- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
ANKARA’NIN TÜRBELERİ
Fatma Bacı Türbesi
Eskişehir Yolu Temelli bölgesindeki Bacı Köyü’nde bulunan Fatma Bacı Türbesi, Yunus Emre tarafından yaklaşık 700 yıl önce yaptırılmış
Bölgede islam dinini yaymak için dergah kurmuştur. Bu dergahtaki öğrencilerden biride YUNUS EMRE'dir.Yunus Emrenin de bu köyde yaşadığı bilinmektedir.Ancak Yunus EMRE TABDUK EMRE’nin dergahında arkadaşlarıyla okurken kaçmaya karar vermişler ve kaçmışlar.Ancak YUNUS EMRE pişman olmuş ve geri dönmüş.Tabduk EMRE’nin eşi olan EZME hanıma YUNUS EMRE Hocama ben kendimi nasıl affettiririm demiş.Ezme hanım da TABDUK EMRE sabah namazına kalkar.O zaman kapının eşiğine yat. Bu kim diye sorar.Ben de Yunus derim demiş.Hangi Yunus derse arkana bakmadan çek git demiş.Bizim yunus mu derse kalk elini öp bil ki hocan seni affetmiştir der ve olay gerçekleşir. TABDUK EMRE Ezme hanıma burada burada yatan kim diye sorar.O da yunus der. TABDUK EMRE de bizim yunus mu der. YUNUS EMRE de hocam der elini öper ve affolur.Ancak YUNUS EMRE yle TABDUK EMRE nin kızı olan Fatma evlilik yapacaklarmış.Köy halkı tarafından dedikodu çıkarılmış. YUNUS EMRE de sen benim bacım ve sultanımsın demiş.onun için köyün adı BACI köyü olarak kalmıştır.Fatma bacı hiç evlilik yapmamıştır.fatma bacının vefatından sonra da türbeyi de YUNUS EMRE yaptırmıştır.TABDUK EMRE nin kabrinin Bacı köyü mezarlığında bulunmakta ve yeri tam olarak bilinmemektedir.
Güdül Samut Bali Türbesi
Kavaközü Köyü, Mezarlık mevkiinde bulunan türbe, 8,5 x 5,92 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı, üzeri çinko levha ile örtülü, kırma çatılı ve çıtalarla bölünmüş ahşap tavanlı bir yapıdır. Güney cephesinde basit ahşap bir giriş kapısı vardır. Kapı yanında küçük bir pencere bulunur. Türbeye taş bir merdivenle girilir. Türbe içinde dört mezar bulunur. Mezarlardan baştan ikincisinin altında 40 cm. eninde, 100 cm. derinliğinde "cevherlik" olarak nitelendirilen ve içinden toprak alınarak şifa niyetine kullanılan bir hücre bulunur. Başta bulunan mezarın baş taşında balık sırtı motiflerine, tavan çıtaları üzerinde ise üç adet eski yazıya rastlanır. Burada Samut Bali Hazretleri'nin Hazreti Ömer soyundan geldiği yazılmıştır. 1530 tarihli Tahrir Defterinde, Ayaş vakıfları arasında Samut Bali Zaviyesinin Çimder Köyündeki iki çiftlik yerden 300 akçe hasılatı olduğu şeklinde bir kayıt bulunmaktadır.
Samut Bali Zaviyesi'nin zaviyedarlığı ile ilgili H. 1 146 (1733) tarihli bir beratta, Samut Bali'nin XVIII. yüzyıldan önce yaşadığı anlaşılmaktadır.
İsmail Fazıl Paşa Türbesi (Muvakkithane)
Hacı Bayram Türbesinin güneyinde, sekizgen planlı, kubbeli bir yapı vardır. Duvarları bir sıra kesme taş, üç sıra tuğladan oluşan bir örgü sistemi ile örülmüştür. Taşların arasına ara ara dikey tuğlalar konulmuştur. Kubbesi kurşun kaplıdır. Sekizgen gövdeli yapının batıya bakan kapısı üstte sivri kemere ve bunun içinde basık kemerli girişe sahiptir. Kapı kemerinde renkli taş, sövelerde tek parça taş kullanılmıştır. Kapının iki yanında, batı ve kuzey taraftaki üç cephedeki dikdörtgen pencerelerin dikdört*gen söve ve lentoları olup, üstündeki sağır sivri kemerlerin ayna*ları boştur. Pencereler demir parmaklıklıdır. Batı ve iki yanındaki cepheler hariç türbenin beş cephesinde tuğladan sivri kemerli pencereler olup içi alçı şebekelidir. Yapının içinde mezar yoktur. Yapının içinde güneyde dikdörtgen bir mihrabiye olup üstü sivri kemerlidir. Mihrabiyenin solunda dikdörtgen bir niş vardır.
Kitabesi olmayan yapı, mimari üslubuna göre XVIII. yüzyıla tarihlenmektedir. Şimdiye kadar İsmail Fazıl Paşa Türbesi diye bilinen bu yapının son yıllarda, külliyenin muvakkıthanesi olduğuna dair bir görüş ileri sürülmüştür. İsmail Fazıl Paşanın XX. yüzyılda vefat eden bir kişi olmasına karşılık yapının, XVIII. yüzyıla tarihlenmiş olması burasının önceleri muvakkithane olarak kullanıldığı, bu fonksiyonunu yitirince de türbe yapılmak istendiği anlaşılmaktadır. Zaten buraya ismini veren ve 1921 yılında vefat eden İsmail Fazıl Paşanın cenazesinin İstanbul'a götürülerek defnedildiği bilinmektedir.
Azîmî Türbesi
Cenabi Ahmed Paşa'nın türbesi ile camisi arasında kalan türbe, kare planlı, çatılı bir yapıdır. Cenabî Ahmed Paşa Türbesi gibi Azîmî Türbesi de bir set üzerinde yer alır. Türbe gövdesi doğuda tamamen tuğla, diğer üç yönde dört sıra tuğladan oluşan bir hatıl ve bir sıra kesme taş, sıra ile kullanılarak örülmüş duvarları vardır. Duvarlarda ahşap hatıllar yer almıştır. Türbenin dört köşesi pahlanmıştır. Gövdenin üst kısmı tamamen tuğladan olup, pahlanan köşelerinin üstü kirpi saçakla kareye tamamlanmıştır. Türbenin sade kapısı doğuya açılır. Güneyde bir, batıda iki dikdörtgen penceresi vardır. Kuzey cephesi sağırdır. Pencereler ve kapının üstü, sivri, sağır kemerlerle hareketlendirilmiştir. Pencereler taş söve ve lentoludur. Türbenin çatısı alaturka kiremitle kaplıdır. Türbenin halen metal olan kapısından girildiğinde, ortada sade bir mezar görürüz. Türbenin içi sıvalıdır. Ahşap tavanı sadedir. Güney duvarında sade bir mihrabiye vardır. Duvarların üstünü dolaşan kırmızı bir tahtaya beyaz bir boya ile kelime-i tevhid ve ayetler yazılmıştır.
Türbedeki mezar taşı kitabesine göre 14 yıl haç emirliği yapan, Azîmî zade İsmail Paşa oğlu Esad'ın idam edilerek buraya gömüldüğünü öğreniyoruz.Aslen Konyalı olan Azîmî zade Esad Paşa, Şam Valisi iken 1757 yılında Ankara'da idam edilmiştir.
Azîmî Türbesi
Tiritzade Türbesi
Türbe, Aslanhane Mahallesi, Aslanhane ve Filiz Sokak kavşağındadır.
Tamamen yıkılan tekkenin türbe kısmı, aynı yere beto*narme olarak yeniden yapılmış, önündeki mescid kısmının arsası kalmıştır. Türbe dıştan çatılı, içten kubbeli bir yapıdır. Duvarları yeşile boyanmış yapı içinde iki adet sanduka olup, biri Şeyh Hüseyin Efendiye aittir. Türbe sürekli olarak ziyarete açık tutulmaktadır.
Cenabî Ahmed Paşa Türbesi
Caminin kuzeyinde bir set üzerinde yer alan türbe, sekizgen gövdeli, kubbeli bir yapıdır. Türbenin çevresinde Mevlevilere ait hamuşan da denen hazire vardır. Hazirenin devamındaki parkın tamamı mezarlık idi. Haziredeki mezar taşlarının çoğu sade ve yazısızdır. Ulucanlar Caddesinden cami avlusuna girilirken, tür*benin yanından basamaklarla cami seviyesine inilir.
Türbe, beyaz düzgün kesme taşla yapılmıştır. Kemer örgüle*rinde kırmızı ve beyaz taşlar birlikte kullanılmıştır. Gövdenin son sırası ve penceresi de kırmızı taştır. Kubbesi kurşunla kaplıdır.
Alçak bir kaide üzerinde sekizgen bir kütle olarak yükselen türbenin her cephesini sınırlayan düz silmeler, bu görünüşü öne çıkarmaktadır. Türbenin kuzeydeki giriş cephesinin altında taç kapısı, üstünde sivri kemerli bir pencere vardır. Kuzey cephenin diğer cephelerden farkı, iki köşede yuvarlak birer sütuncenin yükselmesidir.
Türbenin taç kapı şeklindeki kapısına dört basamaklı bir mer*divenle ulaşılır. Dıştan geniş ve sade bir silmeyle sınırlanan taç kapının sivri kaş kemerli nişi içinde basık kemerli giriş kapısı yer alır. Kapının eşik ve söveleri tek pencere taşla yapılmıştır. Kapı kemeri üstündeki kitabelik boş bırakılmıştır. Üstte 1228 /1813 tarihi yazılıdır. Taç kapının üstünde sivri kemerli alçı pencere, diğer cephelerde de yer almaktadır. Güney cephede alt pencere yoktur. Birbirinin aynısı olan alt cephede söve ve lentoları üstün*deki sivri kemerin demir parmaklıklı dikdörtgen pencerelerin kırmızı taştan aynalığı sadedir.
Türbenin içi beyaz badanalıdır. Kubbeye geçişte mukar*naslı bir süsleme kullanılmıştır. Kubbenin ortasında bir mührü Süleyman vardır. Alt pencerelerin üstünde alçı ile yapılmış kemer alınlığı ve güneyde Bursa kemerli bir mihrabiye görülür. Pencere üstlerine içi siyah ve kırmızı kalemle yapılan ince kıvrık dal motifleri ve yazı; mihrabiyede ise siyah kalemle rûmi motif*ler işlenmiştir. Türbenin üst pencerelerinden, güneydeki ve iki yanındakiler renkli cam işçiliğine sahip olup diğerleri sadedir.
İçerde bulunan tek mezarın kare gövdeli, serpûşlu mezar taşı üzerindeki yazılarda herhangi bir isim okunamamıştır. Türbede Cenabî Ahmed Paşa yatmaktadır. Türbenin kapısındaki 1228 / 1813 tarihi, onarıma ait olmalıdır.
Kaliteli bir işçiliğin eseri olan klasik Osmanlı üslubundaki türbenin, herhangi bir kayıt olmamasına rağmen, cami ile aynı anlayışı taşıması sebebi ile Mimar Sinan mektebinin bir ürünü*dür denebilir. Çünkü cami ile türbenin birbirlerine göre konumu bile bir ustalığın eseridir. Türbe, camiden yüksekçe ve ondan nispeten uzak bir yere yapılmak suretiyle, caminin gölgesinde ezdirilmemiştir. Türbeyi, Cenabî Ahmed Paşa'nın ölüm yılı olan 1565-6 yılına tarihlemek mümkündür.
Cenabî Ahmed Paşa Türbesi
Kalecik Kazancı Baba Türbesi
Türbe, Kalecik Kalesi altında, meyilli bir arazi üzerinde bulunmaktadır. Kübik bir gövde üzerinde çokgen kasnaklı ve pirami*dal külahlı bir yapıdır. Yapımında kesme taş ve tuğla kullanılmıştır. Önüne sonradan düz damlı küçük bir mekan eklenmiştir. Gövdesi beton kaplı türbenin taş ve tuğla ile örülmüş kasnağının bazı kısımları da betonla sıvanmıştır. Kirpi saçakla biten yüksek kasnak*tan sonra türbenin üzeri kiremit kaplı bir çatı örtülmüştür. Kubbe kasnağındaki pencerelerle türbe aydınlanmaktadır. Türbenin dik*dörtgen kapısı iki adet ahşap kanada sahiptir. Geometrik motifler işlenmiş kanatlar kısmen bozulmuştur. Pandantif geçişli bir kub*beyle örtülü iç mekanda bir sanduka bulunmaktadır.Türbenin yapım tarihi bilinmemektedir. Mimari üslubuna göre XV-XVI. yüzyıllarda yapılmış olmalıdır.
Beypazarı Türbeleri
Beypazarı Karadavut Türbesi
Türbe, Beypazarı'na 8 kilometre uzaklıkta, Kuyumcutekke Köyü'nde bulunmaktadır. Kareye yakın dikdörtgen planlı olup, tek ve yüksek kubbelidir. Kubbe dört kemer ve altıgen bir kas*nak üzerine oturmaktadır. Türbenin dört köşesinde mukarnas süslemeler vardır. Doğu yönünde bir kapısı olup, duvarlarda üç, kubbede dört pencere vardır. Türbenin kuzey yönünde camiye geçen küçük bir kapı vardır. Türbe içinde üç büyük sanduka, altı çocuk mezarı bulunmaktadır. Duvarların iç yüzü sıvanarak üzeri boyanmıştır. Kubbe ahşap dikmeler üzerine oturan saç çatı ile korunmaya alınmıştır. Türbenin giriş kapısının dış duvar üzerinde yer alan kitabesinde, eski Türkçe ile 1453 tarihi okunmaktadır
Beypazarı Karacaahmet Türbesi
Rüstem Paşa Mahallesi, Merdivendede Sokak No.12'de bulunan, Osmanlı dönemi yapısı olan türbenin dış duvarları, moloz taşlarla yapılmıştır. Türbeye yuvarlak kemerli bir ahşap kapıyla girilir. Giriş mekanı kare planlı olup ahşap tavanla örtülüdür. Türbe içinde iki lahit vardır. Ana mekan kare planlı olup, üstü tromplarla geçilen bir kubbeyle örtülüdür. Güney cephede demir parmaklıklı iki dikdörtgen pencere yer alır. Yapının üstü kiremitli çatıyla örtülüdür.
Beypazarı Yediler Türbesi
Beypazarı'nın dışında, İnözü Vadisi yol kenarında bulunan türbe, kare planlı, kubbeli bir yapı olup, üstü dışta bir çatı ile örtülmüştür. Yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılan yapının üstündeki çatı, Marsilya kiremidi kaplanmıştır. Duvarların köşelerinde kesme taş şaşırtmalı olarak kullanılmış, moloz taşlarla örülmüş yan duvarlar ve içi sıvayla kaplanmıştır. Güney ve doğu cephelerde bulunan kemerli dikdörtgen iki pencere dıştan demir parmaklıklıdır.
Beypazarı Kaygusuz Abdal Türbesi:
Türbe, Beypazarı'na 18 kilometre uzaklıkta Kabaca Köyü'nde, Kabaca Köyü Mezarlığı içinde bulunmaktadır. Kare planlı, tek kubbeli taş binaya giriş, kuzey duvarına bitişik sonradan yapılan iç içe iki odacıktan sağlanmaktadır. Türbe kare planlı olup, 8,30 x 8,30 metre boyutunda, 2,10 metre yüksekliğindedir. Kubbenin yükü kemerler vasıtasıyla köşelere aktarılmış ve bu suretle kubbe altındaki orta mekanın dört yönünde dört niş elde edilmiş ve orta mekana genişlik sağlanmıştır. Batıda bir adet, güneyde iki adet pencere bulunmaktadır. Türbede iki adedi çift, yedisi tek olmak üzere on bir adet taş sanduka vardır. Türbenin ve girişin çatısı saç örtülüdür. Türbedeki sandukaların Mısır Şahının oğlu Kaygusuz Abdal ve yakınlarına ait olduğu rivayet edilmektedir. Türbe, yöre halkı tarafından adak yeri ve kurban kesmek için ziyaret edilmektedir.
Hüseyin Gazi Türbesi ve Zaviyesi
Karapürçek Köyünün batısında, Hüseyingazi dağında iki tepe arasındaki dar bir düzlüğe yerleştirilmiş olan Hüseyin Gazi Türbesi, sekizgen planlı, moloz taşlarla yapılmış kubbeli bir yapıdır. Türbeye kuzeyindeki dikdörtgen planlı ön mekandan girilmektedir. Halen bu kısmın üzeri beton bir çatı ile örtülüdür. Türbe kapısı basık kemerlidir. Kapının sağında dilimli kemeri olan bir niş vardır. Ön mekan iki cepheyi kapatmaktadır. Dış cephelerden güney ve kuzey doğu kapalı, diğerleri dikdörtgen pencerelidir.
Pencerelerin üstü sivri kemerli olup, kemer aynaları tuğla dolguludur. Halen Türbenin kubbesi dışta beton kaplıdır. Dış örtünün yalın bir kubbe mi, yoksa piramidal bir külâh mı olduğu bilinmemektedir. Türbenin içinde her cephedeki kemerlerle sekizgenden kubbeye geçilmiştir. Güneyde basit bir mihrabiye vardır. Ortada doğu-batı yönünde uzun bir mezar vardır. Türbenin zemini betondur. Tekkenin kırık kitabesinin iki parçası mevcuttur.
Kitabe:
Ammera Es Sultan Mehmed fı sene seman ve sittin ve semanimie
Bu kırık kitabeye göre türbe, 863 /1463 yılında (Fatih) Sultan Mehmed tarafından yaptırılır.
Hüseyin Gazi Türbesi ve Zaviyesi
Çamlıdere Şeyh Ali Semerkandi Türbesi
Türbe, aşıklar ziyaretgâhında, kare planlı, çatılı, kagir bir yapıdır. Duvarların köşelerinde, giriş kapısı ve üzerinde yer alan üçgen alınlığı, pencere kemer taşları, söveleri ve dikmeleri kesme taş kullanılarak inşa edilmiş olup, aralarda moloz taş kullanılmıştır. Üstünü örten geniş saçaklı çatısı Marsilya kiremidi kaplıdır. Giriş cephesinin ortasında çift kanatlı demir kapısının iki yanında kesme taştan kemerli, demir şebekeli birer penceresi bulunmaktadır. İçi sıva ile kaplanmıştır. İçteki ahşap tavanın ortasındaki sekizgen göbekten dört yana uzanan çıtalarla sekizgen oluşturmakta, köşelerdeki boşluklarda üçgenler bulunmaktadır.
Yapı 1973'te yenilenircesine onarılmıştır. Türbenin önceki hali bilinmemektedir. Giriş cephesinin soluna betonarme mescid ilave edilmiştir. Çatı onarılmış ve Marsilya tipi kiremitle yenilenmiştir.
Çamlıdere Şeyh Ali Semerkandi Türbesi
Hıdırlık Türbesi
Altındağın tepesinde Hıdırlık mevkiinde bulunan türbe kare planlı, kubbeli bir yapı olup, sivri kubbesi yüksek bir kasnağa oturuyordu. Duvarlarında moloz taş, kubbesinde tuğla kullanıldığı görülmektedir.
Timurlenk Kulesi diye de anılan bu yapının, ünlü Arap şairi İmr'ul Kays'a ait olduğu ileri sürülmektedir Burada bir de mescid olduğuna dair bir vakıf kaydı bulunmaktadır.
Çeşitli kaynaklarda Hıdrellez kutlamalarının yapıldığı bir yer olan Hıdırlık mevkiinde, bir zaviye olduğuna dair kayıtlar vardır. 1530 tarihli tahrir defterinde "Vakf-ı Zâviye-i Hızır İlyaslık der- Ankara an icâre-i bostan çayırı, an-icâre-i zemîn-i adil an-icâre-i bostan-ı batta yeri yekün 4900". şeklindeki kayıttan, Hıdırlık Zaviyesinin çeşitli arazilerin kirasından 4900 akçe yıllık geliri olduğu anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi, Hızır Hazretleri ziyaret- gâhı diye tanıtarak, halkın gezinti yeri ve yüksek kubbeli bir yapı olduğunu söylemiştir. Türbenin Timurlenk ismiyle anılması sebebiyle, onun tarafından veya onun adına yaptırılmış olması mümkündür. Türbeye ait bugün hiç bir iz kalmamıştır. Yeri ve çevresi gecekondularla çevrilmiş, PTT'nin bir de tesisi yapılmıştır.
Fatma Bacı Türbesi
Eskişehir Yolu Temelli bölgesindeki Bacı Köyü’nde bulunan Fatma Bacı Türbesi, Yunus Emre tarafından yaklaşık 700 yıl önce yaptırılmış
Bölgede islam dinini yaymak için dergah kurmuştur. Bu dergahtaki öğrencilerden biride YUNUS EMRE'dir.Yunus Emrenin de bu köyde yaşadığı bilinmektedir.Ancak Yunus EMRE TABDUK EMRE’nin dergahında arkadaşlarıyla okurken kaçmaya karar vermişler ve kaçmışlar.Ancak YUNUS EMRE pişman olmuş ve geri dönmüş.Tabduk EMRE’nin eşi olan EZME hanıma YUNUS EMRE Hocama ben kendimi nasıl affettiririm demiş.Ezme hanım da TABDUK EMRE sabah namazına kalkar.O zaman kapının eşiğine yat. Bu kim diye sorar.Ben de Yunus derim demiş.Hangi Yunus derse arkana bakmadan çek git demiş.Bizim yunus mu derse kalk elini öp bil ki hocan seni affetmiştir der ve olay gerçekleşir. TABDUK EMRE Ezme hanıma burada burada yatan kim diye sorar.O da yunus der. TABDUK EMRE de bizim yunus mu der. YUNUS EMRE de hocam der elini öper ve affolur.Ancak YUNUS EMRE yle TABDUK EMRE nin kızı olan Fatma evlilik yapacaklarmış.Köy halkı tarafından dedikodu çıkarılmış. YUNUS EMRE de sen benim bacım ve sultanımsın demiş.onun için köyün adı BACI köyü olarak kalmıştır.Fatma bacı hiç evlilik yapmamıştır.fatma bacının vefatından sonra da türbeyi de YUNUS EMRE yaptırmıştır.TABDUK EMRE nin kabrinin Bacı köyü mezarlığında bulunmakta ve yeri tam olarak bilinmemektedir.
Güdül Samut Bali Türbesi
Kavaközü Köyü, Mezarlık mevkiinde bulunan türbe, 8,5 x 5,92 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı, üzeri çinko levha ile örtülü, kırma çatılı ve çıtalarla bölünmüş ahşap tavanlı bir yapıdır. Güney cephesinde basit ahşap bir giriş kapısı vardır. Kapı yanında küçük bir pencere bulunur. Türbeye taş bir merdivenle girilir. Türbe içinde dört mezar bulunur. Mezarlardan baştan ikincisinin altında 40 cm. eninde, 100 cm. derinliğinde "cevherlik" olarak nitelendirilen ve içinden toprak alınarak şifa niyetine kullanılan bir hücre bulunur. Başta bulunan mezarın baş taşında balık sırtı motiflerine, tavan çıtaları üzerinde ise üç adet eski yazıya rastlanır. Burada Samut Bali Hazretleri'nin Hazreti Ömer soyundan geldiği yazılmıştır. 1530 tarihli Tahrir Defterinde, Ayaş vakıfları arasında Samut Bali Zaviyesinin Çimder Köyündeki iki çiftlik yerden 300 akçe hasılatı olduğu şeklinde bir kayıt bulunmaktadır.
Samut Bali Zaviyesi'nin zaviyedarlığı ile ilgili H. 1 146 (1733) tarihli bir beratta, Samut Bali'nin XVIII. yüzyıldan önce yaşadığı anlaşılmaktadır.
İsmail Fazıl Paşa Türbesi (Muvakkithane)
Hacı Bayram Türbesinin güneyinde, sekizgen planlı, kubbeli bir yapı vardır. Duvarları bir sıra kesme taş, üç sıra tuğladan oluşan bir örgü sistemi ile örülmüştür. Taşların arasına ara ara dikey tuğlalar konulmuştur. Kubbesi kurşun kaplıdır. Sekizgen gövdeli yapının batıya bakan kapısı üstte sivri kemere ve bunun içinde basık kemerli girişe sahiptir. Kapı kemerinde renkli taş, sövelerde tek parça taş kullanılmıştır. Kapının iki yanında, batı ve kuzey taraftaki üç cephedeki dikdörtgen pencerelerin dikdört*gen söve ve lentoları olup, üstündeki sağır sivri kemerlerin ayna*ları boştur. Pencereler demir parmaklıklıdır. Batı ve iki yanındaki cepheler hariç türbenin beş cephesinde tuğladan sivri kemerli pencereler olup içi alçı şebekelidir. Yapının içinde mezar yoktur. Yapının içinde güneyde dikdörtgen bir mihrabiye olup üstü sivri kemerlidir. Mihrabiyenin solunda dikdörtgen bir niş vardır.
Kitabesi olmayan yapı, mimari üslubuna göre XVIII. yüzyıla tarihlenmektedir. Şimdiye kadar İsmail Fazıl Paşa Türbesi diye bilinen bu yapının son yıllarda, külliyenin muvakkıthanesi olduğuna dair bir görüş ileri sürülmüştür. İsmail Fazıl Paşanın XX. yüzyılda vefat eden bir kişi olmasına karşılık yapının, XVIII. yüzyıla tarihlenmiş olması burasının önceleri muvakkithane olarak kullanıldığı, bu fonksiyonunu yitirince de türbe yapılmak istendiği anlaşılmaktadır. Zaten buraya ismini veren ve 1921 yılında vefat eden İsmail Fazıl Paşanın cenazesinin İstanbul'a götürülerek defnedildiği bilinmektedir.
Azîmî Türbesi
Cenabi Ahmed Paşa'nın türbesi ile camisi arasında kalan türbe, kare planlı, çatılı bir yapıdır. Cenabî Ahmed Paşa Türbesi gibi Azîmî Türbesi de bir set üzerinde yer alır. Türbe gövdesi doğuda tamamen tuğla, diğer üç yönde dört sıra tuğladan oluşan bir hatıl ve bir sıra kesme taş, sıra ile kullanılarak örülmüş duvarları vardır. Duvarlarda ahşap hatıllar yer almıştır. Türbenin dört köşesi pahlanmıştır. Gövdenin üst kısmı tamamen tuğladan olup, pahlanan köşelerinin üstü kirpi saçakla kareye tamamlanmıştır. Türbenin sade kapısı doğuya açılır. Güneyde bir, batıda iki dikdörtgen penceresi vardır. Kuzey cephesi sağırdır. Pencereler ve kapının üstü, sivri, sağır kemerlerle hareketlendirilmiştir. Pencereler taş söve ve lentoludur. Türbenin çatısı alaturka kiremitle kaplıdır. Türbenin halen metal olan kapısından girildiğinde, ortada sade bir mezar görürüz. Türbenin içi sıvalıdır. Ahşap tavanı sadedir. Güney duvarında sade bir mihrabiye vardır. Duvarların üstünü dolaşan kırmızı bir tahtaya beyaz bir boya ile kelime-i tevhid ve ayetler yazılmıştır.
Türbedeki mezar taşı kitabesine göre 14 yıl haç emirliği yapan, Azîmî zade İsmail Paşa oğlu Esad'ın idam edilerek buraya gömüldüğünü öğreniyoruz.Aslen Konyalı olan Azîmî zade Esad Paşa, Şam Valisi iken 1757 yılında Ankara'da idam edilmiştir.
Azîmî Türbesi
Tiritzade Türbesi
Türbe, Aslanhane Mahallesi, Aslanhane ve Filiz Sokak kavşağındadır.
Tamamen yıkılan tekkenin türbe kısmı, aynı yere beto*narme olarak yeniden yapılmış, önündeki mescid kısmının arsası kalmıştır. Türbe dıştan çatılı, içten kubbeli bir yapıdır. Duvarları yeşile boyanmış yapı içinde iki adet sanduka olup, biri Şeyh Hüseyin Efendiye aittir. Türbe sürekli olarak ziyarete açık tutulmaktadır.
Cenabî Ahmed Paşa Türbesi
Caminin kuzeyinde bir set üzerinde yer alan türbe, sekizgen gövdeli, kubbeli bir yapıdır. Türbenin çevresinde Mevlevilere ait hamuşan da denen hazire vardır. Hazirenin devamındaki parkın tamamı mezarlık idi. Haziredeki mezar taşlarının çoğu sade ve yazısızdır. Ulucanlar Caddesinden cami avlusuna girilirken, tür*benin yanından basamaklarla cami seviyesine inilir.
Türbe, beyaz düzgün kesme taşla yapılmıştır. Kemer örgüle*rinde kırmızı ve beyaz taşlar birlikte kullanılmıştır. Gövdenin son sırası ve penceresi de kırmızı taştır. Kubbesi kurşunla kaplıdır.
Alçak bir kaide üzerinde sekizgen bir kütle olarak yükselen türbenin her cephesini sınırlayan düz silmeler, bu görünüşü öne çıkarmaktadır. Türbenin kuzeydeki giriş cephesinin altında taç kapısı, üstünde sivri kemerli bir pencere vardır. Kuzey cephenin diğer cephelerden farkı, iki köşede yuvarlak birer sütuncenin yükselmesidir.
Türbenin taç kapı şeklindeki kapısına dört basamaklı bir mer*divenle ulaşılır. Dıştan geniş ve sade bir silmeyle sınırlanan taç kapının sivri kaş kemerli nişi içinde basık kemerli giriş kapısı yer alır. Kapının eşik ve söveleri tek pencere taşla yapılmıştır. Kapı kemeri üstündeki kitabelik boş bırakılmıştır. Üstte 1228 /1813 tarihi yazılıdır. Taç kapının üstünde sivri kemerli alçı pencere, diğer cephelerde de yer almaktadır. Güney cephede alt pencere yoktur. Birbirinin aynısı olan alt cephede söve ve lentoları üstün*deki sivri kemerin demir parmaklıklı dikdörtgen pencerelerin kırmızı taştan aynalığı sadedir.
Türbenin içi beyaz badanalıdır. Kubbeye geçişte mukar*naslı bir süsleme kullanılmıştır. Kubbenin ortasında bir mührü Süleyman vardır. Alt pencerelerin üstünde alçı ile yapılmış kemer alınlığı ve güneyde Bursa kemerli bir mihrabiye görülür. Pencere üstlerine içi siyah ve kırmızı kalemle yapılan ince kıvrık dal motifleri ve yazı; mihrabiyede ise siyah kalemle rûmi motif*ler işlenmiştir. Türbenin üst pencerelerinden, güneydeki ve iki yanındakiler renkli cam işçiliğine sahip olup diğerleri sadedir.
İçerde bulunan tek mezarın kare gövdeli, serpûşlu mezar taşı üzerindeki yazılarda herhangi bir isim okunamamıştır. Türbede Cenabî Ahmed Paşa yatmaktadır. Türbenin kapısındaki 1228 / 1813 tarihi, onarıma ait olmalıdır.
Kaliteli bir işçiliğin eseri olan klasik Osmanlı üslubundaki türbenin, herhangi bir kayıt olmamasına rağmen, cami ile aynı anlayışı taşıması sebebi ile Mimar Sinan mektebinin bir ürünü*dür denebilir. Çünkü cami ile türbenin birbirlerine göre konumu bile bir ustalığın eseridir. Türbe, camiden yüksekçe ve ondan nispeten uzak bir yere yapılmak suretiyle, caminin gölgesinde ezdirilmemiştir. Türbeyi, Cenabî Ahmed Paşa'nın ölüm yılı olan 1565-6 yılına tarihlemek mümkündür.
Cenabî Ahmed Paşa Türbesi
Kalecik Kazancı Baba Türbesi
Türbe, Kalecik Kalesi altında, meyilli bir arazi üzerinde bulunmaktadır. Kübik bir gövde üzerinde çokgen kasnaklı ve pirami*dal külahlı bir yapıdır. Yapımında kesme taş ve tuğla kullanılmıştır. Önüne sonradan düz damlı küçük bir mekan eklenmiştir. Gövdesi beton kaplı türbenin taş ve tuğla ile örülmüş kasnağının bazı kısımları da betonla sıvanmıştır. Kirpi saçakla biten yüksek kasnak*tan sonra türbenin üzeri kiremit kaplı bir çatı örtülmüştür. Kubbe kasnağındaki pencerelerle türbe aydınlanmaktadır. Türbenin dik*dörtgen kapısı iki adet ahşap kanada sahiptir. Geometrik motifler işlenmiş kanatlar kısmen bozulmuştur. Pandantif geçişli bir kub*beyle örtülü iç mekanda bir sanduka bulunmaktadır.Türbenin yapım tarihi bilinmemektedir. Mimari üslubuna göre XV-XVI. yüzyıllarda yapılmış olmalıdır.
Beypazarı Türbeleri
Beypazarı Karadavut Türbesi
Türbe, Beypazarı'na 8 kilometre uzaklıkta, Kuyumcutekke Köyü'nde bulunmaktadır. Kareye yakın dikdörtgen planlı olup, tek ve yüksek kubbelidir. Kubbe dört kemer ve altıgen bir kas*nak üzerine oturmaktadır. Türbenin dört köşesinde mukarnas süslemeler vardır. Doğu yönünde bir kapısı olup, duvarlarda üç, kubbede dört pencere vardır. Türbenin kuzey yönünde camiye geçen küçük bir kapı vardır. Türbe içinde üç büyük sanduka, altı çocuk mezarı bulunmaktadır. Duvarların iç yüzü sıvanarak üzeri boyanmıştır. Kubbe ahşap dikmeler üzerine oturan saç çatı ile korunmaya alınmıştır. Türbenin giriş kapısının dış duvar üzerinde yer alan kitabesinde, eski Türkçe ile 1453 tarihi okunmaktadır
Beypazarı Karacaahmet Türbesi
Rüstem Paşa Mahallesi, Merdivendede Sokak No.12'de bulunan, Osmanlı dönemi yapısı olan türbenin dış duvarları, moloz taşlarla yapılmıştır. Türbeye yuvarlak kemerli bir ahşap kapıyla girilir. Giriş mekanı kare planlı olup ahşap tavanla örtülüdür. Türbe içinde iki lahit vardır. Ana mekan kare planlı olup, üstü tromplarla geçilen bir kubbeyle örtülüdür. Güney cephede demir parmaklıklı iki dikdörtgen pencere yer alır. Yapının üstü kiremitli çatıyla örtülüdür.
Beypazarı Yediler Türbesi
Beypazarı'nın dışında, İnözü Vadisi yol kenarında bulunan türbe, kare planlı, kubbeli bir yapı olup, üstü dışta bir çatı ile örtülmüştür. Yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılan yapının üstündeki çatı, Marsilya kiremidi kaplanmıştır. Duvarların köşelerinde kesme taş şaşırtmalı olarak kullanılmış, moloz taşlarla örülmüş yan duvarlar ve içi sıvayla kaplanmıştır. Güney ve doğu cephelerde bulunan kemerli dikdörtgen iki pencere dıştan demir parmaklıklıdır.
Beypazarı Kaygusuz Abdal Türbesi:
Türbe, Beypazarı'na 18 kilometre uzaklıkta Kabaca Köyü'nde, Kabaca Köyü Mezarlığı içinde bulunmaktadır. Kare planlı, tek kubbeli taş binaya giriş, kuzey duvarına bitişik sonradan yapılan iç içe iki odacıktan sağlanmaktadır. Türbe kare planlı olup, 8,30 x 8,30 metre boyutunda, 2,10 metre yüksekliğindedir. Kubbenin yükü kemerler vasıtasıyla köşelere aktarılmış ve bu suretle kubbe altındaki orta mekanın dört yönünde dört niş elde edilmiş ve orta mekana genişlik sağlanmıştır. Batıda bir adet, güneyde iki adet pencere bulunmaktadır. Türbede iki adedi çift, yedisi tek olmak üzere on bir adet taş sanduka vardır. Türbenin ve girişin çatısı saç örtülüdür. Türbedeki sandukaların Mısır Şahının oğlu Kaygusuz Abdal ve yakınlarına ait olduğu rivayet edilmektedir. Türbe, yöre halkı tarafından adak yeri ve kurban kesmek için ziyaret edilmektedir.
Hüseyin Gazi Türbesi ve Zaviyesi
Karapürçek Köyünün batısında, Hüseyingazi dağında iki tepe arasındaki dar bir düzlüğe yerleştirilmiş olan Hüseyin Gazi Türbesi, sekizgen planlı, moloz taşlarla yapılmış kubbeli bir yapıdır. Türbeye kuzeyindeki dikdörtgen planlı ön mekandan girilmektedir. Halen bu kısmın üzeri beton bir çatı ile örtülüdür. Türbe kapısı basık kemerlidir. Kapının sağında dilimli kemeri olan bir niş vardır. Ön mekan iki cepheyi kapatmaktadır. Dış cephelerden güney ve kuzey doğu kapalı, diğerleri dikdörtgen pencerelidir.
Pencerelerin üstü sivri kemerli olup, kemer aynaları tuğla dolguludur. Halen Türbenin kubbesi dışta beton kaplıdır. Dış örtünün yalın bir kubbe mi, yoksa piramidal bir külâh mı olduğu bilinmemektedir. Türbenin içinde her cephedeki kemerlerle sekizgenden kubbeye geçilmiştir. Güneyde basit bir mihrabiye vardır. Ortada doğu-batı yönünde uzun bir mezar vardır. Türbenin zemini betondur. Tekkenin kırık kitabesinin iki parçası mevcuttur.
Kitabe:
Ammera Es Sultan Mehmed fı sene seman ve sittin ve semanimie
Bu kırık kitabeye göre türbe, 863 /1463 yılında (Fatih) Sultan Mehmed tarafından yaptırılır.
Hüseyin Gazi Türbesi ve Zaviyesi
Çamlıdere Şeyh Ali Semerkandi Türbesi
Türbe, aşıklar ziyaretgâhında, kare planlı, çatılı, kagir bir yapıdır. Duvarların köşelerinde, giriş kapısı ve üzerinde yer alan üçgen alınlığı, pencere kemer taşları, söveleri ve dikmeleri kesme taş kullanılarak inşa edilmiş olup, aralarda moloz taş kullanılmıştır. Üstünü örten geniş saçaklı çatısı Marsilya kiremidi kaplıdır. Giriş cephesinin ortasında çift kanatlı demir kapısının iki yanında kesme taştan kemerli, demir şebekeli birer penceresi bulunmaktadır. İçi sıva ile kaplanmıştır. İçteki ahşap tavanın ortasındaki sekizgen göbekten dört yana uzanan çıtalarla sekizgen oluşturmakta, köşelerdeki boşluklarda üçgenler bulunmaktadır.
Yapı 1973'te yenilenircesine onarılmıştır. Türbenin önceki hali bilinmemektedir. Giriş cephesinin soluna betonarme mescid ilave edilmiştir. Çatı onarılmış ve Marsilya tipi kiremitle yenilenmiştir.
Çamlıdere Şeyh Ali Semerkandi Türbesi
Hıdırlık Türbesi
Altındağın tepesinde Hıdırlık mevkiinde bulunan türbe kare planlı, kubbeli bir yapı olup, sivri kubbesi yüksek bir kasnağa oturuyordu. Duvarlarında moloz taş, kubbesinde tuğla kullanıldığı görülmektedir.
Timurlenk Kulesi diye de anılan bu yapının, ünlü Arap şairi İmr'ul Kays'a ait olduğu ileri sürülmektedir Burada bir de mescid olduğuna dair bir vakıf kaydı bulunmaktadır.
Çeşitli kaynaklarda Hıdrellez kutlamalarının yapıldığı bir yer olan Hıdırlık mevkiinde, bir zaviye olduğuna dair kayıtlar vardır. 1530 tarihli tahrir defterinde "Vakf-ı Zâviye-i Hızır İlyaslık der- Ankara an icâre-i bostan çayırı, an-icâre-i zemîn-i adil an-icâre-i bostan-ı batta yeri yekün 4900". şeklindeki kayıttan, Hıdırlık Zaviyesinin çeşitli arazilerin kirasından 4900 akçe yıllık geliri olduğu anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi, Hızır Hazretleri ziyaret- gâhı diye tanıtarak, halkın gezinti yeri ve yüksek kubbeli bir yapı olduğunu söylemiştir. Türbenin Timurlenk ismiyle anılması sebebiyle, onun tarafından veya onun adına yaptırılmış olması mümkündür. Türbeye ait bugün hiç bir iz kalmamıştır. Yeri ve çevresi gecekondularla çevrilmiş, PTT'nin bir de tesisi yapılmıştır.
Moderatör tarafında düzenlendi: