Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Mizah-Gülmece-Fıkra
Karagöz İle Hacivat Konuşmaları
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Serdar Yıldırım" data-source="post: 83913" data-attributes="member: 2858"><p>KARAGÖZ İLE HACİVAT KONUŞMALARI </p><p></p><p>KARAGÖZ İLE HACİVAT: BUZAĞI</p><p></p><p>Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşırlar. Karşılıklı selamlaşmadan sonra iş arayan Karagöz'ün moralinin bozuk olduğunu gören Hacivat, ona derdini unutturmak için, bilmece sormaya karar verir:</p><p></p><p>" Karagözüm, sana bir bilmece sorayım da cevabını ver. Öküz altında ne arıyor derler? "</p><p>Karagöz: " Tavşan arıyor derler. "</p><p>Hacivat: " Olmaz, tavşanın öküzle ilgisi yok. "</p><p>Karagöz: " Tilki arıyor derler. "</p><p>Hacivat: " Tilkinin öküzle hiç ilgisi yok. "</p><p>Karagöz: " Kurt arıyor derler. "</p><p>Hacivat: " Kurt öküz altında aranmaz. Öküz bunu babası, inek bunun annesi. "</p><p>Karagöz: " Koyun bunun amcası, keçi bunun dayısı. "</p><p>Hacivat: " Hani o şey büyür dana olur, tosun olur. "</p><p>Karagöz: " Dana olur, tosun olur. "</p><p>Hacivat: " Tamam, dana dedin, dananın küçüğü. "</p><p>Karagöz: " Küçük dana . "</p><p>Hacivat: " Hah, küçük danaya ne derler? "</p><p>Karagöz: " Dana küçük. "</p><p>Hacivat: " Karagözüm, galiba bilemeyeceksin. "</p><p>Karagöz: " Ben bilemezsem sen bil. "</p><p>Hacivat: " Buzağı arıyor derler. "</p><p>Karagöz: " Hı? "</p><p>Hacivat: " Öküz altında buzağı arıyor derler. "</p><p>Karagöz: " Ben onun öyle olduğunu biliyordum ama aklıma gelmedi. Sorunun cevabı buzağı. Bildim mi? "</p><p>Hacivat: " Bildin Karagözüm, bildin. "</p><p>Karagöz: " Bilemesem şaşardım. Bu soru kolaydı. Zor sorsan onları da bilirim. "</p><p></p><p>Karagöz' ün güldüğünü, neşelendiğini gören Hacivat sevinir. Karagöz'ü de sevindirmek ister ve ona pazar yerinde hamallık bulur. Günün geri kalan kısmında sandıkla portakal, limon taşıyan Karagöz akşamüstü kazandığı iki akçeyle evinin yolunu tutar. </p><p></p><p>SON</p><p></p><p></p><p></p><p></p><p>KARAGÖZ İLE HACİVAT: TURŞU</p><p></p><p>Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular bir olmuş. "</p><p>Karagöz: " Hanım tarla kurduydu. Kuş mu olmuş? "</p><p>Hacivat: " Canım Karagözüm. Ne kurdu, ne kuşu? "</p><p>Karagöz: " Kurt Bozkurt, kuş Zümrüdü Anka Kuşu. "</p><p>Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular olmuş dedim. " </p><p>Karagöz: " Hani masalda Bozkurtlar Zümrüdü Anka Kuşu'nu tepelemiş. "</p><p>Hacivat: " Eee. "</p><p>Karagöz: " Ben de seni tepelerim. " </p><p></p><p>Karagöz Hacivat'ın üstüne yürür. </p><p>Hacivat: " Dur Karagözüm, ben ne yaptım? "</p><p>Karagöz: " Daha ne yapacaksın? Tepeme çık öt bari. "</p><p>Hacivat: " Tepene çıkıp öteyim mi? Ne gibi ötmemi istersin Karagözüm? "</p><p>Karagöz: " İster horoz gibi öt, ister bülbül gibi öt. "</p><p>Hacivat: " Eşek gibi öteyim mi? "</p><p>Karagöz: " Eşek ötmez anırır. İstersen anırabilirsin. "</p><p>Hacivat: " Ben anıramam ama sen iyi anırırsın, Karagözüm. "</p><p></p><p>Hacivat tarafından eşek yerine konmak Karagöz'ü çileden çıkarır. Hacivat'ın üstüne hamle yapar. Hacivat geri dönüp kaçmaya başlar. Karagöz Hacivat'ı evinin önüne kadar kovalar. Hacivat evine girer ve kapıyı sürgüler. Kapının önünde bağırıp çağıran Karagöz'e pencereye çıkan Hacivat'ın hanımı söylenir:</p><p>" Aaa yeter be! Git kendi evinin önünde bağır. "</p><p></p><p>Hacivat'ın hanımının sözleri karşısında Karagöz sessizce oradan uzaklaşır. On gün ne Hacivat'ı arar ne de onun evinin önünden geçer. İki ayrılmaz dost sonradan barışırlar.</p><p></p><p></p><p>SON</p><p></p><p></p><p></p><p></p><p>KARAGÖZ İLE HACİVAT: LEYLEK ETİ</p><p></p><p>Hacivat: " Karagözüm, ziyafet var. "</p><p>Karagöz: " Hı.. "</p><p>Hacivat: " Ziyafet var, ziyafet. Al hanımı, Yaşar'ı. Bu akşam bize gelin. Levrek aldım, pişirip yeriz. "</p><p>Karagöz: " Bu akşam size gelemeyiz, leylek eti yiyemeyiz. "</p><p>Hacivat: " Leylek demedim Karagözüm, levrek dedim. Levrek balığı. "</p><p>Karagöz: " Bırak ya Hacivat, ne zamandan beri leylekler balık oldu. "</p><p>Hacivat: " Leylekler balık olmaz, tıpkı benim Karagöz olamadığım gibi. "</p><p>Karagöz: " Keşke Karagöz olsan, bana benzesen Hacivat. "</p><p>Hacivat: " Aman, hayatta isteyeceğim en son şey sana benzemek. Ben bu halimden memnunum. "</p><p>Karagöz: " Tamam, bana benzeme. Git Halim'le Memduh'a benze. "</p><p>Hacivat: " Sen ne diyorsun Karagözüm? Halim'le Memduh da kim? "</p><p>Karagöz: " Sizin mahalleden yeni taşınmışlar. Bizim mahalleye geldiler. "</p><p>Hacivat: " Eee sonra? "</p><p>Karagöz: " Bizim mahalleyi beğenmediler. Sizin mahalleye geri dönecekler. "</p><p>Hacivat: " O neden? "</p><p>Karagöz: " Çünkü onları dövdüm. Alaycı konuşmaya devam edersen seni de döverim. "</p><p>Hacivat: " Sustum Karagözüm, yeter ki beni dövme. "</p><p>Karagöz: " Leylek eti falan da yemem. "</p><p>Hacivat: " Yeme Karagözüm, leylek eti yeme. "</p><p></p><p></p><p>SON</p><p></p><p></p><p></p><p>KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ AŞIK</p><p></p><p>Genç Karagöz Bursa sokaklarında elinde bir demet ısırgan otuyla hızlı adımlarla yürürken, Hacivat'la karşılaşır. Hacivat sorar:</p><p>" Hayrola Karagözüm, bu ne acele? Sanki peşinden köpek kovalıyor. "</p><p></p><p>Karagöz: " Sus Hacivat! Köpek beni niye kovalasın? O ancak senin gibileri kovalar. "</p><p>Hacivat: " Hemen kızma Karagözüm, lafın gelişi öyle dedim. Hızlı hızlı nereye böyle? "</p><p>Karagöz: " Hı.. "</p><p>Hacivat: " Hızlı hızlı nereye böyle? Yani nereye yetişeceksin? "</p><p>Karagöz: " Şey, yavuklumla buluşacağım da. "</p><p>Hacivat: " Yavuklun mu? Senin yavuklun mu var? "</p><p>Karagöz: " Var tabi, neden olmasın? Ben sevemez miyim yani? "</p><p>Hacivat: " Tabi seversin, yavuklun da olur. O elindeki nedir? Isırgan otu mu? "</p><p>Karagöz: " He ya ısırgan otu. Yavukluma verecektim "</p><p>Hacivat: " Olur mu Karagözüm, hiç insan sevdiğine ısırgan otu verir miymiş? "</p><p>Karagöz: " Ee o zaman ne verir? </p><p>Hacivat: " Karanfil verir. "</p><p>Karagöz: " Kara fil mi? Afrika mı burası? Fil ne arar? "</p><p>Hacivat: " Karanfil dedim Karagözüm. Bir tür çiçek. "</p><p>Karagöz: " Çilek bulunmaz şimdi, mevsimi değil. "</p><p>Hacivat: " Çilek değil, çiçek dedim. Her neyse sen iyisi kırmızı gül götür. "</p><p>Karagöz: " Hı.. "</p><p>Hacivat: " Kırmızı gül, kırmızı gül. "</p><p>Karagöz: " Kırmızı tül mü? Perdelik tüllerden mi? "</p><p>Hacivat: " Dur Karagözüm, ne perdesi ne tülü. Kırmızı gül dedim. "</p><p>Karagöz: " Kırmızı kül mü? Amma yaptın Hacivat, külün kırmızısı mı olurmuş? "</p><p>Hacivat: " Yine yanlış anladın. Peki o zaman senin dilinle konuşalım. Ya nesi olur? "</p><p>Karagöz: " Sen de ne cahilsin Hacivat. Külün rengi kül rengi olur. Bilmiyorsan öğren. "</p><p></p><p>Karagöz'ün yanlış anlamaları karşısında sinirlenen Hacivat ne kadar hırslandığını Karagöz'e fark ettirmemeye çalışır. Kuruyan dili damağında zorlukla döner:</p><p>" Tamam Karagözüm, yavukluna ne istersen götür. Isırgan götür, sarımsak götür, soğan götür. "</p><p></p><p>Hacivat, ister ıspanak götür, ister pırasa götür, diye söylenerek uzaklaşır gider. Hacivat'ın arkasından bakakalan Karagöz çabucak aklını toplar. Kendini daha sağlıklı düşünmeye zorlar: </p><p>" Hacivat'ın her dediğini ısırganın yanında yavukluma hediye etsem iyi olacak. Şimdi ben sarımsak, soğan, ıspanak, pırasa nerede bulurum? "</p><p></p><p>Karagöz aradıklarını komşuların yardımıyla tamamlar. Hepsini bir sepete koyarak yavuklusuna verir. Karagöz'ün yavuklusu genç kız hediyelerden dolayısıyla memnun olur. Bu genç kız Karagöz'ün oğlu Yaşar'ın annesidir. </p><p></p><p>SON </p><p></p><p></p><p> </p><p>KARAGÖZ İLE HACİVAT: KÖSE</p><p></p><p>Güzel, güneşli bir yaz gününde Pınarbaşı Meydanı'nda bir sürü adam toplanmış, kahkaha patlatıyordu. Şişiren ağızdır da balonu patlatan iğnedir. Ağızdan çıkan iğneli sözler, adama nasıl kahkaha patlattırır, dilerseniz bunu öğrenelim.</p><p></p><p>Hacivat: " Ak akçe kara gün içindir. "</p><p>Karagöz: " Akçe yok ki kara güne saklasam. "</p><p>Hacivat: " Bir elin nesi var, iki elin sesi var. "</p><p>Karagöz: " Kurnada oturanın elinde hamam tası var. "</p><p>Hacivat: " Söz gümüşse sükut altındır. "</p><p>Karagöz: " Söz altınsa sükut tenekedir. "</p><p>Hacivat: " Olur mu Karagözüm, sükut yani susmak altındır. "</p><p>Karagöz: " İyi, o zaman susalım, konuşmayalım. Buradaki kalabalık hemen dağılır. İnsanlar, işini bırakıp bizi dinlemeye geliyorsa sözüm altın değerinde olduğu içindir. "</p><p></p><p>Karagöz kalabalığa dönerek:</p><p>" Beni haklı görenler alkışlasın. " diye bağırdı. Bir alkış fırtınasıdır koptu.</p><p>Bu sefer Hacivat kalabalığa dönerek:</p><p>" Beni haklı görenler alkışlasın. " diye bağırdı. Bir alkış boranıdır koptu. Eee ne diyelim onları alkışlayanlar sayıldığında birbirine eşit olduğu görüldü. Yalnız karşıda duran ve Karagöz ile Hacivat'ın her iğneli vuruşuna kahkahasını patlattıran köse kimseyi alkışlamadı. Sonradan sordum, benim oyum ikisine, dedi.</p><p></p><p></p><p>SON</p><p></p><p></p><p>Yazan: Serdar Yıldırım</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Serdar Yıldırım, post: 83913, member: 2858"] KARAGÖZ İLE HACİVAT KONUŞMALARI KARAGÖZ İLE HACİVAT: BUZAĞI Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşırlar. Karşılıklı selamlaşmadan sonra iş arayan Karagöz'ün moralinin bozuk olduğunu gören Hacivat, ona derdini unutturmak için, bilmece sormaya karar verir: " Karagözüm, sana bir bilmece sorayım da cevabını ver. Öküz altında ne arıyor derler? " Karagöz: " Tavşan arıyor derler. " Hacivat: " Olmaz, tavşanın öküzle ilgisi yok. " Karagöz: " Tilki arıyor derler. " Hacivat: " Tilkinin öküzle hiç ilgisi yok. " Karagöz: " Kurt arıyor derler. " Hacivat: " Kurt öküz altında aranmaz. Öküz bunu babası, inek bunun annesi. " Karagöz: " Koyun bunun amcası, keçi bunun dayısı. " Hacivat: " Hani o şey büyür dana olur, tosun olur. " Karagöz: " Dana olur, tosun olur. " Hacivat: " Tamam, dana dedin, dananın küçüğü. " Karagöz: " Küçük dana . " Hacivat: " Hah, küçük danaya ne derler? " Karagöz: " Dana küçük. " Hacivat: " Karagözüm, galiba bilemeyeceksin. " Karagöz: " Ben bilemezsem sen bil. " Hacivat: " Buzağı arıyor derler. " Karagöz: " Hı? " Hacivat: " Öküz altında buzağı arıyor derler. " Karagöz: " Ben onun öyle olduğunu biliyordum ama aklıma gelmedi. Sorunun cevabı buzağı. Bildim mi? " Hacivat: " Bildin Karagözüm, bildin. " Karagöz: " Bilemesem şaşardım. Bu soru kolaydı. Zor sorsan onları da bilirim. " Karagöz' ün güldüğünü, neşelendiğini gören Hacivat sevinir. Karagöz'ü de sevindirmek ister ve ona pazar yerinde hamallık bulur. Günün geri kalan kısmında sandıkla portakal, limon taşıyan Karagöz akşamüstü kazandığı iki akçeyle evinin yolunu tutar. SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: TURŞU Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular bir olmuş. " Karagöz: " Hanım tarla kurduydu. Kuş mu olmuş? " Hacivat: " Canım Karagözüm. Ne kurdu, ne kuşu? " Karagöz: " Kurt Bozkurt, kuş Zümrüdü Anka Kuşu. " Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular olmuş dedim. " Karagöz: " Hani masalda Bozkurtlar Zümrüdü Anka Kuşu'nu tepelemiş. " Hacivat: " Eee. " Karagöz: " Ben de seni tepelerim. " Karagöz Hacivat'ın üstüne yürür. Hacivat: " Dur Karagözüm, ben ne yaptım? " Karagöz: " Daha ne yapacaksın? Tepeme çık öt bari. " Hacivat: " Tepene çıkıp öteyim mi? Ne gibi ötmemi istersin Karagözüm? " Karagöz: " İster horoz gibi öt, ister bülbül gibi öt. " Hacivat: " Eşek gibi öteyim mi? " Karagöz: " Eşek ötmez anırır. İstersen anırabilirsin. " Hacivat: " Ben anıramam ama sen iyi anırırsın, Karagözüm. " Hacivat tarafından eşek yerine konmak Karagöz'ü çileden çıkarır. Hacivat'ın üstüne hamle yapar. Hacivat geri dönüp kaçmaya başlar. Karagöz Hacivat'ı evinin önüne kadar kovalar. Hacivat evine girer ve kapıyı sürgüler. Kapının önünde bağırıp çağıran Karagöz'e pencereye çıkan Hacivat'ın hanımı söylenir: " Aaa yeter be! Git kendi evinin önünde bağır. " Hacivat'ın hanımının sözleri karşısında Karagöz sessizce oradan uzaklaşır. On gün ne Hacivat'ı arar ne de onun evinin önünden geçer. İki ayrılmaz dost sonradan barışırlar. SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: LEYLEK ETİ Hacivat: " Karagözüm, ziyafet var. " Karagöz: " Hı.. " Hacivat: " Ziyafet var, ziyafet. Al hanımı, Yaşar'ı. Bu akşam bize gelin. Levrek aldım, pişirip yeriz. " Karagöz: " Bu akşam size gelemeyiz, leylek eti yiyemeyiz. " Hacivat: " Leylek demedim Karagözüm, levrek dedim. Levrek balığı. " Karagöz: " Bırak ya Hacivat, ne zamandan beri leylekler balık oldu. " Hacivat: " Leylekler balık olmaz, tıpkı benim Karagöz olamadığım gibi. " Karagöz: " Keşke Karagöz olsan, bana benzesen Hacivat. " Hacivat: " Aman, hayatta isteyeceğim en son şey sana benzemek. Ben bu halimden memnunum. " Karagöz: " Tamam, bana benzeme. Git Halim'le Memduh'a benze. " Hacivat: " Sen ne diyorsun Karagözüm? Halim'le Memduh da kim? " Karagöz: " Sizin mahalleden yeni taşınmışlar. Bizim mahalleye geldiler. " Hacivat: " Eee sonra? " Karagöz: " Bizim mahalleyi beğenmediler. Sizin mahalleye geri dönecekler. " Hacivat: " O neden? " Karagöz: " Çünkü onları dövdüm. Alaycı konuşmaya devam edersen seni de döverim. " Hacivat: " Sustum Karagözüm, yeter ki beni dövme. " Karagöz: " Leylek eti falan da yemem. " Hacivat: " Yeme Karagözüm, leylek eti yeme. " SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ AŞIK Genç Karagöz Bursa sokaklarında elinde bir demet ısırgan otuyla hızlı adımlarla yürürken, Hacivat'la karşılaşır. Hacivat sorar: " Hayrola Karagözüm, bu ne acele? Sanki peşinden köpek kovalıyor. " Karagöz: " Sus Hacivat! Köpek beni niye kovalasın? O ancak senin gibileri kovalar. " Hacivat: " Hemen kızma Karagözüm, lafın gelişi öyle dedim. Hızlı hızlı nereye böyle? " Karagöz: " Hı.. " Hacivat: " Hızlı hızlı nereye böyle? Yani nereye yetişeceksin? " Karagöz: " Şey, yavuklumla buluşacağım da. " Hacivat: " Yavuklun mu? Senin yavuklun mu var? " Karagöz: " Var tabi, neden olmasın? Ben sevemez miyim yani? " Hacivat: " Tabi seversin, yavuklun da olur. O elindeki nedir? Isırgan otu mu? " Karagöz: " He ya ısırgan otu. Yavukluma verecektim " Hacivat: " Olur mu Karagözüm, hiç insan sevdiğine ısırgan otu verir miymiş? " Karagöz: " Ee o zaman ne verir? Hacivat: " Karanfil verir. " Karagöz: " Kara fil mi? Afrika mı burası? Fil ne arar? " Hacivat: " Karanfil dedim Karagözüm. Bir tür çiçek. " Karagöz: " Çilek bulunmaz şimdi, mevsimi değil. " Hacivat: " Çilek değil, çiçek dedim. Her neyse sen iyisi kırmızı gül götür. " Karagöz: " Hı.. " Hacivat: " Kırmızı gül, kırmızı gül. " Karagöz: " Kırmızı tül mü? Perdelik tüllerden mi? " Hacivat: " Dur Karagözüm, ne perdesi ne tülü. Kırmızı gül dedim. " Karagöz: " Kırmızı kül mü? Amma yaptın Hacivat, külün kırmızısı mı olurmuş? " Hacivat: " Yine yanlış anladın. Peki o zaman senin dilinle konuşalım. Ya nesi olur? " Karagöz: " Sen de ne cahilsin Hacivat. Külün rengi kül rengi olur. Bilmiyorsan öğren. " Karagöz'ün yanlış anlamaları karşısında sinirlenen Hacivat ne kadar hırslandığını Karagöz'e fark ettirmemeye çalışır. Kuruyan dili damağında zorlukla döner: " Tamam Karagözüm, yavukluna ne istersen götür. Isırgan götür, sarımsak götür, soğan götür. " Hacivat, ister ıspanak götür, ister pırasa götür, diye söylenerek uzaklaşır gider. Hacivat'ın arkasından bakakalan Karagöz çabucak aklını toplar. Kendini daha sağlıklı düşünmeye zorlar: " Hacivat'ın her dediğini ısırganın yanında yavukluma hediye etsem iyi olacak. Şimdi ben sarımsak, soğan, ıspanak, pırasa nerede bulurum? " Karagöz aradıklarını komşuların yardımıyla tamamlar. Hepsini bir sepete koyarak yavuklusuna verir. Karagöz'ün yavuklusu genç kız hediyelerden dolayısıyla memnun olur. Bu genç kız Karagöz'ün oğlu Yaşar'ın annesidir. SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: KÖSE Güzel, güneşli bir yaz gününde Pınarbaşı Meydanı'nda bir sürü adam toplanmış, kahkaha patlatıyordu. Şişiren ağızdır da balonu patlatan iğnedir. Ağızdan çıkan iğneli sözler, adama nasıl kahkaha patlattırır, dilerseniz bunu öğrenelim. Hacivat: " Ak akçe kara gün içindir. " Karagöz: " Akçe yok ki kara güne saklasam. " Hacivat: " Bir elin nesi var, iki elin sesi var. " Karagöz: " Kurnada oturanın elinde hamam tası var. " Hacivat: " Söz gümüşse sükut altındır. " Karagöz: " Söz altınsa sükut tenekedir. " Hacivat: " Olur mu Karagözüm, sükut yani susmak altındır. " Karagöz: " İyi, o zaman susalım, konuşmayalım. Buradaki kalabalık hemen dağılır. İnsanlar, işini bırakıp bizi dinlemeye geliyorsa sözüm altın değerinde olduğu içindir. " Karagöz kalabalığa dönerek: " Beni haklı görenler alkışlasın. " diye bağırdı. Bir alkış fırtınasıdır koptu. Bu sefer Hacivat kalabalığa dönerek: " Beni haklı görenler alkışlasın. " diye bağırdı. Bir alkış boranıdır koptu. Eee ne diyelim onları alkışlayanlar sayıldığında birbirine eşit olduğu görüldü. Yalnız karşıda duran ve Karagöz ile Hacivat'ın her iğneli vuruşuna kahkahasını patlattıran köse kimseyi alkışlamadı. Sonradan sordum, benim oyum ikisine, dedi. SON Yazan: Serdar Yıldırım [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Mizah-Gülmece-Fıkra
Karagöz İle Hacivat Konuşmaları
Üst
Alt