Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Gönül Sızım
Dul ve Yetimlerle İlgilenmek
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 42659" data-attributes="member: 1049"><p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"><img src="https://img109.imageshack.us/img109/4678/islamiforumlarnet.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Toplumda, ilâhî imtihanın bir cilvesi olarak bâzı kanadı kırık insanlar bulunur ki, Cenâb-ı Hak, diğer kullarına onlar hürmetine rızık verir ve yardım eder...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"> Lâkin insanlar, bu hakîkati çoğu zaman anlayamazlar...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"> O kulların mahrûmiyetine aldırmadan, devamlı kendi varlıklarının artmasını isterler...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"> Hâlbuki Cenâb-ı Hak, toplumdaki kanadı kırıklara bakmayı, imkân sâhipleri için bir vazife kılmıştır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Hayır! (Siz Allah’tan hep ikrâmı devâm ettirmesini istersiniz lâkin), yetime değer vermez, iyilikte bulunmazsınız!</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Muhtaçları doyurmaya teşvik etmezsiniz.” (el-Fecr, 17-18)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Toplumdaki zayıf ve muhtaç insanlara yakın olan ve samîmî bir şekilde ihtiyaçlarıyla ilgilenen kimseler, Cenâb-ı Hakk’ın râzı olduğu kulluk kıvâmına ererek iki cihan saâdetini elde ederler.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Toplumdaki kanadı kırıkların en fazla mahzun ve mağmûm olanları ise dul hanımlar ve yetim çocuklardır...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"> Onlar hâlet-i rûhiye olarak derin bir ıztırap, hasret ve sıkıntı içindedirler...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"> Onların maddî-mânevî yaralarının sarılması ve tesellî edilmeleri, ümmetin üzerine bir borçtur. Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Kocasız kadınlarla, yoksulların işlerine yardım eden kimse, Allah yolunda cihâd etmiş gibi sevap kazanır.”</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Râvî diyor ki, hattâ Allah Rasûlü’nün:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“O kimse tıpkı geceleri durmadan namaz kılan, gündüzleri de hiç ara vermeden oruç tutan kimse gibidir.” buyurduğunu da sanıyorum. (Buhârî, Nafakât 1, Edeb 25, 26; Müslim, Zühd 41)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Cenâb-ı Hak yetimlerin haklarını muhâfazayı kendi üzerine almış, bu hususta pek çok âyet-i kerîme inzâl buyurarak onlara güzel muâmelede bulunmayı emretmiştir...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Yetimle ilgilenip ihtiyaçlarını karşılamanın sarp yokuşu aşmak olduğunu haber vermiştir...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Bu sarp yokuşu aşarak, sırf Allâh’ın rızâsına ermek için kendileri de muhtaç olduğu hâlde fakire, yetime ve esire ikrâm eden kullarını da medhetmiştir...</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Sakın yetime kahretme! (Kötü muâmelede bulunup onu ezme!)” (ed-Duhâ, 9)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“…Yetimlerin haklarını vermekte tam adâleti gözetin. Yaptığınız her iyiliği, Allah mutlaka bilir.” (en-Nisâ, 127)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Toplumdaki kanadı kırıklarla meşgul olmak yerine, aksine bir de onlara haksızlık yapmak, küfre ve nankörlüğe dalmış olan taşlaşmış bir kalbin çirkin tezâhürlerindendir...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"> Cenâb-ı Hak böylelerini tehdit ederek şöyle buyurur:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Baksana şu dîni (mahşer ve hesâbı) yalan sayana! O, yetimi şiddetle itip kakar,</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">yoksulu doyurmaya teşvik etmez!” (el-Mâûn, 1-2)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Peygamber Efendimiz, yetimlere şefkatle muâmele eden mü’minleri en büyük mükâfatla müjdelemiştir. Birgün:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Yetimi koruyup kollayan kişi ile ben cennete şu ikisi gibiyiz.” buyurmuş, aralarını biraz açarak işâret ve orta parmağını göstermiştir. (Buhârî, Edeb 24, Talak 14)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Bir kimse, müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlaka cennete koyar.” (Tirmizî, Birr, 14/1917)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Bir kimse sırf Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap yazılır…” (Ahmed, V, 250)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Kalbinin katılığından şikâyet eden bir sahâbîye de Efendimiz -aley*hissalâtü vesselâm-:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakiri doyur, yetimin başını okşa!” tavsiyesinde bulunmuştur. (Ahmed, II, 263, 387)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Abdurrahman bin Ebzâ -radıyallâhu anh-, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Yetime karşı şefkatli bir baba gibi ol!” buyurduğunu nakleder. (Heysemî, VIII, 163)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">Hayâta gözlerini yetim olarak açmış olan Fahr-i Kâinât Efendimiz, ümmetinin yetimleriyle bizzat alâkadar olmuşlardır. İnsanlığa en güzel bir örnek şahsiyet olmalarının bir tezâhürü olan şu ifâdeleri, ne yüksek bir fazîlet numûmesidir:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">“Ben her mü’mine kendi nefsinden daha ileriyim, daha yakınım. Bir kimse ölürken mal bırakırsa, o mal kendi yakınlarına âittir. Fakat borç veya yetimler bırakırsa, o borç bana âittir; yetimlere bakmak da benim vazifemdir.”</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">(Müslim, Cuma, 43; İbn-i Mâce, Mukaddime, 7)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="color: black">İşte Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bu ifâdeleri, O’na ümmet olma bahtiyarlığına eren her bir mü’mine, eşsiz bir şefkat, merhamet, diğergâmlık ve mes’ûliyet duygusu tâlim etmektedir. </span></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 42659, member: 1049"] [INDENT][COLOR=black][IMG]https://img109.imageshack.us/img109/4678/islamiforumlarnet.jpg[/IMG][/COLOR] [COLOR=black]Toplumda, ilâhî imtihanın bir cilvesi olarak bâzı kanadı kırık insanlar bulunur ki, Cenâb-ı Hak, diğer kullarına onlar hürmetine rızık verir ve yardım eder...[/COLOR] [COLOR=black] Lâkin insanlar, bu hakîkati çoğu zaman anlayamazlar...[/COLOR] [COLOR=black] O kulların mahrûmiyetine aldırmadan, devamlı kendi varlıklarının artmasını isterler...[/COLOR] [COLOR=black] Hâlbuki Cenâb-ı Hak, toplumdaki kanadı kırıklara bakmayı, imkân sâhipleri için bir vazife kılmıştır. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: [/COLOR] [COLOR=black]“Hayır! (Siz Allah’tan hep ikrâmı devâm ettirmesini istersiniz lâkin), yetime değer vermez, iyilikte bulunmazsınız! Muhtaçları doyurmaya teşvik etmezsiniz.” (el-Fecr, 17-18) [/COLOR] [COLOR=black]Toplumdaki zayıf ve muhtaç insanlara yakın olan ve samîmî bir şekilde ihtiyaçlarıyla ilgilenen kimseler, Cenâb-ı Hakk’ın râzı olduğu kulluk kıvâmına ererek iki cihan saâdetini elde ederler. Toplumdaki kanadı kırıkların en fazla mahzun ve mağmûm olanları ise dul hanımlar ve yetim çocuklardır...[/COLOR] [COLOR=black] Onlar hâlet-i rûhiye olarak derin bir ıztırap, hasret ve sıkıntı içindedirler...[/COLOR] [COLOR=black] Onların maddî-mânevî yaralarının sarılması ve tesellî edilmeleri, ümmetin üzerine bir borçtur. Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: [/COLOR] [COLOR=black]“Kocasız kadınlarla, yoksulların işlerine yardım eden kimse, Allah yolunda cihâd etmiş gibi sevap kazanır.” [/COLOR] [COLOR=black]Râvî diyor ki, hattâ Allah Rasûlü’nün: “O kimse tıpkı geceleri durmadan namaz kılan, gündüzleri de hiç ara vermeden oruç tutan kimse gibidir.” buyurduğunu da sanıyorum. (Buhârî, Nafakât 1, Edeb 25, 26; Müslim, Zühd 41) Cenâb-ı Hak yetimlerin haklarını muhâfazayı kendi üzerine almış, bu hususta pek çok âyet-i kerîme inzâl buyurarak onlara güzel muâmelede bulunmayı emretmiştir...[/COLOR] [COLOR=black]Yetimle ilgilenip ihtiyaçlarını karşılamanın sarp yokuşu aşmak olduğunu haber vermiştir...[/COLOR] [COLOR=black]Bu sarp yokuşu aşarak, sırf Allâh’ın rızâsına ermek için kendileri de muhtaç olduğu hâlde fakire, yetime ve esire ikrâm eden kullarını da medhetmiştir...[/COLOR] [COLOR=black]Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur: “Sakın yetime kahretme! (Kötü muâmelede bulunup onu ezme!)” (ed-Duhâ, 9) “…Yetimlerin haklarını vermekte tam adâleti gözetin. Yaptığınız her iyiliği, Allah mutlaka bilir.” (en-Nisâ, 127) Toplumdaki kanadı kırıklarla meşgul olmak yerine, aksine bir de onlara haksızlık yapmak, küfre ve nankörlüğe dalmış olan taşlaşmış bir kalbin çirkin tezâhürlerindendir...[/COLOR] [COLOR=black] Cenâb-ı Hak böylelerini tehdit ederek şöyle buyurur: “Baksana şu dîni (mahşer ve hesâbı) yalan sayana! O, yetimi şiddetle itip kakar, yoksulu doyurmaya teşvik etmez!” (el-Mâûn, 1-2) Peygamber Efendimiz, yetimlere şefkatle muâmele eden mü’minleri en büyük mükâfatla müjdelemiştir. Birgün: “Yetimi koruyup kollayan kişi ile ben cennete şu ikisi gibiyiz.” buyurmuş, aralarını biraz açarak işâret ve orta parmağını göstermiştir. (Buhârî, Edeb 24, Talak 14) [/COLOR] [COLOR=black]“Bir kimse, müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlaka cennete koyar.” (Tirmizî, Birr, 14/1917) [/COLOR] [COLOR=black]“Bir kimse sırf Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap yazılır…” (Ahmed, V, 250) Kalbinin katılığından şikâyet eden bir sahâbîye de Efendimiz -aley*hissalâtü vesselâm-: “Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakiri doyur, yetimin başını okşa!” tavsiyesinde bulunmuştur. (Ahmed, II, 263, 387) Abdurrahman bin Ebzâ -radıyallâhu anh-, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in: “Yetime karşı şefkatli bir baba gibi ol!” buyurduğunu nakleder. (Heysemî, VIII, 163) [/COLOR] [COLOR=black]Hayâta gözlerini yetim olarak açmış olan Fahr-i Kâinât Efendimiz, ümmetinin yetimleriyle bizzat alâkadar olmuşlardır. İnsanlığa en güzel bir örnek şahsiyet olmalarının bir tezâhürü olan şu ifâdeleri, ne yüksek bir fazîlet numûmesidir: “Ben her mü’mine kendi nefsinden daha ileriyim, daha yakınım. Bir kimse ölürken mal bırakırsa, o mal kendi yakınlarına âittir. Fakat borç veya yetimler bırakırsa, o borç bana âittir; yetimlere bakmak da benim vazifemdir.” (Müslim, Cuma, 43; İbn-i Mâce, Mukaddime, 7) İşte Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bu ifâdeleri, O’na ümmet olma bahtiyarlığına eren her bir mü’mine, eşsiz bir şefkat, merhamet, diğergâmlık ve mes’ûliyet duygusu tâlim etmektedir. [/COLOR] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Gönül Sızım
Dul ve Yetimlerle İlgilenmek
Üst
Alt