Mersin İlçesi Anamur Müzesi

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
ANAMUR MÜZESİ VE ÖRENYERLERİ

Anemurium antik kentinde Amerikalı ve Kanadalı bilim adamları tarafından 1960 yılında başlatılan bilimsel arkeolojik kazılar yöredeki tüm kültürel kalıntıların değerlendirilmesi amacıyla, Anamur İlçesi'ne bir müze yapılması fikrini ortaya çıkarmıştır.

Müze binasının ilk temeli 1976 yılında Yalıevleri Mahallesi'nde tahsis edilen 2630 m²lik arsa üzerine atılmıştır. 1990 yılında inşaat işlemlerinin tamamlanmasından sonra 1992 yılında teşhir ve tanzim çalışmaları sonuçlandırılmıştır.

Bu zamana kadar sağlıklı bir müze binasının olmaması nedeniyle; Anemurium kazılarında ortaya çıkarılan eserler Alanya Müzesi'nde, ilçe çevresinde ele geçen diğer eserler ise Silifke Müzesi'nde korunmuştur.

1984 yılında Anamur Müzesi'ne kadro tahsisi ile personel sağlanmış ve müze Atatürk Bulvarı üzerinde kiralık bir dükkanda hizmet vermeye başlamıştır. Müze bu arada kendini tanıtmaya çalışmış, Bakanlık ve imkanların birleştirilmesiyle Anamur ve çevresinde kültür ve tabiat varlıklarının tespit çalışmalarını sürdürmüş, 1985 ve 1986 yılları Bozyazı (Nagidos) nekropolü ve Mamure Kalesi içindeki Rig Manoi antik kenti kalıntılarında kurtarma kazısı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Önce Amerika ve Kanada'nın ortaklaşa başlattığı Anemurium kenti arkeolojik kazıları, daha sonra Kanadalı Prof. Dr. James Russel başkanlığında sürdürülmüştür. 1986 yılından itibaren ise Kültür Bakanlığı adına Anamur Müzesi Müdürlüğü'nün başkanlığında Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Zoroğlu'nun bilimsel sorumluluğunda Aydıncık (Kelenderis) kazıları başlatılmıştır.

Alanya ve Silifke müzelerinden getirilen Anamur kaynaklı eserlerin yanı sıra Bakanlıkça kapatılan Erdemli Müzesi'nden getirilen eserler ve Anamur halkının büyük bir duyarlılıkla getirdiği eserlerin sayısı bugün 7000 adete yaklaşmıştır.

Müze binasının üst katında idari odalar, kütüphane, fotoğrafhane, konferans salonu, alt katında ise kafeterya, etnografik ve arkeolojik seksiyonlar, eski eser depoları, ve laboratuvar yer almaktadır. Konferans salonunda eski eser kaçakçılığının önlenmesine yönelik eğitici nitelikte dia gösterileriyle, resim, heykel, fotoğraf vb. gibi sergiler düzenlenmektedir.

Etnografik seksiyonda geleneksel sanatlarımızın en güzel örnekleri yer almaktadır. Göçebelik döneminden yerleşik düzene geçinceye kadarki tarihsel süreç içerisinde ele geçirilen folklorik eşyalar sergilenmektedir.

Etnografik seksiyonda yörede Bönce, Çiğni Düşük, Ala, Aynalı ve Boncuklu olarak tanınan kilim örnekleri ile üzeri çizgi kazıma ile dekorlandırılmış ahşap kahve değirmeni, kahve soğutucusu, kahve kutusu, aynalık, sedef kakmalı çekmece, kaşık formunda oyularak yapılmış kaşıklık, barutluk, ahşap urup, dibek, aşık sopası, kazıma stampa ve repousse tekniğiyle yapılmış çeşitli madeni kap kacak; niello tekniğiyle savatlanmış kılıçlar, çoban tabancaları; filigre tekniğiyle yapılmış gümüş sallama, gerdanlık küpeler, çeşitli takılar, bakır kazan ve tabaklar, yün çorap, uçkur, peşkir, heybe, kuşak, tütün ve para kesesi, deve yuları, saat örnekleri yer almaktadır.

Kelenderis

İlk çağda Güney Anadolu kıyılarının en iyi limanlarından birine sahip olan Kelenderis'in kalıntıları İçel İli Aydıncık İlçesi'ndedir. Kentin kim tarafından ve ne zaman kurulduğu hakkında kesin bilgilerden yoksunuz. Antik yazarlardan Apollodoros Kelenderis'in Sandon tarafından kurulduğunu belirtmektedir. Yörede 1986 yılından beri yürütülen kazılarda da geçmiş M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanan buluntular ortaya çıkarılmıştır. Bu yüzyılın sonlarında, Batı Anadolu ve yakın adalardan gelen İonyalılar Nagidos ile birlikte Kelenderis'te ticarete yönelik ilişkileri yönlendirecek üsler (emporium) kurmuşlardır. Yine antik kaynaklar kentin, Samoslular tarafından kolonileştirildiğini belirtmektedir.

Kelenderis ilk parlak dönemini M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda yaşamıştır. Bu sırada Atinalıların öncülüğünde Perslere karşı kurulan Attik-Delos Deniz Birliği'nin en doğudaki üyesi Kelenderis'ti. Kazılar sırasında çıkarılan mezar buluntuları kentin batı dünyası ile ilişkilerini belgelemektedir. Hellenistik Çağda Mısır'da kurulan Ptolemaios Krallığı ile siyasi ittifak içinde olan Kelenderis M.Ö. 1. yüzyıldaki korsan baskıları yüzünden çok zor duruma düşmüştür. Romalıların korsanlara karşı hazırladıkları askeri harekata da katılan Kelenderisliler, Romalıların Akdeniz ticaret yolunu güvenlik altına almasından sonra ikinci parlak dönemlerini yaşamışlardır. Ortaçağda önce Bizans, ardından Selçuklu egemenliğine giren Kelenderis, Osmanlılar Döneminden 20. yüzyıl başlarına kadar Anadolu ve Kıbrıs arasındaki deniz ulaşımında önemli bir liman işlevi görmüştür.

Antik Kelenderis'ten günümüze ulaşan kalıntıların sayısı çok azdır. Surlar Ortaçağdandır. Liman hamamı M.S. 4. veya 5. yüzyılda yapılmış olmalıdır. Tiyatronun da Roma Çağına ait olduğu anlaşılmaktadır. Kentin mezarlıklarında M.Ö. 6. ve M.S. 4. yüzyıl arasındaki döneme ait kente özgü kaya mezarları, tonozlu mezarlar ve pramit çatılı anıt mezarlar görülebilir. Müzede sergilenen eserlerin çoğu kentin bu mezarlarından gelmektedir. 1992'de bulunan zemin mozaiği kentin M.S. 5. yüzyıldaki panaroması açısından eşsiz bir örnektir.

Nagidos

Kelenderis gibi, bölgenin en eski kentlerinden biri olan Nagidos'un kalıntıları Bozyazı İlçesi'nde, kıyıya yakın bir tepe üzerindedir. Hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz kentten günümüze ulaşan yalnızca sur kalıntılarıdır. Bozyazı Çayı üzerindeki köprü Roma Çağına ait özellikler ortaya koymaktadır. Roma ve Bizans Döneminden kalma tarihi mekânların arasında su yolu kalıntısı ile bir hamamın temelleri de vardır.

Antik kaynaklar Nagidos'un da Kelenderis gibi, Samoslular tarafından kolonileştirildiğini belirtmektedir.

Nagidos'un M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda Pers egemenliği altında olduğu, bu dönemde basılan satraplık sikkelerinden anlaşılmaktadır. Kent, ilkin Hellenistik Çağda Mısır'daki Ptolemaiosların etkisi altına girmişse de daha sonra yoğun korsan saldırıları sonucunda tüm gücünü yitirmiştir. Bu gün müzede sergilenen eserler, kentin batısında rastlantı sonucu bulunan mezarlardan çıkarılmıştır. M.Ö. 4. ve 3. yüzyıldan kalma bu eserler pişmiş topraktan yapılmış lahit mezarların yanına ve içine konan oldukça zengin ölü armağanlarını içermektedir.

Yalıevler Mahallesi, Atatürk Caddesi, Fahri Görgülü Caddesi No:8, Anamur
Tel : (0324) 814 16 77
Faks : (0324) 814 30 18

Pazartesi dışında her gün 08.30-12.30/13.30-17.30 saatlerinde ziyarete açıktır.
 
Üst Alt