Aslında, şu yazdıklarınla düşüncelerini daha iyi anlatmış oldun. Az önce bahsettiğim gibi, gitmek istediğin yol doğru olsa bile, o yolu iyi anlatmak, en az o yolda doğru yürümek kadar önemlidir. İnsan "bedeni kusurludur" demeyi pek doğru bulmadım. Kime göre kusurlu? Sana göre mi, etrafında gördüklerine göre mi? Ruh ile aynı seviyeye çıkamamak herkes için geçerli olabilir mi sence de? Bedenin ruha kesinlikle ayak uyduramayacağını kesin bir dil ve kanıtlanmış fiili davranışlarla iddia edebilir miyiz gerçekten? Örnek olarak sana peygamberleri ve evliyaları verebilirim. Niye delirmediler? Niye onların bedenleri ruhlarına eşlik edebildi? Her insan, - bu kendin bile olsa- aynı performansı bekleyemezsin. Eğitimle alakalıdır, içinde olduğun sosyoekonomik durumla ilgili olabilir ve en önemlisi ise nasiple ilgili olabilir.
Bana göre, senin asıl sorunun, -ki aynı sıkıntıları ben de yaşıyorum.- mükemmelliyetçi olmaya çalışmak veya her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek... Böyle bir hayatın seni zorladığının farkına varmanı dilerim. Her şeyi kontrol altında tutamazsın. Yaşarken, bazı insanlar senin yüzünden kırılabilir. İstemeden de olsa bunu yapabilirsin... Kaldı ki, senin bu kadar ince düşünüyor olman da, ince düşünmeyen, günü birlik yaşayan insanları kırıyor, eksik bırakıyor ve zorluyor da olabilir, bu taraftan hiç baktın mı?
Bu yüzden, aşırı kontrollü olmaya çalışma rolünden veya kendini buna zorlamaktan vazgeçmelisin. Psikolojik tarafından bak olayın; kim daha çok yıpranıyor? Sen ve aslında sana temas eden herkes... Kabaca tabirle "sal kendini biraz." Nefsin bir yandan,
dünya telaşı bir yandan, insanlar bir yandan, aklın bir yandan, vicdanın bir yandan; daha ne kadar dayanabilirsin bunca yüke?
Tevekkül etmek ayrı bir şeydir. Ben becerebiliyor muyum bunu, asla! Ama deniyorum, öğrenmeye çalışıyorum, bu bana nasip olsun diye dua ediyorum... Bu yüzden değerli kardeşim; iki elinle kendi boğazını sıkma. Nefes al. Biraz akışına bırak ama çokça dua et.