Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
İnsanın anne karnında oluşumu
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 20321" data-attributes="member: 1208"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong>[FONT=Times New Roman, Times, serif]İNSANIN ANNE KARNINDA OLUŞUMU[/FONT]</strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://www.enfal.de/hadisler/arapca/cenin_olusuyor.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span> </p></p> <p style="margin-left: 20px">[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px">397. İbni Mes'ud radıyallahu anh dedi ki :</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Bize, doğru söyleyen, doğruluğu tasdik ve kabul edilmiş olan Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem haber verdi ve şöyle buyurdu :</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>"Sizden birinizin yaratılışının başlangıcı, annesinin karnında kırk günde derlenir toplanır. Sonra ikinci kırk günlük süre içinde pıhtı haline döner. Sonra da bir o kadar zaman içinde bir parça et olur. Daha sonra Allah bir melek gönderir ve melek, ona ruh üfler. Bu melek dört şeyle; anne rahmindeki canlının rızkını, ecelini, amelini, iyi biri mi, yoksa kötü biri mi olacağını yazmakla emrolunur."</strong></span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Abdullah İbni Mes'ud der ki: Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, sizden biri, cennetliklerin yaptığı işleri yapar ve kendisi ile cennet arasında sadece bir arşın mesafe kalır da, sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer, cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve cehenneme girer. Yine sizden biri cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve kendisi ile cehennem arasında bir arşın mesafe kalır; sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer ve o kişi cennetliklerin yaptığı işleri yapmaya devam eder de, neticede cennete girer.</span>[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><span style="color: #0066cc">[1]</span></span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong><u>Açıklamalar</u></strong></span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Hadisimizin ravisi Abdullah İbni Mes'ud, Peygamber Efendimiz'in doğruluk hususundaki seçkin niteliklerini belirterek bu hadisi nakletmiştir. Çünkü hadiste verilen bu haberi, insanlar anlamakta güçlük çekebilirler, akıllarının yetmediği bu konuyu kabul etmeme gibi bir hataya düşebilirlerdi. Oysa, Resülullah'ın verdiği bir haberi reddetmek mü'mine yakışmaz. Çünkü her akıl her şeyi kavrayamaz. Kavrayamadığı şeyi reddetmek, akıllı bir insanın yapacağı şey değildir. Ona düşen vazife, kendisinin anlayamadığını bir anlayanın bulunacağını düşünerek, doğru haberi başkalarına ulaştırmaktır. Nitekim Kur'an'ın bir çok ayeti zaman içinde, ilmin ve fennin gelişmesiyle daha iyi anlaşılmıştır. Peygamber Efendimiz'in hadislerinin bir kısmı için de durum aynıdır. Hadisleri nakleden raviler, anlamasalar da işittiklerini aynen nakletmiş, bu rivayetleri kitaplarına alan musannifler de onları aynı sadakatla kaydetmiş ve günümüze ulaşmasını sağlamışlardır. Bu durum, hadis rivayetinin ne kadar büyük bir hassasiyetle ele alındığının da önemli bir delilidir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Bu hadisin ortaya koyduğu gerçek, günümüzün gelişmiş tıbbının deneylerle ortaya çıkardığı gerçekle uyum içindedir. Anne rahmine düşen bir çocuk, kırkar günlük üç devreden sonra tam olarak teşekkül eder ve ilk canlılık belirtisi bu sürenin sonunda görülür. İlk kırk günlük süre, orada mayalanma ve şekillenmeye müsait hale gelme dönemidir. İşte bu dönem nutfe diye adlandırılmaktadır ki, meni demektir. Meni ise az su anlamına gelir. Nutfe denilmesinin bir başka sebebi de, bu maddenin akıcı ve yapışkan olmasındandır. Anne rahmindeki ikinci kırk günlük süre ise, nutfenin bir pıhtı haline dönüşme dönemidir. Alak kelimesi kan pıhtısı anlamına gelirse de, burada kastedilen anlam döllenmiş yumurta yani embriodur. Çünkü embrio canlı olup, gelişmeyi bünyesinde barındırır. Kan pıhtısı tabiri, cansızlığa delalet eder. Böyle bir anlam ise buraya uygun düşmemektedir. İkinci kırk günlük süre bu şekilde geçer ve oluşumunu tamamlar. Üçüncü kırk günlük süre, anne rahmine düşen canlının bir et parçası haline dönüşme ve bu şekilde gelişme dönemidir. Bu kademeli oluşum ve gelişimin pek çok hikmet ve faydaları vardır. Şayet çocuk bir anda teşekkül etseydi, muhtemelen anne buna tahammül edemez, bedenen ve ruhen hastalanırdı. Bu safhalar, anneyi yavaş yavaş dünyaya getireceği canlıyı taşımaya alıştırır, çocuğun da anne karnındaki gelişimi tamamlanır. Çocuk doğuncaya kadar, bu gelişme seyri devam eder. Öte yandan bu durum, insanların Cenab-ı Hakk'ın gücünü ve kudretini, kendisine gerçek manada kulluk edip şükretmelerine vesile olacak nimetlerini, insan olarak en güzel surette yaratılışlarını, akıl ve ruh gibi üstün hasletlere sahip oluşlarını anlamalarına da bir vesiledir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Bu safhalardan sonra, bütün uzuvlarıyla teşekkül etmiş olan cenine can verilir ve Allah tarafından gönderilen görevli bir melek önce ona ruh üfler. Daha sonra, doğacak olan çocuğun ölümüne kadar, hayattaki her türlü davranışı demek olan amelinin nasıl olacağını, hayat süresini, rızkını veya cennetlik cehennemlik olacağını yazar. Kişinin ameli, onun işlediği her çeşit hayır ve şerri, iyilik ve kötülüğü kapsar. Her insan, bu davranışlarına göre iyi ve kötü olarak nitelendirilir. İnsanın hayatının ne kadar devam edeceğini, ömrünün nasıl sona ereceğini de bu görevli melek yazar. Meleğin yazdığı bir başka şey, insanın rızkıdır. Rızkı az mı yoksa çok mu olacak, helal mi yoksa haram mı yiyecek, rızkını hangi yollardan temin edecek? Bütün bunlar levh-i mahfuz denilen ve bilgisi sadece Allah katında olan bir kitapta yazılıdır. Netice itibariyle kişinin cennet veya cehennem ehlinden olacağı da görevli melek tarafından kaydedilir. Cenab-ı Hakk'ın bunları meleğe yazdırması, her şeyin bilgisinin kendi katında bulunduğunu onlara göstermek, bu durumu insanlara da öğretmek gayesiyledir. Herkesin yazısı boynunda asılıdır; fakat bunu ne insanın kendisi ne de başkası bilme ve görme imkanına sahip değildir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: <strong>"Her insanın amelini boynuna doladık. Kıyamet günü onun için, açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkarırız: Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter, deriz"</strong><span style="color: #0066cc">[2]</span>. </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px">İnsanın boynunda asılı olan bu kitap, bir nevi onun zimmetinde olan eşya gibidir. Çünkü onda yazılı olanlar, kişinin hayatı boyunca yaptıklarıdır.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Burada çok kere yanlış anlaşılan bir konuyu kısaca açıklamamız gerekir. Yukarıda anlatılanlar, halk arasında kader veya alın yazısı olarak bilinip adlandırılan hususlardır. Bu adlandırma doğrudur; yanlış olan, kendisini başına gelenlere mahkum hissetmesi, azim ve gayreti, çalışıp çabalamayı terketme hissine kapılmasıdır. Oysa kişinin başına ne geleceğini, akibetinin nasıl olacağını Allah'tan başka kimse bilemez. Kişi, Allah kendisi hakkında öyle yazdığı için bu şekilde hareket ediyor değildir. Bu anlayışın aksine, kişinin nasıl hareket edeceğini Cenab-ı Hak ilm-i ezelisi, sonsuz olan ilmi ile bildiği için öyle yazmıştır. Böyle olmasaydı, kişinin iradesi olmaz, neticede yaptıklarından da sorumlu tutulmazdı. Halbuki insan, her yaptığından sorumludur. Sadece aklı ve idraki olmayanlar sorumlu değildir. O halde kader, akıl ve irade sahibi insanın, üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmesinden sonra ortaya çıkan neticeye rıza göstermesi, vazifesini yapmış olmanın huzuru içinde olması ve isyan etmemesidir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz'in bu hadisini yorumlayan İbni Mes'ud, yaygın olarak meydana gelmese bile, bazı kere herkesin dikkatini çeken bir hususa açıklık getirmektedir. Bu husus, hayatı boyunca cehenneme girmeye sebep olacak işleri yapıp sonunda cennetlik olmak veya cennete girmeye vesile olacak işleri yapıp sonunda cehennemlik olmaktır. Allah'ın bir lütfü olmak üzere, birinciler çok görülürse de ikinci sınıfa girenler son derece azdır. Ömrünü küfür ve isyan bataklığında geçirmiş veya günahlara dalmış nice insanın, hayatının sonunda hakikati seçtiği ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanacak iyi işler yaptığı bilinen ve görülen bir gerçektir. Hadisimiz, insan ile cennet veya cehennem arasındaki mesafeyi arşın gibi kısa bir uzunluk birimiyle açıklarken, bu ikisine girmede davranışlarımızın önemini ortaya koymuş, iyi ve güzel işler yapmamız, kötü ve çirkin işler yapmaktan da sakınmamız gerektiğine dikkatimizi çekmiştir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Bazı rivayetlerde, İbni Mes'ud'a ait olan kısım da Peygamberimiz'in sözü gibi nakledildiğinden, biz bunu tercümede parantezle belirtme ihtiyacı hissettik.<span style="color: #0066cc">[3]</span></span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px">Bu hadis, insanın yaptığı iyi ve güzel amellerle gururlanmamasını, kendini beğenme, kibirlenme ve kötü huy gibi sevilmeyen hallerden uzak durmasını tavsiye etmekte, öte yandan işlediği bir takım günahlar sebebiyle Allah'tan ümit kesmeyip korku ile ümit arasında bir hayat sürmesi icab ettiğini bize öğretmektedir. Ayrıca, dünyada insanlar hakkında cennetlik cehennemlik gibi kesin hükümler vermenin mümkün olmadığını da göstermektedir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong><u>Hadisten Öğrendiklerimiz</u></strong></span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]1.[/FONT]</strong></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"> Kaza ve kadere iman etmek, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak farzdır.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>2.</strong> İlk bakışta anlaşılması mümkün olmayan doğru haberleri reddetmek caiz değildir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>3.</strong> Çocuğun anne karnında bir gelişim safhası vardır. Bu safhaların bilinmesi gerekir. Çünkü anne karnındaki çocuğun da hakları vardır.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>4.</strong> İyi işler işlemeye özen göstermeli ve bunları sürekli hale getirmeliyiz. Buna karşılık, kötü ve çirkin işlerden de uzak durmalıyız.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>5.</strong> Hiç kimse sadece işlediği iyi amellere güvenmemeli, yaptığı kötülükler sebebiyle de Allah'tan ümit kesmemelidir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>6.</strong> İnsanlar hakkında cennetlik ve cehennemlik gibi kesin hükümler vermekten kaçınmak gerekir.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><strong>7.</strong> Kişinin dünyadaki son haline göre hakkında mü'min veya kafir muamelesi yapılır.</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><span style="color: #0066cc">[1] </span></span>[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">Buharî, Bed'ü'l-halk 6, Enbiya 1. Kader 1; Müslim, Kader 1. Ayrıca bk. Ebu Davud, Sünnet 16; Tirmizî, Kader 4; İbni Mace, Mukaddime 10</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><span style="color: #0066cc">[2] </span>İsra süresi (17), 13-14</span>[/FONT]<span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"></span>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px"><span style="color: #0066cc">[3] </span></span>[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 12px">bk. Bagavî, Şerhu's-sünne, l, 128 vd.; Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 18 vd.</span>[/FONT]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 20321, member: 1208"] [INDENT][CENTER][SIZE=3][B][FONT=Times New Roman, Times, serif]İNSANIN ANNE KARNINDA OLUŞUMU[/FONT][/B] [IMG]https://www.enfal.de/hadisler/arapca/cenin_olusuyor.gif[/IMG][/SIZE] [/CENTER] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3] 397. İbni Mes'ud radıyallahu anh dedi ki :[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Bize, doğru söyleyen, doğruluğu tasdik ve kabul edilmiş olan Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem haber verdi ve şöyle buyurdu :[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]"Sizden birinizin yaratılışının başlangıcı, annesinin karnında kırk günde derlenir toplanır. Sonra ikinci kırk günlük süre içinde pıhtı haline döner. Sonra da bir o kadar zaman içinde bir parça et olur. Daha sonra Allah bir melek gönderir ve melek, ona ruh üfler. Bu melek dört şeyle; anne rahmindeki canlının rızkını, ecelini, amelini, iyi biri mi, yoksa kötü biri mi olacağını yazmakla emrolunur."[/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Abdullah İbni Mes'ud der ki: Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, sizden biri, cennetliklerin yaptığı işleri yapar ve kendisi ile cennet arasında sadece bir arşın mesafe kalır da, sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer, cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve cehenneme girer. Yine sizden biri cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve kendisi ile cehennem arasında bir arşın mesafe kalır; sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer ve o kişi cennetliklerin yaptığı işleri yapmaya devam eder de, neticede cennete girer.[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][COLOR=#0066cc][1][/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B][U]Açıklamalar[/U][/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Hadisimizin ravisi Abdullah İbni Mes'ud, Peygamber Efendimiz'in doğruluk hususundaki seçkin niteliklerini belirterek bu hadisi nakletmiştir. Çünkü hadiste verilen bu haberi, insanlar anlamakta güçlük çekebilirler, akıllarının yetmediği bu konuyu kabul etmeme gibi bir hataya düşebilirlerdi. Oysa, Resülullah'ın verdiği bir haberi reddetmek mü'mine yakışmaz. Çünkü her akıl her şeyi kavrayamaz. Kavrayamadığı şeyi reddetmek, akıllı bir insanın yapacağı şey değildir. Ona düşen vazife, kendisinin anlayamadığını bir anlayanın bulunacağını düşünerek, doğru haberi başkalarına ulaştırmaktır. Nitekim Kur'an'ın bir çok ayeti zaman içinde, ilmin ve fennin gelişmesiyle daha iyi anlaşılmıştır. Peygamber Efendimiz'in hadislerinin bir kısmı için de durum aynıdır. Hadisleri nakleden raviler, anlamasalar da işittiklerini aynen nakletmiş, bu rivayetleri kitaplarına alan musannifler de onları aynı sadakatla kaydetmiş ve günümüze ulaşmasını sağlamışlardır. Bu durum, hadis rivayetinin ne kadar büyük bir hassasiyetle ele alındığının da önemli bir delilidir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Bu hadisin ortaya koyduğu gerçek, günümüzün gelişmiş tıbbının deneylerle ortaya çıkardığı gerçekle uyum içindedir. Anne rahmine düşen bir çocuk, kırkar günlük üç devreden sonra tam olarak teşekkül eder ve ilk canlılık belirtisi bu sürenin sonunda görülür. İlk kırk günlük süre, orada mayalanma ve şekillenmeye müsait hale gelme dönemidir. İşte bu dönem nutfe diye adlandırılmaktadır ki, meni demektir. Meni ise az su anlamına gelir. Nutfe denilmesinin bir başka sebebi de, bu maddenin akıcı ve yapışkan olmasındandır. Anne rahmindeki ikinci kırk günlük süre ise, nutfenin bir pıhtı haline dönüşme dönemidir. Alak kelimesi kan pıhtısı anlamına gelirse de, burada kastedilen anlam döllenmiş yumurta yani embriodur. Çünkü embrio canlı olup, gelişmeyi bünyesinde barındırır. Kan pıhtısı tabiri, cansızlığa delalet eder. Böyle bir anlam ise buraya uygun düşmemektedir. İkinci kırk günlük süre bu şekilde geçer ve oluşumunu tamamlar. Üçüncü kırk günlük süre, anne rahmine düşen canlının bir et parçası haline dönüşme ve bu şekilde gelişme dönemidir. Bu kademeli oluşum ve gelişimin pek çok hikmet ve faydaları vardır. Şayet çocuk bir anda teşekkül etseydi, muhtemelen anne buna tahammül edemez, bedenen ve ruhen hastalanırdı. Bu safhalar, anneyi yavaş yavaş dünyaya getireceği canlıyı taşımaya alıştırır, çocuğun da anne karnındaki gelişimi tamamlanır. Çocuk doğuncaya kadar, bu gelişme seyri devam eder. Öte yandan bu durum, insanların Cenab-ı Hakk'ın gücünü ve kudretini, kendisine gerçek manada kulluk edip şükretmelerine vesile olacak nimetlerini, insan olarak en güzel surette yaratılışlarını, akıl ve ruh gibi üstün hasletlere sahip oluşlarını anlamalarına da bir vesiledir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Bu safhalardan sonra, bütün uzuvlarıyla teşekkül etmiş olan cenine can verilir ve Allah tarafından gönderilen görevli bir melek önce ona ruh üfler. Daha sonra, doğacak olan çocuğun ölümüne kadar, hayattaki her türlü davranışı demek olan amelinin nasıl olacağını, hayat süresini, rızkını veya cennetlik cehennemlik olacağını yazar. Kişinin ameli, onun işlediği her çeşit hayır ve şerri, iyilik ve kötülüğü kapsar. Her insan, bu davranışlarına göre iyi ve kötü olarak nitelendirilir. İnsanın hayatının ne kadar devam edeceğini, ömrünün nasıl sona ereceğini de bu görevli melek yazar. Meleğin yazdığı bir başka şey, insanın rızkıdır. Rızkı az mı yoksa çok mu olacak, helal mi yoksa haram mı yiyecek, rızkını hangi yollardan temin edecek? Bütün bunlar levh-i mahfuz denilen ve bilgisi sadece Allah katında olan bir kitapta yazılıdır. Netice itibariyle kişinin cennet veya cehennem ehlinden olacağı da görevli melek tarafından kaydedilir. Cenab-ı Hakk'ın bunları meleğe yazdırması, her şeyin bilgisinin kendi katında bulunduğunu onlara göstermek, bu durumu insanlara da öğretmek gayesiyledir. Herkesin yazısı boynunda asılıdır; fakat bunu ne insanın kendisi ne de başkası bilme ve görme imkanına sahip değildir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: [B]"Her insanın amelini boynuna doladık. Kıyamet günü onun için, açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkarırız: Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter, deriz"[/B][COLOR=#0066cc][2][/COLOR]. İnsanın boynunda asılı olan bu kitap, bir nevi onun zimmetinde olan eşya gibidir. Çünkü onda yazılı olanlar, kişinin hayatı boyunca yaptıklarıdır.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Burada çok kere yanlış anlaşılan bir konuyu kısaca açıklamamız gerekir. Yukarıda anlatılanlar, halk arasında kader veya alın yazısı olarak bilinip adlandırılan hususlardır. Bu adlandırma doğrudur; yanlış olan, kendisini başına gelenlere mahkum hissetmesi, azim ve gayreti, çalışıp çabalamayı terketme hissine kapılmasıdır. Oysa kişinin başına ne geleceğini, akibetinin nasıl olacağını Allah'tan başka kimse bilemez. Kişi, Allah kendisi hakkında öyle yazdığı için bu şekilde hareket ediyor değildir. Bu anlayışın aksine, kişinin nasıl hareket edeceğini Cenab-ı Hak ilm-i ezelisi, sonsuz olan ilmi ile bildiği için öyle yazmıştır. Böyle olmasaydı, kişinin iradesi olmaz, neticede yaptıklarından da sorumlu tutulmazdı. Halbuki insan, her yaptığından sorumludur. Sadece aklı ve idraki olmayanlar sorumlu değildir. O halde kader, akıl ve irade sahibi insanın, üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmesinden sonra ortaya çıkan neticeye rıza göstermesi, vazifesini yapmış olmanın huzuru içinde olması ve isyan etmemesidir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Peygamber Efendimiz'in bu hadisini yorumlayan İbni Mes'ud, yaygın olarak meydana gelmese bile, bazı kere herkesin dikkatini çeken bir hususa açıklık getirmektedir. Bu husus, hayatı boyunca cehenneme girmeye sebep olacak işleri yapıp sonunda cennetlik olmak veya cennete girmeye vesile olacak işleri yapıp sonunda cehennemlik olmaktır. Allah'ın bir lütfü olmak üzere, birinciler çok görülürse de ikinci sınıfa girenler son derece azdır. Ömrünü küfür ve isyan bataklığında geçirmiş veya günahlara dalmış nice insanın, hayatının sonunda hakikati seçtiği ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanacak iyi işler yaptığı bilinen ve görülen bir gerçektir. Hadisimiz, insan ile cennet veya cehennem arasındaki mesafeyi arşın gibi kısa bir uzunluk birimiyle açıklarken, bu ikisine girmede davranışlarımızın önemini ortaya koymuş, iyi ve güzel işler yapmamız, kötü ve çirkin işler yapmaktan da sakınmamız gerektiğine dikkatimizi çekmiştir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Bazı rivayetlerde, İbni Mes'ud'a ait olan kısım da Peygamberimiz'in sözü gibi nakledildiğinden, biz bunu tercümede parantezle belirtme ihtiyacı hissettik.[COLOR=#0066cc][3][/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3] Bu hadis, insanın yaptığı iyi ve güzel amellerle gururlanmamasını, kendini beğenme, kibirlenme ve kötü huy gibi sevilmeyen hallerden uzak durmasını tavsiye etmekte, öte yandan işlediği bir takım günahlar sebebiyle Allah'tan ümit kesmeyip korku ile ümit arasında bir hayat sürmesi icab ettiğini bize öğretmektedir. Ayrıca, dünyada insanlar hakkında cennetlik cehennemlik gibi kesin hükümler vermenin mümkün olmadığını da göstermektedir. [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B][U]Hadisten Öğrendiklerimiz[/U][/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]1.[/FONT][/B][/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3] Kaza ve kadere iman etmek, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak farzdır.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]2.[/B] İlk bakışta anlaşılması mümkün olmayan doğru haberleri reddetmek caiz değildir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]3.[/B] Çocuğun anne karnında bir gelişim safhası vardır. Bu safhaların bilinmesi gerekir. Çünkü anne karnındaki çocuğun da hakları vardır.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]4.[/B] İyi işler işlemeye özen göstermeli ve bunları sürekli hale getirmeliyiz. Buna karşılık, kötü ve çirkin işlerden de uzak durmalıyız.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]5.[/B] Hiç kimse sadece işlediği iyi amellere güvenmemeli, yaptığı kötülükler sebebiyle de Allah'tan ümit kesmemelidir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]6.[/B] İnsanlar hakkında cennetlik ve cehennemlik gibi kesin hükümler vermekten kaçınmak gerekir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][B]7.[/B] Kişinin dünyadaki son haline göre hakkında mü'min veya kafir muamelesi yapılır.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][COLOR=#0066cc][1] [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]Buharî, Bed'ü'l-halk 6, Enbiya 1. Kader 1; Müslim, Kader 1. Ayrıca bk. Ebu Davud, Sünnet 16; Tirmizî, Kader 4; İbni Mace, Mukaddime 10[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][COLOR=#0066cc][2] [/COLOR]İsra süresi (17), 13-14[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3][COLOR=#0066cc][3] [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=3]bk. Bagavî, Şerhu's-sünne, l, 128 vd.; Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 18 vd.[/SIZE][/FONT][/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
İnsanın anne karnında oluşumu
Üst
Alt