La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyül Aziym demenin Faziletleri

vaveyla

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
503
Tepkime puanı
10
Ebû Mûsâ RA'ın rivayet ettiğine göre, Rasûl-i Ekrem SAV Hazretleri buyurmuşlar ki:

"(Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh)'ı çok şöyle! Çünkü bu cennet hazinelerinden bir hazinedir."

(1) [Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.]

Ebû Hûreyre RA Hazretleri ise:

"Bana Rasûlüllah SAV Hazretleri buyurdular ki:

(Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm)'i çok söyle, çünkü bu cennet hazinelerindendir." diye rivayet etmişlerdir.

(2) [Güç ve kuvvet ancak şânı yüce Allah'tandır.]

Ve yine mümâileyh tarafından, bu (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh)' okumanın 99 derde deva olacağı ve en azından hüzün ve kederi gidereceği bildirilmiştir.

Mu'az ibni Cebel RA'ın rivayetinde, Rasûl-ü Ekrem SAS Hazretleri;

"--Sana cennet kapılarından bir kapıya delâlet edeyim mi?" buyurmuşlar.

O da:

"--Evet yâ Rasûlallah, nedir o?.." demişler.

Efendimiz SAV’ de:

"--(Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh)'tır." buyurmuşlardır.

Ebu Zer RA Hazretlerinin rivayetlerinde, Rasûl-ü Ekrem SAV Hazretleri:

"--Allah-u Teàlâ Hazretleri bir kuluna nîmet verir, o kul da o nîmetlerin elinde kalmasını isterse, (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh)'ı çok söylesin!" buyurmuşlardır.

Binâen aleyh, günde yüzden aşağı yapmamak evlâdır. Çünkü her gün yüz defa okuyan kimsenin, kat'iyyen fakirlik yüzü görmeyeceği beyan buyrulmuştur.

Mâlik el-Eşcaî RA Hazretleri, bir gün Rasûl-ü Ekrem SAV Hazretleri'ne gelip, oğlu Avf'ın esir olduğunu haber vermişler. Efendimiz SAV Hazretleri de:

"--Ona haber gönderin, (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh)'ı çok söylesin!" diye emretmişler.

Halbuki, o anda Avf zincirlerle ayaklarından bağlı bulunuyormuş. Allah-u Teàlâ'nın hikmetine bakın ki, bu duaya devamıyla bir gün ayağındaki zincirler kendiliğinden çözülmüş, o da fırsattan istifade ederek, hemen orada bulduğu bir deveye atlayıp kaçmaya başlamış. Yolda rastladığı deve çobanlarına bir nâra atarak onları korkutup kaçırmış, bütün develeri önüne katıp babasının evine gelmiş.

Ev halkı son derece sevinmişler ve develer hakkında Rasûl-ü Ekrem'den ne yapacaklarını sormuşlar. Efendimiz SAV Hazretleri de "İstediğiniz gibi hareket edin!" buyurmuşlardır. Bunun üzerine derhal,ayet-i celilesi sadır olmuş ve bir kimse Allah'tan korkup emirlerine imtisâl ederek ve yasaklarından kaçarak ittikà üzerinde olursa, Cenâb-ı Hakk'ın, onu bütün sıkıntılardan kurtarıp, ummadığı yerlerden rızıklandıracağı beyan buyrulmuştur. (Et-Tergîb, 2/446)

Hz. Peygamber ( s.a.s ), hz. Ali efendimize şöyle buyurmuşlar:
-ya ali!! Her ne zaman bir darlığa ve sıkıntıya düşersen, bir bela ve müsibete değersen şöyle dua et.

Bismillahirrahmanirrahim

vela havle vela kuvvete illa billahil'aliyyil'aziym.

- ya ali! Böyle dua edersen ve sıkıntılı anlarında bu duayı okumaya devam edersen, cenabı allah, bu duanın hürmetine düşmüş oldugun bela ve musibetlerin, bunalım ve streslerin her türlüsünü senin üzerinden def eder, bunlardan seni kurtarır. Buyurmuştur.

Manası= rahman ( esirgeyen ) rahim ( bağışlayan ) allah'ın adıyla. çok yüce ve çok büyük allah'ın himayesine sığınmaktan ve o'nun yüce kudretinden yardım dilemekten başka bşr amacım yoktur.o'na dayandım, o'na güvendim. Demektir.

La havle vela kuvvete'nin sevabı

sevgili peygamberimiz (s.a.s ) '' la havle vela kuvvete illa billah ''

'' duası (99) derde devadır,bu dertlerin en küçüğü kalpteki sıkıntıyı giderir'' buyurmuştur.
Yine hadisi şerifte buyrulmuştur ki
''Kim Allah'ın nimetlerinin çok ve devamlı kalmasını istiyorsa" Çok çok. La havle vela kuvvete illa billah duasını okumaya devam etsin.
Evet, üzüldüğümüzde sıkıldığımızda bu duayı okuyoruz. çünkü fazileti sevabı yüce peygamberimiz tarafından haber verilmiştir.
Demek oluyor ki, bir sıkıntıya, bir bunalıma, bir strese düştüğümüzde bol bol:
La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil aziym. Demeliyiz.
Ey dost! Bu dualar, para istemez, pul istemez. Bir kaç dakikalık bir zamanda oturduğun yerde, yattığın yerde ayakta her ne halde olursan ol, bu duaya devam etmek ve dertlerden sıkıntılardan kurtulmak ne güzel değil mi?
Bunlar manevi devalardır. Bu manevi devaların tedavi ettiği dertlerde manevidpr. örneğin gönül sıkıntısını hiçbir maddi ilaç gideremez, ama bu dualar giderebilir. Işte bunları düşünmek, bu nimetlerin değerini bilmek akılllı kimselerin yapacağı işlerdendir.

alıntı
 

vaveyla

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
503
Tepkime puanı
10
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh

Allah hiçbir kuluna taşıyamayacağı şey yüklemez. Yüklerse de taşıyan sen değilsin. Sen sen oldukça, ben taşıyorum ben yapıyorum ben ediyorum.. ben ben ben.. dedikçe elbette taşıyamayacağın zannına kapılırsın. Yorgunluk hissedersin kaçmak kurtulmak istersin ki bu da senin yüzündendir.

Allah arşı yaratıp onu taşımaları için melekler görevlendirdi. Meleklere çok zor geldi. Yük altında eziliyorlardı. Takatleri kalmamıştı. Allaha dua ettiler. Onlara “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” zikri telkin edildi. Böylece artık hiçbir sıkıntı çekmediler, hiçbir zorluk hissetmediler.

Bu zikirden maksat şu gerçeği anlamamız içindir:
Mutlak aczimizi mutlak fakrimizi idrak edip iyice anlamak ve yaptığımız hiçbir işte kendi gücümüzün kudretimizin zerre kadar payı olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın mümkün kılmasıyla olduğunu anlamak ve o salim kalp ile Allah’a teslim olmak O’na sıkı sıkı sığınmak gerektiği içindir.

Bu dünyada bedenin hayır işleri ile yorgun düştükçe ruhundan kuvvet bulursun. Canın safileşir. Kalbin nurlanır. Uykun hafifler. Ne zaman ki sen “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” sözünün hakikatini idrak eder (hakkıyla anlar) ve kesinkez buna inanırsan o zaman yaptığın zor görünen hayır çalışmaları seni hiç yormayacaktır sana hiç bıkkınlık vermeyecektir.

Hiçbir hayır işinde üşenme. Üşenme gelirse “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeye devam et, gafleti üzerinden at. Çünkü gerçekte yapan sen değilsindir.

“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” zikri nasıl yapılmalıdır:
Akşam namazlarından sonra anlamını düşünerek 33 defa tekrarlanmalı. Acele etmemeli, ne zaman bitecek diye düşünmemeli. Bunun dışında, günlük hayatınızda her neye üşenirseniz, ne size zor gelirse derhal bu zikri kalbinizden şuurluca tekrarlayın. Bir defa da olabilir birkaç defa da olabilir. Önemli olan “hiçbir işte kendi gücünüzün zerre kadar payının olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın dilemesiyle mümkün olduğunu” hatırlamanız ve inanmanızdır: Böylece içiniz ferahlar, hafiflersiniz, yapmanız gereken işi seve seve yaparsınız. Kendi çalışmanızı değil, adeta Allahın yaptıklarını seyrediyor gibi olursunuz, sanki bir kenardan seyrediyorsunuzdur. Bu güzelliği anlamayı Allah cümlemize nasip etsin. Âmin. Kaç defa yaparsanız, her üçüncüde veya her 11’incide veya 33’üncüde ya da her 100’üncüde sonuna “aliyyil azîm” ekleyin. Şu şekilde:
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm”

* * *
Bir insanın başkalarına zararı olmayan kişisel bir günah içinde bulunması, o kişinin Allahın diğer kullarının gıybetini yapmasından, onları küçümseyici laflar etmesinden daha çirkin olabilir mi? Elbette kul hakkına girmek kadar ve kibir sahibi olmak kadar zararlı değil gibi görünür ama bunlar da dolaylı olarak kişinin kendisini başkaları için hayırlı işler yapmasından engeller.

İyi düşünün. Belki de kurtulamadığınız günahlarınız, kendinizi hep o günahların içinde bulmanız diğer büyük günahlardan korunmanız için bir ilaçtır. Bu durumunuz, aslında siz iman sahibi olduğunuz için sizin bilinçaltınızın kullandığı bir savunma mekanizmasıdır. Elbette yanlıştır, zararlıdır, israftır. Allah israf edenleri sevmez. Vakit israfı, enerji israfı, ömür israfı.

Gizli yaptığınız çirkinlikleri Allahın, meleklerin, cinlerin, şeytanların gördüğünü biliyorsunuz. Sadece dünyadaki insanlar görmüyor bunu da biliyorsunuz.

Bu zilletten kurtulmanız ise belki çok kolay değil. Ne zaman mutlak aczinizi mutlak fakrinizi idrak eder anlarsınız ve yaptığınız hiçbir hayır işinde hiçbir iyi işte kendinizin zerre kadar payınız olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın dilemesiyle mümkün olduğunuzu anlarsınız ve o “arınmış temizlenmiş” salim kalp ile Allah’a teslim olursunuz O’na sıkı sıkı sığınırsınız, işte o zaman diliniz kötü söz söylemez, gözünüz haram aramaz, gönlünüz harama yalana yanlışa meyletmez. Rızkınız size kolayca ulaşır. Farz ibadetlerinizi rahatça yapabilmeniz için size devamlı imkânlar sunulur. Sunulan imkânların farkında olmalı, tam zamanında kaçırmadan değerlendirmelisiniz.

Hayırlı ve sevaplı işleri yapabilmek Allahın büyük bir lütfudur. Herkese nasip olmuyor. Temizlenenlere, arınmak isteyenlere hayırlı sevaplı işleri yapması için fırsatlar sunulur. Kul ister Allah yaratır. Nasıl ki kurana temizlenenlerden başka el sürmesin yönünde ayet vardır; anlayalım ki salih ameller için dahi maddi manevi temizlik şarttır.

Bunu kolaylaştırmak şeriate tabi olmakla mümkündür. Namazları vaktinde kıl. İsraftan kaç. Bekârsan evlen.
Evlenemezsen vaktin çoktur: Yardıma muhtaç insanlara yapabildiğin her türlü yardımı hiç vakit kaybetmeden yap. Yardıma muhtaç insan bulamazsan hastaları ziyaret et. Gurbettekileri teselli et. Yakını ölmüş kişileri ziyaret et onlara tesellici ol. Nafile namazlara, nafile oruçlara, Allahın zikrine, akraba ziyaretine çok daha fazla vakit ayır.

Allahın muhtaç kullarına yardımcı olmak en hayırlı iştir. Bir köşede sırf namazla oruçla ilimle zikirle bir yere varamazsın. Hizmet nimettir. Ne mutlu hizmet etmeye vesileler bulabilenlere. Bu vesileleri de elbette sana Allah verir. Şükretmesini bilenlere Allah nimetlerini arttırır.
 

vaveyla

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
503
Tepkime puanı
10
Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.

Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.
"Allah'a âsi olmak ve günah işlemekten dönüş,ancak Allah'ın verdiği ismet (günahlardan uzak olma hâli) ile, O'na itâate kuvvet ve iktidar da, ancak O'nun yardımı ile hâsıl olur" demektedir.

Asıl söyleniş şekli: Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh'tır (Buharî, Ezan, 7; Müslim, Salât, 12).

Kur'ân-ı Kerim'de ise: "Lâ Kuvvete İllâ Billâh" şeklinde geçmektedir (el-Kehf,18/39).

Lafız itibariyle kısa fakat anlam itibariyle çok kapsamlı olan bir zikir ve duâ cümlesi olup Peygamberimizin ifadesiyle "Cennet'in hazinelerinden bir hazinedir" (Tirmizî, Daavât, 57, 119).

Bu kısa ve özlü cümle, müezzin ezan okurken, namazlardan sonra, bir yolculuk esnasında,yolculuk dönüşünde veya yapılan herhangi bir hayırlı iş ve amelden sonra veyahut da herhangi bir zaman ve mekâna bağlı olmaksızın uygun olan her yer ve zamanda bizzat Peygamber Efendimiz tarafından okunmuş ve Ashâba da tavsiye edilmiştir.

Ömer b. Hattâb (r.a), bu cümle ile ilgili olarak şöyle demiştir.

"Rasûlullah (sas): Müezzin 'Allahu Ekber, Allahu Ekber' dediği vakit sizden biriniz'Allahu Ekber, Allahu Ekber' der; sonra müezzin 'Eşhedü en lâ ilâhe illallah' dediği vakit o da'Eşhedü en lâ ilahe illâllah' derse, sonra müezzin 'Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah' dediği vakit, o da 'Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah' der. Müezzin 'Hayye alessalâh ' dediği vakit o da 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' der. Sonra müezzin
'Hayye alelfelâh' dediği vakit o da 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' derse, sonra, 'Allahu Ekber, Allahu Ekber' dediğinde o da 'Allahu Ekber, Allahu Ekber' derse, sonra müezzin'Lâ ilâhe illallah' dediği vakit, o da bütün kalbiyle 'La ilâhe illallah' derse, Cennete girer" buyurdular." (Müslim, Salât, 12)

Ashabdan Abdullah İbn Zübeyr de, her namazın sonunda, selâm verdiği vakit, şöyle derdi:

"Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. Yalnız O vardır. Şeriki yoktur; mülk O'nundur, hamd da O'na mahsustur. Hem O, her şeye kâdirdir. Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur
(Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh).
Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. Biz de ancak O'na ibâdet ederiz. Nimet O'nun, fazilet O'nun, güzel senâ(övgü) da O'nundur. Kâfirler patlasa da, dinde samimi olarak Allah'dan başka ilâh yoktur deriz."

İbn Zübeyr: "Rasûlullah (sas), her namazın sonunda bunlarla tehlil yapardı" demiştir. (Müslim, Mesacid, 139)

Ebu Mûsâ da konu ile ilgili olarak şöyle demiştir:

"Bir sefer esnasında Hz. Peygamber (sas)'le beraberdik. Biz, yüksek yerlere geldiğimizde tekbir getiriyorduk. Rasûlullah (sas), bunun üzerine şöyle buyurdular:
"Ey insanlar! Sesinizi fazla yükseltmeyin. Siz, sağır veya gâib olan birine seslenmiyorsunuz." Sonra benim yanıma geldi. Ben ise, kendi kendime "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" diyordum. Bunun üzerine:
Ey Abdullah b. Kays "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh "demeye devam et. Çünkü o, cennet hazinelerinden bir hazinedir" buyurdular. (Buhârî, Daavât, 50, 67)

Yine Rasûlullah (sas),

Kur'ân'dan fazla bir şey bilmediğini ve kendisine, okuyabileceği bir duâ söylemesini
isteyen birisine "Sübhânallâhi, velhamdü lillâhi, velâ ilâhe illallâhu vallâhü ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh" duâsını okumasını söylemiştir. (Nesâî, İftitah, 32)

Enes b. Mâlik tarafından rivâyet edilen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Evinden çıkarken ,şu duâyı okuyan kişiye bu duâ kâfidir. O adam muhafaza altına alınır.

Şeytan da o adamdan uzaklaşıp bir kenara çekilir. O duâ: Bismillâhi tevekeltü alallâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh'tır" (Tirmizi, Daavât, 34).

"Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" duâsının okunduğu bir başka yer de, Hacerül-Esved'in karşısıdır.
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
"La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyul Aziym"
Bu zikir ağzımi tadlandiriyor çok sevdim bu zikiri.
Selam ve Dua ile
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Sadece ağzını tatlandırmıyor, hem alışkanlık yapıyor, hem de ruhunu temizleyip, rahatlatıyor, huzur veriyor...
Devamlı söylemeni tavsiye ederim....Selametle..:)
 

HayalCAH

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Kasım 2014
Mesajlar
59
Tepkime puanı
8
Vesveseye,depresyona,korkuya,evhama daha bir çok şeye iyi geliyor. Tecrübe ile sabittir.
 
Üst Alt