Bebeklerde zeka - bebeklerde zeka doğuştan mı, sonradan mı?

NiDa

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Eylül 2011
Mesajlar
281
Tepkime puanı
7
BEBEKLERDE ZEKA - BEBEKLERDE ZEKA DOĞUŞTAN MI, SONRADAN MI?

Bebeklerin zeka gelişiminin anne karnındayken başlayıp, çocukluk yıllarına kadar devam ettiğini biliyor muydunuz? Peki çocuğunuzun zekâsını geliştirmek için size birçok görev düştüğünü?
'Parents Dergisi'nden Müge Serçek, bebek ve çocukların zekâsını geliştirmek için neler yapılması gerektiğini, Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Çocuk ve Genç Bölümü Uz. Klinik Psikolog Aslı Kızıltoprak Tuna’ya sordu.

Zekâ nedir, geliştirilebilir mi?
Şimdiye kadar zekânın tanımı konusunda pek çok anlayış geliştirildi. Eski anlayışa göre zekâ, doğumla birlikte belirlenmiş olan, sabit ve değiştirilemeyecek bir kavramken günümüzde birçok alt yetenekten meydana geliyor. Bu yetenekler doğuştan getirildiği gibi sonradan da kazanılır ya da geliştirilir. Zekâ, çocukları sayısal verilere dayanarak sınıflandırmaktan ziyade, onların içlerinde var olan potansiyelleri anlamak, hangi alanlarda daha başarılı olabileceklerini ortaya çıkartmak için kullanılır.

Bebeğin zekâ gelişimi tam olarak ne zaman başlar?
Zekâ gelişiminin hamilelik döneminde başladığını söyleyebiliriz. Anneler beslenmeleri ve ruhsal hallerine dikkat ederek bebeklerinin zeka gelişimlerine katkıda bulunabilirler. Bu dönemde annenin öncelikle sağlık kontrollerini düzenli bir şekilde yaptırması, vitamin ve demiri eksik etmemesi, beslenmesine özen gösterip, ideal miktarda kilo alması ve düzenli bir şekilde egzersiz yapması bebeğin gelişimini önemli ölçüde etkiler.
Annenin mutlu olmasıyla çocuğun zekası arasında bir ilişki var mıdır?
Annenin mutlu ve neşeli olması, bebeğini isteyerek beklemesi ve onunla iletişim halinde olması bebekte güven duygusunun temellerini oluşturur. Yapılan araştırmalar anne karnındaki 5-6 aylık bebeklerin dışarıdan sesler duyduklarında tepki gösterip kalp atışlarının arttığını göstermiştir. Bu nedenle annenin bebeğine konuşması, şarkılar mırıldanması bebek için oldukça olumludur. Buna karşılık depresyonda olan, bebeğini istemeyen anneler olumsuz duygularını hormonlar yoluyla bebeklerine ilettiklerinden prematüre doğum, düşük kilo doğumların ortaya çıktığı da yine araştırmaların sonuçları. Bu çocukların ileriki yaşamlarında da güvensiz olmaları ve sosyal uyum sorunları ile karşılaşmaları olası.

İlk üç yılda anne ve bebek arasındaki ilişki, bebeğin zekâsına nasıl etki ediyor?
Bu dönem çocuğun zekâ gelişimi açısından belki de en önemli dönemidir. Gülümsemek, konuşmak, dokunmak, sarılmak, öpmek bebeğin gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunacaktır. Anneyle kurulan güvenli bir bağ bebeğin çevresini keşfetmeye ve becerilerini ortaya çıkartmasına fırsat verecektir. Bu dönemde bebeklerin algı ve hareket gelişimi, zihinsel, duygusal ve dil gelişimi çok hızlı olduğundan, farklı öğrenme deneyimleri ile (insanlar, oyuncaklar, eşyalar, hayvanlar, renkler) karşılaşmalarını sağlamak çok önemlidir. Ancak bu şekilde bebeğin beynindeki sinir ağlarının gelişimi hızlanır ve zekâ gelişimi de bundan olumlu yönde etkilenir. Eğer bebeğin doğuştan getirdiği bu sinir hücreleri arasındaki bağlarının gelişmesine sebep olacak uyaran ve ihtiyaçlar bebeğe verilmez ise bu hücreler ölür.
Bebeklerin zekâsını annelerinden alındığı biliniyor, bu doğru mu?
Bu konu son zamanlarda fazlasıyla tartışılan bir konu olması itibari ile yapılan son çalışmalar her ne kadar zekânın anneden bebeğe geçtiğini ifade ediyor olsa da biz Enstitü olarak buna kesin bir yanıt vermemeyi tercih ediyoruz.

Sosyal çevrenin zekânın gelişimine etkisi var mı?
“Sevdirmez, öptürmez, utangaçtır” diyerek bebeği insanlardan kaçırmak yerine onlarla ilişki kurabilmesi için cesaretlendirmek, bebeğin zekâ ve sosyal gelişimi açısından daha doğrudur. Çocuklar doyurulmaz bir merak, enerji ve etkinlik içindedirler. Eğer evdeki yaşam, disiplin ortamı bu girişkenliğe fırsat tanıyan, deneme-yanılmalara olanak sağlayan bir yapıda ise çocukların girişkenlik duygusu gelişimini sürdürür; zihinsel becerilerini sınayıp geliştirme fırsatı ortaya çıkar. Aksi durumda pasif, çekingen ve güvensiz çocuklar ortaya çıkar.

Çoklu zekâ kavramı nedir?
Çoklu zekâ kavramı 1983 yılında Howard Gardner tarafından geliştirilmiştir. Bu kurama göre zekâ, içinde bulunduğumuz sosyal ortamda yararlı şeyler yapabilmek, problemlere çözüm üretebilmek ve değişimlere ayak uydurup, yaşamı devam ettirebilmek için her kişide bulunabilecek yetenek ve beceri alanlarıdır. Her bireyde bu alanlar farklı düzeylerde bulunabildiği gibi, uygun imkânlar sağlandığı takdirde her birey bu alanları geliştirebilme kapasitesine de sahiptir. Bu kurama göre 8 çeşit zekâ vardır: Sözel-dilsel zekâ, mantıksal-matematiksel zekâ, görsel-mekânsal zekâ, bedensel-kinestetik zekâ, müziksel-ritmik zekâ, kişilerarası-sosyal zekâ, kişisel-içsel zekâ ve doğacı-varoluşçu zekâ. Bu zekâ alanları birbirleri ile iletişim halindedir ve bir iş yapılırken tek başlarına değil, bir kaçı bir arada kullanılırlar
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Zekâ gelişiminin hamilelik döneminde başladığını söyleyebiliriz.

Anneler beslenmeleri ve ruhsal hallerine dikkat ederek bebeklerinin zeka gelişimlerine katkıda bulunabilirler. Bu Bebeklerin zeka gelişiminin anne karnındayken başlayıp, çocukluk yıllarına kadar devam ettiğini biliyor muydunuz...?
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Rabbimin Hikmet-i İlahisi...

Bebeklerin daha doğmadan anne karnındayken, her şeyden haberdar olması, en önemlisi de hissetmesi...

İnsan tüm bunları düşünmeye kalkınca kafayı yiyecekmiş gibi hissediyor kendini...

Rabbimin büyüklüğü bu işte, insanoğlunu; küçücük bir Alak tan meydana getiriyor, şekillendiriyor, akıl sahibi yapıyor, daha neler neler? rabbimizin nimetleri saymakla tükenir mi?

Rabbim herkesin evladını, hayırlı ve sağlıklı dünyaya getirmeyi nasip etsin, hayırlısıyla, İslam fıtratıyla ömrünü devam ettirmeyi nasip ve müesser eylesin Amin...
 
Üst Alt