- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Sevgili anne ve babalar; çocuklar çabuk büyüyor...
Çocuklar büyüdükçe dertleri de büyüyor. ..
Şikayetler başlıyor, çünkü hızlı bir şekilde kontrolümüzden çıkıp değişikliklerini görüyoruz...
Çocuklarımız, bizim gençliğimizde var olmayan bir yaşama biçiminin etkilerine giriyorlar...
Yanlış arkadaşlıklar kuruyorlar.
Uyarıları, ricaları dikkate almıyorlar... Anne baba olarak bizi dinlemiyorlar...
Tavırları zaman zaman saygısızlığa varıyor.
Biliyoruz ki; dünya imtihan dünyası. Bazılarımız servetle, şöhretle imtihan olurken..
bazılarımız da çocuklarımızla imtihan oluyoruz.
Türkiye’de çocuk yetiştirmek zor zenaat. Annelik zor, babalık zor...
Bir yerlerde yapılan küçük bir hatanın faturası çok ağır olabiliyor. ..
Yine de işin hemen hemen bütün yükü ailelere, özellikle de anne babalara düşüyor...
Anne baba olarak bu kutsal yükü kaldırmak zorundayız. Çünkü söz konusu olan hem onların, hem de bizim geleceğimiz.
Çocuğunuza belli yaşlarda namaz kılmayı, Kuran okumayı öğretebilirsiniz...
Namaz sureleri ile birlikte bir sürü de ilahi, ayet, hadis ezberletebilirsiniz...
Ama onlara büyükleri saymayı, küçükleri sevmeyi öğretemezseniz...
imandaki huzurun yanı sıra, inanmanın mantığını kavratamazsanız..
çocuk, belli yaşlarda farkli bataklik yollarina sapabilirler....
Bu da çocuğun geleceği açısından önemli bir tehdit oluşturur...
Çünkü o takdirde çocuk, sokağın, televizyonun, gazetenin, müstehcen yayınların, sorumsuz politikacıların ve ‘sanatçı’denilen kimselerin etkisine girer....
Çocuğunuza kendi yaşantınızla örnek olamazsanız, milli-manevi değer ölçülerini veremezseniz, batılılaşma sürecinin toplumumuza bulaştırdığı tortulardan ve tereddütlerden koruyamazsınız.
Anne-baba olarak önce biz kendimizi eğitmeliyiz...
Kendimizi yeterli hale getirmeliyiz. Kendimizi sürekli olarak eğiteceğiz...
Televizyondan ziyade kitapla dost olacağız...
Çocuk, babasının sırrı ve hususiyetlerinin sahibidir...
Hayatı boyunca onun gözbebeği, ölümünden sonra da mevcudiyetini devam ettiren bir parçasıdır...
Bütün hususiyetleri (iyi ve çirkinini) ondan âdeta miras yolu ile aktarır...
Zira o, kalbinin bir parçasıdır. Bundan dolayı Allah-u Teâlâ, neseplerin korunmasını, neslin tevhid inancı üzere yetişmesini emretmiştir.
Bunun için aile halkına, özellikle yeni yetişen çocuklara her şeyden önce öğretilmesi gereken şey, iman esaslarıdır.
Yani Allah'ın varlığı ve sıfatlarıyla tanıtılması, hiç bir şekilde O'nun ortağı yardımcısı olmadığı, insanların O'nun hükümleri, emir ve yasaklarına uygun yaşaması gerektiği inancıdır.....
Yaş ve idrak yönüyle bir şeyler öğrenme durumuna gelen bir çocuğa, öncelikle bu inanç kazandırılmalıdır....
Çocuğun ilk öğrendiği konuların başında, Allah-u Zülcelal’in onu gördüğü, bildiği ve onunla beraber olduğu gerçeğidir. Daimi olarak çocuğu Allah ile irtibatlandıracak bu görüş ve düşünüş sayesinde, Allah’a olan imanın tohumu da kalbe atılmış olur....
Ayrıca, çeşitli vesilelerle korku duyan, güvensizlik sıkıntısı çeken çocuk için Allah’ın her an onunla beraber olması, önemli bir güven merkezi ve dayanağıdır.
Ebeveynin evlâda bırakacağı en güzel mirâs, hiç şüphesiz ki, onu güzel terbiye etmesidir (Tirmizî, Birr, 33)...
Güzel terbiye edilen çocuk, ebeveyni için âhiret mutluluğunun sebebidir.