Erkek ile Namahrem Kadının Tokalaşmasının Hükmü

4747

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Aralık 2012
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Erkek ile Namahrem Kadının Tokalaşmasının Hükmü

Bir erkeğin, kendisine yabancı (namahrem) olan bir kadınla tokalaşması haram mıdır?

Hamd, yalnızca Allah'adır.
Bir erkeğin, yabancı (namahrem) bir kadınla tokalaşması haramdır, câiz değildir. Bunun haram olduğuna delâlet eden delillerden birisi de, Ma'mer b. Yesâr'ın -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste o şöyle demiştir:

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
(( لأَنْ يُطْعَنَ فيِ رَأْسِ أَحَدِكُمْ بِمِخْيَطٍ مِنْ حَدِيدٍ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَمَسَّ امْرَأَةً لاَ تَـحِلُّ لَهُ.)) [ رواه الطبراني والبيهقي وصححه الألباني في صحيح الجامع] *
"Sizden birinizin başına demirden bir iğne batırılması, kendisine helal olmayan (yabancı) bir kadına dokunmasından daha hayırlıdır." (Taberânî ve Beyhakî rivâyet etmişler, Elbânî de 'Sahîhu'l-Câmi'; hadis no: 5045'de hadis sahihtir, demiştir.)

Hiç şüphe yok ki bir erkeğin yabancı (namahrem) bir kadına dokunması, fitnenin, şehveti galeyana getirmenin ve harama (zinâya) düşmenin sebeplerinden birisidir.

Hiç kimse sakın: "Ben iyi niyetliyim ve kalbim temizdir" demesin.Zirâ en temiz kalpli ve en iffetli nefis sahibi olan Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kesinlikle hiçbir yabancı kadına dokunmamıştır.Hatta kadınlar kendisine beyat ederlerken, erkeklerin ellerini tutar gibi onlarla beyat etmemiştir.Onun kadınlarla beyatı, ancak sözden ibâret olmuştur.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hanımı Âişe -Allah ondan râzı olsun- şöyle rivâyet etmiştir:
(( أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَمْتَحِنُ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ بِهَذِهِ الْآيَةِ بِقَوْلِ اللَّهِ: يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءَكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَنْ لا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئاً وَلا يَسْرِقْنَ وَلا يَزْنِينَ وَلا يَقْتُلْنَ أَوْلادَهُنَّ وَلا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلا يَعْصِينَكَ فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ. قَالَتْ عَائِشَةُ: فَمَنْ أَقَرَّ بِهَذَا الشَّرْطِ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ، قَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: قَدْ بَايَعْتُكِ كَلامًا. وَلا وَاللَّهِ! مَا مَسَّتْ يَدُهُ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ فِي الْمُبَايَعَةِ،مَا يُبَايِعُهُنَّ إِلا بِقَوْلِهِ قَدْ بَايَعْتُكِ عَلَى ذَلِكِ.)) [ رواه البخاري ]
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisine hicret eden mü*'min kadınları bu âyetle, Allah'ın şu sözüyle imtihan ediyordu:
-Ey Peygamber! Mü'min kadınlar sana gelip, Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürme*mek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup ileri sürmemek (kocalarından olmayan çocukları, onlara nisbet etmemek) ve (onlara emredeceğin) iyilikler hususunda sana karşı gelmemek şartıyla sana biat ederlerse, onların biatlarını kabul et. Allahtan onların affedilmelerini iste. Şüphesiz ki Allah, (tevbe eden kullarının günahlarını) çok bağışlayandır, (onlara) çok acıyandır.
Âişe -Allah ondan râzı olsun- şöyle dedi:
- Mü'min kadınlardan bu şartı kabul edene, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyuruyordu:
- Andolsun ki senin biatını sözlü olarak kabul ettim.
Âişe -Allah ondan râzı olsun- (sözüne devamla) şöyle dedi:
-Allaha ye*min olsun ki, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eli, biat sırasında hiçbir kadının eline dokunmamıştır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kadınlardan her birine:
- Bunlar üzerine senin biatını kabul ettim, demekten başka biat kabul etmemiştir." (Buhârî; hadis no: 4512)

Başka bir rivâyette Âişe -Allah ondan râzı olsun- şöyle demiştir:

(( كَانَتِ الْمُؤْمِنَاتُ إِذَا هَاجَرْنَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُمْتَحَنَّ بِقَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ: يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءَكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَنْ لا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئاً وَلا يَسْرِقْنَ وَلا يَزْنِينَ وَلا يَقْتُلْنَ أَوْلادَهُنَّ وَلا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلا يَعْصِينَكَ فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ، قَالَتْ عَائِشَةُ: فَمَنْ أَقَرَّ بِهَذَا مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ فَقَدْ أَقَرَّ بِالْمِحْنَةِ، وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا أَقْرَرْنَ بِذَلِكَ مِنْ قَوْلِهِنَّ قَالَ لَهُنَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: انْطَلِقْنَ فَقَدْ بَايَعْتُكُنَّ، وَلا وَاللَّهِ مَا مَسَّتْ يَدُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ، غَيْرَ أَنَّهُ يُبَايِعُهُنَّ بِالْكَلَامِ، قَالَتْ عَائِشَةُ: وَاللَّهِ مَا أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى النِّسَاءِ قَطُّ إِلا بِمَا أَمَرَهُ اللَّهُ تَعَالَى، وَمَا مَسَّتْ كَفُّ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَفَّ امْرَأَةٍ قَطُّ، وَكَانَ يَقُولُ لَهُنَّ إِذَا أَخَذَ عَلَيْهِنَّ قَدْ بَايَعْتُكُنَّ كَلامًا.)) [ رواه مسلم ]

"Mü'min kadınlar, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e hicret ettikleri zaman Allah -azze ve celle-'nin şu sözüyle imtihan olunurlardı:
-Ey Peygamber! Mü'min kadınlar sana gelip, Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup ileri sürmemek (kocalarından olmayan çocukları, onlara nisbet etmemek) ve (onlara emredeceğin) iyilikler hususunda sana karşı gelmemek şartıyla sana biat ederlerse, onların biatlarnı kabul et. Allahtan onların affedilmelerini iste. Şüphesiz ki Allah, (tevbe eden kullarının günahlarını) çok bağışlayandır, (onlara) çok acıyandır.

Âişe -Allah ondan râzı olsun- (sözüne devamla) şöyle dedi:
- Mü'min kadınlardan bu şartı kim ikrar ederse, mihneti (şer'î biatı) kabul etmiş, olurdu. Kadınlar bunu sözle ikrar ettikleri zaman Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara:
- Haydi gidin! Sizin biatınızı kabul ettim, buyururdu.
- Hayır! Allah'a yemîn ederim ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eli, (yabancı) kadının eline asla dokunmamıştır. O, kadınlardan biatlarını, sadece sözle alırdı.
Âişe -Allah ondan râzı olsun- (sözüne devamla) şöyle dedi:
- Allah'a yemîn ederim ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kadınlardan, Allah Teâlâ'nın emrettiğinden başka hiç bir şey almamıştır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in avucu, (yabancı) bir kadının avucuna asla dokunmamıştır. Onlardan biatlarını aldığı zaman kendilerine sözle:
- Biatınızı kabul ettim, derdi."(Müslim; hadis no: 3470)

Yine, Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

(( مَا مَسَّتْ يَدُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ إِلا امْرَأَةً يَمْلِكُهَا.)) [ رواه البخاري ]
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eli, sahip olduğu kadınlardan başka hiçbir kadının eline dokunmamıştır." (Buhârî; hadis no: 6674)

Bazı müslümanlar, yabancı bir kadın tokalaşmak için elini kendisine uzattığı zaman tokalaşmadığı zaman çok mahçup olacağını düşünerek onunla tokalaşmaktadır.
Bazıları da kadınlarla aynı ortamda bulunduğu için okul veya üniversitedeki bayan öğretmen ve kız öğrenciyle, kendisiyle aynı işyerinde bulunan bayan memurla, toplantı ve ticârî görüşmelerdeki kadınlarla tokalaşmak zorunda kaldıklarını iddiâ etmektedirler.

Bu, geçerli ve kabul edilebilir bir mazeret değildir.Müslümana düşen görev; nefsine ve şeytanına üstün gelmesi ve dîninde güçlü ve kuvvetli olması gerekir.Çünkü Allah Teâlâ hakkın yerine getirilmesinden çekinmez.Müslümanın,kadınlarla tokalaşmamasının sebebini nâzik bir şekilde açıklaması ve bu davranışının, kadını küçük düşürmek için yapmadığını, aksine dîninin hükümlerini yerine getirmek için yaptığını açıklaması gerekir. Bu davranışı, ona, -çoğu zaman- başkalarının kendisine saygı duymalarını kazandıracaktır. Tokalaşmadığı için başlangıçta bu davranışı garip karşılamalarının bir mahzuru yoktur. Belki de bu davranış, onları, pratik olarak İslâm dînine dâvet etmek için bir fırsat olabilir.
Başarı, Allah Teâlâ'dandır.
 

sulea

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Ağustos 2014
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Paylaşımınız çok bilgilendirici,çok teşekkür ederim .Ben babam yüzünden muzdaribim bu konuda.. kendisi öğretmen ve benim erkeklerle tokalaşmamamı asosyallik olarak karşılıyor.Bunda kötü niyet yokmuş onlar bizim akrabalarımızmış öğretmenimmiş bana emek vermişler ben onlara gerektiği gibi sıcakkanlı davranmıyormuşum falan falan... Peygamberimiz böyle böyle yapmış diyorum hani nerde hangi kitapta yazıyor diyor.. bak diyorum hiç bakmıyor.. Allah ıslah etsin ne diyeyim çok fazla bu tarz düşünen insanlar...
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
O ıslah edileceklerden bizdede çok şule kardeşim, bu nerde yazıyor diyenler bir ayet okumamış, bir hadis bilmez peygamberin adını bile unutan insanlar sözde müslümanız derler ama ahkam kesmeye gelince müslümanlar... İslamın gereklerini yerine getirmeye gelince ortada kimse yok ''yan yattı çamura battı felsefeleri'' oluyor:( Ha bide bir insan türü daha tanıdım İslam dinini tebliğ etmek onlara verilmiş ama kendileri sorumlu değiller her türlü dini vecibeden kendileri muaflar ama etraflarındaki herkes mükellef onlar cennete gidecek mümin onların dışındaki herkes münafık, fasık, facir,kafir... Allah cc cümlemize hidayet versin gerçekten zor zamanda zor insanlarla yaşıyoruz Allah sonumuzu hayır eylesin kimseyi kınamıyorum Allah'a sığınıyorum ve sadece dua ediyorum cümlemize Rabbim doğruyu göstersin yaşatsın diye...
 

Huzur Yolcusu

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Haziran 2014
Mesajlar
587
Tepkime puanı
3
Selamün aleyküm çok güzel bir konuyu ele almışsınız Allah razı olsun. Zamanında başımdan geçen bir olayı anlatıyım; bacanağımla baldızım gelmişlerdi bir gün bize eşi benimle tokalaşmak istedi. Hoşgeldiniz dedim baldızım tokalaşmak için elime gelirken hoşgeldin dedim elimi kalbimin üstüne alıp sağol dedim. O anda bacanakta eşimle tokalaşmak için yöneldi eşim sağol enişte hoşgeldin dedi. Sonra sebebini sordular günah diye ben anlatmaya çalışınca bir anda yobazlık aslında kötü niyetli düşünmedikten sonra dediler hasbinallahi ve niğmel vekil dedim bişey mi dedin dediler. Bizde günah sizi bilmem neyse uzatmanın lüzumu yok dedim ne demek istiyorsun deyip kürtçe hakaret ettiler bende doğuda askerlik yaptığım için daha az dikkat çekerim dedim birazda merak kürtçeyi öğrenmiştim. Bende kürtçe söylediklerini anladığımı terbiyesizlik ettiklerini evimden gitmelerini söyleyince özür dilemişlerdi. Başımdan böyle bir olay geçmişti bırakın tokalaşmayı sesi bile haramken tokalaşmak ne demek müslümanız diyorsak sözde değil özde olup hareketlerimize dikkat etmeliyiz. Rabbim böyle kardeşlerimizi doğru yola ulaştırsın ve cümlemizi hidayete erdirdikten sonra ayaklarımızı kaydırmasın.
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
En güzeli musafaha yapmamaktır. Olabildiğince bundan kaçınmaktır. Lakin kadınlarımız da sosyal ağın merkezindedir günümüzde. Her bir hanım kardeşimiz bu ameliyeden de kaçamıyor, kaçınamıyor.
Mecburen musafaha yapan kardeşlerimizi de üzmeden bu ameliyenin önüne geçilmelidir.
İkrah sözkonusu olan hanımlara dualarımızı gönderiyoruz.
Selam ve Dua ile.
 

Gmzgmz

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Ağustos 2018
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Bu konuyla ilgili bir şey sormak istiyorum, aydınlatırsanız sevinirim. Kadın ve erkeğin tokalaşması konusunda yukarıda okuduklarım sadece hadis ve rivayetler. Peki nasıl ki her türlü helal ve haram Kur’an da yazılı( alkol, leş, domuz eti, kan, yalan, iftira, hak yemek... gibi) bu konu eğer haram ise neden sadece hadis ve rivayette var? Peygamber efendimiz el sıkışmamış, dokunmamış ama el sıkışmayın da dememiş yukarıda okuduğum kadarıyla. Haram diye fetvayı veren kim noktasında ben bir açıklık göremedim?
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Bu konuyla ilgili bir şey sormak istiyorum, aydınlatırsanız sevinirim. Kadın ve erkeğin tokalaşması konusunda yukarıda okuduklarım sadece hadis ve rivayetler. Peki nasıl ki her türlü helal ve haram Kur’an da yazılı( alkol, leş, domuz eti, kan, yalan, iftira, hak yemek... gibi) bu konu eğer haram ise neden sadece hadis ve rivayette var? Peygamber efendimiz el sıkışmamış, dokunmamış ama el sıkışmayın da dememiş yukarıda okuduğum kadarıyla. Haram diye fetvayı veren kim noktasında ben bir açıklık göremedim?
Hadisler de vahiydir. Allah c.c bazı emirlerini Kuran-ı Kerim haricinde yine vahiy yolu ile Rasulune bizzat uygulatmış ve böylece hüküm kurulmuştur. Mesela Kuran-ı Kerim'de Namaz kılın der ama nasıl kılınacağını anlatmaz Rabbimiz onun uygulamasını ve anlatımını Peygamberine yaptırmıştır.
 
Üst Alt