- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
4801 - Amr Ibnu Vasila anlatiyor: "Abdullah Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'i dinledim. Demisti ki: "Saki, annesinin karninda iken saki olandir. Said de baskasindan ibret alandir." (Bunu isittikten sonra) Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabindan Huzeyfe denen zata ugradi ve Ibnu Mes'ud'un soyledigini anlatti ve sordu:
"Kisi amelsiz nasil saki olur?" Huzeyfe radiyallahu anh:
"Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:"
"Nutfenin (rahme dusmesinden sonra) kirkiki gece gecti mi, Allah ona bir melek gonderir (ve onun vasitasiyla) nutfeyi sekillendirir; isitmesini, gormesini, derisini, etini, kemigini yaratir. Sonra melek sorar:
"Ey Rabbim! Bu erkek mi, disi mi?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Sonra sorar:
"Ey Rabbim! Eceli nedir?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Tekrar sorar:
"Ey Rabbim! Rizki nedir?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife oldugu halde cikar. Artik buna ne bir sey ilave eder ne de eksilir."
Muslim, Kader 3, (2645).
4802 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) aramizda dogrulup:
"(Hastalik nev'inden) hicbir sey hicbir seye sirayet etmez!" buyurmuslardi ki bir bedevi:
"Ey Allah'in Resulu! Nasil olur? Bir deve surusune, kuyrugu ile hasefesini uyuzlamis bir deve gelince hepsini uyuzlu yapar!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Pekala, birincisini kim uyuzladi? Ne sirayet, ne safer (inancinizda hakikat) vardir. Surasi muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmis, onun hayatini, olumunu, rizkini ve ugrayacagi musibetlerini yazmistir."
Tirmizi, Kader 9, (2144).
4803 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Allah Teala hazretleri bir kulun hayrini diledi mi onu istimal eder!" buyurmustu. Kendisine: "Onu nasil istimal eder?" diye soruldu.
"Olumden once salih amel islemede muvaffak kilar!" buyurdu."
Tirmizi, Kader 8, (2134).
4804 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisi vardir, uzun muddet cennet ehlinin amelini isler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kisi vardir, uzun muddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur."
Muslim, Kader 11, (2651).
4805 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah (cin ve ins dahil) mahlukatini bir karanlik icinde yaratti. Sonra uzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapittilar. Bu sebeple diyorum ki: "Kalem, Allah Teala'nin ilmi hususunda kurumustur."
Tirmizi, Iman 18, (2644).
KADERE RIZA
4806 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ademoglunun saadet (sebepleri)nden biri de Allah Teala'nin hukmettigine riza gostermesidir. Sekavet (sebepleri)nden biri de Allah Teala'ya istihareyi terketmesidir. Keza sekavet (sebepleri) nden bir digeri de Allah'in hukmettigine razi olmamasidir."
Tirmizi, Kader 15, (2152).
4807 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kuvvetli mu'min, Allah nazarinda zayif mu'minden daha sevgili ve daha hayirlidir. Aslinda her ikisinde de bir hayir vardir. Sana faydali olan seye karsi gayret goster. Allah'tan yardim dile, acz izhar etme. Bir musibet basina gelirse: "Eger soyle yapsaydim bu basima gelmezdi!" deme. "Allah takdir etmistir. Onun diledigi olur!" de! Zira "eger" kelimesi seytan isine kapi acar."
Muslim, Kader 34, (2664).
COCUKLARIN HUKMU
4808 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir cocuk olmustu. Ben: "Ne mutlu ona! Cennet kuslarindan bir kus oldu!" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Sen Allah'in cenneti de cehennemi de yarattigini, beriki icin de oteki icin de ahali yarattigini bilmiyor musun?" buyurdular."
Muslim, Kader 30, (2662); Nesai, Cenaiz 58, (4, 57); Ebu Davud, Sunnet 18, (4713).
4809 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan musriklerin cocuklari hakkinda sorulmustu.
"Allah onlari yarattigi zaman ne yapacaklarini iyi biliyordu!" buyurdular."
Buhari, Kader 3, Cenaiz 93; Muslim, Kader 28, (2660); Ebu Davud, Sunnet 18, (4711); Nesai, Cenaiz 60, (4, 59).
4810 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Adem ve Musa aleyhimasselam munakasa ettiler. Musa, Adem'e:
"Isledigin gunahla insanlari cennetten cikaran ve onlari sekavete (bedbahtliga) atan sensin degil mi!" dedi. Adem de Musa'ya:
"Sen, Allah'in risalet vermek suretiyle sectigi ve hususi kelamina mazhar kildigi kimse ol da, daha yaratilmamdan (kirk yil) once Allah'in bana yazdigi bir isten dolayi beni ayiplamaya kalk (bu olacak sey degil)!" diye cevap verdi." Resulullah devamla dedi ki:
"Hz. Adem Musa'yi ilzam etti!"
Buhari, Kader 11, Enbiya 31, Tefsir, Ta-ha 1, 3, Tevhid 37; Muslim, Kader 13, (2652); Muvatta, Kader 1, (2, 898); Ebu Davud, Sunnet 17, (4701); Tirmizi, Kader 2, (2135).
4811 - Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Musa aleyhisselam: "Ey Rabbim! Bizi ve kendisini cennetten cikaran Adem'i bize bir goster!" diye niyazda bulundu. Hak Teala ve Tekaddes hazretleri de babasi Adem aleyhisselam'i ona gosterdi. Bunun uzerine Hz. Musa:
"Sen babamiz Adem misin?" dedi. Adem: "Evet!" deyince:
"Yani sen, Allah'in kendi ruhundan ufledigi kimsesin. Sana butun isimleri ogretti, meleklere emretti ve onlar da sana secde ettiler oyle degil mi?" diye sordu. Adem yine: "Evet!" dedi. Hz. Musa sormaya devam etti:
"Oyleyse sen niye bizi ve kendini cennetten cikardin?"
Bu soru uzerine Hz. Adem: "Sen kimsin?" dedi. O: "Ben Musa'yim!" deyince:
"Yani sen, Allah'in risalet vererek mumtaz kildigi kimsesin. Sen Beni Israil'in peygamberi, perde gerisinde Allah'in konustugu kimsesin. Allah seninle kendi arasina mahlukatindan bir elci de koymadi degil mi?" dedi. Hz. Musa "Evet!" deyince; Hz. Adem:
"Oyleyse sen, (bu soyledigin seyin) ben yaratilmazdan once Allah'in (kader) kitabinda yazilmis oldugunu gormedin mi?" dedi. Hz. Musa "Evet!" deyince:
"Oyleyse Allah'in kazasi (hukmu) benden once cereyan etmis bir sey hakkinda beni niye levmediyorsun?" dedi."
Aleyhissalatu vesselam, devamla: "Hz. Adem, Musa'yi ilzam etti. Hz. Adem Musa'yi ilzam etti. Hz. Adem, Musa aleyhimesselam'i ilzam etti" buyurdular."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4702).
KADERIYE'NIN ZEMMI
4812 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Her ummetin mecusileri vardir. Bu ummetin mecusileri "kader yoktur!" diyenlerdir. Bunlardan kim olurse cenazelerinde hazir bulunmayin. Onlardan kim hastalanirsa ona ziyarette bulunmayin. Onlar Deccal bolugudur. Onlari Deccal'e ilhak etmek Allah uzerine bir haktir."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4692).
4813 - Ebu Davud'un Ibnu Omer'den gelen merfu bir rivayetinde soyle buyrulmustur:
"Kaderiye firkasi, bu ummetin mecusileridir. Eger hastalanirlarsa ziyaret etmeyin, olurlerse cenazelerine katilmayin."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4691).
4814 - Yine Ebu Davud'da Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan gelen merfu bir rivayette:
"Kader ehli ile dusup kalkmayin, onlara dava acmayin" buyurulmustur..."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4720).
4815 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimde iki sinif vardir ki, onlarin Islam'dan nasipleri yoktur: Murcie ve Kaderiye."
Tirmizi, Kader 13. (2150).
4816 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Bir adam Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya gelerek:
"Falan kimse sana selam ediyor!" diyerek, Samli birisinden selam getirdi. Ibnu Omer radiyallahu anhuma:
"Bana ulastigina gore, o kimse kaderi inkar ediyormus. Eger o boyle bir bid'a fikre saplandi ise, sakin ona benden selam soyleme! Zira ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim:
"Bu ummette hasf (yere batirma), mesh (suret degismesi) (ve kazf= (tas yagmasi) olacak. Bu musibetler kaderi inkar edenlere gelecek."
Ebu Davud, Sunnet 7, (4613); Tirmizi, Kader 7, (2153, 2154).
4817 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah mahlukatin miktarlarini, semavat ve Arzi yaratmazdan ellibin sene evvel, Arsi da su uzerinde iken yazdi."
Muslim, Kader 16, (2653); Tirmizi, Kader 18, (2157),
4818 - Ebu Azze anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bir kulunun bir memlekette olmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir seye dedi- muhtac kilar."
Tirmizi, Kader 11, (2148).
4819 - Imam Malik'e ulastigina gore, Iyas Ibnu Muaviye'ye,
"Kader hakkinda fikrin nedir?" diye sorulmus da o su cevabi vermistir:
"(Benim fikrim) kizimin fikridir!" Bu sozle, onun sirrini ancak Allah'in bildigini soylemek istemistir. Iyas, anlayista darb-i mesel olmustu. (Bir gun) bir adam ona kader hakkinda sordu:
"Kadere inanmiyor musun?" dedi. Adam:
"Elbette inaniyorum!" deyince:
"Bu kadari sana yeter! (Fazlasi senin icin malayanidir). Zira Ali Ibnu Huseyin, babasi (Hz. Ali Ibnu Ebi Talib) radiyallahu anhuma'dan bana nakletti ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmuslardir:
"Kisinin malayani seyleri terketmesi, onun muslumanliginin guzelligindendir!"
Yine ona ulastigina gore Lokman'a: "Sende gordugumuz (bu fazilet)in sebebi nedir?" diye sorulunca su cevabi vermistir:
"Emaneti eda, dogru soz ve beni ilgilendirmeyen seyleri terketmem!"
Rezin tahric etmistir. (Rivayette gecen "Kisinin malayaniyi terketmesi Islam'inin guzelligindendir" seklindeki Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bu sozu su kaynaklarda gecer: Muvatta, Husnu Hulk 3, (2, 903); Tirmizi, Zuhd 11, (2318, 2319); Ibnu Mace, Fiten 12, (2976); Rivayetin sonundaki "Yine ona ulastigina gore Lokman'a..." kismi da, Muvatta'da gelmistir (Kelam 17, 2, 990).
KANAATIN MEDHI VE ONA TESVIK
4820 - Ubeydullah Ibnu Mihsan el-Hutami radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kim nefsinden emin, bedeni sihhatli ve gunluk yiyecegi de mevcut ise sanki dunyalar onun olmustur."
Tirmizi, Zuhd 34, (2347); Ibnu Mace, Zuhd 9, (4141).
4821 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ademoglunun su uc sey disinda (temel) hakki yoktur: Ikamet edecegi bir ev, avretini ortecegi bir elbise, katiksiz ekmek ve su."
Tirmizi, zuhd 30, (2342).
4822 - Fudale Ibnu Ubeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Islam hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maiseti olup, buna kanaat edene ne mutlu!"
Tirmizi, Zuhd 35, (2350).
4823 - Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Ensar radiyallahu anhum'den bazi kimseler, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o istediklerini yine verdi. Yaninda mevcut olan sey bitmisti; soyle buyurdular:
"Yanimda bir mal olsa, bunu sizden ayri olarak (kendim icin) biriktirecek degilim. Kim iffetli davranir (istemezse), Allah onu iffetli kilar. Kim istigna gosterirse Allah da onu gani kilar. Kim sabirli davranirsa Allah ona sabir verir. Hic kimseye sabirdan daha hayirli ve daha genis bir ihsanda bulunulmamistir."
Buhari, Zekat 50, Rikak 20; Muslim, Zekat 124, (1053); Muvatta, Sadaka 7, (2, 997); Ebu Davud, Zekat 28, (1644); Tirmizi, Birr 77, (2025); Nesai, Zekat 85, (5, 95).
Rezin rahimehullah su ziyadede bulunmustur: "Islam'a girip, yeterli miktarla riziklandirilan ve verdigi bu miktara Allah'in kanaat etmeyi nasip ettigi kimse kurtulusa ermistir."
4824 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ey ademoglu! Eger fazla malini Allah yolunda harcarsan bu senin icin daha hayirlidir, kendine saklarsan senin icin zararlidir. Kefaf (yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakimlari uzerinde olanlardan basla. Ustteki el (yani veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayirlidir."
Muslim, Zekat 97, (1036), Tirmizi, Zuhd 32, (2344).
4825 - Hz. Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Siz Allah'a hakkiyla tevekkul edebilseydiniz, sizleri de, kuslari riziklandirdigi gibi riziklandirirdi: Sabahleyin ac cikar, aksama tok donerdiniz."
Tirmizi, Zuhd 33, (2345).
TOKGOZLULUK
4826 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Zenginlik mal cokluguyla degildir. Bilakis zenginlik goz tokluguyladir."
Buhari, Rikak 15; Muslim, Zekat 120, (1051); Tirmizi, Zuhd 40, (2374).
4827 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Hakiki) fakir, kapi kapi dolasirken verilen bir iki lokmanin veya bir iki hurmanin geri cevirdigi kimse degildir. Fakat gercek fakir, ihtiyacini giderecek bir sey bulamayan ve halini anlayip kendisine tasaddukta bulunacak biri cikmayan, (buna ragmen) kalkip halktan birsey istemeyen kimsedir."
Buhari, Zekat 53, Tefsir, Bakara 48; Muslim, Zekat 102, (1039); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 7, (2, 923); Ebu Davud, Zekat 23, (1631, 1632); Nesai, Zekat 76, (5, 85).
AZA RIZA
4828 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden biri, mal ve yaratilisca kendisinden ustun olana bakinca, nazarini bir de kendisinden asagida olana cevirsin. Boyle yapmak, Allah'in uzerinizdeki nimetini kucuk gormemeniz icin gereklidir."
Buhari; Rikak 30; Muslim, Zuhd 8, (2963); Tirmizi, Kiyamet 59, (2515).
Rezin bir rivayette su ziyadede bulundu: "Avn Ibnu Abdillah Ibnu Utbe rahimehullah dedi ki: "Ben zenginlerle dusup kalkiyordum. O zaman benden daha heveslisi yoktu. Bir binek gorsem benimkinden daha iyi gorurdum; bir elbiseye baksam, benimkinden daha iyi olduguna hukmederdim. Ne zaman ki bu hadisi isittim, fakirlerle dusup kalktim ve rahata erdim."
DILENCILIGIN ZEMMI
4829 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri dilenmeye devam ettigi takdirde yuzunde bir parca et kalmamis halde Allah'a kavusur."
Buhari, Zekat 52; Muslim, Zekat 103, (1040); Nesai, Zekat 83, (5, 94).
4830 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Istemeler bir nevi cirmalamalardir. Kisi onlarla yuzunu cirmalamis olur. Oyle ise, dileyen (hayasini koruyup) yuz suyunu devam ettirsin, dileyen de bunu terketsin. Su var ki, kisi, zaruri olan (seyleri) iktidar sahibinden istemelidir."
Ebu Davud, Zekat 26, (1639); Tirmizi, Zekat 38, (681); Nesai, Zekat 92, (5, 100).
4831 - Aiz Ibnu Amr radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler istedi. Aleyhissalatu vesselam da verdi. Adam donmek uzere ayagini kapinin esigine basar basmaz, Aleyhissalatu vesselam:
"Dilenmede olan (kotulukleri) bilseydiniz kimse kimseye birsey istemek icin asla gitmezdi!" buyurdular."
Nesai, Zekat 83, (5, 94, 95).
4832 - Hz. Zubeyr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisinin iplerini alip daga gitmesi, oradan sirtinda bir deste odun getirip satmasi, onun icin, insanlara gidip dilenmesinden daha hayirlidir. Insanlar istedigini verseler de vermeseler de."
Buhari, Zekat 50, Buyu' 15.
4833 - Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Cenneti garanti etmem mukabilinde, insanlardan hicbir sey istememeyi kim garanti edecek?" buyurdular. Sevban radiyallahu anh atilip:
"Ben, (Ey Allah'in Resulu!)" dedi. Sevban (bundan boyle) hic kimseden bir sey istemezdi."
Ebu Davud, Zekat 27, (1643); Nesai, Zekat 86, (5, 96).
4834 - Hz. Muaviye radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Istemede israr etmeyin. Vallahi, kim benden bir sey ister, ben ona vermek arzu etmedigim halde, israri (sebebiyle) bir sey kopartirsa, verdigim o seyin bereketini gormez."
Muslim, Zekat 99, (1038); Nesai, Zekat 88, (5, 97, 98).
4835 - Ibnu'l-Firasi'nin anlattigina gore, babasi radiyallahu anh: "Ey Allah'in Resulu! (Ihtiyacimi baskasindan) isteyeyim mi?" diye sormus, Aleyhissalatu vesselam da:
"Hayir, isteme! Ancak istemek zorunda kalmissan, bari salihlerden iste!" buyurmuslardir."
Ebu Davud, Zekat 28, (1646); Nesai, Zekat 84, (5, 95).
4836 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim, kendisini mustagni kilacak miktarda mali oldugu halde isterse, Kiyamet gunu, istedigi sey suratinda bir tirmalama veya soyulma veya isirma yarasi olarak gelir!" Yaninda bulunanlar:
"Kisiyi mustagni kilan (miktar) nedir?" diye sordular.
"Kirk dirhem altin veya o kiymette bir baska sey!" buyurdular."
Ebu Davud, Zekat 23, (1626); Tirmizi, Zekat 22, (650); Nesai, Zekat 87, (5, 97); Ibnu Mace, Zekat 26, (1840).
4837 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim (malini artirmak icin) insanlardan dilenirse, o mutlak surette ates talep etmis olur. Oyleyse ister azla yetinsin isterse cogaltmayi istesin, (artik kendisi bilir)!"
Muslim, Zekat 105, (1041).
4838 - Kabisa Ibnu Muharik radiyallahu anh anlatiyor: "Sulh icin diyet (hamale) odemeyi kabullenmistim. Bu hususta yardim istemek icin Resulullah aleyhissalatu vesselam'i aradim ve karsilastik. (Meseleyi acinca):
"Bekle, bize sadaka mali gelecek. O zaman ondan sana da verilmesini emrederim" buyurdular. Sonra da:
"ey Kabisa! Istemek, uc kisi disinda hic kimseye helal olmaz:
-Sulh diyeti (hamale) kabullenen kimse. Buna, gereken miktari buluncaya kadar, istemesi helaldir. Ama o miktara ulasinca, artik istemez.
-Afete ugrayip malini kaybeden kimse. Buna da maisetini temin edecek miktari elde edinceye kadar istemesi helaldir.
-Fakirlige ugrayan adam. Eger kavminden uc kisi, "Falancaya fakirlik isabet etti" diye ittifak ederlerse, gecimine yetecek miktari elde edinceye kadar istemesi helaldir. Bunlar disinda istemek, ey Kabisa haramdir."
Muslim, Zekat 109, (1044); Ebu Davud, Zekat 26, (1640); Nesai, Zekat 86, (5, 96, 97).
4839 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Ensari bir zat gelip Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan birseyler istemisti.
"Evinde hicbir sey yok mu?" buyurdular. Adam:
"Evet, dedi. Bir culumuz var. Bir kismiyla ortunup, bir kismini da yaygi olarak yere seriyoruz! Bir de su ictigimiz kabimiz var."
"Onlari bana getir!" diye emrettiler. Adam gidip getirdi. Aleyhissalatu vesselam esyalari eline alip:
"Sunlari satin alacak yok mu?" buyurdular. Bir adam:
"Ben bir dirheme satin aliyorum" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bir dirhemden fazla veren yok mu?" dedi ve iki uc sefer tekrarlayarak (acik artirmaya cikardi). Orada bulunan bir adam:
"Ben onlara iki dirhem veriyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam esyalari ona satti. Iki dirhemi alip Ensari'ye verdi ve:
"Bunun biriyle ailen icin yiyecek al, aline ver. Digeriyle de bir balta al bana getir!" buyurdular. Adam gidip bir balta alip getirdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, ona eliyle bir saplik gecirdi. Sonra:
"Git, odun eyle, sat ve onbes gun bana gozukme!" buyurdu. Adam aynen boyle yapti, sonra yanina geldi. Bu esnada on dirhem kazanmis, bunun bir kismiyla giyecek, bir kismiyla da yiyecek satin almisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bak, bu senin icin, Kiyamet gunu alninda dilenme lekesiyle gelmenden daha hayirlidir!" buyurdu ve sozlerine soyle devam etti:
"Dilenmek, sersefil, fakra dusmus veya rusvay edici borca batmis veya elem verici kana bulasmis insanlar disinda, kimseye caiz degildir."
Ebu Davud, Zekat 26, (1641); tirmizi, Buyu 10, (1218); Ibnu Mace, Ticarat 25, (2198).
4840 - Habesi Ibnu Cunade es-Seluli radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Arafat'ta vakfede iken bir bedevi gelerek ridasinin bir ucundan tutup, ondan bunu istedi. Aleyhissalatu vesselam da onu ona verdi. Adam ridayi beraberinde alip gitti. Tam o sirada dilenmek haram kilindi. bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Sadaka zengine helal degildir; sagligi yerinde guc kuvvet sahibine de helal degildir. O, sersefil edici, fakre dusen, haysiyeti kirici borca giren, eleme bogan kana bulasan kimseler disinda hic kimseye helal degildir. Oyleyse, kim malini artirmak icin insanlara el acarsa, bu, Kiyamet gunu suratinda cirmalama yaralarina ve cehennemde yiyecegi kizgin taslara donusur. Oyleyse (buyursun) dileyen azla yetinsin, dileyen de cogaltmaya calissin."
Tirmizi, Zekat 23, (653).
Rezin merhum su ziyadede bulunmustur: "Ben, bir adama ihsanda bulunurum. Adam da onu koltugunun altina koyarak alip gider veya yiyip midesine indirir. Halbuki bu, (eger layik degilse) o adam icin atesten baska bir sey degildir."
Resulullah'in bu sozu uzerine Hz. Omer radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu! Oyleyse ates olan bir seyi niye veriyorsunuz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah benim cimri olmami kabul etmedi, insanlar da benden istememeyi kabul etmedi!" cevabini verdi. Orada bulunanlar:
"Dilenmeyi haram kilan zenginlik nedir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Sabah veya aksam yetecek kadar yiyecektir!" buyurdular."
4841 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kendisine gelen bir fakirligi hemen halka intikal ettirirse (yani onlara acarak dilenmeye kalkarsa), onun fakirliginin onune gecilmez. Kime de fakirlik gelir, o da bunu Allah'a acarsa, Allah ona er veya gec rizkiyla imdat eder."
Tirmizi, Zuhd 18, (2327); Ebu Davud, Zekat 28, (1645).
4842 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlarin en serlisi, "Allah rizasi icin" diyerek dilenip de, istedigi verilmeyen kimsedir."
Ibnu Abbas derdi ki: "Allah rizasi icin" diyerek istekte bulunmayin. Bu tabiri sadece Allah'tan isterken kullanin:"
Rezin tahric etti. Hadis Suyuti'nin el-Camiu's-Sagir'inde mevcuttur. (Feyzu'l-Kadir Serhi 4, 159); Nesai'de de, hadisin birinci kismi, uzun bir rivayetin bir parcasi olarak gecer. Zekat 74, (5, 83-84).
4843 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, Arafe gunu (dilenerek) insanlardan (sadaka) isteyen bir adam gorur ve:
"Yani su gunde, su yerde Allah'tan baskasindan mi istiyorsun?" der ve adama cubugunu vurur."
Rezin tahric etmistir.
4844 - Hz. Omer radiyallahu anh soyle hitap etmistir:
"Ey insanlar! Bilin ki tamahkarlik fakirliktir, yeis (tamahkar olmamak) zenginliktir. Kisi bir seye tamah gostermezse ondan mustagni olur."
Rezin tahric etmistir.
IHSANI KABUL ETMEK
4845 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Babasi) Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (zaman zaman) bana ihsanda bulunuyordu. (Her seferinde ben):
"(Ey Allah'in Resulu!) bunu, buna benden daha muhtac olan birine verseniz!" diyordum. Resulullah aleyhissalatu vesselam da:
"Al bunu! Bu maldan, sen istemedigin ve gelmesini bekler durumda olmadigin halde gelen birsey olursa onu al ve temelluk et (yani kendi malin kil, malin olduktan sonra) dilersen ye, dilersen sadaka olarak bagisla. (Bu vasifta) olmayan mala nefsini baglama!" buyurdular."
(Hadisi Ibnu Omer'den rivayet eden) Salim der ki: "Bu (hadis) sebebiyle Abdullah, kimseden bir sey istemezdi, (kendiliginden) gelen bir sey olursa onu da reddetmezdi."
Buhari, Ahkam 17, Zekat 51; Muslim, Zekat 110, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 105).
4846 - Amr Ibnu Taglib anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir mal -veya bir sey- getirilmisti. Hemen onu taksim edip dagitti. (Ancak, bunu yaparken) bir kismina verdi, birkisminna vermedi. Kendilerine verilmemis olan kimselerin, sonradan hakkinda dedikodu yaptiklari kulagina geldi. Bunun uzerine, (uygun bir firsatta, halka hitap etmek uzere dogruldu). Allah'a hamd ve sena ettikten sonra:
"Sadede gelince; vallahi ben, birine verip digerine vermedigim olur (bu dogrudur, ancak) vermedigim, nazarimda, verdigimden daha cok sevgiye mazhardir. Ben birkisim insanlara, kalplerinde gordugum sabirsizlik ve hirs sebebiyle veririm; bir kismini da, Allah Teala'nin kalplerine koymus bulundugu zenginlik ve hayra havale eder (ve onlara bir sey vermem).
"Vallahi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (hakkimda telaffuz buyurdugu) bu kelamina bedel kirmizi develerim olsaydi bu kadar sevinmezdim."
Buhari, Cum'a 29, Humus 19, Tevhid 49.
KAZANIN KERAHETI
4847 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim insanlar arasinda kadi tayin edilmis ise, bicaksiz bogazlanmis demektir."
Ebu Davud, Akdiye 1, (3571, 3572); Tirmizi, Ahkam 1, (1325).
4848 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadi uctur: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakki bilip oyle hukmedendir. Hakki bilip hukmunde (bile bile) adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cahilane hukumde bulunan da cehennemliktir."
Ebu Davud, Akdiye 2, (3573).
4849 - Abdullah Ibnu Mevhib anlatiyor: "Osman Ibnu Affan, Ibnu Omer radiyallahu anhum'e: "Git insanlar arasinda hukmet!" dedi. Abdullah:
"Ey mu'minlerin emiri, beni bu vazifeden affetmez misiniz?" diye ricada bulundu. Hz. Osman radiyallahu anh:
"Bundan niye kaciniyorsun? Senin baban da kadi idi" diye israr etmek istedi. Ancak Abdullah dedi ki: "Dogru da, ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in:
"Kim kadi olur ve adaletle hukmederse, bu kimse basabas (sevap ve gunahi esit) ayrilmaya liyakat kazanmistir" dedigini isittim. Artik (Resulullah'in bu sozunden) sonra ne umid edebilirim?" (Hz. Osman bunun uzerine Ibnu Omer'e teklifte bulunmadi.)"
Tirmizi, Ahkam 1, (1322).
ADIL VE ZALIM HAKIM
4850 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kadilik talep eder ve bunun gerceklesmesinde sefaatcilere basvurursa (is) kendisine yikilir (Allah'in yardimi olmaz). Kime de o is zorla verilirse, Allah onu dogruya sevkedecek bir melek gonderir."
Ebu Davud, Akdiye 3, (3578); Tirmizi, 1, (1323, 1324).
"Kisi amelsiz nasil saki olur?" Huzeyfe radiyallahu anh:
"Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:"
"Nutfenin (rahme dusmesinden sonra) kirkiki gece gecti mi, Allah ona bir melek gonderir (ve onun vasitasiyla) nutfeyi sekillendirir; isitmesini, gormesini, derisini, etini, kemigini yaratir. Sonra melek sorar:
"Ey Rabbim! Bu erkek mi, disi mi?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Sonra sorar:
"Ey Rabbim! Eceli nedir?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Tekrar sorar:
"Ey Rabbim! Rizki nedir?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife oldugu halde cikar. Artik buna ne bir sey ilave eder ne de eksilir."
Muslim, Kader 3, (2645).
4802 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) aramizda dogrulup:
"(Hastalik nev'inden) hicbir sey hicbir seye sirayet etmez!" buyurmuslardi ki bir bedevi:
"Ey Allah'in Resulu! Nasil olur? Bir deve surusune, kuyrugu ile hasefesini uyuzlamis bir deve gelince hepsini uyuzlu yapar!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Pekala, birincisini kim uyuzladi? Ne sirayet, ne safer (inancinizda hakikat) vardir. Surasi muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmis, onun hayatini, olumunu, rizkini ve ugrayacagi musibetlerini yazmistir."
Tirmizi, Kader 9, (2144).
4803 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Allah Teala hazretleri bir kulun hayrini diledi mi onu istimal eder!" buyurmustu. Kendisine: "Onu nasil istimal eder?" diye soruldu.
"Olumden once salih amel islemede muvaffak kilar!" buyurdu."
Tirmizi, Kader 8, (2134).
4804 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisi vardir, uzun muddet cennet ehlinin amelini isler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kisi vardir, uzun muddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur."
Muslim, Kader 11, (2651).
4805 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah (cin ve ins dahil) mahlukatini bir karanlik icinde yaratti. Sonra uzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapittilar. Bu sebeple diyorum ki: "Kalem, Allah Teala'nin ilmi hususunda kurumustur."
Tirmizi, Iman 18, (2644).
KADERE RIZA
4806 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ademoglunun saadet (sebepleri)nden biri de Allah Teala'nin hukmettigine riza gostermesidir. Sekavet (sebepleri)nden biri de Allah Teala'ya istihareyi terketmesidir. Keza sekavet (sebepleri) nden bir digeri de Allah'in hukmettigine razi olmamasidir."
Tirmizi, Kader 15, (2152).
4807 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kuvvetli mu'min, Allah nazarinda zayif mu'minden daha sevgili ve daha hayirlidir. Aslinda her ikisinde de bir hayir vardir. Sana faydali olan seye karsi gayret goster. Allah'tan yardim dile, acz izhar etme. Bir musibet basina gelirse: "Eger soyle yapsaydim bu basima gelmezdi!" deme. "Allah takdir etmistir. Onun diledigi olur!" de! Zira "eger" kelimesi seytan isine kapi acar."
Muslim, Kader 34, (2664).
COCUKLARIN HUKMU
4808 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir cocuk olmustu. Ben: "Ne mutlu ona! Cennet kuslarindan bir kus oldu!" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Sen Allah'in cenneti de cehennemi de yarattigini, beriki icin de oteki icin de ahali yarattigini bilmiyor musun?" buyurdular."
Muslim, Kader 30, (2662); Nesai, Cenaiz 58, (4, 57); Ebu Davud, Sunnet 18, (4713).
4809 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan musriklerin cocuklari hakkinda sorulmustu.
"Allah onlari yarattigi zaman ne yapacaklarini iyi biliyordu!" buyurdular."
Buhari, Kader 3, Cenaiz 93; Muslim, Kader 28, (2660); Ebu Davud, Sunnet 18, (4711); Nesai, Cenaiz 60, (4, 59).
4810 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Adem ve Musa aleyhimasselam munakasa ettiler. Musa, Adem'e:
"Isledigin gunahla insanlari cennetten cikaran ve onlari sekavete (bedbahtliga) atan sensin degil mi!" dedi. Adem de Musa'ya:
"Sen, Allah'in risalet vermek suretiyle sectigi ve hususi kelamina mazhar kildigi kimse ol da, daha yaratilmamdan (kirk yil) once Allah'in bana yazdigi bir isten dolayi beni ayiplamaya kalk (bu olacak sey degil)!" diye cevap verdi." Resulullah devamla dedi ki:
"Hz. Adem Musa'yi ilzam etti!"
Buhari, Kader 11, Enbiya 31, Tefsir, Ta-ha 1, 3, Tevhid 37; Muslim, Kader 13, (2652); Muvatta, Kader 1, (2, 898); Ebu Davud, Sunnet 17, (4701); Tirmizi, Kader 2, (2135).
4811 - Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Musa aleyhisselam: "Ey Rabbim! Bizi ve kendisini cennetten cikaran Adem'i bize bir goster!" diye niyazda bulundu. Hak Teala ve Tekaddes hazretleri de babasi Adem aleyhisselam'i ona gosterdi. Bunun uzerine Hz. Musa:
"Sen babamiz Adem misin?" dedi. Adem: "Evet!" deyince:
"Yani sen, Allah'in kendi ruhundan ufledigi kimsesin. Sana butun isimleri ogretti, meleklere emretti ve onlar da sana secde ettiler oyle degil mi?" diye sordu. Adem yine: "Evet!" dedi. Hz. Musa sormaya devam etti:
"Oyleyse sen niye bizi ve kendini cennetten cikardin?"
Bu soru uzerine Hz. Adem: "Sen kimsin?" dedi. O: "Ben Musa'yim!" deyince:
"Yani sen, Allah'in risalet vererek mumtaz kildigi kimsesin. Sen Beni Israil'in peygamberi, perde gerisinde Allah'in konustugu kimsesin. Allah seninle kendi arasina mahlukatindan bir elci de koymadi degil mi?" dedi. Hz. Musa "Evet!" deyince; Hz. Adem:
"Oyleyse sen, (bu soyledigin seyin) ben yaratilmazdan once Allah'in (kader) kitabinda yazilmis oldugunu gormedin mi?" dedi. Hz. Musa "Evet!" deyince:
"Oyleyse Allah'in kazasi (hukmu) benden once cereyan etmis bir sey hakkinda beni niye levmediyorsun?" dedi."
Aleyhissalatu vesselam, devamla: "Hz. Adem, Musa'yi ilzam etti. Hz. Adem Musa'yi ilzam etti. Hz. Adem, Musa aleyhimesselam'i ilzam etti" buyurdular."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4702).
KADERIYE'NIN ZEMMI
4812 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Her ummetin mecusileri vardir. Bu ummetin mecusileri "kader yoktur!" diyenlerdir. Bunlardan kim olurse cenazelerinde hazir bulunmayin. Onlardan kim hastalanirsa ona ziyarette bulunmayin. Onlar Deccal bolugudur. Onlari Deccal'e ilhak etmek Allah uzerine bir haktir."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4692).
4813 - Ebu Davud'un Ibnu Omer'den gelen merfu bir rivayetinde soyle buyrulmustur:
"Kaderiye firkasi, bu ummetin mecusileridir. Eger hastalanirlarsa ziyaret etmeyin, olurlerse cenazelerine katilmayin."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4691).
4814 - Yine Ebu Davud'da Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan gelen merfu bir rivayette:
"Kader ehli ile dusup kalkmayin, onlara dava acmayin" buyurulmustur..."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4720).
4815 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimde iki sinif vardir ki, onlarin Islam'dan nasipleri yoktur: Murcie ve Kaderiye."
Tirmizi, Kader 13. (2150).
4816 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Bir adam Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya gelerek:
"Falan kimse sana selam ediyor!" diyerek, Samli birisinden selam getirdi. Ibnu Omer radiyallahu anhuma:
"Bana ulastigina gore, o kimse kaderi inkar ediyormus. Eger o boyle bir bid'a fikre saplandi ise, sakin ona benden selam soyleme! Zira ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim:
"Bu ummette hasf (yere batirma), mesh (suret degismesi) (ve kazf= (tas yagmasi) olacak. Bu musibetler kaderi inkar edenlere gelecek."
Ebu Davud, Sunnet 7, (4613); Tirmizi, Kader 7, (2153, 2154).
4817 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah mahlukatin miktarlarini, semavat ve Arzi yaratmazdan ellibin sene evvel, Arsi da su uzerinde iken yazdi."
Muslim, Kader 16, (2653); Tirmizi, Kader 18, (2157),
4818 - Ebu Azze anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bir kulunun bir memlekette olmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir seye dedi- muhtac kilar."
Tirmizi, Kader 11, (2148).
4819 - Imam Malik'e ulastigina gore, Iyas Ibnu Muaviye'ye,
"Kader hakkinda fikrin nedir?" diye sorulmus da o su cevabi vermistir:
"(Benim fikrim) kizimin fikridir!" Bu sozle, onun sirrini ancak Allah'in bildigini soylemek istemistir. Iyas, anlayista darb-i mesel olmustu. (Bir gun) bir adam ona kader hakkinda sordu:
"Kadere inanmiyor musun?" dedi. Adam:
"Elbette inaniyorum!" deyince:
"Bu kadari sana yeter! (Fazlasi senin icin malayanidir). Zira Ali Ibnu Huseyin, babasi (Hz. Ali Ibnu Ebi Talib) radiyallahu anhuma'dan bana nakletti ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmuslardir:
"Kisinin malayani seyleri terketmesi, onun muslumanliginin guzelligindendir!"
Yine ona ulastigina gore Lokman'a: "Sende gordugumuz (bu fazilet)in sebebi nedir?" diye sorulunca su cevabi vermistir:
"Emaneti eda, dogru soz ve beni ilgilendirmeyen seyleri terketmem!"
Rezin tahric etmistir. (Rivayette gecen "Kisinin malayaniyi terketmesi Islam'inin guzelligindendir" seklindeki Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bu sozu su kaynaklarda gecer: Muvatta, Husnu Hulk 3, (2, 903); Tirmizi, Zuhd 11, (2318, 2319); Ibnu Mace, Fiten 12, (2976); Rivayetin sonundaki "Yine ona ulastigina gore Lokman'a..." kismi da, Muvatta'da gelmistir (Kelam 17, 2, 990).
KANAATIN MEDHI VE ONA TESVIK
4820 - Ubeydullah Ibnu Mihsan el-Hutami radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kim nefsinden emin, bedeni sihhatli ve gunluk yiyecegi de mevcut ise sanki dunyalar onun olmustur."
Tirmizi, Zuhd 34, (2347); Ibnu Mace, Zuhd 9, (4141).
4821 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ademoglunun su uc sey disinda (temel) hakki yoktur: Ikamet edecegi bir ev, avretini ortecegi bir elbise, katiksiz ekmek ve su."
Tirmizi, zuhd 30, (2342).
4822 - Fudale Ibnu Ubeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Islam hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maiseti olup, buna kanaat edene ne mutlu!"
Tirmizi, Zuhd 35, (2350).
4823 - Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Ensar radiyallahu anhum'den bazi kimseler, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o istediklerini yine verdi. Yaninda mevcut olan sey bitmisti; soyle buyurdular:
"Yanimda bir mal olsa, bunu sizden ayri olarak (kendim icin) biriktirecek degilim. Kim iffetli davranir (istemezse), Allah onu iffetli kilar. Kim istigna gosterirse Allah da onu gani kilar. Kim sabirli davranirsa Allah ona sabir verir. Hic kimseye sabirdan daha hayirli ve daha genis bir ihsanda bulunulmamistir."
Buhari, Zekat 50, Rikak 20; Muslim, Zekat 124, (1053); Muvatta, Sadaka 7, (2, 997); Ebu Davud, Zekat 28, (1644); Tirmizi, Birr 77, (2025); Nesai, Zekat 85, (5, 95).
Rezin rahimehullah su ziyadede bulunmustur: "Islam'a girip, yeterli miktarla riziklandirilan ve verdigi bu miktara Allah'in kanaat etmeyi nasip ettigi kimse kurtulusa ermistir."
4824 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ey ademoglu! Eger fazla malini Allah yolunda harcarsan bu senin icin daha hayirlidir, kendine saklarsan senin icin zararlidir. Kefaf (yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakimlari uzerinde olanlardan basla. Ustteki el (yani veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayirlidir."
Muslim, Zekat 97, (1036), Tirmizi, Zuhd 32, (2344).
4825 - Hz. Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Siz Allah'a hakkiyla tevekkul edebilseydiniz, sizleri de, kuslari riziklandirdigi gibi riziklandirirdi: Sabahleyin ac cikar, aksama tok donerdiniz."
Tirmizi, Zuhd 33, (2345).
TOKGOZLULUK
4826 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Zenginlik mal cokluguyla degildir. Bilakis zenginlik goz tokluguyladir."
Buhari, Rikak 15; Muslim, Zekat 120, (1051); Tirmizi, Zuhd 40, (2374).
4827 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Hakiki) fakir, kapi kapi dolasirken verilen bir iki lokmanin veya bir iki hurmanin geri cevirdigi kimse degildir. Fakat gercek fakir, ihtiyacini giderecek bir sey bulamayan ve halini anlayip kendisine tasaddukta bulunacak biri cikmayan, (buna ragmen) kalkip halktan birsey istemeyen kimsedir."
Buhari, Zekat 53, Tefsir, Bakara 48; Muslim, Zekat 102, (1039); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 7, (2, 923); Ebu Davud, Zekat 23, (1631, 1632); Nesai, Zekat 76, (5, 85).
AZA RIZA
4828 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden biri, mal ve yaratilisca kendisinden ustun olana bakinca, nazarini bir de kendisinden asagida olana cevirsin. Boyle yapmak, Allah'in uzerinizdeki nimetini kucuk gormemeniz icin gereklidir."
Buhari; Rikak 30; Muslim, Zuhd 8, (2963); Tirmizi, Kiyamet 59, (2515).
Rezin bir rivayette su ziyadede bulundu: "Avn Ibnu Abdillah Ibnu Utbe rahimehullah dedi ki: "Ben zenginlerle dusup kalkiyordum. O zaman benden daha heveslisi yoktu. Bir binek gorsem benimkinden daha iyi gorurdum; bir elbiseye baksam, benimkinden daha iyi olduguna hukmederdim. Ne zaman ki bu hadisi isittim, fakirlerle dusup kalktim ve rahata erdim."
DILENCILIGIN ZEMMI
4829 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri dilenmeye devam ettigi takdirde yuzunde bir parca et kalmamis halde Allah'a kavusur."
Buhari, Zekat 52; Muslim, Zekat 103, (1040); Nesai, Zekat 83, (5, 94).
4830 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Istemeler bir nevi cirmalamalardir. Kisi onlarla yuzunu cirmalamis olur. Oyle ise, dileyen (hayasini koruyup) yuz suyunu devam ettirsin, dileyen de bunu terketsin. Su var ki, kisi, zaruri olan (seyleri) iktidar sahibinden istemelidir."
Ebu Davud, Zekat 26, (1639); Tirmizi, Zekat 38, (681); Nesai, Zekat 92, (5, 100).
4831 - Aiz Ibnu Amr radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler istedi. Aleyhissalatu vesselam da verdi. Adam donmek uzere ayagini kapinin esigine basar basmaz, Aleyhissalatu vesselam:
"Dilenmede olan (kotulukleri) bilseydiniz kimse kimseye birsey istemek icin asla gitmezdi!" buyurdular."
Nesai, Zekat 83, (5, 94, 95).
4832 - Hz. Zubeyr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisinin iplerini alip daga gitmesi, oradan sirtinda bir deste odun getirip satmasi, onun icin, insanlara gidip dilenmesinden daha hayirlidir. Insanlar istedigini verseler de vermeseler de."
Buhari, Zekat 50, Buyu' 15.
4833 - Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Cenneti garanti etmem mukabilinde, insanlardan hicbir sey istememeyi kim garanti edecek?" buyurdular. Sevban radiyallahu anh atilip:
"Ben, (Ey Allah'in Resulu!)" dedi. Sevban (bundan boyle) hic kimseden bir sey istemezdi."
Ebu Davud, Zekat 27, (1643); Nesai, Zekat 86, (5, 96).
4834 - Hz. Muaviye radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Istemede israr etmeyin. Vallahi, kim benden bir sey ister, ben ona vermek arzu etmedigim halde, israri (sebebiyle) bir sey kopartirsa, verdigim o seyin bereketini gormez."
Muslim, Zekat 99, (1038); Nesai, Zekat 88, (5, 97, 98).
4835 - Ibnu'l-Firasi'nin anlattigina gore, babasi radiyallahu anh: "Ey Allah'in Resulu! (Ihtiyacimi baskasindan) isteyeyim mi?" diye sormus, Aleyhissalatu vesselam da:
"Hayir, isteme! Ancak istemek zorunda kalmissan, bari salihlerden iste!" buyurmuslardir."
Ebu Davud, Zekat 28, (1646); Nesai, Zekat 84, (5, 95).
4836 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim, kendisini mustagni kilacak miktarda mali oldugu halde isterse, Kiyamet gunu, istedigi sey suratinda bir tirmalama veya soyulma veya isirma yarasi olarak gelir!" Yaninda bulunanlar:
"Kisiyi mustagni kilan (miktar) nedir?" diye sordular.
"Kirk dirhem altin veya o kiymette bir baska sey!" buyurdular."
Ebu Davud, Zekat 23, (1626); Tirmizi, Zekat 22, (650); Nesai, Zekat 87, (5, 97); Ibnu Mace, Zekat 26, (1840).
4837 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim (malini artirmak icin) insanlardan dilenirse, o mutlak surette ates talep etmis olur. Oyleyse ister azla yetinsin isterse cogaltmayi istesin, (artik kendisi bilir)!"
Muslim, Zekat 105, (1041).
4838 - Kabisa Ibnu Muharik radiyallahu anh anlatiyor: "Sulh icin diyet (hamale) odemeyi kabullenmistim. Bu hususta yardim istemek icin Resulullah aleyhissalatu vesselam'i aradim ve karsilastik. (Meseleyi acinca):
"Bekle, bize sadaka mali gelecek. O zaman ondan sana da verilmesini emrederim" buyurdular. Sonra da:
"ey Kabisa! Istemek, uc kisi disinda hic kimseye helal olmaz:
-Sulh diyeti (hamale) kabullenen kimse. Buna, gereken miktari buluncaya kadar, istemesi helaldir. Ama o miktara ulasinca, artik istemez.
-Afete ugrayip malini kaybeden kimse. Buna da maisetini temin edecek miktari elde edinceye kadar istemesi helaldir.
-Fakirlige ugrayan adam. Eger kavminden uc kisi, "Falancaya fakirlik isabet etti" diye ittifak ederlerse, gecimine yetecek miktari elde edinceye kadar istemesi helaldir. Bunlar disinda istemek, ey Kabisa haramdir."
Muslim, Zekat 109, (1044); Ebu Davud, Zekat 26, (1640); Nesai, Zekat 86, (5, 96, 97).
4839 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Ensari bir zat gelip Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan birseyler istemisti.
"Evinde hicbir sey yok mu?" buyurdular. Adam:
"Evet, dedi. Bir culumuz var. Bir kismiyla ortunup, bir kismini da yaygi olarak yere seriyoruz! Bir de su ictigimiz kabimiz var."
"Onlari bana getir!" diye emrettiler. Adam gidip getirdi. Aleyhissalatu vesselam esyalari eline alip:
"Sunlari satin alacak yok mu?" buyurdular. Bir adam:
"Ben bir dirheme satin aliyorum" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bir dirhemden fazla veren yok mu?" dedi ve iki uc sefer tekrarlayarak (acik artirmaya cikardi). Orada bulunan bir adam:
"Ben onlara iki dirhem veriyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam esyalari ona satti. Iki dirhemi alip Ensari'ye verdi ve:
"Bunun biriyle ailen icin yiyecek al, aline ver. Digeriyle de bir balta al bana getir!" buyurdular. Adam gidip bir balta alip getirdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, ona eliyle bir saplik gecirdi. Sonra:
"Git, odun eyle, sat ve onbes gun bana gozukme!" buyurdu. Adam aynen boyle yapti, sonra yanina geldi. Bu esnada on dirhem kazanmis, bunun bir kismiyla giyecek, bir kismiyla da yiyecek satin almisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bak, bu senin icin, Kiyamet gunu alninda dilenme lekesiyle gelmenden daha hayirlidir!" buyurdu ve sozlerine soyle devam etti:
"Dilenmek, sersefil, fakra dusmus veya rusvay edici borca batmis veya elem verici kana bulasmis insanlar disinda, kimseye caiz degildir."
Ebu Davud, Zekat 26, (1641); tirmizi, Buyu 10, (1218); Ibnu Mace, Ticarat 25, (2198).
4840 - Habesi Ibnu Cunade es-Seluli radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Arafat'ta vakfede iken bir bedevi gelerek ridasinin bir ucundan tutup, ondan bunu istedi. Aleyhissalatu vesselam da onu ona verdi. Adam ridayi beraberinde alip gitti. Tam o sirada dilenmek haram kilindi. bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Sadaka zengine helal degildir; sagligi yerinde guc kuvvet sahibine de helal degildir. O, sersefil edici, fakre dusen, haysiyeti kirici borca giren, eleme bogan kana bulasan kimseler disinda hic kimseye helal degildir. Oyleyse, kim malini artirmak icin insanlara el acarsa, bu, Kiyamet gunu suratinda cirmalama yaralarina ve cehennemde yiyecegi kizgin taslara donusur. Oyleyse (buyursun) dileyen azla yetinsin, dileyen de cogaltmaya calissin."
Tirmizi, Zekat 23, (653).
Rezin merhum su ziyadede bulunmustur: "Ben, bir adama ihsanda bulunurum. Adam da onu koltugunun altina koyarak alip gider veya yiyip midesine indirir. Halbuki bu, (eger layik degilse) o adam icin atesten baska bir sey degildir."
Resulullah'in bu sozu uzerine Hz. Omer radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu! Oyleyse ates olan bir seyi niye veriyorsunuz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah benim cimri olmami kabul etmedi, insanlar da benden istememeyi kabul etmedi!" cevabini verdi. Orada bulunanlar:
"Dilenmeyi haram kilan zenginlik nedir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Sabah veya aksam yetecek kadar yiyecektir!" buyurdular."
4841 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kendisine gelen bir fakirligi hemen halka intikal ettirirse (yani onlara acarak dilenmeye kalkarsa), onun fakirliginin onune gecilmez. Kime de fakirlik gelir, o da bunu Allah'a acarsa, Allah ona er veya gec rizkiyla imdat eder."
Tirmizi, Zuhd 18, (2327); Ebu Davud, Zekat 28, (1645).
4842 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlarin en serlisi, "Allah rizasi icin" diyerek dilenip de, istedigi verilmeyen kimsedir."
Ibnu Abbas derdi ki: "Allah rizasi icin" diyerek istekte bulunmayin. Bu tabiri sadece Allah'tan isterken kullanin:"
Rezin tahric etti. Hadis Suyuti'nin el-Camiu's-Sagir'inde mevcuttur. (Feyzu'l-Kadir Serhi 4, 159); Nesai'de de, hadisin birinci kismi, uzun bir rivayetin bir parcasi olarak gecer. Zekat 74, (5, 83-84).
4843 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, Arafe gunu (dilenerek) insanlardan (sadaka) isteyen bir adam gorur ve:
"Yani su gunde, su yerde Allah'tan baskasindan mi istiyorsun?" der ve adama cubugunu vurur."
Rezin tahric etmistir.
4844 - Hz. Omer radiyallahu anh soyle hitap etmistir:
"Ey insanlar! Bilin ki tamahkarlik fakirliktir, yeis (tamahkar olmamak) zenginliktir. Kisi bir seye tamah gostermezse ondan mustagni olur."
Rezin tahric etmistir.
IHSANI KABUL ETMEK
4845 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Babasi) Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (zaman zaman) bana ihsanda bulunuyordu. (Her seferinde ben):
"(Ey Allah'in Resulu!) bunu, buna benden daha muhtac olan birine verseniz!" diyordum. Resulullah aleyhissalatu vesselam da:
"Al bunu! Bu maldan, sen istemedigin ve gelmesini bekler durumda olmadigin halde gelen birsey olursa onu al ve temelluk et (yani kendi malin kil, malin olduktan sonra) dilersen ye, dilersen sadaka olarak bagisla. (Bu vasifta) olmayan mala nefsini baglama!" buyurdular."
(Hadisi Ibnu Omer'den rivayet eden) Salim der ki: "Bu (hadis) sebebiyle Abdullah, kimseden bir sey istemezdi, (kendiliginden) gelen bir sey olursa onu da reddetmezdi."
Buhari, Ahkam 17, Zekat 51; Muslim, Zekat 110, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 105).
4846 - Amr Ibnu Taglib anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir mal -veya bir sey- getirilmisti. Hemen onu taksim edip dagitti. (Ancak, bunu yaparken) bir kismina verdi, birkisminna vermedi. Kendilerine verilmemis olan kimselerin, sonradan hakkinda dedikodu yaptiklari kulagina geldi. Bunun uzerine, (uygun bir firsatta, halka hitap etmek uzere dogruldu). Allah'a hamd ve sena ettikten sonra:
"Sadede gelince; vallahi ben, birine verip digerine vermedigim olur (bu dogrudur, ancak) vermedigim, nazarimda, verdigimden daha cok sevgiye mazhardir. Ben birkisim insanlara, kalplerinde gordugum sabirsizlik ve hirs sebebiyle veririm; bir kismini da, Allah Teala'nin kalplerine koymus bulundugu zenginlik ve hayra havale eder (ve onlara bir sey vermem).
"Vallahi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (hakkimda telaffuz buyurdugu) bu kelamina bedel kirmizi develerim olsaydi bu kadar sevinmezdim."
Buhari, Cum'a 29, Humus 19, Tevhid 49.
KAZANIN KERAHETI
4847 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim insanlar arasinda kadi tayin edilmis ise, bicaksiz bogazlanmis demektir."
Ebu Davud, Akdiye 1, (3571, 3572); Tirmizi, Ahkam 1, (1325).
4848 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadi uctur: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakki bilip oyle hukmedendir. Hakki bilip hukmunde (bile bile) adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cahilane hukumde bulunan da cehennemliktir."
Ebu Davud, Akdiye 2, (3573).
4849 - Abdullah Ibnu Mevhib anlatiyor: "Osman Ibnu Affan, Ibnu Omer radiyallahu anhum'e: "Git insanlar arasinda hukmet!" dedi. Abdullah:
"Ey mu'minlerin emiri, beni bu vazifeden affetmez misiniz?" diye ricada bulundu. Hz. Osman radiyallahu anh:
"Bundan niye kaciniyorsun? Senin baban da kadi idi" diye israr etmek istedi. Ancak Abdullah dedi ki: "Dogru da, ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in:
"Kim kadi olur ve adaletle hukmederse, bu kimse basabas (sevap ve gunahi esit) ayrilmaya liyakat kazanmistir" dedigini isittim. Artik (Resulullah'in bu sozunden) sonra ne umid edebilirim?" (Hz. Osman bunun uzerine Ibnu Omer'e teklifte bulunmadi.)"
Tirmizi, Ahkam 1, (1322).
ADIL VE ZALIM HAKIM
4850 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kadilik talep eder ve bunun gerceklesmesinde sefaatcilere basvurursa (is) kendisine yikilir (Allah'in yardimi olmaz). Kime de o is zorla verilirse, Allah onu dogruya sevkedecek bir melek gonderir."
Ebu Davud, Akdiye 3, (3578); Tirmizi, 1, (1323, 1324).