- Katılım
- 8 Mayıs 2011
- Mesajlar
- 154
- Tepkime puanı
- 4
İSLAMDA SORUMLULUK BİLİNCİ
Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız, yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allahadır. O zaman Allah, size yaptıklarınızı haber vere-cektir. (Mâide, 5/105)
Toplumların düzelip iyi olmaları fertlere bağlıdır. Fertlerin olgun ve ahlaklı kimseler olmaları da, kendilerini terbiye etmelerini yani kötü huylardan uzaklaşıp övülen hasletlere sahip
olmalarını gerektirir. Toplumun kötü gidişatından kendilerini değil de başkalarını sorumlu tutan bireylerden oluşan milletlerin gelişip ilerlemeleri mümkün değildir. Bu bakımdan her-
kesin elini taşın altına koyup kulluk sorumluluğunun gereğini yerine getirmesi gerekir. Milletlerin toplumsal bütünlükleri ve güvenliklerini korumaları da buna bağlıdır. İnsanın Allaha karşı sorumluluğunu yerine getirebilmesi, ferdî olgunlaşma ve dindarlaşmasını gerektirmektedir.
İSLAMDA DOĞRULUK
Doğruluk insanın inancında, özünde, sözünde, niyetinde, sözleşmelerinde, ticaretinde kısaca bütün fiil ve davranışlarında dürüst, adil ve samimi olmasıdır. Hile, yalan, batıl, iki yüzlülük, riya ve sahtekârlığın zıddıdır. Doğruluk kavramı, Kuran ve sünnette sıdk, ihlâs, istikamet ve hak kavramları ile ifade edilmiştir.
İslamın özünü oluşturan unsurlardan biri de doğruluktur. Bu bakımdan dinimizin bütün kuralları; hak, adalet, doğruluk ve merhamet ölçüleri üzerine kurulmuştur. Cenab-ı Hakk'ın, Sevgili Peygamberimizin şahsında bütün insanlara, Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (Hûd, 11/112) hitabı konunun önemini ifade etmektedir. Müslüman olarak Allahın rızasını kazanabilmemiz için hiçbir zaman doğruluktan ayrılmamalıyız.
Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız, yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allahadır. O zaman Allah, size yaptıklarınızı haber vere-cektir. (Mâide, 5/105)
Toplumların düzelip iyi olmaları fertlere bağlıdır. Fertlerin olgun ve ahlaklı kimseler olmaları da, kendilerini terbiye etmelerini yani kötü huylardan uzaklaşıp övülen hasletlere sahip
olmalarını gerektirir. Toplumun kötü gidişatından kendilerini değil de başkalarını sorumlu tutan bireylerden oluşan milletlerin gelişip ilerlemeleri mümkün değildir. Bu bakımdan her-
kesin elini taşın altına koyup kulluk sorumluluğunun gereğini yerine getirmesi gerekir. Milletlerin toplumsal bütünlükleri ve güvenliklerini korumaları da buna bağlıdır. İnsanın Allaha karşı sorumluluğunu yerine getirebilmesi, ferdî olgunlaşma ve dindarlaşmasını gerektirmektedir.
İSLAMDA DOĞRULUK
Doğruluk insanın inancında, özünde, sözünde, niyetinde, sözleşmelerinde, ticaretinde kısaca bütün fiil ve davranışlarında dürüst, adil ve samimi olmasıdır. Hile, yalan, batıl, iki yüzlülük, riya ve sahtekârlığın zıddıdır. Doğruluk kavramı, Kuran ve sünnette sıdk, ihlâs, istikamet ve hak kavramları ile ifade edilmiştir.
İslamın özünü oluşturan unsurlardan biri de doğruluktur. Bu bakımdan dinimizin bütün kuralları; hak, adalet, doğruluk ve merhamet ölçüleri üzerine kurulmuştur. Cenab-ı Hakk'ın, Sevgili Peygamberimizin şahsında bütün insanlara, Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (Hûd, 11/112) hitabı konunun önemini ifade etmektedir. Müslüman olarak Allahın rızasını kazanabilmemiz için hiçbir zaman doğruluktan ayrılmamalıyız.