İstanbul Surları

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
İstanbul Surları


450px-Sur-1.JPG


İstanbul Surları

İstanbul Surları, İstanbul'un çevresinde bulunan, Bizans zamanında yapılmış şehir duvarlarıdır. İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 7. yy.dan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı MS 408'den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan, ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.

Tarihçesi

Yapımına İmparator II. Theodosius Praefaectus Anthemios tarafından 413 yılına doğru başlanmıştır. İstanbul surlarını geçebilen tek kuvvet II. Mehmed önderliğindeki ordudur. Atilla'nın idaresindeki Hunların şehri tehdit ettiği bir sırada Praefactus Konstantinus Kyros suraların önüne ikinci bir duvar daha yaptırmıştır.

Sayıları 96 olan kuleler değişik biçimde inşa edilmiştir. Bunlardan 74'ü kare, biri beşgen ,5'i altıgen, 2'si yedigen ve 14'ü sekizgendir. Kulelerin içinde en üst kısımları tonoz örtülü birer kat bulunur. İznik surlarında da olduğu gibi, bu üst kat odaların duvarlarında evvelce fresko tekniğinde yapılmış Aziz resimleri yer alıyordu. Kulelerin uzunluğu her yerde aynı değildir. Marmara'dan Tekfur Sarayı'na kadar birkaç metrelik farklılıklar görülebilmektedir.

Kara tarafı surlarının dışa açılan birçok kapıları vardır. Bunların bir kısmı halkın girip çıktığı kapılar olup tehlike anlarında örülerek kapatılıyordu. Aralarda ikinci derecede önemli bazı askeri kapılar da vardı. Bu kapıların en önemlisi daha önce Zafer Yolu'nun başlangıcı olarak da kullanılan Altın veya Yaldızlı Kapıdır.

Burç, duvar ve kapılardaki kitabelerde duvarın tarihçesi yazar.

İstanbul'un uzun süre fethedilemeyen efsanevi bir şehir olmasının en büyük sebebi çevresini kuşatan surlardı. Zamanında başka hiçbir yerde bu kadar sağlam savunma sistemi bulunmamaktaydı. Uzunluk bakımından erişilmez olmasına rağmen Çin Seddi bile savunma açısından İstanbul surlarının yanına yaklaşamıyordu.

Karada 6492 m Marmara ve Haliç kıyılarında 820m uzunluğundaki surlar birkaç kademeden oluşurdu. En önde Bizans'ın mobil kuvvetleri savunur, arkasında 20 m genişlik ve 7.5 m derinliğindeki su dolu hendekler bulunurdu. Bunların arkasında mızraklı askerlerin beklediği savunma mazgalları vardı. Savunma mazgalları geçildiği takdirde 5-7 m yüksekliğindeki orat surlara gelinirdi. Osmanlı Ordusu orta surlar önünde çok sayıda kayıp vermişti. En arkada ise 12-13 m yüksekliğinde asıl surlar bulunurdu. Asıl surlar üzerinde bekleyen askerler hiçbir canlının sur dibine yaklaşmasına izin vermezdi.

Duvarlar ve burçlar

Surların uzunluğu 22 km.dir. Haliç surları 5.5 km., kara surları 7,5 km. Marmara Surları 9 km.dir.

Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur,iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m. aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 m.lik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 m. yüksekliğindedir. Pencereleri, tonozları, kapıları vardır. İç surlarla dış surlar arasında kapı ve merdiven bulunur. İç surlar ve burçlarda kefeki taşı ve tuğla kullanılmıştır. Dış surlar ise sandık vaya kazamat duvardır. Dış surlarda daha küçük ve büyük burçlar arasına gelmek üzere küçük burçlar vardır. Bütün bu hendek, burç, dış ve iç surların toplam eni 70 m.dir. Surların içinde dehlizler ve küçük oyuklar vardır.

Marmara ve Haliç surlarının önündeyse hendek ve dış sur yoktur. Bu surların kalınlığı 5 m., yükseklik 15 m.dir. Burçlar 20 m.dir, Marmara tarafında 103, Haliç tarafında 94 Burç vardır. Marmara tarafı surları boyunca Banliyö Treni çalışmaktadır.

Bu burçlardan bazıları tarihi ün taşır: Yedikule, Sulukule, Anemas, İsaakios, Mermerkule, Arapkule gibi. Bunların çoğu zindan, hapishane, darphane olarak kullanılmıştır.



800px-Walls_of_Constantinople.JPG

Deniz surları

Deniz duvarlar Propontis (Marmara Denizi) ve Haliç (Χρυσοῦν Κέρας) taraflarından şehrin etrafını çevirmekteydi. Her ne kadar özgün Byzantium şehrinin deniz surlarının olduğu bilinse de,[1] ayakta kalan Ortaçağ surlarının inşasının kesin tarihi tartışma konusudur. Uzun süre, deniz surlarının ana kara surlarını inşa eden I. Konstantin tarafından yaptırıldığı düşünülüyordu.[2] Ancak, bu inşaat için ilk gerçek referans 439 yılında, şehir valisi Cyrus Panopolis'in kara surlarının onarımı ve denize doğru olan tarafın tamamlanması emri oldu.[3] Bu etkinlik kesinlikle aynı yıl, Kartaca'nın Vandalların eline geçmesi ve Akdeniz'de bir deniz tehdidinin ortaya çıkması sinyallerinden ayrı değildir. Yine de, deniz surları 700 yılı civarına kadar özellikle belirtilmemiştir.

Deniz Surları mimari açıdan Theodosian Surları ile benzer, ama daha basit yapıda inşa edilmişlerdi. Kara surlarına kıyasla daha alçak olan deniz surları limanların iç kısmını da koruyan tek bir duvar halindeydiler. Haliç Surları, Haliç'in girişinde İmparator Leo III tarafından yaptırılan, yüzen variller tarafından desteklenen ağır bir zincir ile korunmaktaydı. Bu zincirin bir ucu günümüzde Sirkeci bölgesinde yer alan Eugenius Kulesi, diğer ucu ise Galata'da yer alan ve alt katı daha sonra Yeraltı Camii'ne dönüştürülen geniş kare kuleye bağlıydı.

Varlığın en erken yüzyıllarından beri İstanbul defalarca deniz yönünden tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Justinyen Savaşları'ndan sonra, Akdeniz'in yeniden bir "Roma gölü" haline gelmesi bu tehditleri bir süre için durdursa da, Avarlar ve Sasani Persleri tarafından kentin ilk kuşatması sırasında ilk defa bir deniz savaşında şehir tehdit altına girmiştir. Önce Suriye ve Mısır'ın, ardından da Girit'in Araplar tarafından ele geçirilmesi, yeni bir deniz tehdidini ortaya çıkarmış, bu durum da ardışık imparatorların deniz surlarına önem vermesine sebep olmuştur. Deniz surları Tiberios III veya Anastasios II tarafından erken 8. yüzyılda restore edilmiştir.[8] Ardından II. Mikhail tarafından geniş çaplı bir yenileme başlatılmış, bu yenileme surlar daha da yükseltilerek onun ardılı Theophilos tarafından tamamlanmıştır.[9] Her şeye rağmen Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Venediklilerin deniz surlarını aşabilmesi, deniz surlarının İstanbul savunmasında halen zayıf nokta olduklarını ortaya koymuştur.[10] Bu deneyim sonrasında, VIII. Mikhail Palaiologos deniz surlarını yükseltip güçlendirmeye önem vermiştir. Bu faaliyetin ana sebebi, Charles d'Anjou tarafından olası bir işgal tehdididir.

Kapılar

İstanbul surları boyunca anakapı ve yankapılar vardır. Kapılar, duvarda 5 m. genişlikteki bir kemer altındadır. Anacaddelerin geçtiği Topkapı ve Edirnekapı dışındaki kapılar yan yana iki arabanın geçemeyeceği kadar dardır. Bu kapıların mermer kaplı içleri, ahşap kapıları vardı. Sur üstüne çıkmak için yapılmış merdivenler kapıların iç tarafında sağda ve soldadır. Kapı duvarları içindeki boşluklarda, anakapının kapatılmasında kullanılan demirkapı yahut parmaklıklar bulunurdu. Ayrıca anakapıların bazılarında bir dışkapı olurdu. Bunların birçoğu tarihte kaybolmuştur. Bazı kapılar üzerinde kitabeler durmaktadır, ama bunlar Osmanlı'dan kalmadır. Dış kapıyla iç kapı arası 25 m.dir.



800px-Car_bed_kap_deu2.jpg

Topkapı Sarayı kapısından başlayarak Haliç'e, buradan Yedikule'ye ve tekrar Topkapı Sarayı'na dolanan duvarların kapıları şöyledir:

Ahırkapı
Fenerlikapı
Küçükayasofyakapısı
Bukalonkapı
Balıkhanekapısı
Odunkapısı
Manganakapısı
Gülhanekapısı
Kadırgakapısı
Çatladıkapı
Kumkapı
Yenikapı
Samatyakapısı
Narlıkapısı
Yedikulekapı
Belgradkapı
Silivrikapı
Mevlanakapı
Topkapı
Edirnekapı
Eğrikapı
Ayvansaraykapısı
Atikmustafakapısı
Balatkapısı
Fenerkapısı
Yeniayakapı
Ayakapı
Cibalikapısı
Unkapanıkapısı
Ayazmakapısı
Balık pazarıkapısı
Yenicamikapısı
Bahçekapısı
Avcılarkapısı
İmparatorkapısı
Zindankapısı
Sirkecikapı
Yalıköşkü


İstanbul surlarında 50 kapı ve 300 burç vardır ve bir kısmı kaybolmuştur. Dış kent Galata tarafındaki surların da kapıları vardı: Kurşunlumahzen, Karaköy, Balıkpazarı, Yağkapanı, Kürkçükapı, Azapkapı...

İstanbul çevresini güçlendirme

[resim:Sur-1.JPG|right|thumb|250px|Surların en Güneyi]] Çeşitli dönemlerde pek çok güçlendirme çalışmaları İstanbul civarında yapıldı.Şehrin ana duvarları boyunca savunma sistemini tamamlayıcı unsur oldukları söylenebilir.Bunların ilki ve en büyükleri 56 km uzunluğunda olan Anastasian Wall dur.5 nci yüzyıl ortasında constantinople'un dış savunması için yapılmıştı.Şehrin 65 km batıya doğru olan kısmında.Bu duvar 3,30 metre kalınlığında ve 5 metre yüksekliğinde idi.Fakat onun geçerliliği sınırlı idi.Bir zaman sonra 7 nci yüzyılda terk edildi.Onun malzemeleri yerel bina yapımında kullanıldı.Fakat bazı parçaları hala mevcuttur.



476px-Map_of_Constantinople_%281422%29_by_Florentine_cartographer_Cristoforo_Buondelmonte.jpg

Galata surları

Galata Sykai nin dıs mahallesi olduğu zaman,Bizans dönemi çoğu zamanında güçlendirilmedi.Altın Boynuz'un ağzında boydan boya uzanan zinciri koruma görevi yapıyordu.Mamafih,1204 yılında şehrin zayıflaması sonrası Galata Venedik mahallesi haline geldi.Ve daha sonra Ceneviz Cumhuriyeti'nin kolonisi oldu.Bizans'lıların itirazlarına rağmen Bizans kontrolu dışında kalarak.Ceneviz'liler mahallelerini kale hendeği ile çevirmeyi başarıyorlardı.Koloni etrafındaki kale tipi evlerini kendi yarattıkları ilk duvar ile birlrştirerek.Galata kulesi daha sonra Christea Turris ( Tower of Christ ) olarak adlandırıldı.Ve diğer sur uzatmaları 1349 yılında kuzey kısımda yapıldı.Daha sonraki sur genişletmeleri 1387,1397 ve 1404 yılarını takip etti.Kabaca trapezoid bir şekilde yapılan bir genişleme onlara geniş bir kapalı alan sağlıyordu.Genişleme Azapkapı'dan kuzeye Şişhane'ye oradan Tophane'ye ve daha sonra Karaköy'e doğru oldu.Osmanlı fethinden sonra duvarlar 1870 yılına kadar kaldı.Çoğu şehrin genişlemesini sağlamak için yıkıldı.Bugün sadece Galata kulesi bozulmamış haliyle tarihsel Constantinople'den kalan görülebilir bir eserdir....

Anadolu ve Rumeli Hisarları

Anadolu ve Rumeli ikiz hisarları, Boğaz'ın en dar noktasında olup İstanbul'un kuzeyinde uzanır. Osmanlılar tarafından bu hayati su yolu olan Boğaz trafiğini kontrol etmek ve İstanbul'a son nihai saldırıyı hazırlamak için inşa edildiler. Anadolu Hisarı ilk zamanlarda Akçehisar ve Güzelcehisar olarak adlandırılıyordu. 1434 yılında Sultan Bayezid I tarafından inşa ettirildi. Başlangıçta 25 metre yüksekliğinde idi. Kabaca beşgen gözlem kulesi duvar ile kuşatıyordu. Daha geniş ve komplike olan Rumeli Hisarı, 1452 yılında dört aylık bir sürede Sultan Mehmed II tarafından yaptırıldı. Üç tane geniş ve bir tane küçük kule içerir. 13 küçük gözlem kulesi ile güçlendirilmiş duvar ile bağlantılı olarak ana kulesinde toplar monte edilmiştir. Hisar, Osmanlılara boğazı geçen gemileri kontrol etme imkânı veriyordu. Bu rol açıkca onun orijinal ismini çağrıştırıyordu, boğaz kesen (cutter of the strait). Constantinople'un zapt edilmesinden sonra hisar gümrük kontrol noktası ve özellikle İmparatorluk ile savaşta olan elçilikler için hapis yeri olarak hizmet verdi. 1509'daki geniş kapsamlı zarar veren depremden sonra tamir edildi ve 19.yüzyıl sonuna kadar sürekli olarak kullanıldı.

Yedikule hisarı

Yedikule hisarı 1827Altın kapının (Golden Gate )arkasındaki ilk hisarın Johm Tzimisker 'in hükümdarlığı döneminde inşasına başlandı ve Manuel I Komnenos zamanında bitirildi.Hisarın beş kulesi vardı.Bu nedenle beşgen olarak isimlendirildi.4.Haçlı seferinde şehrin düşmesi üzerine tahrip edildi.Tekrar 1350 yılında John VI Kantakouzenos döneminde yapıldı.Yeni hisar beş adet sekiz kenarlı kule ihtiva ediyordu ve altın kapının iki mermer kulesi ile birlikte toplam yedi,bilinen yedi kule oluyordu.Mamafih,1391 yılında John V palaiologos,Sultan I Beyazid tarafından hisarı temelinden yıkmaya zorlandı,aksi halde Osmanlıların elinde esir olan oğlu Manuel in gözlerinin kör edileceği tedhit ediliyordu.İmparator VII Paloologos hisarı tekrar inşa etmeyi denedi ,fakat bu sefer de Sultan II Murat tarafından engellendi.Constantinople'un Osmanlılarca son olarak zaptından sonra, Sultan Mehmed II 1457 yılında onu tekrar yedi kuleli olarak inşa etti,yedi kule hisarı olarak.Hisar Osmanlı çağı döneminde hazine dairesi ve devlet büyüklerinin esir yeri olarak kullanıldı .Bunların içinde dikkati çeken en önemli esir Genç Osman (II. Osman) idi.Burada esir olarak tutuldu ve yeniçeriler tarafından 1622 yılında idam edildi.



istanbul-surlari.jpg
 

kazan42

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Aralık 2012
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
istanbul surları ile ilgili ödev araştırması yaıyorum bununla ilgili yazı resim lazım
 
Üst Alt