve huzurlu bir gençlik yaşarken pek çok günah ve hatadan uzak kalması da mümkündür.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kırklı yaşlardan sonra yanlış gelenler, kırklı yaşlardan önce de yanlıştır lakin gözler ve akıllar onu idrak edemez.</span></p><p><span style="color: Black">Çünkü yanlış ve doğru bir tanedir. Zamanla, mekanla değişmez.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Gençliği yaşamak, zamane gençleri, gençken yapılacaklar listeleri hep imansızlar cephesinin kandırma ve dinden çıkarma gayretidir. Çünkü gerçekler ve sorumluluklar akıllar erdikten, kişi buluğ olduktan sonra başlar. Kırk yaşındaki insan nelerden sorumluysa yirmili yaştaki gençlerde aynısından mazeretsiz, bahanesiz sorumludur.</span></p><p><span style="color: Black">Gençlerin o ilhamı almadan da ergen ve tecrübe sahibi olabilmesi ancak nasihatlere uymaları, Kuranı kendi dillerinden anlayarak okumaları, örnek alacakları şahısları iyi seçmeleri ile mümkündür.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Mahrem yerlerinin kapatılması, göğüs çatalının kapatılması, alkol-uyuşturucunun zararları, kumar-fal-büyünün zararları, gecelik zina denemeleri, pahalı israf ve lüks büyüklenmeleri, karanlık-dumanlı mekanlardaki sahte ilişkiler şeytanın kandırmacasıdır ve yaş ne olursa olsun değişmez.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Şeytan; tecrübe yaşını aşmış, nefsini kontrol edebilen, hayatına kendisi yön verebilen orta yaşlılardan ziyade gençlere bu saflıkları, açlıkları ve hevesleri nedeniyle yönelir. Dostu şeytan olanın ise akibeti karanlıktır.</span></p><p><span style="color: Black">Gençler ibadeti, imanı, ahlakı, salih ameli sonraki yaşlara, emekliliğe, yaşlılığa ertelemek hak ve yetkisine sahip değildir. Eğer birisi gençlere bunu telkine çalışırsa adı ne olursa olsun küfürdür.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Moda, teknoloji, nesil, modernlik, demokratlık, medeniyet, güzellik, estetik veya ne diye adlandırılırsa adlandırılsın kontrolsüz, sorumsuz, haksız, helal olmayan, haddi aşan her türlü hareket, düşünce, güdü yanlıştır, hatalıdır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Allahın sınırları her ergen için aynıdır ve değişmez.</span></p><p><span style="color: Black">Şeytan bu sınırları zorlar ve kandırabildiklerini tarafına çeker.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Gençlerin görevi bu kanmaya gelmemek, örnek olarak şeytanı değil Kuranı, aile büyüklerini almaktır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Büyüklerin görevi örnek davranmak, yakınlarındaki gençleri doğruya kılavuzlamaya gayret etmek, bu arada kendisine de çeki düzen vermektir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Büyükler kötü örnek olur ve gençlerde yanlış izler bırakırlarsa onların günahlarından da sorumlu olurlar. Hoşgörü bu konuda geçersiz ve hükümsüzdür. Keza gençler inatla yanlışı örnek almakta direnirlerse sorumluluktan kurtulamaz, suçu örnek aldıkları büyüklere yıkamazlar. Çünkü Allah insana akıl, kalp ve şuur vermiş, hakikati batıldan ayırt etme yetisi kazandırmıştır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Yaşam tarzının yanlış şekillenmesi gençleri en fazla dini açıdan etkilediğinden medyanın ve örnek olması gereken büyüklerin görevi daha da önem kazanır. Henüz dini, tevhidi tanımayan birisine arkadaşları, medya veya etrafınca içki içmenin zararsız olduğu kanaati aşılanırsa o genç ileri de muhtemel basit, vasat, yarı bir Müslüman olacaktır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Evlilik öncesi cinsel ilişkilere normal diye bakan bir ailenin evlatları da, bu büyüklerin örnek olduğu gençlerde zinaya asla uzak duramayacak ve hep birlikte vebalini taşıyacaklardır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Modern, medeni olmak; açık seçik giyinmek, israf edip lüks içinde yaşamak, alkollü mekanlarda sabahlara kadar yasak ve sahte ilişkiler yaşamak değildir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Modern ve medeni olmak; dinimiz İslamın ilk emri iman esaslarında yürümek, Allahın sınırlarına riayet ederken, nimetlerinden bol bol yararlanmak, harama el uzatmamaktır. Bu husus; mahremini-namusunu korumak, haysiyetli olmak, helal ile yetinmek, hak yememek, zulmetmemek, aşağılamamak, paylaşmak, yardım etmek odaklıdır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Gençlerin tecrübelilerden alması gereken ders budur ki tamamı Kuranda örnekleri ile zaten açıklanmıştır. Kuranı hayatına rehber yapabilen hem güzel bir gençlik yaşar, hem huzur bulur hem de cahillikle işleyebileceği melanetlerden korunmuş olur.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rabbim bizlere hiç olmazsa kırklı yaşlarda uyanmayı, terbiye olmayı, nefsimizi kontrol edebilmeyi nasip etsin.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rabbim bizleri, gençlere, evlatlara güzel örnekler kılsın.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rabbim gençleri, Kurandan, büyüklerden ders alanlardan, şeytana esir olmayanlardan eylesin.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rabbim, müminleri bağışlasın.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rabbim Müslüman Türk gençlerini salih kullarından eylesin.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Amin!</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="imanilmihali, post: 96453, member: 6213"] [COLOR="Black"]Peygamberimiz bir hadisinde altmış yaşından sonra hakikati göremeyenin bahanesi kalmadığını bildirmiştir. Zamanımız için bu yaşın bir hayli geç olduğu kanaati taşıdığımızdan diyoruz ki kırklı yaşlarda hala hakikati göremeyen Müslümanlar için kaybedilen çok şey vardır. Kırklı yaşlar gerçekten saçların beyazlaması ile birlikte insana bir olgunluk hissi veren ve hayata daha başka bir gözle bakmaya imkan sağlayan yaşlardır. Bir sabah uyandığınızda siz artık o eski siz değilsinizdir ve değerleriniz, öncelikleriniz hep değişmiştir. Hayatınız o yaşlardan sonra günlük koşturmacalar ile dolmaz, yaşadığınız heyecanlar size yetmez ve duyduğunuz aşklar kalbinizi tatmin edemez hale gelir. O yaşlarda hırs ve arzuların frenlendiğini, para tutkusunun yerini başka değerlere bıraktığını hemen herkes gözlemiştir. İstisnalar olsa da kırklı yaşlar tecrübe dediğimiz birikimlerin bir sabah bizi ikaz ettiği ve değiştirdiği yaşlardır. Eskilerin deyimiyle kırkından sonra hala iflah olmayanın ve azmaya devam edenin ise terbiyesi kolay kolay mümkün değildir. Hayatın bize sundukları, bir gün önce yaşadıklarımız aynıyken değişen nedir ki biz artık o eski biz değiliz? Bu sorunun cevabı çok net olmasa da sanki bir tür ilhamdır ve bu ilham bize eski hataların tekrarlanmamasını, yanlışların peşinden gidilmemesi gerektiğini, doğru yolu, doğru yapılması gerekenleri öğretir, hatırlatır ve hatta zorlar. O sabahı yaşadıktan sonra aslen ta en baştan olması gereken gibi hırs ve para yerine huzur ve sevgi peşinde koşar, biriktirmek yerine paylaşmayı yeğler, kırmak yerine yapıcı olmaya gayret ederiz. Artık birilerini örnek almak yerine örnek biz oluruz ve bu örneğe layık yaşamaya gayret ederiz. Bu uyanma, emeklilikle, torun sahibi olmakla veya bir hastalığın hemen ardından gerçekleşir. O saatten sonra ise artık açgözlülüğümüz yerini kanaate, hırsımız tevazuya, şehvetimiz kontrollü isteklere bırakır. Nefsimiz o sabahtan itibaren bizi eski çılgınlık ve hatalara kışkırtmaya ikna etmek için çok daha fazla çalışmak zorundadır. Gözümüz ve elimiz harama uzanmak için bizi daha fazla zorlamalıdır. O yaştan sonra ayaklarımız kedi ve köpeklere tekme atamaz, yerlere tüküremez, yoldaki taşları kenara çekmeden yandan geçemez hale gelir. Bu yaş ister rüya, ister ilham yoluyla olsun bizi bir nevi terbiye ve ıslah eden yaştır ki o yaşa kadar yaşadığımız hayattan farklı bir benlik olur, gerçeği görür, adeta uyanırız. Gençlerin yazık ki bu şansı yakalaması için yaklaşık yirmi yıl daha boş hevesler içinde koşması lazım gelir ki daha fazla hata ve günah işlememek için gençken yapabilecekleri en iyi şey bu olgunluğa erişenlerin tecrübelerini kendilerine uygulamaya çalışmaktır. Yani gençler büyüklerin tecrübelerine, öğretilerine kulak vermeli, kendi aralarında icat ettikleri sahte/moda gerçekler ile medyanın empoze ettiği kafir tecrübeleri ellerinin tersiyle itmelidir. Gençlerin kendi aralarında ürettikleri sahte tecrübe; akıl ve alışkanlık ile kazanılan, gerçeği göstermeyen, nefsani ve şeytani isteklerle bezeli, geçici, yanlış ve yazık ki çoğu zaman günah tecrübelerdir. Ve gençler büyüklerine uymayı ellerinin tersiyle iterken çoktan şeytanın en büyük silahı olan kibir zehrini içmiş demektir. Medyanın empoze ettiği sanal adilikler ise; ne örflere, ne dini akidelere, ne hakikate uymayan sahte ve başka dinler odaklı kandırmacalardır ki çoğusu zehirlemeye ve tüketime yöneliktir. Bu alışkanlıklar gençleri inkara, büyüklenmeye veya tam tersi aşağılık kompleksi ile yokluğa iter. Medya alkol, seks, para, tutku, adrenalin bezeli kandırmacalarla gençleri iman denizinden sürükleyip kıraç dağlara taşırken, gençlik dinden, örften, hakikatten uzaklaşır ve karanlık barların, kadınların, parfüm kokularının ve sahte akşamların dostları oluverir. Gençlerin bu kendi yarattıkları veya medyanın yarattığı tecrübe (!)lerle geleceği nokta ne yazık ki şeytanın ve nefsin istediği şeydir. Oysa büyüklerin tecrübelerine kulak vererek gençlerin mutlu ve huzurlu bir gençlik yaşarken pek çok günah ve hatadan uzak kalması da mümkündür. Kırklı yaşlardan sonra yanlış gelenler, kırklı yaşlardan önce de yanlıştır lakin gözler ve akıllar onu idrak edemez. Çünkü yanlış ve doğru bir tanedir. Zamanla, mekanla değişmez. Gençliği yaşamak, zamane gençleri, gençken yapılacaklar listeleri hep imansızlar cephesinin kandırma ve dinden çıkarma gayretidir. Çünkü gerçekler ve sorumluluklar akıllar erdikten, kişi buluğ olduktan sonra başlar. Kırk yaşındaki insan nelerden sorumluysa yirmili yaştaki gençlerde aynısından mazeretsiz, bahanesiz sorumludur. Gençlerin o ilhamı almadan da ergen ve tecrübe sahibi olabilmesi ancak nasihatlere uymaları, Kuranı kendi dillerinden anlayarak okumaları, örnek alacakları şahısları iyi seçmeleri ile mümkündür. Mahrem yerlerinin kapatılması, göğüs çatalının kapatılması, alkol-uyuşturucunun zararları, kumar-fal-büyünün zararları, gecelik zina denemeleri, pahalı israf ve lüks büyüklenmeleri, karanlık-dumanlı mekanlardaki sahte ilişkiler şeytanın kandırmacasıdır ve yaş ne olursa olsun değişmez. Şeytan; tecrübe yaşını aşmış, nefsini kontrol edebilen, hayatına kendisi yön verebilen orta yaşlılardan ziyade gençlere bu saflıkları, açlıkları ve hevesleri nedeniyle yönelir. Dostu şeytan olanın ise akibeti karanlıktır. Gençler ibadeti, imanı, ahlakı, salih ameli sonraki yaşlara, emekliliğe, yaşlılığa ertelemek hak ve yetkisine sahip değildir. Eğer birisi gençlere bunu telkine çalışırsa adı ne olursa olsun küfürdür. Moda, teknoloji, nesil, modernlik, demokratlık, medeniyet, güzellik, estetik veya ne diye adlandırılırsa adlandırılsın kontrolsüz, sorumsuz, haksız, helal olmayan, haddi aşan her türlü hareket, düşünce, güdü yanlıştır, hatalıdır. Allahın sınırları her ergen için aynıdır ve değişmez. Şeytan bu sınırları zorlar ve kandırabildiklerini tarafına çeker. Gençlerin görevi bu kanmaya gelmemek, örnek olarak şeytanı değil Kuranı, aile büyüklerini almaktır. Büyüklerin görevi örnek davranmak, yakınlarındaki gençleri doğruya kılavuzlamaya gayret etmek, bu arada kendisine de çeki düzen vermektir. Büyükler kötü örnek olur ve gençlerde yanlış izler bırakırlarsa onların günahlarından da sorumlu olurlar. Hoşgörü bu konuda geçersiz ve hükümsüzdür. Keza gençler inatla yanlışı örnek almakta direnirlerse sorumluluktan kurtulamaz, suçu örnek aldıkları büyüklere yıkamazlar. Çünkü Allah insana akıl, kalp ve şuur vermiş, hakikati batıldan ayırt etme yetisi kazandırmıştır. Yaşam tarzının yanlış şekillenmesi gençleri en fazla dini açıdan etkilediğinden medyanın ve örnek olması gereken büyüklerin görevi daha da önem kazanır. Henüz dini, tevhidi tanımayan birisine arkadaşları, medya veya etrafınca içki içmenin zararsız olduğu kanaati aşılanırsa o genç ileri de muhtemel basit, vasat, yarı bir Müslüman olacaktır. Evlilik öncesi cinsel ilişkilere normal diye bakan bir ailenin evlatları da, bu büyüklerin örnek olduğu gençlerde zinaya asla uzak duramayacak ve hep birlikte vebalini taşıyacaklardır. Modern, medeni olmak; açık seçik giyinmek, israf edip lüks içinde yaşamak, alkollü mekanlarda sabahlara kadar yasak ve sahte ilişkiler yaşamak değildir. Modern ve medeni olmak; dinimiz İslamın ilk emri iman esaslarında yürümek, Allahın sınırlarına riayet ederken, nimetlerinden bol bol yararlanmak, harama el uzatmamaktır. Bu husus; mahremini-namusunu korumak, haysiyetli olmak, helal ile yetinmek, hak yememek, zulmetmemek, aşağılamamak, paylaşmak, yardım etmek odaklıdır. Gençlerin tecrübelilerden alması gereken ders budur ki tamamı Kuranda örnekleri ile zaten açıklanmıştır. Kuranı hayatına rehber yapabilen hem güzel bir gençlik yaşar, hem huzur bulur hem de cahillikle işleyebileceği melanetlerden korunmuş olur. Rabbim bizlere hiç olmazsa kırklı yaşlarda uyanmayı, terbiye olmayı, nefsimizi kontrol edebilmeyi nasip etsin. Rabbim bizleri, gençlere, evlatlara güzel örnekler kılsın. Rabbim gençleri, Kurandan, büyüklerden ders alanlardan, şeytana esir olmayanlardan eylesin. Rabbim, müminleri bağışlasın. Rabbim Müslüman Türk gençlerini salih kullarından eylesin. Amin![/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Allahın sınırları gençler içinde aynıdır
Üst
Alt