Büyü yaptıran kişi kafir olur mu?

osman1518

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
16 Kasım 2014
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Büyü yaptıran kimse kafir olur mu? Büyü yaptıran kişi kafir olur mu?
Esselamun aleykum ve rahmetullahi ve berekatühü sayın kardeşlerim. Acaba birine büyü yaptıran kişi kafir olur mu? 2.soru, eğer olursa, tevbe edince tevbesi kabul olur mu? Sağlıcakla kalın sevgili kardeşlerim.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
Büyü yaptıran kimse kafir olur mu? Büyü yaptıran kişi kafir olur mu?
Esselamun aleykum ve rahmetullahi ve berekatühü sayın kardeşlerim. Acaba birinebüyü yaptıran kişi kafir olur mu? 2.soru, eğer olursa, tevbe edince tevbesi kabul olur mu? Sağlıcakla kalın sevgili kardeşlerim.
Aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatühü. Büyü yaptırmak büyük günahlardandır. Büyü yaptırılan kişiyle kul hakkı bakımından ilgilidir, büyü yapanın herşeyi yapabileceğine inanmak ise şirkle alakalıdır. Yani bir başkasına büyü yaptırmak; yapılabilecek en kötü işlerden birisidir.

Bu konuda kafir olursun veya olmazsın diye bir fetva veremeyiz. Ancak Allah c.c nün hükmündedir. Yazının sonunda bu konuyla alakalı olarak bir prof. ün büyü ve büyü yapanlarla ilgili yazısını ekliyorum onuda okuyabilirsin.

Allah c.c nün Rahmetinden ve Affından ümit kesilmez, Büyük bir pişmanlıkla tevbe, istiğfar edip bir daha aynı hatayı işlememek ve büyü yapılan kişiye gidip hatayı itiraf etmek, helallik istemekte fayda var. Affedip etmemek sadece Allah c.c nün bileceği birşeydir. Biz kimseye bu konuda seni affeder veya affetmez diyemeyiz!

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Prof. Dr. Ali Osman Ateş'e göre, "İslam dinine göre büyü yapmak haramdır. Kur'anı Kerim'deki hükümlerden büyü öğretmenin, öğrenmenin ve yapmanın, şirk ve küfür olduğunu anlamaktayız. Allah Resulü, yedi büyük günah arasında büyü yapmayı da saymış, büyü yapanın Allah'a şirk koşmuş olacağını bildirmiştir. Bir kişi, büyücülerin her şeyi yapabileceğine inanırsa, Allah'a şirk koştuğundan kâfir olur"

Ali Osman Ateş, böylesine keskin bir görüşü neden savunduğunu şu şekilde açıklıyor:

Cin ve büyü, çok eski zamanlardan itibaren insanlar tarafından merak edilmiş, her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur. Dünya üzerinde yaşamış çeşitli toplumlar incelediğinde bir şekilde büyü ile ilgilendikleri görülecektir. Özellikle Babil, Eski Mısır ve Yahudilerin yaşamlarında büyü geniş bir yer teşkil etmektedir.

Sihir/Büyü, etkilemek, tesir altına almak anlamına gelir. Gönüllere ve bedenlere tesir etmek, insanı hasta yapmak, karı ile kocanın arasını açmak amacıyla ortaya konulan bazı düzenlere sihir veya büyü denilmiştir. Sihir ya da büyünün şerrinden Yüce Rabbimize sığınılması emredilmiştir. Büyü, yapılışında ilmi bir hakikate dayanıyorsa tesiri vardır, yoksa asılsız bir hurafeden ibarettir. Yine, büyünün tesiri ancak Allah'ın izniyledir. Kainatta Yüce Rabbimizin izin vermediği hiçbir şey gerçekleşmez. İslam, büyü ve büyücülüğü yasaklamıştır. Büyü yapmak, kesin olarak haramdır. Vaktiyle büyü öğrenenler hakkında Kur'an-ı Kerim şöyle buyurur: "Kendilerine zarar verecek, faydası olmayacak şeyler öğreniyorlardı" (Bakara Suresi 102)

Büyünün mahiyetini anlayabilmek için öncelikle cinlerin özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir. Çünkü, büyü yaptığını iddia eden insanlar bu işte cinleri kullandıklarını ileri sürmektedirler.

Cin kelimesi, örtmek, gizlemek anlamına gelen Arapça Cenne kökünden türemiştir ve geçmiş çağlarda gözle görülmeyen varlıklara Cin denilmiştir. Bu yüzden Araplar, meleklere, şeytanlara, kabirdeki ölülere, kırsal kesim evlerinde yerleşmiş yılanlara, ruhanî birer varlık olan cinlere cin demişlerdir. Bu değerlendirmeye göre mikroplar, insan sağlığı için zararlı bir kısım ışınlar da geçmişte cin kapsamında nitelendirilmişlerdir. Mikroskobun keşfedilmediği, Tıp ve Fizik biliminin gelişmediği çağlarda cinler, birtakım hastalıkların sebebi olarak gösterilmişlerdir.

Cinlerin varlığına olan inanç insanlık tarihi kadar eskidir. Yahudilik, Hristiyanlık, Câhiliye dönemi gibi eski din ve kültürlerde cin inancının mevcut olduğu bilinmektedir. Bütün peygamberler cinlerin varlığını haber vermiş, İslam dini de cinlerin varlığını kabul etmiştir. Kur'an'ın çeşitli ayetleriyle Hz. Peygamber'in birçok hadislerinde cinlerin varlığından söz edilmektedir. Ayrıca Kur'an'da "Cin" isimli bir sure yer almaktadır.

İslam'a göre cinler, melekler gibi ruhanî varlıklar olup, dine inanan bir kimsenin onlara da iman etmesi gerekir. Bu husus bir inanç konusu olup, bunların varlığını veya yokluğunu tartışmak gereksizdir.
 

mhmt51

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
10 Aralık 2014
Mesajlar
199
Tepkime puanı
1
Tehlikeli bir işe kalkışmışsınız.Yine de tövbe edin,tamamen umudunuzu kesmeyin.Sonuçta O'nun merhameti sonsuz...

Ama büyü ne demek geniş mana da biliyor musunuz?ALLAH C.C'ün vermediği bir şeyi başkasından istemektir.

Misalen elinde bir kalem var,ben diyorum ki kalemin çok güzel bana verir misin?Sen olmaz diyorsun.Ben de başka bir arkadaşa diyorum ki o kalemi istiyorum benim için al.O da senden habersiz bana getiriyor.Sen de bunu biliyorsun.Ne dersin?Kızarsın değil mi?

Ya da şöyle düşün,ben senden kalemi istiyorum.Sende de başka kalemler de mevcut,bana gönül rızan ile veriyorsun kalemi.Sıkıntı var mı?Yok...

O yüzden sadece Rabbin'den iste.Vermiyorsa,verene kadar istemeye devam et...Ama bir büyücüden,herhangi bir türbeden ya da dilek ağacından bir şeyler isteme..!

ALLAH C.C ile günde en az 5 vakit randevu vardır.İstediğin anda ulaşabilirsin,derdini dökebilirsin.Dua,biz insanlar için var.Bolca bağışlanma isteyin.Tabi nafilelerle daha iyi olur.

Örneğin sadaka verin ya da fakir insanları doyurun,Kur'an okuyarak onu şefaatçi kılın ya da ne bileyim bir caminin bi eksiğimi karşılayın gidin faturalarını yatırın mesala yani affolunmanız için vesileler koyun araya. :)
 

Huzur Yolcusu

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Haziran 2014
Mesajlar
587
Tepkime puanı
3
Aleyküm selam kardeşim serdar abi bence gayet açık ve net yazmış. Kardeşim çok büyük bir günah kaderinde varsa zaten olacaktır yoksa büyü ve şirk gibi bir günaha girme derim. Kaldı ki büyük günahlardan olduğunu bile bile yapıp sonra tevbe etsem mantığıda yanlış olur. Bunun tevbesi kabul olur mu büyü yaptığın kişiden ötürü hem kul hakkı hemde Allah'a şirk koşmak olur ve Allah'ın affetmediği tek şeyde şirktir.
 

osman1518

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
16 Kasım 2014
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
ALLAH razı olsun sevgili kardeşlerim. Galiba bir yanlış anlaşılma olmuş, ben herhangi birisine büyü filan yaptırmayı düşünmüyorum. Sadece eskiden beri merak ettiğim bir konu olduğu için sormuştum. ALLAH'a emanet olun, çok saygılar ve teşekkürler, çok sağolun.
 

mhmt51

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
10 Aralık 2014
Mesajlar
199
Tepkime puanı
1
ALLAH razı olsun sevgili kardeşlerim. Galiba bir yanlış anlaşılma olmuş, ben herhangi birisine büyü filan yaptırmayı düşünmüyorum. Sadece eskiden beri merak ettiğim bir konu olduğu için sormuştum. ALLAH'a emanet olun, çok saygılar ve teşekkürler, çok sağolun.

Uzak durun sevgili kardeşim. Büyü de istediğiniz şey, cin ya da cinler. Yani sağı solu belli olmayan, belli bir ömrü olan ve hata yapma olasılığı olan varlıklardır. ALLAH C.C dururken, ALLAH'IN izni olmadan 1 cm ileri gidemeyecek varlıklardan bir şey istemek, ALLAH'a saygısızlık olur...

Sen Rabbinden iste. Eğer O sana nasip ederse, nasip ettiği şey artık senindir ve hiçbir kuvvet elinden alamaz...

O büyü ile elde ettiğin bir şey, elinden bir anda gidebilir. O büyüye yardımcı olmuş cinler, fikir değiştirebilir. Sonuçta ne olduklarını tam olarak bilmiyoruz değil mi? Ayrıca büyü yaptırana da musallat olabilirler. Seninle eğlenip kafayı yedirtebilirler...
 
K

Kayıtsız Üye

Kayıtsız
Misafir
Hayirli günler, ben eşimin ailesi tarafından çok asagilaniyorum anlatmakla bitmez, kafanızı sisirmekte istemiyorum. Benim aileme karşı da aynılar, görümcem ailesini çok etkiliyor onun yok dediğini yapamıyorlar. Evliliğimden bu yana benim anlamadığım bi sorunu var, iftira attı abisini elinden almışım gibi davranıyor, çocuğum olduktan sonra davranışları daha da kötü oldu. Kayinvalidem de sürekli benim annemler onu arasında istiyor ama kendisi hiç aramaz kayinbabam ailem geldiğinde yaptığım yemekleri fazla bulur, bize yapmıyor diye laf çıkarır, yemeği burnumuzdan getirir. Allah biliyor ki o zaman elimden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışıyorum kendi anne babama da eşimin anne babasına da. Yine de orda burda yemek yapmıyor çayla bisküvi yiyorlar diye anlatır. Beni anne babamin yanında eleştirir, eşim kumar oynuyor evlendikten sonra öğrendim ama kimseye de gidip demedim, çoğu zaman aç bile kaldık. Anlatmakla bitmez yaptıkları neler neler kayinvalidem eşimin eski sevgililerini anlatır. Bana yapılanı içime atıyorum anneme de anlatamıyorum üzülür diye, babamın zaten haberi yok ama anne babama davranışları çok zoruma gidiyor. Ben ne kadar iyilikle karşılık versem de düzelmiyor bu, sürekli eziliyorum. Eşim düzgün arkamda durmuyor kendin hallet diyor zaten beni sahipsiz bırakmasa yapamazlar bu şekilde, eşimden de soğuyorum ne yapacağımı bilmiyorum. 3 yasinda kizim var onu da eleştiriyorlar, asagiliyorlar konuşamıyor diye. Bana önerebileceğiniz bir dua var mi yaptıklarına pişman olmaları için, gerçekleri görmeleri içi. Siteleri gezerken bi dua gördüm sedidel batsı eşması beli bi sayıda okunuyor ama büyü mu değil mi bilemedim bilgisi olan var mı bu aklımın karışıklığıyla kötü birsey yapmak istemiyorum.
 

İLiM DiLeNcİsİ

Rüyalar aleminden
Süper Mod
Katılım
10 Haziran 2011
Mesajlar
709
Tepkime puanı
42
Büyü, büyücü, medyum, falcı v.s bunlardan uzak durun arkadaşlar. Büyü yapana da yaptırana da lanetlenmiştir.

"Büyücü nerede olursa olsun hedefine ulaşamaz." (Tâhâ, 20/69)

Büyücü, insanüstü güçlere sahip olduğu izlenimini vererek kendini tanrılaştırır. Peygamberimiz şöyle demiştir:

"Kim büyü yaparsa şirke düşer."(Nesâî, Tahrîm, 19)

Gelecekten haber verdiğini söyleyen kişiler de vardır. Peygamberimiz demiştir ki:

"Gelecekten haber veren kişiye giderek bir şey soran ve söylediğini doğru sayan kişinin kırk gün namazı kabul edilmez." (Müslim, Selâm, 125, (2230)

Gelecekten haber verdiği iddia eden kişiye gidip bir şey soran ve onu tasdik edenlerin "namazlarının kabul olmaması" ile kast edilen, onların bu namazlardan herhangi bir sevap elde edemeyeceğidir. Yoksa bu namazlarını daha sonra tekrar kılmaları gerekmez.
 
Üst Alt