Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İmanı Ağaca Benzetirsek!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Müslüman" data-source="post: 50961" data-attributes="member: 2632"><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Mustafa İslamoğlu'nun birçok görüşüne katılmam lakin günümüz Müslümanları gerçekten güzel analiz eden aşağıdaki yazısını paylaşmak isterim</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><img src="https://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQm6xlQdrwW5WqB2XB9zmGADLD9BSz80WfUbAqJ9hoR9yiBLVqL" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><strong><span style="color: Blue">İmanı Bir Ağaca Benzetirsek</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">İmanı bir ağaca benzetirsek, bu ağacın kökü marifet, gövdesi tasdik, dalları ikrar, meyvesi ameldir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Marifet bilgiye tekabül eder. Tasdik bu bilgiyi kalbin onaylamasıdır. <span style="color: Green">İkrar, kalbin onayladığı hakikatin bilgisini söz ve hal ile ilan etmeye denk düşer. </span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: Green">Amel ise, kalbin onaylayıp dilin ilan ettiği bilginin gereğini yapmaktır.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">İmanı oluşturan bu dört unsurdan en önemlisi ve en "olmazsa olmazı" bilgidir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: green">Çünkü kişi bilmediğine inanamaz. "İnanıyorum fakat neye inandığımı bilmiyorum" diyen birinin inancı da, zaten kimse tarafından ciddiye alınmaz. ( Mükemmel )</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: DarkRed">Siz "İnanıyorum ya, neye nasıl, neden, niçin inandığımın ne önemi var" diyen birinin, Kur'an'ın "mü'min" tarifine gireceğini düşünebilir misiniz </span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><strong>O zaman mü'minle kafirin, muvahhidle müşrikin, müslümanla münafığın farkı kalır mıydı.</strong> Dünyada hiçbir şeye inanmayan bir insan bulunabilir mi Mutlaka herkes bir şeylere inanıyordur. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Ama nasıl, neye, niçin, ne kadar</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Bu nedenledir ki, ağaca nisbetle kök neyse, imana nisbetle iman edilecek şeylerin bilgisi de odur. Ve işte tam burada can alıcı bir soru: Meyvesizlik ağaç için bir nakîsadır, ona "meyvesiz ağaç" derler. Onun bir ağaç olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yoktur. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Bir ağacın dalları kesilebilir. Bu takdirde de o bir ağaçtır. Hatta budama için kesilmişse bu dallar (ki bazen Allah'ın mü'mine verdiği sıkıntı ve ızdıraplar budama besabesindedir), bir sonraki bahar daha taze, daha gür, dallanıp budaklanacak demektir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Hatta bir ağaç bazen gövdesini bile kaybedebilir. Bu takdirde onun kökünden umudumuzu kesmememiz için bir çok nedenimiz vardır. Onun kökü toprakta, saçakları yerindeyse, o kökten yepyeni sürğünler vermesi hiç de küçük bir ihtimal değildir. Ve böyle bir köke, "ağaç" diyemesek de, elbette "odun" da diyemeyin ve en azından o bir köktür.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Fakat, kökü olmayan, ya da köküyle irtibatını kesmiş bir ağaca, artık kimse ağaç demez. O ittifakla herkesin gözünde bir "odundur". Gövdesi, dalları, budakları ve hatta üzerinde meyvesi de olsa -ki bu takdirde o meyve ya plastiktir, ya da birileri başka ağaçların meyvesini getirip o dallara monte etmiştir- o kökü olmadığı için artık bir "ağaç" olarak isimlendirilemez.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">İşte iman ağacının kökü mesabesinde olan bilgi yoksunluğu, köküyle irtibatını keserek "odunlaşan ağacın" durumuna benzer.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: Red">Türkiye Müslümanlarının en büyük problemi, imanlarının bilgiye dayanmamasıdır.</span> <span style="color: Blue">Bilgiye dayanmayan bir imanın "sabit bir yeri" yoktur.</span> (Mükemmel) Oysa ki imanı iman yapan, sabit değerlere sahip olmaktır; sabit, asla terkedilemeyecek olan, bir adım geri atılamayacak olan değerler</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Çünkü iman etmek, sabiteleri olmak demektir. Bir kararda durmayan yüreğe sabit bir "zemin" kazandırmak, toprağını bulunca bire sonsuz veren yürek fidanınını ona sahip olabilecek tek gücün gösterdiği "yere" dikmektir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Yoksa mı? Yoksa, yok Bir fırtınada, kökü sağlam bir ağaç gibi sallanarak fırtınayı atlatamaz. Ya ne yapar Yer değiştirir, saf değiştirir, yuvarlanır ve daha da beteri savrulur</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Savrulur, çünkü köksüz... Savrulur, çünkü "yeri" yok Savrulur çünkü, "ağaç" değil gerçekte "odun" Tabi ki ağaca benzer, aksesuarı yerindedir, yapma ağaçlar gibi naylondan meyveleri, yeşile boyanmış bezden yaprakları, tutkalla karıştırılmış talaştan dalları ve gövdesi vardır</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Mütedeyyin insandır diye destekler belediye başkanı yaparsınız; Ramazanı festival zanneder ve "direkler-arası" rezaletini diriltmek için, Ramazanı, kamu malı bay ve bayanların "konserleriyle" ihya (!) etmeye kalkar. Bu sadece bir tek örnek. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Siz bu örnekleri o kadar çoğaltabilirsiniz ki Etrafınızdaki desteklediğiniz siyaset erbabına, belediyelere, dindarların parasıyla kurulmuş holdinglere, şirketlere, müslüman zenginlerin burslarıyla okuyup biryerlere gelmiş hakiyetsizlere, dindarların canhıraş katkılarıyla palazlanmış cemaatlere, medya kuruluşlarına kadar uzatabilirsiniz</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: Blue">Doğrudur, beyimiz "mütedeyyin"dir, yani "dindardır", fakat dindarlığı "ilmi dindarlık" değil, "hissi dindarlık"tır. </span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Dindarlığının ÇİVİSİ yoktur. Yani, nerede ne yapacağı belli değildir. Dostu-düşmanı karıştırmayacağı meçhuldür. Sınırları fludur. Davranışları yuvarlaktır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Çivi nedir o çivi</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Kur'an'dır, Kur'an! </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: Red">Bir müslümana istikamet açısını mutlaka vahiy vermelidir. </span>Vahiy inşa etmelidir onun tasavvurunu, aklını, şahsiyetini. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Çünkü bilinçteki bir milimetrelik bir sapma açısı, eylemde kilometrelere varmaktadır. Vahiyle temeli atıldıktan sonra, nerede, ne olursa olsun, ondan korkmayınız. Krizlerin en büyüğa olan "adam krizinden" çıkmanın en sağlıklı yolu da budur.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Zaten, Ramazan da aslında vahyin doğum ayı olduğu için mübarek değil midir Ramazan elbette hoş gelmiştir. Fakat bizim dindarlığımızın temelinde Kur'an'ı bulmuyorsa, Ramazan bizi boş ve nahoş bulmuş olmaz mı </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Ramazan, hissi dindarlıktan ilmi dindarlığa geçiş için bulunmaz bir fırsat sayılmalı. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Mustafa İslamoğlu</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Müslüman, post: 50961, member: 2632"] [SIZE="4"][FONT="Palatino Linotype"]Mustafa İslamoğlu'nun birçok görüşüne katılmam lakin günümüz Müslümanları gerçekten güzel analiz eden aşağıdaki yazısını paylaşmak isterim [IMG]https://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQm6xlQdrwW5WqB2XB9zmGADLD9BSz80WfUbAqJ9hoR9yiBLVqL[/IMG] [B][COLOR="Blue"]İmanı Bir Ağaca Benzetirsek[/COLOR][/B] İmanı bir ağaca benzetirsek, bu ağacın kökü marifet, gövdesi tasdik, dalları ikrar, meyvesi ameldir. Marifet bilgiye tekabül eder. Tasdik bu bilgiyi kalbin onaylamasıdır. [COLOR="Green"]İkrar, kalbin onayladığı hakikatin bilgisini söz ve hal ile ilan etmeye denk düşer. Amel ise, kalbin onaylayıp dilin ilan ettiği bilginin gereğini yapmaktır.[/COLOR] İmanı oluşturan bu dört unsurdan en önemlisi ve en "olmazsa olmazı" bilgidir. [COLOR="green"]Çünkü kişi bilmediğine inanamaz. "İnanıyorum fakat neye inandığımı bilmiyorum" diyen birinin inancı da, zaten kimse tarafından ciddiye alınmaz. ( Mükemmel )[/COLOR] [COLOR="DarkRed"]Siz "İnanıyorum ya, neye nasıl, neden, niçin inandığımın ne önemi var" diyen birinin, Kur'an'ın "mü'min" tarifine gireceğini düşünebilir misiniz [/COLOR] [B]O zaman mü'minle kafirin, muvahhidle müşrikin, müslümanla münafığın farkı kalır mıydı.[/B] Dünyada hiçbir şeye inanmayan bir insan bulunabilir mi Mutlaka herkes bir şeylere inanıyordur. Ama nasıl, neye, niçin, ne kadar Bu nedenledir ki, ağaca nisbetle kök neyse, imana nisbetle iman edilecek şeylerin bilgisi de odur. Ve işte tam burada can alıcı bir soru: Meyvesizlik ağaç için bir nakîsadır, ona "meyvesiz ağaç" derler. Onun bir ağaç olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yoktur. Bir ağacın dalları kesilebilir. Bu takdirde de o bir ağaçtır. Hatta budama için kesilmişse bu dallar (ki bazen Allah'ın mü'mine verdiği sıkıntı ve ızdıraplar budama besabesindedir), bir sonraki bahar daha taze, daha gür, dallanıp budaklanacak demektir. Hatta bir ağaç bazen gövdesini bile kaybedebilir. Bu takdirde onun kökünden umudumuzu kesmememiz için bir çok nedenimiz vardır. Onun kökü toprakta, saçakları yerindeyse, o kökten yepyeni sürğünler vermesi hiç de küçük bir ihtimal değildir. Ve böyle bir köke, "ağaç" diyemesek de, elbette "odun" da diyemeyin ve en azından o bir köktür. Fakat, kökü olmayan, ya da köküyle irtibatını kesmiş bir ağaca, artık kimse ağaç demez. O ittifakla herkesin gözünde bir "odundur". Gövdesi, dalları, budakları ve hatta üzerinde meyvesi de olsa -ki bu takdirde o meyve ya plastiktir, ya da birileri başka ağaçların meyvesini getirip o dallara monte etmiştir- o kökü olmadığı için artık bir "ağaç" olarak isimlendirilemez. İşte iman ağacının kökü mesabesinde olan bilgi yoksunluğu, köküyle irtibatını keserek "odunlaşan ağacın" durumuna benzer. [COLOR="Red"]Türkiye Müslümanlarının en büyük problemi, imanlarının bilgiye dayanmamasıdır.[/COLOR] [COLOR="Blue"]Bilgiye dayanmayan bir imanın "sabit bir yeri" yoktur.[/COLOR] (Mükemmel) Oysa ki imanı iman yapan, sabit değerlere sahip olmaktır; sabit, asla terkedilemeyecek olan, bir adım geri atılamayacak olan değerler Çünkü iman etmek, sabiteleri olmak demektir. Bir kararda durmayan yüreğe sabit bir "zemin" kazandırmak, toprağını bulunca bire sonsuz veren yürek fidanınını ona sahip olabilecek tek gücün gösterdiği "yere" dikmektir. Yoksa mı? Yoksa, yok Bir fırtınada, kökü sağlam bir ağaç gibi sallanarak fırtınayı atlatamaz. Ya ne yapar Yer değiştirir, saf değiştirir, yuvarlanır ve daha da beteri savrulur Savrulur, çünkü köksüz... Savrulur, çünkü "yeri" yok Savrulur çünkü, "ağaç" değil gerçekte "odun" Tabi ki ağaca benzer, aksesuarı yerindedir, yapma ağaçlar gibi naylondan meyveleri, yeşile boyanmış bezden yaprakları, tutkalla karıştırılmış talaştan dalları ve gövdesi vardır Mütedeyyin insandır diye destekler belediye başkanı yaparsınız; Ramazanı festival zanneder ve "direkler-arası" rezaletini diriltmek için, Ramazanı, kamu malı bay ve bayanların "konserleriyle" ihya (!) etmeye kalkar. Bu sadece bir tek örnek. Siz bu örnekleri o kadar çoğaltabilirsiniz ki Etrafınızdaki desteklediğiniz siyaset erbabına, belediyelere, dindarların parasıyla kurulmuş holdinglere, şirketlere, müslüman zenginlerin burslarıyla okuyup biryerlere gelmiş hakiyetsizlere, dindarların canhıraş katkılarıyla palazlanmış cemaatlere, medya kuruluşlarına kadar uzatabilirsiniz [COLOR="Blue"]Doğrudur, beyimiz "mütedeyyin"dir, yani "dindardır", fakat dindarlığı "ilmi dindarlık" değil, "hissi dindarlık"tır. [/COLOR] Dindarlığının ÇİVİSİ yoktur. Yani, nerede ne yapacağı belli değildir. Dostu-düşmanı karıştırmayacağı meçhuldür. Sınırları fludur. Davranışları yuvarlaktır. Çivi nedir o çivi Kur'an'dır, Kur'an! [COLOR="Red"]Bir müslümana istikamet açısını mutlaka vahiy vermelidir. [/COLOR]Vahiy inşa etmelidir onun tasavvurunu, aklını, şahsiyetini. Çünkü bilinçteki bir milimetrelik bir sapma açısı, eylemde kilometrelere varmaktadır. Vahiyle temeli atıldıktan sonra, nerede, ne olursa olsun, ondan korkmayınız. Krizlerin en büyüğa olan "adam krizinden" çıkmanın en sağlıklı yolu da budur. Zaten, Ramazan da aslında vahyin doğum ayı olduğu için mübarek değil midir Ramazan elbette hoş gelmiştir. Fakat bizim dindarlığımızın temelinde Kur'an'ı bulmuyorsa, Ramazan bizi boş ve nahoş bulmuş olmaz mı Ramazan, hissi dindarlıktan ilmi dindarlığa geçiş için bulunmaz bir fırsat sayılmalı. Mustafa İslamoğlu[/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İmanı Ağaca Benzetirsek!
Üst
Alt