- Katılım
- 28 Şubat 2011
- Mesajlar
- 318
- Tepkime puanı
- 13
SALİH AMEL
Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl 97)
Hemen herkesin mutluluk ve güzel hayat algısının farklılık arz ettiği bir vakıadır. Pek çoğuna göre geniş maddi imkânlar güzel bir hayatın en önemli anahtarıdır. Maddi anlamdaki bu güzel hayata kavuşabilmek için olağanüstü çabalar harcanır.
Kimilerine göre ise bir başkasıdır güzel hayatın kapılarını açan anahtar
Kuran-ı Kerimde ise yukarıda mealini verdiğimiz Nahl süresi 97. ayetinde olduğu gibi güzel bir hayatı arzulayanlar için farklı bir anahtar önerilmektedir; Salih amel.
Salih amel; yani kişinin Allah rızası için yaptığı ibadetler, kendisi, ailesi ve diğer insanların yararına yaptığı küçük, büyük bütün iyilikler. Ancak salih amel kavramını yorumlayan müfessirler, amellerin salih sayılabilmesini de bir şarta bağlamışlar, kökü imana dayanmayan hiçbir amelin salih amel sayılmayacağının altını çizmişlerdir. Bir başka deyişle herhangi bir amel Allah ve Resulünün bildirdiği hidâyete uygun işlense de, iman olmaksızın salih amel sayılmayacağını belirtilmişlerdir. Onun için Kuran-ı Kerîmde nerede amelden söz edilmişse, orada imanın da zikredilmiş olduğuna dikkat çekmişlerdir.
Vaat Edilen Güzel Hayat bu dünya da mı ahirette mi?
Ayette zikri geçen salih amelde bulunanlara vaat edilen güzel hayatın bu dünya da mı yoksa ahrette mi olacağı konusunda müfessirlerin büyük çoğunluğu, sadece ahirette değil, aynı zamanda bu dünyada tahakkuk edecek huzurlu ve mutlu bir hayat olduğu görüşünü benimsemiştir.
Salih amelde bulunanlar için Allah Tealanın güzel hayat vaadinden başka vaatleri bulunmaktadır.
İşte bu vaatlerden bir diğeri;
İman edip salih amel sergileyenler için Rahman, (gönüllerde) bir sevgi yaratacak (onları herkese sevdirecek)tir. (Meryem 96)
Bir diğeri ise;
İman edipte salih amelde bulunanların durumu şudur. Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur. (Casiye /30)
Velhasıl samimiyetle iman edip Allah rızasına uygun yaşayan salih kulları her iki cihanda güzel bir hayat bekliyor. Bu konuda tereddüde mahal yok. Çünkü Kuran-ı azimüşşan kendisinde şüphe ve tereddüt bulunmayan bir kitaptır. (Bakara 2)
Mevlamız, cümlemizi güzel bir hayata kavuşturacak salih amelleri çokça olan salih kullarından eylesin
Dualar neden kabul olmaz?
İbrahim bin Edhem bir gün Basra çarşısında gezerken halk başına toplandı ve Bana duâ edin icabet edeyim meâlindeki âyet-i celileyi sordular ve: Biz Allaha dua ediyoruz. Fakat müstecap olmuyor. Acaba neden? diye yakındılar.
Dedi ki: Kalbiniz on şeyden ölmüştür:
1)Allahı tanırsınız, ama hakkını edâ etmezsiniz.
2)Allahın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.
3)İblisin düşmanlığını iddia edersiniz, ama ona tâbi olursunuz.
4)Resûlullahın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.
5)Cenneti istersiniz, ama onun için amel etmezsiniz.
6)Cehennemden korkarsınız, ama günahlardan çekinmezsiniz.
7)Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız.
8 )Başkalarının ayıpları ile meşgul olursunuz amma kendi ayıplarınızı terk etmezsiniz.
9)Allahın verdiği rızkı yersiniz, ama Allaha şükür etmezsiniz.
10)Ölülerinizi gömersiniz, ama onlardan ibret almazsınız.
Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl 97)
Hemen herkesin mutluluk ve güzel hayat algısının farklılık arz ettiği bir vakıadır. Pek çoğuna göre geniş maddi imkânlar güzel bir hayatın en önemli anahtarıdır. Maddi anlamdaki bu güzel hayata kavuşabilmek için olağanüstü çabalar harcanır.
Kimilerine göre ise bir başkasıdır güzel hayatın kapılarını açan anahtar
Kuran-ı Kerimde ise yukarıda mealini verdiğimiz Nahl süresi 97. ayetinde olduğu gibi güzel bir hayatı arzulayanlar için farklı bir anahtar önerilmektedir; Salih amel.
Salih amel; yani kişinin Allah rızası için yaptığı ibadetler, kendisi, ailesi ve diğer insanların yararına yaptığı küçük, büyük bütün iyilikler. Ancak salih amel kavramını yorumlayan müfessirler, amellerin salih sayılabilmesini de bir şarta bağlamışlar, kökü imana dayanmayan hiçbir amelin salih amel sayılmayacağının altını çizmişlerdir. Bir başka deyişle herhangi bir amel Allah ve Resulünün bildirdiği hidâyete uygun işlense de, iman olmaksızın salih amel sayılmayacağını belirtilmişlerdir. Onun için Kuran-ı Kerîmde nerede amelden söz edilmişse, orada imanın da zikredilmiş olduğuna dikkat çekmişlerdir.
Vaat Edilen Güzel Hayat bu dünya da mı ahirette mi?
Ayette zikri geçen salih amelde bulunanlara vaat edilen güzel hayatın bu dünya da mı yoksa ahrette mi olacağı konusunda müfessirlerin büyük çoğunluğu, sadece ahirette değil, aynı zamanda bu dünyada tahakkuk edecek huzurlu ve mutlu bir hayat olduğu görüşünü benimsemiştir.
Salih amelde bulunanlar için Allah Tealanın güzel hayat vaadinden başka vaatleri bulunmaktadır.
İşte bu vaatlerden bir diğeri;
İman edip salih amel sergileyenler için Rahman, (gönüllerde) bir sevgi yaratacak (onları herkese sevdirecek)tir. (Meryem 96)
Bir diğeri ise;
İman edipte salih amelde bulunanların durumu şudur. Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur. (Casiye /30)
Velhasıl samimiyetle iman edip Allah rızasına uygun yaşayan salih kulları her iki cihanda güzel bir hayat bekliyor. Bu konuda tereddüde mahal yok. Çünkü Kuran-ı azimüşşan kendisinde şüphe ve tereddüt bulunmayan bir kitaptır. (Bakara 2)
Mevlamız, cümlemizi güzel bir hayata kavuşturacak salih amelleri çokça olan salih kullarından eylesin
Dualar neden kabul olmaz?
İbrahim bin Edhem bir gün Basra çarşısında gezerken halk başına toplandı ve Bana duâ edin icabet edeyim meâlindeki âyet-i celileyi sordular ve: Biz Allaha dua ediyoruz. Fakat müstecap olmuyor. Acaba neden? diye yakındılar.
Dedi ki: Kalbiniz on şeyden ölmüştür:
1)Allahı tanırsınız, ama hakkını edâ etmezsiniz.
2)Allahın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.
3)İblisin düşmanlığını iddia edersiniz, ama ona tâbi olursunuz.
4)Resûlullahın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.
5)Cenneti istersiniz, ama onun için amel etmezsiniz.
6)Cehennemden korkarsınız, ama günahlardan çekinmezsiniz.
7)Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız.
8 )Başkalarının ayıpları ile meşgul olursunuz amma kendi ayıplarınızı terk etmezsiniz.
9)Allahın verdiği rızkı yersiniz, ama Allaha şükür etmezsiniz.
10)Ölülerinizi gömersiniz, ama onlardan ibret almazsınız.