- Katılım
- 18 Şubat 2012
- Mesajlar
- 677
- Tepkime puanı
- 3
- Yaş
- 67
GECENİN KARANLIĞI
Gece usul usul kainatı kuşatırken, Ay salınarak çıkar akıl yurdundan,Görünsün gönlümce, şöyle bir seyredeyim .
Bu aşk bu sevda sevgiliye. Semalara kurduğun hüzün bahçelerinde. Yıldızların aşk’ı muhabbeti koruyor onu.
Rüzgarlar gecenin koynunda zikrederken,Hadi kalbine sor Bu satırlara kimin suretini giydireceksin. Kokusu miski-amber cennet yurdundan,Sen cennet’i görmedin’ki nerden bileceksin.
Sen ateşsin kalbinin sıcaklığı vahdet’i kuşatırken,Sen ölmedinki kül’ü nerden bileceksin. Küllerin savrulup, gönüllere düştüğünde, Ateş olan kalp’ler onu nasıl tanıyacak.
Gece usul usul kainatı kuşatırken,Kim bilir sen kaç kere daha ölüp ölüp dirileceksin,özleyeceksin yanacaksın ve için için ağlayacaksın. Feryatların çığlık çığlığa, Bülbül gibi figan ederken ,Sen onun hicabından bir gül olacaksın ve ne bülbül güle aşkını ,nede gül bülbüle sevdasını anlatamayacak.
Senden kalan tek eser dudaklarından dökülen feryatların-
Hadi gücün yetiyorsa arş-ında ve o semalarda, o feryatlara kimin suretini giydireceksin. Hadi kalbine sor AŞK’ın suretini.Güneşin doğmasını bekliyor seninle yüzleşmek için .
Gün ağarıp güneş sessizce nefis yurdunda doğarken,Sen gözlerini yavaşça açıp sevgiliyi özleyeceksin.. Gecenin koynunda yaşananlardan habersiz. inleyecek ve ağlayacaksın , şahidin seninle ağlayan seninle gülen melekler olacak .
Bir kitap indirilecek zatından. Bu aşk’ı anlatan .alak’la yani bir damla su ile başlayan ve nas yani insanla biten.
Ay’ı ve güneş’i örten kuran’ın kardeşi furkan olan yani insan.
Adına besmele diyeceksin ve kainatın üzerine örteceksin
Ölümün ve ölümsüzlüğün yurdu işte orası.!!!! ELHAYY
Gece usul usul kainatı kuşatırken, Ay salınarak çıkar akıl yurdundan,Görünsün gönlümce, şöyle bir seyredeyim .
Bu aşk bu sevda sevgiliye. Semalara kurduğun hüzün bahçelerinde. Yıldızların aşk’ı muhabbeti koruyor onu.
Rüzgarlar gecenin koynunda zikrederken,Hadi kalbine sor Bu satırlara kimin suretini giydireceksin. Kokusu miski-amber cennet yurdundan,Sen cennet’i görmedin’ki nerden bileceksin.
Sen ateşsin kalbinin sıcaklığı vahdet’i kuşatırken,Sen ölmedinki kül’ü nerden bileceksin. Küllerin savrulup, gönüllere düştüğünde, Ateş olan kalp’ler onu nasıl tanıyacak.
Gece usul usul kainatı kuşatırken,Kim bilir sen kaç kere daha ölüp ölüp dirileceksin,özleyeceksin yanacaksın ve için için ağlayacaksın. Feryatların çığlık çığlığa, Bülbül gibi figan ederken ,Sen onun hicabından bir gül olacaksın ve ne bülbül güle aşkını ,nede gül bülbüle sevdasını anlatamayacak.
Senden kalan tek eser dudaklarından dökülen feryatların-
Hadi gücün yetiyorsa arş-ında ve o semalarda, o feryatlara kimin suretini giydireceksin. Hadi kalbine sor AŞK’ın suretini.Güneşin doğmasını bekliyor seninle yüzleşmek için .
Gün ağarıp güneş sessizce nefis yurdunda doğarken,Sen gözlerini yavaşça açıp sevgiliyi özleyeceksin.. Gecenin koynunda yaşananlardan habersiz. inleyecek ve ağlayacaksın , şahidin seninle ağlayan seninle gülen melekler olacak .
Bir kitap indirilecek zatından. Bu aşk’ı anlatan .alak’la yani bir damla su ile başlayan ve nas yani insanla biten.
Ay’ı ve güneş’i örten kuran’ın kardeşi furkan olan yani insan.
Adına besmele diyeceksin ve kainatın üzerine örteceksin
Ölümün ve ölümsüzlüğün yurdu işte orası.!!!! ELHAYY