Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
İslamda aile hayatı
İnsan kötü şeylerin sebebini kendisinde aramalı…
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="insanFakiri" data-source="post: 38343" data-attributes="member: 1222"><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">Hikayeler ve masallar atalardan torunlara gönderilmiş ibret mektupları gibidir. Her nesil kendi kimliğini oluşturabilmek için bir ömür boyu kullanıp kulağa küpe yapacağı hisseler dolu kıssalar dinler. Bu nükteli ve ders verme amaçlı hikayeler küçüklere hem bir edebiyat zevki tattırır, hem de kahramanların iyi yönleriyle özdeş olma, yapılan hatalardan ders çıkarma imkanı tanır. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">Ana fikir her zaman iyilik, aile saadeti, harama el uzatmamak ve haddini aşmamak olur. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">Bu kıssalardan birinde kahramanımız küçük bir yerleşim yerinde yaşıyordu. Ve artık evlenme çağına gelmişti. Annesi bir gün ona artık evlenme çağına geldiğini belirtip, ona münasip gördükleri bir hanım kızı da tavsiye ettiler. Eş adayı onun da tanıdığı bildiği, uygun bir isimdi. Nikah kıyıldı, düğün yapıldı. Aylar sonra artık bir çocuk bekliyorlardı. Yani, artık o bir baba adayıydı. Yediğine içtiğine dikkat ediyordu. Daha bir hassaslaşmıştı. Öyle ya, artık sorumlu olduğu bir ailesi, asla haram lokma sokmamak durumunda olduğu bir evi vardı. Gelin hanım hamileyken canı birçok yiyecek istiyordu. Çoğu makul olsa da bazıları vardı ki, karşılamak her zaman mümkün olmazdı. Mesela yazın portakal, kışın karpuz bulmak gibi. Ama bu zamansız istekler onun elinde de değildi. Derken aylar geçti, Allah (cc) onlara nur topu gibi bir erkek evlat verdi. Çocuk büyümüş artık sokakta oynayabilir hale gelmişti. Bütün çocuklar gibi çok hareketli idi. Ama bir huyu vardı ki ailesini çok üzüyordu. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">Çocuk arkadaşlarının oyuncak vs. ne hoşuna gidiyorsa eşyalarını ihtiyacı olmadığı halde alıyordu. Bu hareketinden çok keyif alıyordu; ama bu kötü hareketinin sebebini ve sonuçlarını da tabii ki düşünemiyordu. Ailesinin böyle ıstırap içinde olduğundan ise haberi yoktu. Bu durumdan son derece rahatsız olan çift ne yapacaklarını, nasıl bir yöntem uygulayacaklarını düşünmeye başladılar. Bu düşünce günlerini aldı. Sonra birden babanın aklına şöyle bir fikir geldi. Çocuğun bu kötü hareketi bizden kaynaklanabilir diye kendi kendine mırıldanmaya başladı. Bunu biraz düşündü. Ya bizden kaynaklanmıyorsa diye endişe etti. Birkaç gün düşünüp taşındı. Bu düşündüğü meseleyi hayat arkadaşına açmayı uygun buldu. Ve eşler arasında şöyle bir diyalog geçti: </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">– “Hanım bizim çocuk komşuların malına zarar veriyor biliyorsun bunun sebebi sence ne olabilir?” dedi. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">– Bilmiyorum; ama çok üzülüyorum. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">– Bak hanım bu çocuk durup dururken bu duruma gelmedi. Bunun bu hale gelmesine ya sen sebep oldun, ya da ben. Eğer bizden kaynaklanıyorsa, nerede ve nasıl hata yaptığımızı bulup, bu hatamızı telafi ederek buna engel olabiliriz. Yok eğer sebebi biz değilsek bir çaresine bakarız, dedi. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">– Düşünüyorum da hiçbir şey aklıma gelmiyor bey. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">– Bir daha düşün, evlenmeden, hamileyken ne bileyim doğumdan sonra vs. </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">Kısa bir düşünceden sonra, – Bey hamile iken komşu evinin önünde yayık vardı. Onların yayığına parmağımın ucuyla banıp ağzıma götürdüm ki nefsim kırılsın. Bunu duyan baba heyecanlanır ve gece geç vakit olmasına rağmen hanımına, “Hanım kalk komşuya gidiyoruz.” der. Sabahı beklemeden komşuya giderler. Durumlarını anlatırlar. Komşuları kadının yapmış olduğu bu hareketin köy yerinde normal olduğunu anlatsa da bunu çift kabul etmez. O günün bedelinde ne kadar tutuyorsa öderler. Artık içleri rahat ve huzurludur. Çünkü büyük bir yükün altından kalkmışlardır. O günden sonra artık oğulları da o kötü alışkanlığını bırakmıştır. Kimsenin malına zarar vermez. Aile huzurlu olur. Kendileri de bu mahcubiyeti bir daha yaşamazlar. Evet, yapılan her hareketinin sorumluluğu insana ait değil midir? </span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="color: #808000">Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler, ya ektiğimiz ya da yollarından sökmediğimiz dikenlerdir</span></em></strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="insanFakiri, post: 38343, member: 1222"] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=3][B][I][COLOR=#808000]Hikayeler ve masallar atalardan torunlara gönderilmiş ibret mektupları gibidir. Her nesil kendi kimliğini oluşturabilmek için bir ömür boyu kullanıp kulağa küpe yapacağı hisseler dolu kıssalar dinler. Bu nükteli ve ders verme amaçlı hikayeler küçüklere hem bir edebiyat zevki tattırır, hem de kahramanların iyi yönleriyle özdeş olma, yapılan hatalardan ders çıkarma imkanı tanır. Ana fikir her zaman iyilik, aile saadeti, harama el uzatmamak ve haddini aşmamak olur. Bu kıssalardan birinde kahramanımız küçük bir yerleşim yerinde yaşıyordu. Ve artık evlenme çağına gelmişti. Annesi bir gün ona artık evlenme çağına geldiğini belirtip, ona münasip gördükleri bir hanım kızı da tavsiye ettiler. Eş adayı onun da tanıdığı bildiği, uygun bir isimdi. Nikah kıyıldı, düğün yapıldı. Aylar sonra artık bir çocuk bekliyorlardı. Yani, artık o bir baba adayıydı. Yediğine içtiğine dikkat ediyordu. Daha bir hassaslaşmıştı. Öyle ya, artık sorumlu olduğu bir ailesi, asla haram lokma sokmamak durumunda olduğu bir evi vardı. Gelin hanım hamileyken canı birçok yiyecek istiyordu. Çoğu makul olsa da bazıları vardı ki, karşılamak her zaman mümkün olmazdı. Mesela yazın portakal, kışın karpuz bulmak gibi. Ama bu zamansız istekler onun elinde de değildi. Derken aylar geçti, Allah (cc) onlara nur topu gibi bir erkek evlat verdi. Çocuk büyümüş artık sokakta oynayabilir hale gelmişti. Bütün çocuklar gibi çok hareketli idi. Ama bir huyu vardı ki ailesini çok üzüyordu. Çocuk arkadaşlarının oyuncak vs. ne hoşuna gidiyorsa eşyalarını ihtiyacı olmadığı halde alıyordu. Bu hareketinden çok keyif alıyordu; ama bu kötü hareketinin sebebini ve sonuçlarını da tabii ki düşünemiyordu. Ailesinin böyle ıstırap içinde olduğundan ise haberi yoktu. Bu durumdan son derece rahatsız olan çift ne yapacaklarını, nasıl bir yöntem uygulayacaklarını düşünmeye başladılar. Bu düşünce günlerini aldı. Sonra birden babanın aklına şöyle bir fikir geldi. Çocuğun bu kötü hareketi bizden kaynaklanabilir diye kendi kendine mırıldanmaya başladı. Bunu biraz düşündü. Ya bizden kaynaklanmıyorsa diye endişe etti. Birkaç gün düşünüp taşındı. Bu düşündüğü meseleyi hayat arkadaşına açmayı uygun buldu. Ve eşler arasında şöyle bir diyalog geçti: – “Hanım bizim çocuk komşuların malına zarar veriyor biliyorsun bunun sebebi sence ne olabilir?” dedi. – Bilmiyorum; ama çok üzülüyorum. – Bak hanım bu çocuk durup dururken bu duruma gelmedi. Bunun bu hale gelmesine ya sen sebep oldun, ya da ben. Eğer bizden kaynaklanıyorsa, nerede ve nasıl hata yaptığımızı bulup, bu hatamızı telafi ederek buna engel olabiliriz. Yok eğer sebebi biz değilsek bir çaresine bakarız, dedi. – Düşünüyorum da hiçbir şey aklıma gelmiyor bey. – Bir daha düşün, evlenmeden, hamileyken ne bileyim doğumdan sonra vs. Kısa bir düşünceden sonra, – Bey hamile iken komşu evinin önünde yayık vardı. Onların yayığına parmağımın ucuyla banıp ağzıma götürdüm ki nefsim kırılsın. Bunu duyan baba heyecanlanır ve gece geç vakit olmasına rağmen hanımına, “Hanım kalk komşuya gidiyoruz.” der. Sabahı beklemeden komşuya giderler. Durumlarını anlatırlar. Komşuları kadının yapmış olduğu bu hareketin köy yerinde normal olduğunu anlatsa da bunu çift kabul etmez. O günün bedelinde ne kadar tutuyorsa öderler. Artık içleri rahat ve huzurludur. Çünkü büyük bir yükün altından kalkmışlardır. O günden sonra artık oğulları da o kötü alışkanlığını bırakmıştır. Kimsenin malına zarar vermez. Aile huzurlu olur. Kendileri de bu mahcubiyeti bir daha yaşamazlar. Evet, yapılan her hareketinin sorumluluğu insana ait değil midir? Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler, ya ektiğimiz ya da yollarından sökmediğimiz dikenlerdir[/COLOR][/I][/B][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
İslamda aile hayatı
İnsan kötü şeylerin sebebini kendisinde aramalı…
Üst
Alt