Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Evliya Olmak İster misiniz Buyurun
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 68572" data-attributes="member: 1049"><p><img src="https://www.islamiforumlar.net/rsmlrx/resim1/hatsanatiallah.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p><span style="color: Black">ALLAH DOSTLARI için büyük bir müjde içeren bu âyetler, aynı zamanda, bizim alışageldiğimizden daha farklı bir “evliya” tanımı yapıyor.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">“Allah dostları” olarak tercüme ettiğimiz sözcüğün âyetteki aslı “evliyaullah”tır. Evliya ise veli sözcüğünün çoğuludur ki, bu sözcüğün buradaki anlamına </span></p><p><span style="color: Black">en yakın mânâyı “dost” kelimesi dile getiriyor. Böylece, evliya için “Allah dostları” tabirini kullanmakla hem âyetin anlamına yaklaşmış, </span></p><p><span style="color: Black">hem de bizim “evliya”dan anlamamız gereken mânâyı ifade etmiş oluyoruz.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Evliya dendiği zaman bizim hayalimizde canlanan insanlar da Allah dostları tanımına girmekle beraber, onlar, bizim dikkatimizi çeken daha başka belirgin özelliklere sahiptir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Biz, evliyayı, daha ziyade, olağanüstü işler yapan insanlar olarak biliriz. Dillerde dolaşan evliya menkıbelerinin çoğunluğu da bu özellikler üzerinde vurgu yapan menkıbelerdir. </span></p><p><span style="color: Black">O kadar ki, eğer bir insan evliyaullahtan ise, bizim anlayışımıza göre, o insanın birtakım kerametler göstermesi, olağanüstü beceriler sergilemesi gerekir; </span></p><p><span style="color: Black">bunu yapmayanı biz de evliya saymakta zorlanırız.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Fakat bu, sonradan ortaya çıkmış ve zaman içinde yaygınlaşmış bir anlayıştır. Halk kitlelerinin olağanüstülüklere karşı bir meyli vardır. </span></p><p><span style="color: Black">Allah’ın veli kullarına zaman zaman bağışladığı bazı olağanüstü haller de bu yüzden halkın dikkatini toplamış, sonunda evliya kavramı, </span></p><p><span style="color: Black">keramet ile neredeyse özdeşleşecek duruma gelmiştir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kur’ân’ımız ise, bu âyetlerde, evliyayı daha farklı bir şekilde tanımlıyor ve onların “iman eden ve takvâya sarılan kimseler” olduklarını bildiriyor. </span></p><p><span style="color: Black">Böylece, evliya olarak anılabilecek kimsede iki özellik arıyor:</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">(1) iman,</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">(2) takvâ.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bu özelliklerden imanın ne olduğunu biliyoruz. Takvâya gelince:</span></p><p><span style="color: Black">Genel anlamıyla “korunmak, sakınmak” şeklinde tanımlayabileceğimiz bu sözcük, bir Kur’ân kavramı olarak, “Allah’ın buyruk ve yasaklarına karşı gelmekten kaçınmak, </span></p><p><span style="color: Black">bu suretle kendi davranışlarının kötü sonuçlarından korunmak” anlamını ifade etmektedir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kur’ân’da takvâ sahiplerini tanımlayan âyetler de vardır. Bu âyetler, çeşitli seviyelerdeki takvâ mertebelerini ifade ederler. </span></p><p><span style="color: Black">Meselâ Bakara Sûresinin 2-4. âyetleri takvâ sahiplerini “iman eden, namaz kılan ve zekât veren kimseler” olarak tanımlarken, </span></p><p><span style="color: Black">Âl-i İmrân Sûresinin 133-135. âyetlerinde bu özelliklere şunlar da eklenmiştir:</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">- bollukta olduğu gibi darlıkta da Allah için harcamak,</span></p><p><span style="color: Black">- öfkesini yutmak,</span></p><p><span style="color: Black">- insanları bağışlamak,</span></p><p><span style="color: Black">- günahta ısrar etmeyip Allah’tan bağışlama istemek.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Daha başka âyetlerde, takvâ sahiplerinin bunlardan başka özellikleri de sayılmaktadır. Bu farklı tanımlar farklı takvâ mertebelerini, </span></p><p><span style="color: Black">farklı takvâ mertebeleri de Allah dostlarının farklı mertebelerini ifade etmektedir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p> <span style="color: Black">Namazını kılan, zekâtını veren kimse, Rabbinin emirlerine uymak suretiyle korunmuş, takvâya sarılmış bir kimsedir. </span></p><p><span style="color: Black">Ama zekâtını verdikten başka, darlıkta da bağışlayabilen kimse bunun daha da ötesine geçmiş, daha üst seviyede bir takvâya erişmiş demektir. </span></p><p><span style="color: Black">Buna bir de öfkesini yutmak, insanları bağışlamak gibi üstün ahlâk özelliklerini ekleyebilen kimsenin takvâsı ise, hiç şüphe yok ki, daha da üst bir seviyededir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Takvâda mertebeler bulunduğuna göre, takvâ sahibi olmak anlamına gelen “evliyalıkta” da mertebelerin bulunması gerekir. Onun için, </span></p><p><span style="color: Black">“Takvâya sarılsam ben de evliya olur muyum?” sorusuna verilecek cevap “Evet” olacaktır. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Ancak bu, bizim de bir Abdülkadir Geylânî olduğumuz anlamına gelmez. İman eden ve Allah’ın buyruk ve yasaklarına elinden geldiğince uymaya çalışan kimse, </span></p><p><span style="color: Black">elbette ki Allah’ın dostları arasındadır ve bu âyetin müjdesinden elbette bir paya sahiptir. Bir filiz de, koca bir çınar ağacı da aynı mahiyete sahip olmakla birlikte, o mahiyetten eşit paya sahip değillerdir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bir avuç deniz suyu ile koca bir deniz arasında da, mahiyet birliğiyle birlikte, pek büyük bir “mertebe” farkı vardır. İnsanın da eline geçecek olan kendi çalışmasının karşılığıdır; </span></p><p><span style="color: Black">ne kadar çok çalışır ve takvâda ne kadar ileri giderse, Allah dostluğunda da o kadar yükselmiş olacaktır. Yalnız şu kadarını bilelim:</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İman sahibi olduktan ve takvâdan da bir payımız bulunduktan sonra, âyetin tanımına göre, biz de Allah dostları arasındayız demektir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İşte bu müjde, bize bu dostluğu daha da pekiştirmek ve daha ileri mertebelere erişmek için çalışmak şevkini kamçılamalıdır. Kamçılanmak ümidi ile.. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">alıntıdır...</span></p><p></p><p>[YOUTUBE]AH6EzAC3hxo[/YOUTUBE]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 68572, member: 1049"] [IMG]https://www.islamiforumlar.net/rsmlrx/resim1/hatsanatiallah.jpg[/IMG] [COLOR=Black]ALLAH DOSTLARI için büyük bir müjde içeren bu âyetler, aynı zamanda, bizim alışageldiğimizden daha farklı bir “evliya” tanımı yapıyor. “Allah dostları” olarak tercüme ettiğimiz sözcüğün âyetteki aslı “evliyaullah”tır. Evliya ise veli sözcüğünün çoğuludur ki, bu sözcüğün buradaki anlamına en yakın mânâyı “dost” kelimesi dile getiriyor. Böylece, evliya için “Allah dostları” tabirini kullanmakla hem âyetin anlamına yaklaşmış, hem de bizim “evliya”dan anlamamız gereken mânâyı ifade etmiş oluyoruz. Evliya dendiği zaman bizim hayalimizde canlanan insanlar da Allah dostları tanımına girmekle beraber, onlar, bizim dikkatimizi çeken daha başka belirgin özelliklere sahiptir. Biz, evliyayı, daha ziyade, olağanüstü işler yapan insanlar olarak biliriz. Dillerde dolaşan evliya menkıbelerinin çoğunluğu da bu özellikler üzerinde vurgu yapan menkıbelerdir. O kadar ki, eğer bir insan evliyaullahtan ise, bizim anlayışımıza göre, o insanın birtakım kerametler göstermesi, olağanüstü beceriler sergilemesi gerekir; bunu yapmayanı biz de evliya saymakta zorlanırız. Fakat bu, sonradan ortaya çıkmış ve zaman içinde yaygınlaşmış bir anlayıştır. Halk kitlelerinin olağanüstülüklere karşı bir meyli vardır. Allah’ın veli kullarına zaman zaman bağışladığı bazı olağanüstü haller de bu yüzden halkın dikkatini toplamış, sonunda evliya kavramı, keramet ile neredeyse özdeşleşecek duruma gelmiştir. Kur’ân’ımız ise, bu âyetlerde, evliyayı daha farklı bir şekilde tanımlıyor ve onların “iman eden ve takvâya sarılan kimseler” olduklarını bildiriyor. Böylece, evliya olarak anılabilecek kimsede iki özellik arıyor: (1) iman, (2) takvâ. Bu özelliklerden imanın ne olduğunu biliyoruz. Takvâya gelince: Genel anlamıyla “korunmak, sakınmak” şeklinde tanımlayabileceğimiz bu sözcük, bir Kur’ân kavramı olarak, “Allah’ın buyruk ve yasaklarına karşı gelmekten kaçınmak, bu suretle kendi davranışlarının kötü sonuçlarından korunmak” anlamını ifade etmektedir. Kur’ân’da takvâ sahiplerini tanımlayan âyetler de vardır. Bu âyetler, çeşitli seviyelerdeki takvâ mertebelerini ifade ederler. Meselâ Bakara Sûresinin 2-4. âyetleri takvâ sahiplerini “iman eden, namaz kılan ve zekât veren kimseler” olarak tanımlarken, Âl-i İmrân Sûresinin 133-135. âyetlerinde bu özelliklere şunlar da eklenmiştir: - bollukta olduğu gibi darlıkta da Allah için harcamak, - öfkesini yutmak, - insanları bağışlamak, - günahta ısrar etmeyip Allah’tan bağışlama istemek. Daha başka âyetlerde, takvâ sahiplerinin bunlardan başka özellikleri de sayılmaktadır. Bu farklı tanımlar farklı takvâ mertebelerini, farklı takvâ mertebeleri de Allah dostlarının farklı mertebelerini ifade etmektedir. Namazını kılan, zekâtını veren kimse, Rabbinin emirlerine uymak suretiyle korunmuş, takvâya sarılmış bir kimsedir. Ama zekâtını verdikten başka, darlıkta da bağışlayabilen kimse bunun daha da ötesine geçmiş, daha üst seviyede bir takvâya erişmiş demektir. Buna bir de öfkesini yutmak, insanları bağışlamak gibi üstün ahlâk özelliklerini ekleyebilen kimsenin takvâsı ise, hiç şüphe yok ki, daha da üst bir seviyededir. Takvâda mertebeler bulunduğuna göre, takvâ sahibi olmak anlamına gelen “evliyalıkta” da mertebelerin bulunması gerekir. Onun için, “Takvâya sarılsam ben de evliya olur muyum?” sorusuna verilecek cevap “Evet” olacaktır. Ancak bu, bizim de bir Abdülkadir Geylânî olduğumuz anlamına gelmez. İman eden ve Allah’ın buyruk ve yasaklarına elinden geldiğince uymaya çalışan kimse, elbette ki Allah’ın dostları arasındadır ve bu âyetin müjdesinden elbette bir paya sahiptir. Bir filiz de, koca bir çınar ağacı da aynı mahiyete sahip olmakla birlikte, o mahiyetten eşit paya sahip değillerdir. Bir avuç deniz suyu ile koca bir deniz arasında da, mahiyet birliğiyle birlikte, pek büyük bir “mertebe” farkı vardır. İnsanın da eline geçecek olan kendi çalışmasının karşılığıdır; ne kadar çok çalışır ve takvâda ne kadar ileri giderse, Allah dostluğunda da o kadar yükselmiş olacaktır. Yalnız şu kadarını bilelim: İman sahibi olduktan ve takvâdan da bir payımız bulunduktan sonra, âyetin tanımına göre, biz de Allah dostları arasındayız demektir. İşte bu müjde, bize bu dostluğu daha da pekiştirmek ve daha ileri mertebelere erişmek için çalışmak şevkini kamçılamalıdır. Kamçılanmak ümidi ile.. alıntıdır...[/COLOR] [YOUTUBE]AH6EzAC3hxo[/YOUTUBE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Evliya Olmak İster misiniz Buyurun
Üst
Alt