fal baktırmak fala inanmak çok günah biliyorum ama nasıl oluyorda bazıları gecmısı veya gelecek hakkında soyledıklerı seylerı tutturuyor
xxzzl..
es-Selamu Aleyküm
Dediğiniz falcılar cinlenmiş olabilir, cinlerden bazı bilgiler alıyor olabilir fakat bu gaybı bildiği-bildirdiği anlamına gelmez.
Bazılarının kötü emellerine alet ettikleri, bazılarının da maskarası olduğu cinlerin mahiyet ve özellikleri nelerdir, ömürleri ne kadardır? Cinler ve medyumlar gaybı bilebilirler mi?
Nasıl insanın morfolojik mahiyeti protein çorbası halinde yeryüzünden toplanmışsa, cinler de ateşin özünden alınmış oldukları için ateşin hususiyetini taşırlar. Bu, hava-ateş veya hava ile ateşin alaşımı alaz gibi bir madde midir, yoksa radyasyon mudur, partikül müdür veya güneşin ziyası mıdır bilemiyoruz.
Cinleri de hâlis ateşten yarattı. (Rahman suresi 15)-[Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)]
Kur'an'da, Süleyman Aleyhisselâm'ın kuşlardan ve cinlerden ordularının olduğu, cinlerin kaleler, havuzlar ve kazanlar yaptıkları, içlerinde bina ustalarının ve denizlere dalan dalgıçların bulunduğu, ayrıca birkaç bin kilometre uzaktan Belkıs'ın tahtının ânında getirildiği anlatılır
"Onun için dalgıçlık yapan ve bundan başka işler de gören şeytanlardan da onun buyruğu altına verdik. Onların hepsini biz gözetiyorduk." (Enbiyâ Suresi 82) [Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)]
"Cinlerden bir ifrit, «Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.» dedi." (Neml Suresi 39) [Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)]
"Süleyman'ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır menbaını da ona sel gibi akıttık. Hem Rabbi'nin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık." (Sebe' Suresi 12) [Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)]
"Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik." (Sa'd Suresi 37-38) [Diyanet İşleri]
Cinler Resulullah Aleyhisselâm’ın gönderilişinden önce, meleklerin verdikleri haberleri veya konuşmalarını dinlemek ve bilgi sızdırmak için gökyüzüne çıkarlar, sızdırdıkları bu bilgileri dostları olan kâhinlere aktarırlardı. Bu kâhinler de edindikleri bu çok az bilgilere fesat karıştırarak insanlar arasında bozgunculuk çıkarırlardı. Hidâyet yolları açılmaya başlayınca cinler gökyüzünden kovuldular. Gökyüzünden haber almaları engellendi. Üzerlerine alevli kıvılcımlar atıldı.Müslüman olan cinler kavimlerine devamla şöyle söylediler:
«Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor.» (Cin Suresi 8) [Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)]
Peygamberimizin s.a.v. vefaatından birkaç yüzyıl sonrasına kadar yaşayan sahabe cinlerin olduğu bilinmektedir. Bize göre uzun ömür yaşayan cinlerin geçmişte yaşanan birtakım olayları bilmesi ve kendileriyle irtibata geçen kişilere anlatabilmesi mümkündür.
Bu durum gaybı bilmesini değil geçmişten haber verdiğini gösterir. Geleceği gaybı yalnızca Allah-u Teala bilir, Allah-u Teala dilerse gaybın bir kısmını elçilerine bildirir. Bazı gayblar ise herkesin bileceği şekildedir. Mesela güneşin 10 yıl sonra filanca saatte tutulmasını astronomi ile uğraşan herkes öngörür. Bu demek değildir ki açıklanmayan gaybı bildi. Gaybı bildi tamam ama zaten bu gibi gaybi bilgi Allah-u Teala tarafından gizli tutulmamıştır.
Falcı geçmişteki olay hakkında, mesela bir çocuk düşürdün, trafik kazası geçirdin gibi cinler vesilesiyle birkaç şey tuttursa da cinlerin bildiği bir şeyi bire on katarak aktardığına dair bilgiler mevcuttur. Esas sıkıntı geleceğe dair gaybı biliyormuş gibi anlatmalarıdır. Bu hususta ne insanlar ne cinler hiç birşey bilemez.
Peygamber Efendimizin s.a.v. gelecek hakkında bilgi verdiği hadisi şerifler var, bu nasıl oluyor diyenler oluyor.
"O bütün gaybı bilir, fakat gaybına kimseyi apaçık vakıf kılmaz.
Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar. Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla ulaştırmış olduklarını, onlarda bulunan her şeyi kuşattığını ve herşeyi bir bir saymış olduğunu bilsin diye." (Cinn Suresi 26,27,28) [Elmalılı (sadeleştirilmiş)]