Çocuklarla iletişim kurmak

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İletişim iki kişi arasındaki mesaj alışverişidir. Alışveriş bildiğiniz gibi iki yönlüdür. Her konuşma iletişim değildir. Örneğin;anne-babalar çocuklarına emirler verip onların bu emirler karşısındaki tepki ve davranışlarıyla ilgilenmezlerse burada bir iletişim olmaz. Gerçek bir iletişim içinde konuşulanları anlama ve düşünülenleri söyleme vardır.

Bebek ile anne arasındaki iletişime bir göz atalım; Bebekler tabii ki konuşamazlar ama onlar anneleriyle doğumdan önce başlayan ve doğumla birlikte devam eden bir ilişki kurarlar. Yani bebeğin ilk iletişim kurduğu kişi annedir! Doğumdan sonra bir bebek 20-25cm. uzaklıktaki kişi ve nesneleri görebilir ve duyabilir. Bu özellikler bebeğin iletişim kurması için gereklidir. Doğumdan sonra bebeğin ilk karşılaştığı kişinin annesi olması ve annesinin ona sevgi ve şefkatle bakması ikisi arasındaki iletişimi kolaylaştırır. Yine, Annelerin bebekleriyle iletişimindeki yüz ifadeleri, mimikleri, önemli sözcükleri abartmaları, konuşmalar arasında sık ve uzun duraklamalar yapmaları,çocuklarının tepki göstermeleri için yeterince zaman tanımaları iletişimi kolaylaştırır.

Anne bebek arasındaki iletişimden sonra artık bebek bir süre sonra baba ve kendisine yakın davranan diğer insanlarla ilişki kurmaya başlar. Çocuğun ailesindeki kişilerle kurduğu sağlıklı iletişim, onun gelecekteki arkadaşları, öğretmenleri ve diğer yetişkinlerle iletişimini kolaylaştırır. Bu noktada siz ailelere çok iş düşüyor!

Çocukla konuşmak deyince çoğu yetişkinin aklına çocuğa bir şeyler söylemek, anlatmak hatta söz dinletmek gelir. Oysa karşılıklı konuşmanın en önemli tarafı çocuğu dinlemektir. Dinleme ve anlama karşılıklı konuşmanın ayrılmaz parçasıdır.

ÇOCUĞU DİNLEME

Bir çok anne-baba ve öğretmenler çocuklarla iletişim kurmada ve onların sorunlarına çözüm getirmede esas görevlerinin onlarla konuşmak,öğüt vermek,öneride bulunmak olduğunu zannederler Oysa çocuğun sorunlarını çözmede gerekli olan uygun ortamı sağlamak ve onu dinlemektir. Dinlemek çocuğun gelecekte de sağlıklı bir iletişim kurabilmesini, kendisi hakkında olumlu duygulara sahip olmasını, kendisine değer verildiğini hissetmesini kendine saygısını ve problem çözme davranışını geliştirir. Çocukla sağlıklı bir iletişim kurmak için gerekli olduğundan bahsettik. Bunun için çocuklara rahatlıkla konuşabilecekleri bir ortam sağlanmalı, eğer ortada bir problem varsa o problemin öncelikle kime ait olduğu bulunmalıdır. Eğer problem çocukta ise, öncelikle anne-baba çocuğa duygu ve düşüncelerini açıklamak için konuşma fırsatı vermeli, onu dinlemelidir. Dinleme çocuğa ana-baba tarafından önemsendiğini gösterir, değer verildiğini hissettirir.

İyi bir dinleyici olmak için; çocuğu dinlerken rahat bir şekilde oturulmalıdır. Rahat bir oturuş çocuğu dinlemeyi kolaylaştırır. Çocukla konuşurken göz teması kurmak önemlidir. Bunun için ya çocuğun boyunun hizasına gelmek için diz çökmeli ya da çocuğu kucağa almalıdır. Göz teması çocuğu duyulan ilgiyi ve kişiliğine duyulan saygıyı gösterir. Göz teması donuk bir şekilde olmamalıdır. Konuşurken çocuğun aynı zamanda ses tonuna, yüz ifadelerine ve bakışlarını kaçırıp kaçırmadığına dikkat edilip, davranışları ile söylediklerinin tutarlı olup olmadığına bakılır. Örneğin anne-babası boşanan bir çocuğun “ hayır sizin ayrılışınıza üzülmüyorum”. Derken gözleri sulanıyorsa çocuğun söyledikleri hakkında şüpheye düşeriz. Bu durumda iyi bir dinleyici olmak için, karşımızdaki kişinin yüzünü, elini, kolunu yani bedenini de duymamız gerekir. Çocuk kendisine yakın duran, yüzüne bakan kişiye daha çok güven, yakınlık ve konuşma isteği duyar. Çocuk bir şey anlatırken “ tamam, sen anlat ben dinliyorum” diyen ve bu arada yemekle uğraşan bir anneye anlatma isteği duymaz.

Dinleme sırasında çocuğun sözünü kesmeden,çocuk durakladığında “Hımm, evet anlıyorum.....” gibi sözlü belirtiler ya da gülümseme, baş sallama gibi sözsüz belirtiler yapılmalıdır.

Tüm bu belirtiler, çocuğun anlattığı problemi sorduğu soruları DUYDUĞUMUZU,onu önemsediğimizi ve değer verdiğimizi çocuğa hissettirir. Bunu hisseden çocuk rahatlıkla sizinle iletişim kurar.

Çocuğu dinlerken sessiz olunmalı, zaman zaman duraklamalarda söze karışılmalıdır. Sessizliğin faydasına gelince konuşan kişiye konuştukları hakkında düşünme, daha fazla açıklama ve olaya daha dikkatli bakma imkanı kazandırır, kişiyi aynı zamanda rahatlatır. “Ayşe nin benim için çok iyi bir arkadaş olduğunu düşünmüyorum artık!” diyen bir çocuğun sözünü keserek “Ben sana baştan söylemiştim, Ayşe nin iyi bir arkadaş olmadığını, artık kendine başka bir arkadaş bulmalısın” demek o çocuk için gereken sessizliği sağlamaz. Çocuk düşüncelerini tam olarak söyleyemez, kendisini rahatsız hisseder.

Tam bir sessizlik iyi değildir. Çocuk konuşurken daha önce bahsettiğimiz “Hımm, evet anlıyorum” gibi sözler, duraklama ve yüz ifadeleri sessiz kalmayı tamamlar,çocuğa önemsendiğini gösterir. Bu tepkiler olmasa çocuk karşısındaki kişinin onu dinlemediğini düşünür.

ÇOCUĞU DİNLEMENİN YARARLARI

-Çocuğun kelime dağarcığı zenginleşir. Konuşma yeteneği gelişir, kendi duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade eder.

-Çocuğun içine kapanması, ağlaması, saldırgan davranması yerine kendini sözle anlatarak rahatlamasını sağlar. Bu,çocuğun toplumsal yaşama uyumunu kolaylaştırır.

-Doğru anlaşıldığını hisseden çocuk, kendini daha huzurlu ve rahat hisseder. Bunun sonucunda çocuğun kendine güveni artar. Duygusal ve sosyal yönden gelişmesini sağlar.

-Başkaları tarafından dinlenen çocuk da başkalarını kolaylıkla dinler.

-Aile içi ve diğer ilişki kurduğu insanlarla sağlıklı bir iletişim içine girmesini sağlar.

Aşağıda etkili dinlemeye örnek verilmiştir.

ÇOCUK:Okuldan nefret ediyorum. Keşke okula gitmek zorunda olmasaydım.

YETİŞKİN:İşlerin yolunda gitmediği görülüyor. Başka şeyler yapmak istiyorsun.(Etkili dinleme, yerine koyma)

ÇOCUK: Evet yapmamız gereken tüm ödevlerden nefret ediyorum.

YETİŞKİN: Çok ödevin var ve bu seni yıldırıyor(Etkili dinleme, yerine koyma).

ÇOCUK:Bunları niye yapmak zorunda olduğumuzu anlamıyorum.

YETİŞKİN:Bu ödevi sevmiyorsun(ETKİLİ DİNLEME, YERİNE KOYMA)

ÇOCUK:Sözlülerden hoşlanmıyorum,nasıl oluyor da yazılı yapmıyorlar?

YETİŞKİN:Grup önünde konuşmaktansa yazmayı tercih ediyorsun(ETKİLİ DİNLEME,YERİNE KOYMA)

ÇOCUK:Ben...ben;sınıf önünde konuşamıyorum.

YETİŞKİN:Kendini rahat hissetmediğin bir şeyi yapmaktansa, yazmayı tercih ediyorsun(ETKİLİ DİNLEME,YERİNE KOYMA)

ÇOCUK:Evet,çünkü grup önünde ne zaman konuşsam rezil oluyorum.

YETİŞKİN:Sana yardım etmek için ne yapabilirim?

ÇOCUK:Belki ödevimi dinleyebilirsin.

ÇOCUK:Barış Manço ölmemiştir, ölemez.

YETİŞKİN:Onu çok seviyorsun,öldüğünü kabul etmek sana zor geliyor(ETKİLİ DİNLEME,YERİNE KOYMA)

ÇOCUK: Evet.

ÇOCUK:Okula gitmek istemiyorum.

YETİŞKİN:Okulla ilgili bazı sıkıntıların var(ETKİLİ DİNLEME,YERİNE KOYMA)

ÇOCUK:Öğretmen birkaç çocuğu sınıfta azarlıyor

YETİŞKİN:Neler oluyor anlatır mısın?

ÇOCUK:Yanımdaki arkadaşım yaramazlık yapıyordu,öğretmen bana bağırdı.

YETİŞKİN:Haksızlığa uğradın çünkü sen yaramazlık yapmamıştın(ETKİLİ DİNLEME,YERİNE KOYMA)

ÇOCUK:Evet.

Bazen çocuklar korku, kaygı kızgınlık gibi duygularını ifade edemezler. Bu durumlarda çocuğa yardımcı olmak için şunlar yapılabilir:

1-Söylenenleri iyice anlamaya çalışıp,söylediklerini kısaca tekrar edebiliriz.

ÖRNEK: ‘Ayşe çok kötü bir çocuk,bebeğimi aldı vermiyor’

(Ne ayıp kardeş kardeş oynamıyor musunuz? Yerine)

Duyduğunuzu tekrar etme:

‘Demek Ayşe bebeğini aldı ,vermiyor’

‘Evet beni kızdırıyor...’ Diye devam eder.

ÖRNEK:’Matematik dersini hiç anlamıyorum..’

(Biraz daha dikkat edersen anlarsın’ veya ’Sınıfta bir arkadaşına sor anlatsın’ yerine)

Duyduğunuzu tekrar etme:

‘Matematik dersi sana zor geliyor’

‘Evet öğretmen de bana taktı’ diye devam eder.

Duyguları tekrar etmenin yararları nelerdir?

-Söylenenlerin aynen duyulduğunu, yanlış anlaşılmadığını kanıtlar.

-Soruna çözüm getirmez, ama çocuğun sorun üzerinde daha çok düşünmesini ve çözüm bulmasını sağlar.

-Asıl sorunun ne olduğunu ortaya çıkarır.(matematik dersi örneği )

-Konuşan kişi duyulduğunu hissederek daha çok konuşur.

2-Konuşan kişinin duygularını dile getirebiliriz. Burada Ayşe örneğini verecek olursak;

"Ayşe çok kötü çocuk, bebeğimi aldı vermiyor"

ELİF ne hissediyor?: KIZGINLIK, ÖFKE

CEVAP:"Bu seni kızdırıyor" olabilir

Çocukla iletişimde,duyguların dile getirilmesi onu rahatlatır ve anlaşıldığını hissetmesini sağlar. Böylece yoğun duygularını davranışa yöneltmez.

İLETİŞİMDE İFADE HATALARI

SEN DİLİ:anne- baba ve çocuk arasındaki anlaşmazlıklar,çocuğun yaptığı olumsuz davranışlar sonucu oluşur. Çocuğun olumsuz davranışları ya da sözleri anne-baba da hoşnutsuzluk,kızgınlık gibi duygular yaratabilir. Bu duygular karşısında tepkilerini genellikle aniden ve sözel olarak şöyle ifade ederler!’Ne laf anlamaz çocuksun’,’Sana bin kere tembih ettim’,’Neden dikkat etmiyorsun’,gibi. Buradaki ifade tarzı çocuğa yönelik SEN mesajı,sen kelimesi, sen-dilidir. Bu ifade fiziksel cezalardan daha olumsuz etki yapar. Sen dili kızgınlığın gerçek nedenini açıklamaz. Bu nedenle çocuk anne babasının neden kızdığını anlayamaz. Ancak çocuk,’Benim annem her şeye kızar’ der.Sen dili ile gönderilen kızgınlık ifadeleri, davranışa değil, kişiye yönelik açık saldırıdır. Kızgınlığın kişiye yönelik olması çocuğu sarsar,gücendirir, kızdırır, onun karşılık vermesine yol açar. Zamanla çocuk içine kapanır iletişimini keser. Çocuk sevilmediğini düşünebilir. Onuru kırılan çocuk, "Ama siz de hatalı davranıyorsunuz" diyerek karşılık vermeye başlar. Böylece genç de kızgınlık duygularını sen dili ile ifade etmeyi öğrenir. Bu durumda anne-babalar çocuğa daha fazla ceza vermeye başlarlar.

BEN DİLİ: Ben dili, anne-babanın olumsuz davranış sırasında yaşamakta olduğu olumsuz etki ve duyguları açıklayan dürüst ve sorumlu bir kızgınlık ifadesidir.

ÖRNEK: ‘Oooo, buyurun içeri girin lütfen’ yerine’ Geldiğine çok sevindim,gelmekle beni çok mutlu ettin’ şeklinde bir ben dili mesajı bizde daha sıcak bir duygu uyandırır.

ÖRNEK:Ziyaretine gitmediğimiz bir büyüğümüz ’Şimdiki nesil artık böyle ,büyüklerini asla umursamazlar,ne zamandır ziyaretime gelmiyorsunuz,biliyor musun?’gibi suçlayıcı sen dili yerine “Uzun zamandır seni görmediğim için seni özlemiştim, seni gördüğüme sevindim keşke sık sık gelebilsen!” gibi gerçek duyguları anlatan bir ben dili mesajı bizi o anda savunmaya geçmekten alıkoyduğu gibi ziyaretlerimizi daha sık ve daha istekli yapmamızı sağlar.Ben dili ile konuşmak duygu ve düşünceleri anında ilettiği için kullanan kişiyi rahatlatır.

.ÖRNEK:Neden böyle yaptın? Yerine

“Bu davranışına çok üzüldüm”(kızgınlık ve öfke gibi birikimleri önler). Duyguların açıklanması çok önemlidir Çünkü düşünceler, zevkler değişse de duygular aynıdır. Çocukların duyguları daha yoğun olduğundan,duyguların ifade edilmesi onların, durumu daha iyi anlayabilmelerine,kendilerini anne veya babanın yerine koymalarına ve onlardaki etkiyi farkederek davranışlarını onlar için değiştirmek isterler. Böylece çocuk olumsuz davranışını anne-babaya yardımcı olmak için değiştirebilir.
 
Üst Alt