Âşık olmak kolay değil....

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Âşık olmak kolay değil... Hele ki şu bahtsız çağda..
Dünyayı, şanı-şöhreti, malı-mülkü arkaya atıp, nefsi sıfırlayıp da; “Lebbeyk” demek, yanmak..Daim Yâr olanın Yâri’ni yâr bilmek...
Tek tek devirmek yürekteki putları, hiç kolay değil...
Hac mevsimindeyiz efendim. Mahşerin provasına az kaldı..
Bu anlatacağım aşk hikayesi de, işte yine böyle bir hac mevsiminde, âşıkların yola revan oldukları bir demde yaşanmış...
Evet bu bir aşk hikayesi..Âşık bir adamın hikayesi.

Ankara sokaklarında, tam da Diyanet İşleri Bakanlığı’na giden yolun üstünde, orda burda yatıp kalkan, üstü başı perişan, evsiz barksız, kağıtlara sarınıp uyuyan bir adam var..
Hani eskiden her mahallede mutlaka olan, halkın “deli” dediği meczublardan biri, dış görünüşte..Ama, ne adam..Gül yüzlü’nün nazlısı, hem sevdalısı o adam..
“Harâbat ehlini hor görme zâkir, defineye mâlik viraneler var”* dediği gibi şairin, bilinmez ki Hakk’ın sırları..
Candan geçen bir deli, Hakk yolunda bir veli, sırılsıklam âşık bu adam..
Koyalım şimdi burada âşığımızı, başından anlatayım hikayeyi efendim.

Hac yolunda, pek çok şahidin önünde yaşanmış bu anlatacaklarım..
Bana da, Sevim Yılmazel Yazar kardeşim anlattı...
O da, hac yolunda, kafile başkanları Şaban Hoca’dan dinlemiş..
Eskiden hacca kara yoluyla hacı götürürmüş hocaları..
İşte Şaban Hoca, o eski yıllarda kendi şahid olduğu bu ilginç hikayeyi, 2002’de onları hacca götürürken, tam da Medine’ye girmek üzere oldukları bir vakitte anlatmış gözyaşları içinde..
Evet mevsimlerden Hac, Günlerden, vakitlerden, saatlerden, şehirlerden aşkmış.Aynen şimdi olduğu gibi..

Adanmış yürekler-vakitlermiş yine..
Ve otobüslerle kudsîler ordusu yoldaymış..Aşkın Merkezi’ne bir yürek dolusu seyahatteymiş..

Şaban Hoca’nın kafilesi Medine’ye girmeden önce, otobüsteki hacı adayları demişler ki:“Hocam şurada azıcık mola verelim, Peygamber Şehri’ne, huzura gireceğiz, kendimize bir çeki-düzen verelim, abdest alıp, tazelenelim..
”“Olur” demiş Hoca ve herkes inmiş, bagajlar açılmış..Bir de bakmışlar ki ne görsünler!
Açılan bagajın içinde, valizlerin arasında, yarı baygın vaziyette uyuyan bir adam!Çıkarıyorlar dışarı tabii adamı..
Herkes başına toplanıp, hayretler içinde bakıyor adama, kimdir, necidir, ne işi var burda?
Şaban Hoca hemen tanıyor adamı..Evet O işte! Bu, O meczub..Bakanlık yolunda her zaman gördüğü, kimsenin ehemmiyet vermediği, o perişan, o dilenciye benzeyen, kağıtlara sarılı uyuyan o garip adam bu!Herkes hayret ve dehşet içinde..

Kafalarda sorular, sorular..Adam biraz kendine gelince diyor ki Şaban Hoca;“Bre adam sen delirdin mi? Ne işin var burda?

..Başımızı Arap polisiyle belaya mı sokacaksın?
Biz şimdi ne yaparız, ne deriz?”Adam mahzun bir boyun büküşle der ki; “Allah aşkına bana dokunmayın! Ben özel davetlisiyim O’nun!
-Sallallahu aleyhi ve sellem- Her gece, her gece rüyamda görüyorum ben O’nu..Gül Efendim bana geliyor her gece ve diyor ki:

Bugün de gelmedin, nerde kaldın?!Halbuki ben bir garip âdemim, tek sermayem yüreğim ve O’na olan aşkım..
Ne param var, ne pulum.. Hacca gelmek benim neyime?Ama ısrarla davet var!

“Bugün de gelmedin nerde kaldın?!” diyor Gül kokulum, çağırıyor beni..Dayanamadım, baktım ki Hac otobüsü gidecek, attım kendimi bagaja..

Madem ki O çağırdı, elbet bir yol bulunacak, şu yüreğim maşûkuna kavuşacak...

Ne olur dokunmayın bana, yalvarırım beni yine yerime koyun.Buraya kadar getiren Allah, elbette bana bir zarar iliştirmez..
Vuslatım yakındır elbet.”

Ah ki ah..Mekke’ye, Medine’ye parası olan değil, aşkı olan gider ah..

Bunun üzerine tüm hacılar, Şaban Hoca’ya yalvarıp diyorlar ki; “Hocam ne olur, biz de yardım edelim bu garip kardeşimize..Resul’ün nazlısıymış meğer, özel davetlisiymiş hem, üzmeyelim O’nu..”

“Aşıka Bağdat sorulmaz, ufukları aşar gider
Ümid yolcusu yorulmaz, baht izinde koşar gider...

Karnını doyurup, üstünü değiştiriyorlar..
Titrek yürekler, yaşlı gözler ve gül kokulu dualarla tekrar bagaja sırlıyorlar âşığı..

Tabii ki efendim, hiçbir engele takılmadan, polis denetiminden çok kolay geçip, Medine’ye girmiş kafilemiz..
Şaban Hoca bundan sonraki olayları gözyaşları içinde şöyle anlatmış:“O kargaşada ben O’nu kaybettim, bulamadım, ama aklım da hep O’nda, “ne yaptı acaba?” diye meraktayım..

Hacıları otellerine yerleştirdikten sonra, Ravza’da polis olan tanıdığıma gideyim de, beni içeri alsın, rahatça Resululallah’ı göreyim diye oraya yöneldim..

Yeşil Kubbe’ye doğru ilerlerken bir de ne göreyim! Ayaklarımın dibinde, dizleri üstünde sürüne sürüne, ağlaya ağlaya Ravza’ya doğru gidiyor, bizim bagajdaki âşık!..

Dedim ki: Sen ne yapıyorsun böyle? Kalksana ayağa, niye böyle yerlerde sürünüyorsun?O da hepimizi, tüm Hacc kafilesini hıçkırıklarla ağlatan şu cevabı verdi:

“ Hocam bırak beni kendi halime!..Yıllardır ben bu hayalle yaşıyorum. Her gece evimi, yüreğimi şenlendiren, bu aciz kulu sürekli hânesine davet eden peygamberimin huzuruna ayakta dikilerek girmekten haya ederim..”

İçeri beraber giriyorlar, fakat Şaban Hoca; “İçeride kimse olmamasına rağmen, O’nun dışarı çıktığını görmedim” diyor..Günlerce hep O’nu arıyor, ama bulamıyor.Türkiye’ye döndükten sonra da, bir daha O’nu ne görüyor, ne de bir haber alıyor...

Âşık, maşûkuna kavuştu, sır oldu.Sana da ey okuyucu ve ey yüreğim, bu “sır”dan bir hisse düş-tü....
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bu guzel Yaziyi gozyaslarim ile okudum..
her harfini yuregimde hissettim.. cunku buna benzerini gordum.. yasadim.. sahit oldum..

Rah. annem cook Saliha Hak asigi Hak Dostu bir insandi..
60 sene mekkeye..Medineye Peygamber efendimizin o mubarek beldelerine gitmek icin yanmis.. tutusmus..
her Hac mevsiminde Hacilar Hac-dan geldiginde binlerce kere sorar onlar anlattikca o aglar.. kendinden gecerdi sanki..
Hacca gitmek.. Onun icin bir Ask bir Tutku idi sanki..
Allahim beni de davet et bende geleyim diye 60 sene gozyasi dokmus bir garip fakir muhacir idi..

rah. Babam asla izin vermezdi.. cunku kadinnin yeri evi..
mahaleden disari cikmasina musaade yoktu..'
ilk kez istanbulla Eyyup Sultan camisine ben goturdugumde hickiriklar ile aglamisti..burasi nere? Bu ne guzel buyuk bir camii..
ahh sahabe mezarligi da vardi..

hayatinda 60 sene sonra ilk kez mahaleden cikmis buyuk bir caminin icine girip namaz kilmisti.. garibim..

ve benim de evlenme zamanim gelmisti.. ehh 9. cocuk idim.. rah. annem 64 yasinda idi artik..
uzaklara.. cook uzaklara okyonuslar otesine gidecektim..

Esim mihr olarak ne isedigimi sordugunda Rah Annemin Sevdasi olan Annemin Hacca gonderilmesi ni talep etmistim..
her kes karsi cikmis o beceremez.. o dilsiz.. kara cahil cobanin teki demislerdi..
rah. annem ise cook sevinmis mutluluktan ucmustu sanki..

ve Hacca gitti o sene.. kabenin yakinlarinda oldugunda o gun her sene belirli bir zamanda kabenin ici yikanirmis.. rah. annem de icine girmis..
ve gozyaslari ile kabenin yikanmasinda birlikte olmus..
ve bir gun kabeyi seyrediginde her sefer seyrederken kendinden gectigi gibi yine ayni maneviyati yasarken birisi belindeki.. kayisini kesmis.. parasini almis.. gobegini de kesmisler o hiic duymamis ki ..
taki insanlar onun o beyaz elbisenin kan icinde olduklarini gorunceye kadar..
iste rah. annemin o beldelere olan askini bir an hatirladim..


Ah ki ah..Mekke’ye, Medine’ye parası olan değil, aşkı olan gider ah..
 
Üst Alt