• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

İçimde hep ölüm korkusu var

umuthepvardır

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
1 Nisan 2015
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Selamın Aleyküm. benim şu sıralar içimde hep ölüm korkusu var, aslında bu namaz kılmadığım zamanlarda sanki o gün ölecekmişim gibi korku oluyor, namaz kılıyorum birazcık geçiyor, sonra yine devam ediyor ve gördüğüm rüyalardan bir şeyler çıkartmaya çalışıyor ve daha da korkuyorum. Dün gece de rüyamda babamla ikimiz vardık ve evimizin balkonun yıkıldığını gördüm ve babam da gitti sonra da evimizin bahçesine bir sürü kadın geldi, rüyam daha da karıştı ve uyandım rüyamı yorumlamaya çalışır ve beni ilk bahsettiğim konu hakkında da rahatlatıcı dua sure olarak bilgilendirirseniz çok sevinirim, şimdiden Allah sizden razı olsun.
 

S@nem

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
2 Mart 2015
Mesajlar
89
Tepkime puanı
0
Bahsettiğiniz ölüm korkusu, günlük yaşamınızı olumsuz etkiliyor ise, ki öyle görünüyor, profesyonel destek almanızda fayda var. Birkaç yazınızı da okudum, genel olarak bir karamsarlık hali diğer iletilerinizde de var...

Ölüm her canlı varlık için kaçınılmaz sondur. Bu olguyu bir gereklilik olarak kabul edip, yaşadığınız anın keyfini çıkarmaya çalışmanız doğru olacaktır...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ve Aleykümselam ,Aynen Ölüm her canlı varlık için kaçınılmaz sondur.
Bu olguyu bir gereklilik olarak kabul edip, yaşadığınız hayatının keyfini çıkarmaya çalışmanız doğru olacaktır...

Ölümün kaçınılmaz ve mutlak bir kayıp olduğunu düşünmek, ister istemez insanda önüne geçilmesi çok zor bir çöküntüye sebep olabilecektir. Bunun için ölümü bilmek, anlamak gerekir..

Aksi halde ruh sağlığının bütün temellerinin sarsılması kaçınılmaz olabilir. Hatta sosyal yönden sağlıklı ve huzurlu olabilmek için de ölümün olumlu yorumlanması şart.
Yoksa insanlar bir deprasyona girebilirler.

Öyle bir yorum ki, insanlar, ölümle birlikte her şeyin bitmediğine, bitmeyeceğine kani olabilsin. Beden mezara girerken,,ruh yaşamaya hissetmeye devam etsin! Ölümün „mutlak bir yok oluş“ olmadığına, hiç bir tereddüte yer vermeyecek derecede kuvvetle inanılabilsin!

“İbn Sina’nın da işaret ettiği gibi; ölümün gerçekte ne olduğunu bilmemek, öldükten sonra ruhun da bedenle beraber tamamen yok olacağına inanmak, ölümle birlikte nefsin nereye intikal edeceğini kestirememek, ölüme neden olan hastalıkların acı ve ıstırabından başka ayrıca ölüm için de bir elemin var olduğunu düşünmek, cezalandırılmaktan korkmak, geride bırakacağı mal ve miras yüzünden üzüntü duymak” kaçınılmazdır.

Korku bizatihi olumsuz bir duygu değildir. Neticede kendisine zarar getirecek şeylerden sakındırarak korunmayı teşvik eder. Ölüm korkusu da esasta korunmak içindir, ama ölümden değil; “hayatı yanlış yaşamaktan!”

Hayatı çok seven, ondan ayrılmayı hiçbir şekilde göze alamayanların hayatın ikiz kardeşi olan ölüm karşısındaki ürkek ve tedirgin tavrı eğer bir kâbus gibi üzerlerine çökerse o insanlardan olumlu ve anlamlı bir iş ve aktivite beklemenin mantığı olamaz.

Fakat bilinen ve yaşanan odur ki insanlar ölümden çok ciddî şekilde korkmaktadırlar. Bu inkâr edilmez gerçek karşısında bazıları ölüm korkusu'ndan kurtulabilmek için onu hatırlatan ve insanı onunla yüz yüze getirecek olaylardan olabildiğince uzak kalmak isterler.

Söz gelimi ikametgâhlarının hastane, gasilhane, musallâ, mezarlık vb. yerlerden uzak mekânlarda olmasına özellikle özen gösterirler. Ölümü hatırlatan kitap, dergi, film ve olaylara mümkün mertebe ilgisiz kalmaya çalışırlar. Hadisenin en korkunç ve tehlikeli tarafı bunun bir fobi hâline getirilmesidir. İşte o zaman hayat, hakikaten çekilmez bir azap girdâbı hâline gelir.

Ama unutmamak lâzımdır ki ölüm gerçeğini kabul etmek, ölümü arzulamakla aynı anlama gelmez. İnsan, fıtratındaki aslî duyguya paralel olarak ölmemeye ve gücü yettiğince hayatta kalmaya çalışacaktır. Yalnız çok iyi bilecektir ki ölüm onun için kaçınılmaz bir âkıbettir.
Ne var ki ölüm adını verdiğimiz gerçeğin yepyeni bir doğuş, sonsuz hayata yeni bir başlangıç olduğunu da hiçbir zaman unutmayacaktır.

Ölüm korkusu içinize yerleşmiş. Nefeste daralma olması, çarpıntınız, uykudan uyanmanız, derin nefes alamamanız varsa depresyondan ileri gelebilmektedir,

İnançlı kimselerde depresyon ya olmaz ya da hafif seyreder. Açık ve havadar yerlerde gezmeniz, neşeli insanlarla arkadaşlık yapmanız, yorucu işlerden kaçmanız gerekir.
Çayı, kahveyi azaltın. Uyku düzenine dikkat ediniz. Erken yatıp erken kalkın.
Ilık su ile duş yaparak yatınız. Fazla televizyon seyretmeyin. Ölüme ve öldükten sonraki hayata hazırlık yapınız. Bu dünyanın fani olduğunu ve herkesin öleceğini unutmayın...
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK
Ölümden kurtuluş yoktu“Her canlı ölümü tadacaktır!”


https://www.islamiforumlar.net/gonul-sizim/22564-olmekten-nicin-korkuyoruz.html
 

S@nem

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
2 Mart 2015
Mesajlar
89
Tepkime puanı
0

Doğru... Ahiret ve Allah inancının ruh sağlığını korumak gibi bir işlevi olabilir...

İnanç sahibi kişinin, başına gelen olayların Allah'ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini düşünüp; bu benim imtihanımdır , kaderime razı olmalıyım, mutlaka bu sıkıntılarıma karşılık Allah'ın bana mükafatı olacaktır gibi düşünceler içinde olması gerekir. Teslimiyetçi anlayış, depresyonu öteleyebilir...

Ölüm canlılar için bir gerekliliktir dedik, çünkü bizler canlılığımızı bizden öncekilerin ölümüne borçluyuz...

Dünyadaki yiyecek, su gibi temel ihtiyaçların karşılanması ve tükenmemesi için canlıların ölmesi gerekiyor. Ölmeleri gerekiyor ki bir sonraki canlı türleri yaşamlarını sağlıklı bir şekilde idame ettirebilsin. İşte bu yüzden ölüm gerekliliktir! Yaşamı anlamlı kılan şey canlılığın aksine ölümdür; ölüm olmasa, hayatın bir değeri, amacı, anlamı olmazdı...

Doğmadan önce hiçbir kaygımız yoktu yaşam ile ilgili... Öldükten sonra da bir kaygımız olmayacak. Çünkü bizim içim yaşamı değerli kılan tek şey yaşama isteğimiz... Virüs ve bakterilerin de amacı bu noktada bizimkiyle ortak; onlar da yaşamak, üremek için programlanmışlardır, tıpkı bizim gibi...
 
Üst Alt