Bütün resuller değerlidir

sevgisiz olmaz

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
306
Tepkime puanı
10
İslam dinini öğrenmek için Allah tarafından indirilmiş kitabı değil de din adına konuşan insanların eserlerini ya da sözlerini dikkate alanlar çok önemli hatalar yapıyorlar. Hatta zaman zaman Allah’ın sözleri ile çelişir hale geliyorlar. Buna en önemli örneklerden biri Yahudilik ve Hristiyanlık’a karşı takınılan tutumdur.

Örneğin bu dinlerin tahrif edildiğini söylemek, Hristiyanlık’ta ortaya çıkan üçleme –Tanrı’nın baba, oğul ve kutsal ruh üçlüsünden oluştuğu- gibi fikirlerin sapıklık olduğunu söylemek başka, bu dinlerin esas olarak Allah katından gelen, İslam kadar değerli dinler olduğunu dolayısıyla peygamberlerinin de bizim peygamberimiz kadar değerli olduğunu ancak zaman içinde bu dinlerin bozularak Allah tarafından gönderilmiş değerli hallerinden uzaklaştıklarını söylemek başkadır.

Gelenekçi kesimler maalesef işin ilk kısmına takıldıklarından olsa gerek bu dinlere de onların mensuplarına da pek hoş bakmazlar. Hatta dinler arası bir rekabetin meraklısı çoktur ve dinimizi bu dinlerden, peygamberimizi de o dinlerin peygamberlerinden üstün görme eğilimi çok yaygındır. Oysa Kuran’ın tutumu bambaşkadır. Kuran bu dinlerin Allah’tan gelen ilk hallerini över, bu dinlerin din adamları ve mensupları arasında çok övülenler olduğu gibi yerilenler de vardır. Peygamberlerine gelince onlar tabi ki Kuran’da övülürler, ne de olsa onlar da Allah’ın seçtiği resuller değil midir? Dahası Allah Kuran’da inananların özellikleri arasında Allah tarafından gönderilen tüm peygamberlere inanmak olduğunu söylüyor. Yani bunu bizim üzerimize bir görev kılıyor.

Ey iman edenler! Allah’a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap’a, daha önce indirmiş olduğu Kitap’a inanın. Kim Allah’ı, O’nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüş olur.
(4 Nisa Suresi -136)

Resul, Rabbinden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah’ın resullerinden hiçbirini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdi: “Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır.”
(2 Bakara Suresi -285)

Bakara Suresi’nden alıntıladığım ayete dikkatinizi çekmek isterim. Ayetteki ifade son derece açık; “resullerin hiçbirini ötekinden ayırmayız”. Hz. Muhammed’in yanında diğer peygamberler de Kuran’da böylesine önemli bir şekilde vurgulanırken nasıl olur da bir Müslüman Hristiyanlık ya da Yahudiliğin peygamberi hakkında olumsuz konuşabilir. Allah katından gelmiş dinler arasında böyle bir peygamber yarıştırma hırsına girmek saçmalıktır. Bu peygamberlerin her biri bu şerefli görev için Allah tarafından seçilmiş kişilerdir. Bakın aşağıdaki Kuran ayeti Hz. İsa’yı nasıl da övüyor:

Bir de, melekler şöyle demişti: “Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem’in oğlu İsa Mesih’tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah’a yaklaştırılanlardandır.”
(3 Ali İmran Suresi -45)

İşte kulaktan dolma bilgiler, gereksiz yarıştırmalar hatta düşmanlıklar Müslümanları yanlışlara hatta Allah’ın sözüne karşı gelmeye götürüyor.

“Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz hayırda erginlik/dürüstlük değildir. Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir,zekâtı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri. “ (Bakara: 177)

Rab’bim bu ayetinde de “…… kitaplara ve peygamberlere…..” inanmayı emrediyor ve bunlara inananlar TAKVA SAHİPLERİ’dir diye tarif ediyor.

Yüce Rab’bim bizlere doğruları bildirirken; bizler, gelenekçi İslamdan gelen ve ne olduğunu düşünmeden “ezbere” söylemlerle, “güya” İslam’ı yücelttiğimizi zannediyoruz.
Düşünmüyoruz ki, geleneksel olarak kulaktan dolma bilgilerle Kitaplar ve Peygamberler hakkında yaptıklarımız, Allah’ın emirlerine aykırıdır… Allah’ın kitaplarını ve Peygamberlerini ayırmaktayız, hatta bazı peygamberleri, utanmasak “cehennemlik” ilan edeceğiz! Hem “Allah’ın kitaplarına, Peygamberlerine inanıyoruz.” diyeceğiz, hem de bazı Kitaplardan ve Peygamberlerden bahsederken ödümüz kopacak! “İslamiyet elden gidiyor” diyerek feryat edeceğiz… İki yüzlülükten (riya) vazgeçmeliyiz… Bu konuda sürekli günah işlemekteyiz.

“Allah katında din İslamdır. …….” (Ali İmran: 19)

Allah gerçek dinin İslam olduğunu belirtmiş. Ama bu durum, “kendilerine kitap indirilmiş ve elçi gönderilmiş” diğer inananları, “Kur’an’ı okumadıkları için” fazla ilgilendirmiyor. Onların inançları da bu konuda bizleri fazla ilgilendirmemeli. Bizler sadece Yüce Allah’ın emrettiklerinden sorumluyuz. Bu emirleri yerine getirirken hata yapmamalıyız. Bakın Rab’bim bizleri aklımızı kulanmamız konusunda nasıl uyarıyor…

“Allah katında en kötü kişilerin bakın kimlerin olduğunu söylüyor. Akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.” (Enfal Suresi: 22)

Alıntı
 
Üst Alt