- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Hiç kimse; kalbin kötü vasıfları olan hırs, hased, riya, kibir, ucub ve benzeri afetlerden sıyrılmış değildir...
Oysa bu hastalıkların hepsi maneviyatı öldürücüdür...
O halde, kalbin bu tehlikeli vasıfları giderilmeli, temizlenmeli ve güzel vasıflara dönüştürülmelidir.
Kalbin temizlenip tedavi edilmesinin en büyük ilacı, Allah-u Zülcelal'in zikridir...
Allah'ın zikriyle parlayan kalp de Allah'ın rızasına sebep olur.Bu sebeple, Evliyaullah en fazla kalp konusunu vurgulamış, Allah zikrinin yapılması üzerinde durmuşlardır.
Nitekim Allah-u Zülcelal de ayeti kerimede şöyle buyurmuştur: ''Onu temizlikle parlatan, gerçekten felah bulmuştur.'' (Şems;9)
Maneviyatın temizlenmesini ihmal etmek, bendeki yaraların içini temizlemeden dışını merhem ile sıvamaya benzer!
H.z Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: ''Allah, sizin suretlerinize bakmaz.Ancak kalbinize bakar.'' (Müslim)
Şüphesiz kalp, Allah-u Zülcelal'e ulaşmak için yaratılmıştır...
Günahlar ise insanın kalbini paslandırıp kör bir hale getirir.Günahlarla paslanmış, kör bir hale gelen kalp, tabii kabiliyetini yitirerek Allah-u Zülcelal'in nurunu alamaz hale gelir...
Bu sebeple insan, bir günah işlediği zaman, kalbinin üzerine gelen manevi kiri, pası, tevbe ile yıkayıp temizlemelidir...
Kalbini tevbe ile temizlemeyip Allah-u Zülcelal'in huzuruna paslı bir kalp ile giden kimsenin, sonu perişanlıktır.
Nice kalpler vardır ki şeytan onları istila etmiştir...
Ahireti arkaya atıp dünyayı tercih eden kimseler, vesveselerle kalplerini doldurmuştur.
Cabir bin Ubeyd el-Adevi demiştir ki: ''A'la bin Ziyad'a, kalbimdeki vesveselerden şikayette bulundum...
Bana dedi ki: 'Kalp, uğranılan bir ev gibidir.Şeytan, oraya uğradığı zaman; bir şey varsa alır, yoksa bırakıp gider.'' Yani, heva ve heves olmayan gönüle şeytan giremez.
Hakikaten , kalp temizliğinin İSlam dininde çok büyük bir yeri vardır...
Zaten kalp temizliği olmadığı zaman, sahih niyet ve ihlasta gerçekleşmez.Onun için insanın, kalbindeki bütün kötü sıfatları çıkarıp yerine güzel vasıfları yerleştirmesi lazımdır.
Anlatıldığına göre, bir zat bir Evliya-ı Kiram'dan nasihat istemiş.O Evliya: ''Allah-u Teala, senin kalbine baktığında, onda razı olmadığı bir şey görmesin.'' demiştir.
Bilindiği gibi zahiri ameller, kalp amelleri için temel hükmündedir...
Temel sağlam olmadığı takdirde, üzerindeki bina sağlam olmadığı gibi amelleri salih olmayan bir kimsenin kalp temizliğine sahip olması, iyi sıfatlar kazanması ve bunlarla iyi amel yapması da mümkün değildir.
Zahiri temizliğe önem verip de kalp temizliğine önem vermemek, bir bahçenin duvar çalışmalarına içerideki ağaçların susuzluk ve bakımsızlıktan kuruyup dökülmesine aldırış etmemek gibidir.
İnsanın kalbi temiz olduğu zaman, bütün vücut muhafaza olur...
Nitekim hikmet ehli bir Zat şöyle demiştir: ''Ben kalbimi on gece şeytandan, hataralardan korudum.Kalbim de beni yirmi sene korudu.''
Onun için kalp temizliğine çok dikkat etmemiz lazımdır.İnsanın çaresi, kalbini Allah-u Zülcelal'e sadık yapmasıdır.Çünkü kalp Allah-u