- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
Bitlis İlçeleri-Tatvan
Tatvan ilçesi, doğuda Van Gölü, güneydoğuda Gevaş, güneyde Hizan ilçeleri ile batıda Bitlis ili, kuzeyde de Ahlat ilçesi ile çevrili olup yüzölçümü 1235 km2, yüksekliği ise 1720 metredir. İlçe 41 derece 33 dakika ve 43 derece 11 dakika doğu meridyenleri ile 37 derece 54 dakika ve 38 derece 58 dakika kuzey paralelleri arasında bulunmaktadır.
TARİHİ DURUMU
Tatvan’ın ilk kuruluş yeri Küçük su Köyü olup yörede tarih boyunca bir çok uygarlık yaşamıştır. Yörenin ilk sakinleri Huriler olup,M.Ö 3000-2000 yıllarında Van Gölü dolaylarında yaşamış bir topluluktur. Bunların yanı sıra bölgede küçük krallıklarda bulunmaktaydı. Bunlardan Mittani’ler M.Ö 18.yy.da krallık kurarak geniş bir alanda hüküm sürdüklerini M.Ö 1340-1200 yılları arasında bu bölgede yaşamış olan Asur’luların yazılı kaynaklarından öğreniyoruz.
Tatvan’ın tarihine baktığımızda, yaygın yargının aksine binlerce yıllık bir geçmişle karşılaşırız. Tarihi belgeler de bu durumu ispat etmektedir. Buna göre Tatvan’ın bilinen tarihi, son yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara göre günü*müzden takriben beş bin yıl öncesine da*yanmaktadır.
Büyük İskender’in Doğu seferi sırasında (M.Ö 333) Persler’in yıkılmasıyla yörede bir çok küçük beylikler kuruldu ve yöre bu küçük beylikler arasında sık-sık el değiştirdi. 227 yılında Sasani krallığı kurulur ve sonraki dönemlerde bölge Sasaniler’in hakimiyeti altına girer. 395 yılında Roma imparatorluğunun Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılarak Batı Roma imparatorluğu, Bizans imparatorluğu olarak Ortaçağ Anadolu suna damgasını vurur. Ancak 1000 yıllık bir tarihe sahip olan, Bizans, 640 yıllarından başlayarak Arap saldırılarına uğrar.
Arapların bu bölgede uzun süre hüküm sürdükleri bilinmektedir. Araplar Anadolu’nun doğusuna sık-sık akınlar düzenleyerek Bizanslılar ile savaşmışlardır. İlk olarak İyaz Bin Ganm (630-640) bölgeye sefer düzenleyerek Tatvan civarlarına varır 642 yılında ikinci kez sefer düzenler. Emeviler döneminde İslam egemenliği sağlamca kökleşmez. Abbasiler zamanında Arap valilerinin baskısı çok artar. Abbasiler burada durmak bilmeyen isyanları bastırarak Ermenileri kazanmak ister, böylece uzun bir barış dönemi ile birlikte yoğun imar çalışmaları başlar (11.yy.) 11.yy’ın başlarında bölgeye Selçuklular akın etmeye başlar ve 1018 yılında Çağrı Bey komutasında bu yöreyi kuşatır. 1207 yılında Eyyubiler egemenlik kurar, 1229 yılında Ahlat ile birlikte Tatvan’da Harzemşahlar’ın eline geçer. Bu durum Selçukluları ve Harzemşahları karşı karşıya getirir. 1232 yılında Anadolu Selçukluları buraları geri alır. 1243 yılında Moğolların Selçukluları yenilgiye uğratmasıyla bölgedeki barış sona erer. Bu dönemden sonra Ak koyunlular, Kara koyunlular, İlhanlılar ve diğer beylikler arasında sık-sık el değiştirir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1533’de İran’a büyük bir sefer düzenlenir. Bitlis Beyliği’nin başı Şeref Han İran’a sığınır. Osmanlının gönderdiği ulema Paşa Bitlis’i ele geçirmeye çalışırken Safaviler ile savaşmak zorunda kalır. İstanbul’dan çıkan büyük ordu Bitlis,Tatvan,Ahlat, Adilcevaz ve Van’ı hiç zorlanmadan alır. Osmanlı ordusu 1548’de Tebriz’i aldıktan sonra bu bölgeyi tekrar geri alır. Safaviler yaptıkları saldırılarla yöreyi yağmalayarak büyük zarar verirse de Kanuni üç kez sefer düzenleyerek Safavilerin bölgedeki etkinliklerine son verir. Yörenin geçiş noktası olması nedeniyle her dönemde sık-sık el değiştirmiş istilalara uğramıştır.
Tatvan isminin ne zaman ve kimler tarafından verildiği bilinmemektedir. Ancak Evliya Çelebi, Rahova (Rahva) Ovasından doğuya doğru üç saat yürüdükten sonra Taht-ı Van kalesine ulaşıldığını ve buraya yöre halkının Tatvan adını verdiklerini kaydetmektedir. Burası Van denizi kenarında olup, Van Paşasının Hassı idi ve subaşılıkla idare edilmekteydi. Evliya Çelebi’ye göre Kanuni döneminde Zal Paşa burada küçük bir kale yaptırmıştı. Tatvan Kalesi daha sonra, İran Şahı Tahmasb döneminde İran orduları tarafından tahrip edilmişti. Tahmasb’ın orduları Ahlat ve Adilcevaz kalelerini istila ettiklerinde, Tatvan’dan gemiler ile Van’a yardım gitmesini engellemek amacıyla buradaki kaleyi tahrip etmişlerdi.
Fakat buna rağmen Tatvan bir liman olarak, bundan sonra da önemini korumuştu. Yakın geçmişte ise Tatvan ilçesi Küçüksu Nahiyesinde 1879’da kurulmuş bir köy görünümünde idi. Bu gelişme bir tesadüf eseri olmayıp, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, yani 93 harbi ile ilişkilidir.
93 Harbi sırasında ve sonrasında Doğu Anadolu Bölgesinde önemli oranda nüfus hareketleri meydana gelmiş ve kuzeyden daha aşağılara doğru yoğun bir göç yaşanmıştı. Rusların işgal bölgelerinden içerilere doğru göç eden insanlar, Osmanlı Hükümeti tarafından iç kesimlere yerleştirilmişlerdi. Muhtemelen Tatvan’daki söz konusu iskan olaylarının, bahsi geçen göçlerle yakın bir ilişkisi vardır.
1918 yılında Bitlis iline bağlı bir nahiye merkezi durumunda olan Tatvan, 1936 yılında ilçeye dönüştürüldü. XX.yüzyıl başlarında küçük bir köy görüntüsü veren Tatvan, daha sonra hızlı bir gelişme gösterdi ve sürekli bir ilerlemeye paralel olarak ilçe teşkilatına kavuştuğunda, Karşıyaka mahallesinde bulunun idare binaları 1946 Haziran’ında Tuğ mahallesine taşındı.
TARİHİ DURUMU
Tatvan’ın ilk kuruluş yeri Küçük su Köyü olup yörede tarih boyunca bir çok uygarlık yaşamıştır. Yörenin ilk sakinleri Huriler olup,M.Ö 3000-2000 yıllarında Van Gölü dolaylarında yaşamış bir topluluktur. Bunların yanı sıra bölgede küçük krallıklarda bulunmaktaydı. Bunlardan Mittani’ler M.Ö 18.yy.da krallık kurarak geniş bir alanda hüküm sürdüklerini M.Ö 1340-1200 yılları arasında bu bölgede yaşamış olan Asur’luların yazılı kaynaklarından öğreniyoruz.
Tatvan’ın tarihine baktığımızda, yaygın yargının aksine binlerce yıllık bir geçmişle karşılaşırız. Tarihi belgeler de bu durumu ispat etmektedir. Buna göre Tatvan’ın bilinen tarihi, son yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara göre günü*müzden takriben beş bin yıl öncesine da*yanmaktadır.
Büyük İskender’in Doğu seferi sırasında (M.Ö 333) Persler’in yıkılmasıyla yörede bir çok küçük beylikler kuruldu ve yöre bu küçük beylikler arasında sık-sık el değiştirdi. 227 yılında Sasani krallığı kurulur ve sonraki dönemlerde bölge Sasaniler’in hakimiyeti altına girer. 395 yılında Roma imparatorluğunun Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılarak Batı Roma imparatorluğu, Bizans imparatorluğu olarak Ortaçağ Anadolu suna damgasını vurur. Ancak 1000 yıllık bir tarihe sahip olan, Bizans, 640 yıllarından başlayarak Arap saldırılarına uğrar.
Arapların bu bölgede uzun süre hüküm sürdükleri bilinmektedir. Araplar Anadolu’nun doğusuna sık-sık akınlar düzenleyerek Bizanslılar ile savaşmışlardır. İlk olarak İyaz Bin Ganm (630-640) bölgeye sefer düzenleyerek Tatvan civarlarına varır 642 yılında ikinci kez sefer düzenler. Emeviler döneminde İslam egemenliği sağlamca kökleşmez. Abbasiler zamanında Arap valilerinin baskısı çok artar. Abbasiler burada durmak bilmeyen isyanları bastırarak Ermenileri kazanmak ister, böylece uzun bir barış dönemi ile birlikte yoğun imar çalışmaları başlar (11.yy.) 11.yy’ın başlarında bölgeye Selçuklular akın etmeye başlar ve 1018 yılında Çağrı Bey komutasında bu yöreyi kuşatır. 1207 yılında Eyyubiler egemenlik kurar, 1229 yılında Ahlat ile birlikte Tatvan’da Harzemşahlar’ın eline geçer. Bu durum Selçukluları ve Harzemşahları karşı karşıya getirir. 1232 yılında Anadolu Selçukluları buraları geri alır. 1243 yılında Moğolların Selçukluları yenilgiye uğratmasıyla bölgedeki barış sona erer. Bu dönemden sonra Ak koyunlular, Kara koyunlular, İlhanlılar ve diğer beylikler arasında sık-sık el değiştirir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1533’de İran’a büyük bir sefer düzenlenir. Bitlis Beyliği’nin başı Şeref Han İran’a sığınır. Osmanlının gönderdiği ulema Paşa Bitlis’i ele geçirmeye çalışırken Safaviler ile savaşmak zorunda kalır. İstanbul’dan çıkan büyük ordu Bitlis,Tatvan,Ahlat, Adilcevaz ve Van’ı hiç zorlanmadan alır. Osmanlı ordusu 1548’de Tebriz’i aldıktan sonra bu bölgeyi tekrar geri alır. Safaviler yaptıkları saldırılarla yöreyi yağmalayarak büyük zarar verirse de Kanuni üç kez sefer düzenleyerek Safavilerin bölgedeki etkinliklerine son verir. Yörenin geçiş noktası olması nedeniyle her dönemde sık-sık el değiştirmiş istilalara uğramıştır.
Tatvan isminin ne zaman ve kimler tarafından verildiği bilinmemektedir. Ancak Evliya Çelebi, Rahova (Rahva) Ovasından doğuya doğru üç saat yürüdükten sonra Taht-ı Van kalesine ulaşıldığını ve buraya yöre halkının Tatvan adını verdiklerini kaydetmektedir. Burası Van denizi kenarında olup, Van Paşasının Hassı idi ve subaşılıkla idare edilmekteydi. Evliya Çelebi’ye göre Kanuni döneminde Zal Paşa burada küçük bir kale yaptırmıştı. Tatvan Kalesi daha sonra, İran Şahı Tahmasb döneminde İran orduları tarafından tahrip edilmişti. Tahmasb’ın orduları Ahlat ve Adilcevaz kalelerini istila ettiklerinde, Tatvan’dan gemiler ile Van’a yardım gitmesini engellemek amacıyla buradaki kaleyi tahrip etmişlerdi.
Fakat buna rağmen Tatvan bir liman olarak, bundan sonra da önemini korumuştu. Yakın geçmişte ise Tatvan ilçesi Küçüksu Nahiyesinde 1879’da kurulmuş bir köy görünümünde idi. Bu gelişme bir tesadüf eseri olmayıp, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, yani 93 harbi ile ilişkilidir.
93 Harbi sırasında ve sonrasında Doğu Anadolu Bölgesinde önemli oranda nüfus hareketleri meydana gelmiş ve kuzeyden daha aşağılara doğru yoğun bir göç yaşanmıştı. Rusların işgal bölgelerinden içerilere doğru göç eden insanlar, Osmanlı Hükümeti tarafından iç kesimlere yerleştirilmişlerdi. Muhtemelen Tatvan’daki söz konusu iskan olaylarının, bahsi geçen göçlerle yakın bir ilişkisi vardır.
1918 yılında Bitlis iline bağlı bir nahiye merkezi durumunda olan Tatvan, 1936 yılında ilçeye dönüştürüldü. XX.yüzyıl başlarında küçük bir köy görüntüsü veren Tatvan, daha sonra hızlı bir gelişme gösterdi ve sürekli bir ilerlemeye paralel olarak ilçe teşkilatına kavuştuğunda, Karşıyaka mahallesinde bulunun idare binaları 1946 Haziran’ında Tuğ mahallesine taşındı.