İslam düşmanlığının etekli versiyonu=mevlevilik

2bin10iki

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
mevlanawfw.jpg

"Ol" demek Allah'a mahsustur !

7-A’raf-54:
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi,kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. ÂlemlerinRabbi olan Allah’ın şanı yücedir.


mevlevilik , teslimiyettendir diyerek İslamdan(teslimiyetten) beslenenler.

Yani derler ki mevlevilik te Allah'ın sistemindendir derler biz Müslümanız/İslamız derler ise. (Kitapta da olması lazım o zaman...)

2-Bakara-286:
(…)Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.


ayetini gösteririm. Ben Allah’tan başkasına teslim olmam.

Görüldüğü üzere Mevlâ Allah’ın sıfatıdır, bunu bir kula yakıştırmak yanlıştır, tıpkı Bedi gibi.

İsteyen videoları izleyebilir, görsellik sizlere daha net izlenim kazandıracaktır, olan biteni daha iyi gözlemleyebilirsiniz belki kimlere hizmet, secde edildiğini görürsünüz.

Mevlana Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı, Abdülhamit Çakmut’un anlatımıdır.

mevlana kimdir? Mevlana kimdir?

muhammed celalettin 1250 yılında, bugünkü Afganistan sınırları içinde bulunan borasan bölgesindeki ber… şehrinde dünyaya gelmiştir. Asıl ismi muhammed celalettin dir. mevlana ve rumi isimleri daha sonra verilmiştir. mevlana Mevla’ya ait olan demektir. Rumi ise batılıların ona takmış oldukları bir lakaptır yani Anadolulu demektir. Babası ..lar sultanı sultan .. efendi annesi ise Mümine hatundur. O dönemin karışıklıkları sebebiyle, aile hz. mevlana 9 yaşındayken çok büyük zorluklarla anadoluya göç etmiştir hz. mevlana’nın İslam ve tasavvufta yeni çok önemlidir. tasavvuf, insan sanatıdır. hz. mevlananın babasının söylemiş olduğu bir söz vardır “Ben Kur’anın bendesi, Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum.” Der, yani mevlana ve mevlevilik , Kur’anın dışında ve İslamın dışında bir şey değildir. Zaten Kuranın temelinde, insan vardır hz. mevlanayı incelediğimizde de baştan aşağı insana hizmet, kendisine hedef ve ideal edinmiştir.
Babası sırf bir söz söyledi diye, Allah’ı bırakıp kuluna mı hizmet edeceğiz yani? Zaten Kuranın temeli önemlidir değil mi bir tek diğer ayetler hiç önemli değil düşüncesi bilmediğimiz şeyin ardı sıra gitmek olur. Bunlarda tıpkı Hintlerin insan tanrı anlayışı gibi tasavvufu kullanarak ilah birdir ilkesini bölmüşlerdir ki başkalarının sözlerine iman ediyor, o ritüellere uyuyor üstüne bir de yalancılık ediyorlar.

Mevleviliğin nasıl bir felefesi vardır? Mevleviliğin nasıl bir felsefesi vardır?

Mevleviliğin temel felsefesi insandır. Zaten Kur’an-ı Kerimde de tüm insanlık, tüm alem insanlığın emrindedir. Hz. mevlana da İslamın hoşgörüsünü aldığına göre, mevleviliğin özü tamamen insana hizmet eder insan derken, dili, dini, ırkı, milleti, teninin rengi ve cinsiyeti ne olursa olsun bütün insanlar eş ve eşittir. Eş ve eşit olan bu insanların her birisi evrendeki en değerli varlıktır. Bütün mesele bu değerli varlığa, İslâmın ve hz. mevlana’nın çizmiş olduğu sanat ve edebiyatla bezenen insanın hizmet etmesi, insanları katagorilere ayırmadan bütün insanlığa aynı mesafede yaklaşarak onu sevgiyle kucaklamasıdır.

86-Tarık-13:
Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.
8-Enfal-22:
Muhakkak ki Allâh indînde canlıların en şerrlisi, aklını kullanmayan (taklitle yaşayan) sağırlar ve dilsizlerdir.


Kuran ayetleri bile bile gizleyenler işte bunlardır, hem bilirler hem de uygulamazlar gizlerler. İşlerine geleni kullanırlar.

Mevlevilik nedir? Mevlevilik nedir?

Mevlevilik mevlana’nın yolundan giden insanların kurmuş olduğu bir tarikattır. mevleviliğin hizmet ettiği alan baştan sona kadar insandır. hz. mevlana döneminde, yaşadığı dönemde mevlevilik denen bir tarikat yoktu. hz. mevlana öldükten sonra oğlu sultan veled efendi tarafından kurulmuş ve mevlevilik bu günkü sistematik hale getirilmiştir.Hz. mevlana ve ailesi büyük bir göç neticesinde ülkemizde ilk önce Karaman’a sonra Konya’ya yerleşmiştir. mevlevilik orada kök salmış, bütün dünyaya sekizyüzyılı aşkın bir zamandır insanı, insan sevgisini ve hoşgörüyü aşılamaya devam etmektedir. Mevlevilik bir bakıma, bir gönül, fikir ve sanat hareketidirde. İslâm’ın o güzel hoşgörüsüne, sanatı, edebi, edebiyatı katarak insan Allahına, sevgiliye kendine şi’ar edilir.

Şi’ar[Arapça]: Şifre, simge, ülkü(amaç).
H.z. : Yüceltme, yanında olsun .. (tasavvuf terimi olduğu söylenir)
Mevlana: Mevlamız, efendimiz demektir. (artık kimin için diyorsanız)

Dinin anlamı sistem/düzen demektir, burada mevlevilik herkesin giriş yapabileceği bir sistem olarak tanıtılmaktadır. Yani imandan sonra inkara davet eder. Allah’a boyun eğmiş iken (Müslümanken), ona teslim (İslam) olmuşken der ki ne olursan ol gel ne olursa olsun maksat hizmet, kime hizmet ? derseniz görürsünüz ki bu İslam (Allah’a teslimiyet) değil çünkü Allah’ın kitabı eksik değildir, kitapta yok içinde bir sürü aykırı durumlar var örümcek ağı gibi bir inanış elbette yalan söyleyenler cezasını çekerceklerdir.


Mevlevilikte nasıl kurallar var? Mevlevilikte nasıl kurallar var?

Mevlevilik aynı zamanda birer kurallar zinciridir. Bugün hayatta olan, hz. mevlananın birinci kuşak kolunu faruk emrençelebinin başkanlığında tüm mevleviler insanlığa hizmet etmeye devam etmektedirler. Çelebi ailesi, post makamıdır oğulların görevlendirilmiş olduğu mevleviliğin en üst kademesinde insan sert arif dediğimiz dedeefendi, bu sert ariften sonra yine hz. mevlanının torunlarının görev vermiş olduğu hakikatten mevleviliği bilen, yaşayan, bilgili görgülü insanların seçildiği bir de dedeefendiler vardır, dedeefendiler aynı zamanda sama ayinlerini de idare ederler aynı zamanda mevleviliğe gönül veren insanlar günümüzde dedefendilerin edep ve fiziki terbiyesinden geçerler. mevlevilikte sofra adabı çok önemlidir, o devirde yerde sofralar kurulur, bir kabın içinden yemek yenir, bir can su isteyecekse bir lokma ekmeği sağ omzu üzerine götürerek hiç konuşmadan sofraya hizmet eden arkadaşlarına ben su istiyorum der su geldiği zaman da diğer canlar yemek yemezler yani arkadaşlarından bir lokma yemek fazla yememek adına hep birbirlerine saygıyla eğilirler ve sofrada kullanılan bütün malzemeler, tabak vesaire belli edilmeden görüşme dediğimiz belli etmeden öperek yani bardak, tabak, çanak vesaire bana hizmet ediyorsun sana müteşekkirim ifadesiyle can bulur.

10-Yunus-59:
De ki: “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”


Allah’ın sisteminin üzerine sistem oluşturulmaya çalışılmış albenili hale getirmek için çelişitli şekillerde süslenmiştir. Tıpkı Kuran gibi ayetler birbirine bağlanmış hocalar sistematik bir şekilde dizilmiş ve insanlar sömürülmektedir.

6-En’am-93:
Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen, ya da “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim” diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, “Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O’nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız” diyecekleri zaman hâllerini bir görsen!


Nasıl mevlevi olunur? Nasıl Mevlevi olunur?

Mevlevilikte kişinin benden çıkıp biz olması gerekmektedir. Ben olan adam bir damladır biz olan insan ise deryadır. Mevleviliğin işine giren insanlar ilk etapta mahbap dediğimiz mutfakta önce çiğ olarak pişerler, daha sonra da onların ruhu pişirilir yani mevlana ve mevlevilikte yemek kültürü çok önemlidir.Yemek kültürünün yanındada o çiğ pişmişlerin yani bize gıda olan, bizi ayakta tutan şeylerin yanına, bu ayakta tutan maddelere bizim mânâmız ruhumuz katılır ve insan o sanat yoğunluğu içinde ömür boyu pişer. mevlevilikte önemli olan bir şey daha vardır, gönül çilesi çekilmelidir. Mevleviye gelen insan ilk başvuran insana muhip denir yani sevene denir ilgi duyana denir buna muhip denir.muhip olan kişi kırk gün çilehaneye girer bu çilehane kendi vücuduna zarar vermek adına değil, nefsi ve ruhu terbiyet etmek adınadır. Hz mevlana’nın fikirlerine, gönül veren onu seven bütün insan bu yola girebilirler. Bunun çözümü nedir? Dedeefendi dediğimiz dedeefendilere başvurmak, dedeefendinin tekbirini yani sikkesini tekbirlemesiyle, mevliğiliği olduğunu ifade eden bir hal alır. Ondan sonra, terbiye başlar sema eğitimi başlar, sema eğitimiyle birlikte gönül terbiyesi başlar çünkü semazen niçin döndüğünü bilmeli, niçin var olduğunu bilmeli ve insanlığa sevgiyle, saygıyla, sanatla nasıl hizmet edeceğinin şuru içinde olmalıdır.

Elbette bunlar Kuranda olmadığı için lazım değil hatırlatmak en iyisi öyle aylak aylak bakışlar atıp salakça bir hüzün oluşturayım suratımda ki insanlar etkilensinler bunu söylediğimde.

Mevlevilerin yaşantısı nasıldır? Mevlevilerin yaşantısı nasıldır?

Mevlevilik öğretisinde, insanlar eş ve eşittir. Dini, ırkı, mezhebi, teninin rengi, cinsiyeti ne olursa olsun bütün insanları eş tutmak, onlara saygı duymak, onları sevmek duyumundadırlar zaten Kur’an-ı Kerim’in birinci ayetinde ifade etmiyor mu Yüce Rabbimiz? Biz, El hamdu lillâhi rabbil âlemîn yani âlemlerin Rabbiyim demiyor mu? mevleviler de bunu kendilerine ideal edinmiştir yani Allah diyebilirdi ki El hamdu lillâhi rabbil müslimîn yani Müslümanların Rabbiyim hayır öyle bir şey dememiştir. Böyle söyleyince, Allah’a inanan-inanmayan milleti ne olursa olsun, Yüce Rabbim yarattığı her şeyi bizim için çok önemlidir onu saygıyla, sevgiyle kucaklamak durumundayız, ona hizmet etmeyi kendimize ideal edinmek durumundayız.

Ayeti yorumlama da geldi ya tamam şimdi Kuran’a uyacaksanız madem?

39- Zümer-3:
İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.

Demek ki, işe geldiğinde o çene çalışır.

Mevlevilikte çile: Mevlevilikte "çile" ne anlama gelir?

Mevlevilikte çile, önemlidir. Ben mevleviliğe baş vurmak istiyorum, olurum diyen canlar-dervişler kırk gün mevlevihânede dışarı hiç çıkmadan gönül terbiyesine, nefs terbiyesine girerler. Orada kazancı dedenin, ahçı dedenin yemeğiyle, fikirleriyle pişerler kırk gün sonra insan-ı kamilliğe adım atmış vaziyette mevlevihaneden çıkıp, hayatlarına devam ederler. Yine Dede efendiler 1001 gece çile çıkarırlar çiledeki kasıt insanın vücuduna zarar verilmesi değil, insan ruhunun insan nefsinin terbiye edilmesi ve dünya nimetlerinden kendini alıkoyarak, nefsine sahip olmasıdır.

Artık kime ibadet ediyorlarsa onlara bu ibadetleri ve ön hazırlıkları da onlara o önermiştir. Demek ki mevlevilik sistemini/dinini oluşturanlar İslam(Allah’a teslimiyet) başlığı altında din sömürüsü yapacaklarmış.

50-Kâf-26:
“Allah ile beraber, başka bir ilâh edinen o kimseyi atın şiddetli azabın içine!”
50-Kâf-27:
Arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.”
72-Cin-18:
“Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.”


(Onlara secde edip, boyun eğip, karşılarında divan durmayın.) Görüntülere dikkatli bakınız.

3-Al’i İmran-28:
Mü’minler, mü’minleri bırakıp inkârcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz.Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah, asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah’adır.


Mevlevilikte müziğin yeri nedir? Mevlevilikte müziğin yeri nedir?

Musiki mevlevilikte çok önemlidir kısacası musiki ve edebiyat insanı olgunlaştıran, güzelleştiren, içindeki büyük tozları döken, madde ve manâsını engelleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. mevleviliğin temel musiki eletlerinden birisi malumunuz ney’i dir.
Ney (müzik aleti) insandır. Ney, anayurdundan koparılmış ve kamışından çıkarılmış, insanın elinde şekil alarak böğrü denilerek yedi tane delik açılmış, güneşin altında kurutularak, o sulak tatlı şekerler içinde olan yerleri çıkmış ve insanın elinde can almıştır. İnsanda böyledir, bizlerde anne karnında dünyaya gelip, dünyada bir çok şeyler içinde mücadele etmekteyiz bütün mesele, niçin doğduğumuzun? niçin var olduğumuzun? ve nereye gideceğimizin şuuru içinde davranmak, ona göre yaşamaktır. mevlevilikte musiki ve edebiyat çok önemlidir, geçmiş tarihteki bütün Türk musikisinin dehâları mevlevi dedeleridir, bunların bestelemiş oldukları ayin-i şerifler musiki eşliğinde icra edilir, musiki heyetine mutrıp denir. mutrıptaki görev alan seslendirmelere ayinhan denir. Bu insanların, ayinleri eşliğinde semazenler bir yolculuğa çıkarlar.

17-İsra-46:
Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.


Yani Allah’ı durmaksızın övüp, Kurana uydukça daralırlar ve kabullenmezler.

47-Muhammed-3:
Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından dolayıdır. İşte Allah, onların örnek teşkil edecek durumlarını insanlara böyle anlatır.
93-Duha-11:
Rabbinin nimetine gelince; işte onu anlat.
40-Mü’min-67:
O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan4 yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.


Adamın doğum ile ilgili bilgi vermediği dikkatimi çekti, tartı ile şirk veriyor zerre ile de doğru yol. Kirli ile pisi karıştırıyor.

2-Bakara-159:
İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.


Onlara öğreti yapan kişiler resmen beyinlerini yıkamakta (40 gün+) ve onlardan doğru yolu gizlemekteler. Oysa yaptıkları İslam düşmanlığı ağızlarından taşmaktadır. Oradaki insanların hizmet anlayışı nerelere varabilir, sınırlarını siz düşünün ve bu İslam camisı için bir tehdidtir bence Allah uyarmıştır bizleri.

3-Al’i İmran-79:
Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir) “Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar) olun.”


Mümkün mü hiç? Hürmet edilecek bir çok kademe oluşturulmuş buna müsade etmeyeceklerdir. Allah’ın zikrinden yüz çevirenlere bir çok şeytan musallat olmuştur ona göz açtırmazlar, çabalarlar.


4-Nisa-88:
Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah, onları yaptıkları işlerden dolayı baş aşağı ederek eski konumlarına (küfre) döndürmüştür. Allah’ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için asla bir çıkış yolu bulamazsın.

4-Nisa-89:
Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

48-Fetih-9:
Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)

58-Mücadele-20:
Allah’a ve peygamberine düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar.


Adına İslamiyet (Allah’a teslimiyet), Müslümanlık (Allah’a kulluk) dememelidirler, iftira etmemelidirler. O yüzden onları dost edinmemeliyiz. Onlardan gerçeği gizleyenlere, gizli ritüellerini levellere ayıranlara (böylece suyu yavaşça ısıtanlara da) herkes lanet edecektir, haklarından cehennem gelecektir bu beyaz giymiş fırıldakların kafir ve müşrik olanlarının (yani hepsinin). Yazacak çok şey var ama gözlem yeterli olacaktır, bunların sürgün edilmesi lazım biz Müslümanız, İslamız dedikleri sürece tehlikedirler, insanları bataklarına çekerler bunları duyurmalıyız.

Dikkatinizi çekerim : Site adresi verdim videolar kendi sitesinde , Müslümanlık (Allah’a kulluk) > İslamiyet (Teslimiyet) Dini (Sistemi) bölümünde yer almaktadır. Yani bu videoyu siteye yerleştirenler ne yaptıklarını bilmiyorlar?
Bence derhal bunu diğer inançlar katagorisine taşımaları ya da böyle bir katagori uydurvermeleridir pek zor gelmeyecektir tahminimce.

İslam caimasının meclisini eşcinsellik hastalığına bağlı sorunlarının temellerini atanlardır bunlar bozguncuların ta kendileridirler.

kyn.: diniyazilar dgüüll,.
 

cratec

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2014
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Baştan söyleyeyim ki ben tasavvuf ehli değilim. Ancak büyüklerimizi alimlerimizi savunmayı kendime borç bilirim. Hemen hemen her yerde bu tür tipler vardır. İnsanların sevdiği, saydığı kişilere çamur veya laf atarak şöhret bulmaya çalışan kişiler yani. Doğruyu sadece bunlar bilir, bunlar ne derse kesin doğrudur. İslam hakkında bilgileri olmadığı halde bildiklerini sanarlar falan.

Yukarda yazılanları kaale alıp da cevap vermeyeceğim. Daha önce bir kısmını okumuştum. Genel olarak yaptıkları şu. İki üç tane ayet seçerler. Sadece zahiri manasını alıp her şeyi ona göre yargılarlar.

Oysa kalkıp say desen 30 tane hadis sayamaz. Belki 10 tane zor sayar. Oysa ölçü Kur'an ve Sünnet değil mi? Yazdıklarına bir bakın bir tane hadis söylemiş mi? Halbuki Cenab-ı Hak ne emretmiş?

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin." Al-i İmran 31

Şimdi siz söyleyin yüzlerce yıldır insanları doğru yola eriştiren bir yol mu yanlıştır, yoksa tek bir hadis vermeden kendi kafasına göre ayetlerden anlam çıkaran biri mi yanlıştır?

"Cahil ile dost olmaktan kaçın, çünkü o sana faydalı olmak isterken cahilliğinden dolayı zarar vermiş olabilir."
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
Tasavvuf bir "DİN" veya dinin bir parçası yada "din" içinde bir din, dini bir nas olarak anlatılmadığı ve algılanmadığı sürece bence de bir sorun yok. İslamı sevdirme, ısındırma, islamı islamla anlatma şeklinde, insanları doğru yola eriştirirse çok da faydalıdır. Din üstü, daha uhrevi, semavi bir oluşum olarak kabul edip dini-islamın önüne çekilmediği sürece bana göre yararı vardır.
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
SELAMÜN ALEYKÜM;Allah dostlarıyla tanışmadan yazmış sınız belli ki keşke elinize bir eserini alıp okusaydınız da tanısaydınız 800yıla yakın vakitte islama hizmete bıraktığı eserleriyle ahiretten hala iman yolunda Allah cc o güzel insanı vesile ediyorsa bence sizin kendi halinizi daha çok düşünmeye ihtiyacınız var.
''Ben yaşadıkca Kur'an'ın kulu kölesiyim
Ben o temiz pak Muhammed'in yolunun toprağıyım
Bir kimse benim bu sözümden başka bir şey naklederse
Onu söyleyenden de o sözdende bizarım.''
Mevlana Celalettin Rumi
 

mhmt51

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
10 Aralık 2014
Mesajlar
199
Tepkime puanı
1
Bu yazıyı yazanın Mevlana'yı eleştirecek seviye dahi olmadığından çok da bir şey yazasım gelmedi ama kayıtsız kalamadım...

O çıkarı ve menfaati olmaksızın hak yolunda ilerlemiş bir kimsedir.Ol sözünden kasıt da öğüt vermektir.Türkçe de emir kipi diye bir şey var değil mi?Sakin ol,rahat ol,mutlu ol vs...

Bu da sözlerinden:

Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim
Ben Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim...

 
Üst Alt