Imanın güzeli ve daha güzeli

imanilmihali

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Nisan 2014
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
İman; Allah’ın tek yaratıcı ve malik olduğunu anlamak, görmek, inanmak, ahirette yaşam olacağını idrak etmek, bu dünyada yaptığımız veya yapmadığımız şeylerin semeresini ahirette alacağımızı ve Yüce Allah’ın dininin bir bütün olduğunu, meleklerine, peygamber ve kitaplarına inanmanın şart olduğunu kabullenmek, kader ve kazanın Allah’ın iradesine bağlı olarak gerçekleştiğini kalben ikrar etmektir.
İman etmek ve son nefese kadar imanlı yaşamak Müslüman olmanın en temel şartı ve insan olarak yaşamanın vazgeçilmezidir. Müslümanız ve İslam’a girdik diyen herkes en basit anlamıyla kelime-i şehadet getirerek iman eder. Yaşamımız boyunca da bu imana uygun olarak yaşar ve son nefesimizi veririz. Yaşımız ilerledikçe bazı şeyleri daha iyi anlar, kalan ömrümüzün azlığı nispetinde imana daha sıkı sarılmaya çalışırız.
Yaşarken imanımızın gerektirdiği şeyleri yapmaya, Allah’ın yasak ettiği şeylerden sakınmaya gayret ederiz. İmanımızı ahlak ve ibadetlerle geliştirir, zikir ve hatimlerle güçlendiririz. Kısaca güzel olan şeyleri yapmaya, kötülüklerden uzak durmaya çalışırız.
Biliriz ki iman her şeyimizdir. Hayatın varlık sebebi, dünya sınavının gereği, cennete varis olmanın temel şartı, şefaate mazhar olabilmenin kaçınılmazıdır. Nefsimiz bazen aksini söylese de insan ve cin şeytanları bize vesveseler verse de birer mü’min olarak imanımız derecesinde doğru ve dürüst olanı tercih etmeye gayret ederiz.
İman konusunda herkesi kandırmak mümkünken kendimizi ve Yüce yaratanı asla kandırmayacağımız bilinciyle, kalbimizin ve vicdanımızın sesiyle hareket ederiz çoğu zaman. Bu yoldan çıkıp dikenli yollara dalsak ta bazen tövbelerle kendimizi affettirmeyi ve pişmanlıklarımızı doğru yola döndürmeyi umut ederiz.
Güzel şeyler yaparız yerden bir taşı kaldırıp kenara koymak veya yaz günü bir ağaç altına sokak kedilerine su vermek gibi. Bunlar imanın güzel olanları veya güzel sonuçlarıdır. Zaman zaman herkes bu güzellikleri hatırlar ve uygular. Bazen de yasaklara riayet ederiz. Hayvanlara eziyet etmez, israf etmez, kabararak yürümeyiz. Bunlar güzeldir. Sıradan Müslüman olanlar için ‘Allah bilir’ yeterli de olabilir. Ama imanın daha güzeli ve asıl olanı bunun çok daha fazlasıdır.
Yürekten iman ettiysek şayet bu güzelliklerin çok daha ötesine geçmek ve Yüce Rabbimizin hoşnutluğunu kazanmak için daha çok çalışmak zorundayız. Çünkü iman etmek sadece iyilik etmek değildir. İman etmek iyi insan olmaktır. Arasındaki fark ise dağlar kadar büyüktür.
Sözgelimi; yoldan bir taşı kaldırıp arabaların veya yayaların zarar görmesini engellemek güzeldir. Ama daha güzel olanı o taşı ayağımızla itmek yerine elimizle kaldırıp zarar veremeyecek bir yere koymak, daha güzeli o taşı oraya atanı bulup dil ile ikaz etmektir.
Sokak kedilerine tekme atmamak güzeldir. Daha güzeli onlara su ve yemek vermek, daha da güzeli bunu alışkanlık haline getirmektir.
Güzel olan; namaz kılmak, daha güzeli vaktinde kılmak, en güzeli vaktinde ve huşu içinde kılmaktır.
Akrabayı ziyaret etmek güzel olandır. Akrabaya hediye veya para götürmek daha güzeldir. En güzel olanı o akrabaya onun yanında ve yardıma hazır olduğunuzu, kendisini sevdiğinizi ve size güvenebileceğini hissettirmektir.
İsraf etmemek güzeldir, israfı engellemek daha güzeldir. İsraf edenleri uyarmak, israf edilecekleri faydalı hale getirmek daha güzeldir.
Hırsızlıktan korunmak ve kaçınmak doğru ve güzel olandır. Hırsızlarla konuşmamak, dost olmamak daha güzeldir. Onları ikaz edip doğru yola sevk etmeye çalışmak daha güzel olanıdır.
Gıybet ve iftiradan kaçınmak güzel olandır. Daha güzeli bu ortamlarda bile bulunmamaktır. Zannın çoğunda bile hata olacağı düşüncesiyle “o yapmamıştır” demek daha güzel olandır. En güzeli iftira ve gıybet edeni ikaz etmek, mazlumun tarafını tutmak, iftira, dedikodu ve gıybeti alışkanlık haline getirenlerle muhabbeti kesmektir.
Adaletli olmak güzel olandır. Adaletle hüküm vermek daha güzeldir. Adaleti hukuk ne derse desin vicdanımızda hissetmek ve Kur’an adaletini esas almak en güzel olandır. Çünkü mahkemeler cevaz verse de en adil mahkeme vicdanımızdır. Müftüler fetva da verseler asıl danışılacak olan kalbimizdir.
Yağmurlu havada Allah’a şükretmek güzeldir. Bu yağmurun nasıl ve neden rızık olarak bizlere verildiğini düşünmek daha güzeldir. Suyun hikmetini, Allah’ın bereket ve rahmetini her bir damla suda görebilmek çok daha güzel olandır.
Bulutların rüzgârlarla bir araya toplanıp, gürlemesini, şimşeklerin yüreklere ümit ve korku vermesini Allah’tan bilmek güzeldir. Bunun sadece bir tabiat olayı olmadığını anlamak daha güzeldir. Allah’ın o yıldırımlarla dilediğini çarptığını, meleklerin o gök gürlemesiyle Allah’a tesbihler ettiğini, havadan ağır o bulutların sadece Allah’ın kudretiyle havaya yükselebildiğini idrak edebilmek en güzelidir.
Denizi seyredip bu güzellik ve denizden çıkan nimetler için şükretmek güzeldir. Yüzüp giden gemileri seyretmek, bu gemileri sadece Allah’ın yüzdürebileceğini bilmek daha güzeldir. Daha da güzeli hayvanları kullanabilelim diye uysallaştıranın, gemileri yüzdürenin, suya ve rüzgâra o gemiyi yürüt emri verenin, fırtınalı havalarda deniz üzerindekilerin dualarına cevap verenin Allah olduğunu bilebilmektir.
Karaya ayak bastığımızda bizi kıyıya sağ salim ulaştıran Allah’a şükretmeyi unutmamak güzeldir. Kalbimize o fırtına dolu saatlerde, öncesi ve sonrasında bir iz bırakan, Yaratan’ı ve ölümü hatırlatan o anları düşünmek daha güzeldir. Daha da güzel olanı kader ve kazanın Allah’tan olduğunu bilmek, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğini idrak etmek, sabır ve şükretmenin Müslümana düşen şey olduğunu bilmektir. En güzeli emanet taşıdığımız canın Allah’a ait olduğunu, yaratılış gibi ölümün de gerçek olduğunu bilmek, bu dünyanın bir sınav olduğunu anlayabilmektir.
Öleceğini bilerek yaşamak güzeldir. Ölünce hesaba çekileceğini bilerek yaşamak daha güzeldir. En güzeli cennet yaşamına uygun imanlı, ahlaklı ve ibadetli yaşayabilmektir.
Ölenin arkasından dua etmek güzeldir. Merhuma dua ve hayırlarla yardımda bulunmak daha güzeldir. En güzeli merhumla daha hayattayken öldüğünde göz yaşı dökmemize sebep kalmayacak şekilde iyi ve güzel ilişkiler kurabilmektir. O’nu hoş tutmak, sevgi ve yakınlığımızı, maddi ve manevi yardımlarımızı ondan esirgememek, onun sevinç ve kederine ortak olarak o öldüğünde vicdanımızda içimizi acıtacak kırıntılar bırakmamaktır.
Ona olan özlemimiz ve biçare kalbimizin acısıyla titremesi nedeniyle dökülen abartılı olmayan gözyaşlarımız güzel olandır. Aşırıya kaçmadan ondan güzel bahsetmek daha güzeldir. Daha da güzeli onun yaptıkları fena ve kötü şeyleri ardından dillendirmemek, onun için Allah’tan af dilemek, hayır ve sevaplarımızdan bir kısmını onun adına kabul etmesi için Allah’a dua etmektir.
Güzelliklerle dolu bu yaşamda ne yazık ki yaptığımız kötülüklerde misliyle karşımıza çıkar.
Sözgelimi kumarda çoluk çocuğun rızkını riske atmadan düşük paralarla oynamak güzelken, kumarhaneye gitmemek daha güzeldir. Kumarın bütün kötülüklerin başı olduğunu bilmek ve sonuçlarını bilip ondan uzak durmak en güzel olandır.
İçkiyi kendini kaybetmeyecek kadar az içmek veya azaltmak, içkiliyken namaza durmamak güzeldir. Daha güzeli içki içmemek, en güzeli içkinin şuuru nasıl bulandırdığını ve bizi iman ve ibadetten nasıl yok yere uzaklaştırdığını idrak etmektir.
Kadınlara mahremiyet sınırları içinde ilgi ve saygı duymak, sevmek, gönüllerini almak, hoş sözler söylemek hatta alıcı olmayan, rahatsız etmeyen bakışlarla bakmak güzeldir. Daha güzeli onların mahremiyetlerine saygı duymak, açıklarını aramamak, göz zinası yapmamak, taciz etmemek, en güzeli onların doğurganlıkları ve edalarıyla bu yaşama can kattığını hissetmek ve onlarsız ana şefkati gibi bazı temel insani değerleri bilemeyeceğimizi kabul etmektir. Sadece insan değil tüm hayvanlarda bile Anne olanların bebeğine/yavrusuna düşkünlüklerinin, Yüce Allah’ın Rahman ve Rahim oluşunun bu dünyadaki yansıması olduğunu idrak edebilmek ise en güzel olanıdır.
Çiçekleri koparmamak güzeldir. Çiçek veya ağaç dikmek daha güzeldir. Daha güzeli o bitkilerin biz ve hayvanlar için Allah’ın bir lütfu, bereketi olduğunu bilmek, onlarda sınırsız hikmetin saklı olduğunu anlamak, her bir yaprakta Yüce Allah’ın kudret ve ilminin damgalı olduğunu hissedebilmektir.
Hukuka uygun davranmak güzel olandır. Hukuk kuralları çerçevesinde yaşamak ve başkalarının hakkına saygılı olmak, tecavüz etmemek daha güzeldir. En güzeli hukukun adalet olmadığını bilmek, hukuktan kaçsak bile adaletten kaçamayacağımızı anlayabilmektir.
Yaptığımız bir günah, işlediğimiz bir suç, gereksiz yere aldığımız bir can veya kırdığımız bir kalpten sonra özür dilemek, hatta cezasını çekmek, tövbe etmek güzeldir. Daha güzeli bu hareketi hiç yapmamak, en güzeli kalbimizdeki iman ve Allah korkusuyla el ve ayaklarımızın o suç, günah veya harama hiç uzanamamasıdır.
Güzel olanları yaptıkça sıradan imanlı Müslümanlar oluruz. Bu bile bizleri iman etmeyenlerden, kafir, müşrik ve münafıklardan ayırmaya yetebilir. Daha güzelleri onlarla aramızda fark yaratır. En güzelleri yapmak ise bizi Allah’a inşallah ve Peygamber sünnetlerine daha çok yanaştırır.
Bu dünyada iyi insan olabilmek bir ömür sürer ama kötü insan olmak on dakikadır.
Yol göstericimiz Yüce Kur’an ve Peygamberimizin sünnetleri, rehberimiz vicdanımız ve kalbimiz, ışığımız yüreklerimizdeki Allah sevgisidir. Bu kılavuzlar olduğu sürece yanlış yapmak, yanlıştan dönmemek, aşırıya kaçmak mümkün değildir. İyiliklerde de bu kılavuzlar sayesinde doruğa çıkmamak için hiçbir neden yoktur.
Mü’min daima güzelin güzelini arayan, kötülüklerden kaçınmakla kalmayıp onlarla bedeniyle, olmazsa diliyle o da olmazsa kalbiyle mücadele edendir.
 
Üst Alt