Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
BÖLGELERİMİZ VE ŞEHİRLERİMİZ
Bölgeler ve Şehirler
Akdeniz Bölgesi
Mersin
Mersin Toroslar ilçesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 45563" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-size: 12px"><strong>Mersin - Toroslar Ilçesi</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Toroslar</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>İlçe Haritası</strong></span></p><p> <span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><img src="https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/resim/1-503958/toroslarharita.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Toroslar İlçesi kimlik kartı </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">2008 yılında ilçe teşkilatı kurulmuştur. Nüfusu 2009 yılı sonu itibariyle 275.852 olup, 251.838 kişi İlçe merkezinde yaşamaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Kaymakamlık Tel: </strong>0 324 322 26 26 </span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Belediye Tel:</strong> 0 324 322 72 00</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Toroslar, Mersin ilinin bir ilçesidir. Mersin Büyükşehir Belediyesine bağlıdır. Nüfusu 264.071'dir. Şehir merkezinin kuzey doğu bölümünü oluşturur.Yüzölçümü en büyük olan merkez ilçedir. Güneyinde Akdeniz ilçesi, batısında ise Yenişehir ve Mezitli ilçeleri bulunmaktadır. Kentin en büyük mezarlığı, Yumuktepe tarihi eserleri, Toroslar ilçesi sınırlarındadır. Kentin en büyük yaylalarından olan Gözne Yaylasına giriş Toroslardan geçen üç büyük caddeden sağlanır.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Adını kuzeyinde bulunan Toros Dağlarından almıştır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Yumuktepe Höyüğü</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Arkeoloji dünyasında ayrı bir önemi bulunan Yumuktepe Höyük (Neolithik dönemden günümüze kadar kesintisiz yerleşim görmüştür.) kent merkezinin yaklaşık 1 km. kadar kuzeyindeki Demirtaş mahallesinde yer almaktadır. 1936 yılında John Garstang ve ekibinin burada yaptıkları ilk incelemeler sırasında höyüğün batı bölümünde, derenin tahrip ettiği kesitlerde Neolithik aletler bulduktan sonra kazı yapmaya karar vermiştir. 1939 yılında ara verilen kazı çalışmaları 1946-1947 yıllarında tamamlanmıştır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Höyük üzerinde teraslar açılarak yapılan ağaçlandırma çalışmaları nedeniyle bütün kazı alanlarını ve tabakaları yok eden bir uygulama gerçekleştirilmiştir. Daha sonra dere kenarına ve Soğuksu kaynağına açılan derin su sondajları ve höyüğün üzerine depo yapımı kalıntı ve tabakaları bir kez daha yok etmiştir. 1968 yılındaki sel felaketinde Müftü Deresi’nin taşkını su sondajlarını ve Yumuktepe Höyüğü’nün batı bölümünü de alıp götürmüştür. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Daha sonra devam eden tahriplerde, höyük üzeri düzeltilerek 1,5-2 m. ‘lik İslami dönemi içeren tabaka yok edilerek buraya park ve gazino inşa edilmiştir. Höyükten çıkan taşlarla tuvalet, merdiven ve depo yapılmıştır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">45 yıl aradan sonra 1993 yılında, Kültür Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veli Sevin başkanlığında yeniden başlatılan kazı çalışmalarına Roma Üniversitesinden Dr. Isabella Caneva’da katılmıştır. Garstang’ın tespit ettiği 33 tabaka’nın gerçekte iki katı olabileceği tespit edilmiştir. Daha çok Prehistorik yerleşmeleri ile tanınan Yumuktepe’nin her ne kadar İslami tabakaları park yapımı sırasında tahrip olsa da, Ortaçağ’da en az üç yapı katı halinde, surlarla güçlendirilmiş önemli bir merkez olduğu ortaya çıkmıştır. Arkeobotanik analizler ise zeytinin ana vatanının bu bölge olduğu, üzümün ise daha geç dönemde geldiği gibi ilginç bulgular vermiştir. Kazı buluntuları Mersin Müzesi’nde sergilenmektedir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Hebilli Kalesi </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mersin’in yaklaşık 18 km. kuzeydoğusundaki Hebilli Köyündedir. Ortaçağ dönemine tarihlenen kalenin uzunluğu 20 m., genişliği 14 m.dir. Komutan Kalah Habellieh tarafından yaptırılmıştır. Dışı kesme kalker taş kaplama, içi moloz taşlarla örülmüştür. Yer yer ağaç hatıl izleri bulunmaktadır. Tavanı tonozlu, köşeleri yuvarlak kuleli ve iki katlıdır. Eteğinde sarnıç ve kilise kalıntısı vardır . Köyün girişinde şapel olabilecek tonozlu küçük bir yapı kalıntısı da bulunmaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Gözne Kalesi </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mersin’in yaklaşık 29 km. kuzeyindeki Gözne beldesinden, 500 m.lik stabilize bir yolla ulaşılan kale, 1085 m. yükseklikte sarp kayalıklar üzerinde yer alan iki yapıdan oluşmaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Doğudaki yapı, üçü güneyde, biri doğuda olmak üzere dört burçlu ve dikdörtgen formludur. Giriş, batıdaki tek kapıdandır. Kapı eşiği toprak seviyesinden 1 m. kadar yüksektedir. Yapı sivri kemerli tonozla örtülü olup, içi üç kemerle dört kısma ayrılmıştır. İkisi kuzey, üçü güney duvarlarda olmak üzere 5 ışık ve havalandırma deliği vardır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Batıdaki yapı üç pencereli, iki kapılı, altıgen formlu kule tiplidir. Yapının üstünde güney, batı ve kuzey yanlarında olmak üzere 15 sundurma bulunmaktadır. Tavan, yerden çatıyı saran bir kemerle ikiye bölünmüştür. Kemerin batı tarafındaki tavan üç ayrı üçgen yüze sahiptir. Doğu kısmı sivri uçlu tonoz tekniğinde yapılan kale, Ortaçağ dönemine tarihlenmektedir. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Sinap Kalesi </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mersin’in yaklaşık 29 km. kuzeyinde yer alan Gözne beldesinin 5 km. kuzeyinde, Ayvagediği yaylasına girmeden sağa dönülen ve Çandır Kalesi’ne doğru giden yol güzergahındadır. Bu önemli yol Sinap’ı konaklama yeri haline getirmiştir. Belki de bir garnizon olabilecek bu yerin Ortaçağ’daki adı bilinmemektedir. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Kale , köşelerinde dört kulesi olan dikdörtgen planlıdır. Topoğrafik yapıya göre çukurda kalan kalenin duvarları kısmen çökmüş ve iç yapısı tamamen yok olmuştur. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Dış duvarlarda bosajlı duvar örgü sistemi uygulanırken, duvar aralarındaki kırık moloz taşlar ise dolgu malzemesini oluşturmaktadır. İç duvarlar ise düz kesme taştan yapılmıştır. Kuleler kuzeydoğudaki hariç birbirinin aynıdır. Üst kata çıkan merdiven basamağı izleri yer yer gözlenebilmektedir. Giriş muhtemelen doğu duvarı içinde olmalıdır. Kalenin ikinci katında altı adet gözetleme deliği bulunmaktadır.</span></p><p> <span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Çandır (Paperon) Kalesi </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ortaçağ Kalesi olan Çandır, önemli bir coğrafi konumdadır.( Paperon/Barbaron ) Mersin’in 40 km. kuzeyinde, Çandır Köyü’ nün kuzeybatısında , oldukça yüksek yöreye hakim bir platonun tüm zirvesini kaplamaktadır. İç Anadolu’ya ulaşan iki önemli yol bu kalenin tam kuzeyinde birleşmektedir. Çandır’ ın güneyindeki yol Sinap, Gözne ve Belenkeşlik Kaleleri tarafından korunmaktadır. Köyün doğusunda Kızlar kalesine giden bir yol daha vardır. Kalede her zamanki gibi su kaynağı olarak sarnıçlar kullanılmıştır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Gezgin Alişhan’a göre Çandır Bizans kalesi olan Papirion veya Papurion’dur. İmparator Zeno devrinde en parlak günlerini yaşamıştır. Zeno tahtı terk ettikten sonra orada gömülmüştür. Stilit Joshua’ya göre imparator Zeno, kaleyi arkadaşı Illius’a teslim etmiştir. Illius burada acil durumlarda kullanılacak hazineler biriktirmiştir. 479 yılında Veria’nın en küçük üvey oğlu Prens Marcinus kaleye sürgün edilmiş ve beş yıl sonra Illius geri getirilerek idam edilmiştir. Gottwald’a göre Çandır’ın Papirion olması imkansızdır. Eski tarihçiler kaleyi Kilikia, Kapadokya ve Isauria arasında olarak tanımlarlar. Oysa Papirion her zaman Kilikia bağlantılı olmamıştır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Çevresindeki uçurumlar savunmada önemli bir doğal set oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki kule inşa edilmemiştir. Zirvenin ucundaki duvar ise heyelana karşı yapılmış olmalıdır. Kaleye çıkışı sağlayan 63 basamaklı merdiven, güneye doğru 59 basamakla devam etmektedir. Kale içinde kilise kalıntısı ve iki katlı yapı kompleksi bulunmaktadır. Büyük odalar arasında kemerli geçiş kapıları ,sağlam durumda olan diğer odalardaki süsleme unsurları ve boya izleri hala görülebilmektedir. Üst kat odalarına küçük bir merdivenle çıkılmaktadır. Kalenin güneydoğu kesiminde sivil halkın ikamet ettiği bazı yapı kalıntıları ve tahrip olmuş kilise kalıntısı vardır. Bir adet lahit (sarkopaj) bulunmuştur. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Kızlar Kalesi-Manastır</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Çandır Kalesi’nin ve köyünün doğu-güneydoğusundadır. Yer yer asfalt ve çoğunlukla stabilize bir yolla ulaşılmaktadır. Çandır kalesi yolundan geri döndükten sonra Sinap kalesine sapan yola değil Ayvagediği yoluna da sapmadan sola ayrılan stabilize yoldan dere kenarına indikten sonra tekrar sola dönerek ve dere takip edilerek ulaşılmaktadır. Araba ile bir yere kadar varılabilen bu yere geri kalan yol yürüyerek ,dere içine inilerek ve tırmanılarak çıkılmaktadır. Bu nedenle ulaşımı zordur. Yapılan incelemede halk arasında kale denilen bu yerin aslında bir manastır olduğu anlaşılmıştır.Yüksek bir tepenin eteklerinde yer alan burunda kurulmuştur. Mimari kalıntıların çok azı ayakta kalmıştır. Ana kaya önüne çekilen set duvarından hiçbir iz kalmamıştır. Ancak üzerinde 18 satırlık Ermenice yazıtın bulunduğu duvar hala sağlamdır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Belenkeşlik Kalesi </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mersin’in yaklaşık 20 km. kuzeyindeki Soğucak yaylasındadır. Kale , iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Dış duvarları kesme blok taşlarla örülen kale, üzerine yapıldığı kayalık arazi ile bütünleşmiştir. Kapı açıklığı zeminden yukarıda olduğu için kaldırılabilir - yaklaştırılabilir, ahşap bir düzenek kullanıldığı tahmin edilmektedir. Giriş üç bölümlü kenar pervazıyla donatılmıştır. Üst katta gözetleme delikleri bulunmaktadır. Alt katta enine iki kemerle desteklenmiş odanın kuzeybatı köşesinde büyük ve üstü açık bir kapı vardır. Bu kapıdan ikinci kata çıkılmaktadır. İkinci katın duvarlarındaki konsolumsu taş çıkıntılar,belki de ağaç hatıllardan yapılmış bir üçüncü katın olabileceğini göstermektedir. Sağlam durumdaki kale, Orta Çağ dönemine tarihlenmektedir. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Asar (Hisar) Kale </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kale, Gözne’den Arslanköy'e giden yol güzergahında, Güzelyayla Yaylasına varmadan yolun solunda yer almaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Kalenin dışı kalker kesme blok taşlarla örülmüştür. Batı tarafındaki, vadinin yanında bugün çok az taşları kalan Arslanköy kalesi görülmektedir. Buranın tarihi kaynaklarda rastlanan bir adı bulunmamaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Dış yüzündeki taşların yüzeyi pürüzlü olarak işlenmiştir. Kuzey kulesinin haricinde iç kısım duvar taşları düzgün yüzeylidir. Kuzeybatıdaki kuzey kulesi parçalanmış duvarlarla bir kalıntı halindedir. Kuzey kulesi aslında iki katlı bir binadır. Üstteki kat çökmüş olmasına rağmen yapısı bellidir. Kuzeyde, şimdiki yıkık olan, ince bir apsidal yapı mevcuttur. Bu alan belki bir depo , belki bir kilisedir. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Güneydeki kule odasının girişi yıkılmıştır. Odanın iç duvarlarının yapısı düzgün kesme kalker kaplama taş arası moloz dolgudur. Duvar, rengi ve deseni birbirinden farklı pek çok kalker taşla yapılmıştır. Bu nedenle süslü ve çok değişik bir taş yapısı kullanılmıştır. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Güney kulesinden başlayan duvar , kuzey kulesinde son bulmaktadır. Çöküş nedeniyle mazgallar ve kuzey kulesinin tepesi zeminle birleşmiştir. Doğunun sonunda küçük alandan su çıkmaktadır. Kuzeybatıdaki köşede toprağın içinde borular vardır. Bunlar yağmur suyunu toplamak veya başka bir yere kanalize etmek için yapılmıştır. Kuzeybatı köşesindeki odaların girişi de çökmüştür. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Kaleye ait bazı ufak depolar anayoldadır.Planından ve taş işçiliğinden Ortaçağ dönemine ait bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Burada dönemin kralı Het’um II ‘ye ait madeni paralar bulunmuştur. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Gediği Kalesi Ve Manastır</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mersin’in yaklaşık 45 km kuzeyinde yer alan Yavca Köyü’nün 10 km. güneyindedir. Gediği Dağı’nın güney tarafındaki yol Akdeniz’e uzanmaktadır. Kale, Hisar, Arslanköy, Fındıkpınar ve Evciler ile karşılıklı birbirlerini görmektedir. Güneybatısına doğru üstü taraçalı , mağaraların bulunduğu ikinci bir tepe vardır. Bu doğal kireçtaşı oyuklarının her biri duvarlarla örülmüştür. Doğu zirvesinde yer alan bu kalıntıların, manastır kompleksi olduğu sanılmaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px">2.210 m. yükseklikteki kaleye ulaşmak son derece zordur. Tırmanış yolu olarak ancak kuzeyde bir geçit bulunmaktadır. Buradaki duvar aslında yokuş aşağı uzanan, altlı üstlü kayalardan oluşan harici bir istihkam alanıdır. Geçişleri kontrol etmek amacıyla yapılmış olmalıdır. Duvar işçiliğinden 6. ve 7. yy.lara tarihlenmektedir. Bu duvarda bulunan delik, zamanında kapı olarak kullanılmıştır. Arazinin zorluğu bu duvarın zirvedeki kale ile ilişkisini anlamayı olanaksızlaştırmaktadır. Burada bulunan patika yol mağaralarla ilişkilidir. Bu patikanın sonu güneybatı yönünden, zirvenin kuzeydoğu ucuna doğru dönmektedir. Kuzeydoğu ucunda bulunan noktalar geçit olabilecek özelliktedir. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Çok yoğun bitki örtüsü nedeniyle kalıntılar çok zor görülebilmektedir. Duvar taşlarının çoğu uçuruma yuvarlanmıştır. Kalenin güneybatısındaki arazi eğimi yeterli korumayı sağladığından buradaki duvarlar savunma amaçlı kullanılmamış olmalıdır. Bu yönde hiçbir sarnıç kalıntısı da bulunmamaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu komplekse ulaşımın zor olmasından, elverişli bir yerleşim yeri olamamıştır.Kalenin kompleks girişi, kuleleri ve diğer bölümleri olmadığı için istihkam gibi inşa edilmediği de açıktır. Belki de manastıra ait bir sığınaktır. Askeri bir değeri ise ancak gözetleme ve haberleşme yeri olarak vardır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Evciler Kalesi </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mersin’in 40 km. kadar kuzeyinde yer alan Çandır kalesinin (Arslanköy’e giden yol güzergahında ) 20 km. kadar batısındaki Evciler Köyü mevkiindedir. Ortaçağ’daki adı ve tarihçesi bilinmeyen küçük bir garnizon kalesidir. </span></p><p><span style="font-size: 12px">Basit simetrik bir iç avlusu ve iç kulesi vardır. İç kale tepenin doruğundadır ve iç avlunun duvarları güneye doğru alçalmaktadır. Olasılıkla Bizans döneminde yapılmış olan iç avlunun güneybatı köşesinde yuvarlak bir kule bulunmaktadır. </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 45563, member: 3"] [SIZE=3][B]Mersin - Toroslar Ilçesi[/B] [B]Toroslar[/B] [B]İlçe Haritası[/B] [B][IMG]https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/resim/1-503958/toroslarharita.jpg[/IMG][/B] [B]Toroslar İlçesi kimlik kartı [/B] 2008 yılında ilçe teşkilatı kurulmuştur. Nüfusu 2009 yılı sonu itibariyle 275.852 olup, 251.838 kişi İlçe merkezinde yaşamaktadır. [B]Kaymakamlık Tel: [/B]0 324 322 26 26 [B]Belediye Tel:[/B] 0 324 322 72 00 Toroslar, Mersin ilinin bir ilçesidir. Mersin Büyükşehir Belediyesine bağlıdır. Nüfusu 264.071'dir. Şehir merkezinin kuzey doğu bölümünü oluşturur.Yüzölçümü en büyük olan merkez ilçedir. Güneyinde Akdeniz ilçesi, batısında ise Yenişehir ve Mezitli ilçeleri bulunmaktadır. Kentin en büyük mezarlığı, Yumuktepe tarihi eserleri, Toroslar ilçesi sınırlarındadır. Kentin en büyük yaylalarından olan Gözne Yaylasına giriş Toroslardan geçen üç büyük caddeden sağlanır. Adını kuzeyinde bulunan Toros Dağlarından almıştır. [B]Yumuktepe Höyüğü[/B] Arkeoloji dünyasında ayrı bir önemi bulunan Yumuktepe Höyük (Neolithik dönemden günümüze kadar kesintisiz yerleşim görmüştür.) kent merkezinin yaklaşık 1 km. kadar kuzeyindeki Demirtaş mahallesinde yer almaktadır. 1936 yılında John Garstang ve ekibinin burada yaptıkları ilk incelemeler sırasında höyüğün batı bölümünde, derenin tahrip ettiği kesitlerde Neolithik aletler bulduktan sonra kazı yapmaya karar vermiştir. 1939 yılında ara verilen kazı çalışmaları 1946-1947 yıllarında tamamlanmıştır. Höyük üzerinde teraslar açılarak yapılan ağaçlandırma çalışmaları nedeniyle bütün kazı alanlarını ve tabakaları yok eden bir uygulama gerçekleştirilmiştir. Daha sonra dere kenarına ve Soğuksu kaynağına açılan derin su sondajları ve höyüğün üzerine depo yapımı kalıntı ve tabakaları bir kez daha yok etmiştir. 1968 yılındaki sel felaketinde Müftü Deresi’nin taşkını su sondajlarını ve Yumuktepe Höyüğü’nün batı bölümünü de alıp götürmüştür. Daha sonra devam eden tahriplerde, höyük üzeri düzeltilerek 1,5-2 m. ‘lik İslami dönemi içeren tabaka yok edilerek buraya park ve gazino inşa edilmiştir. Höyükten çıkan taşlarla tuvalet, merdiven ve depo yapılmıştır. 45 yıl aradan sonra 1993 yılında, Kültür Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veli Sevin başkanlığında yeniden başlatılan kazı çalışmalarına Roma Üniversitesinden Dr. Isabella Caneva’da katılmıştır. Garstang’ın tespit ettiği 33 tabaka’nın gerçekte iki katı olabileceği tespit edilmiştir. Daha çok Prehistorik yerleşmeleri ile tanınan Yumuktepe’nin her ne kadar İslami tabakaları park yapımı sırasında tahrip olsa da, Ortaçağ’da en az üç yapı katı halinde, surlarla güçlendirilmiş önemli bir merkez olduğu ortaya çıkmıştır. Arkeobotanik analizler ise zeytinin ana vatanının bu bölge olduğu, üzümün ise daha geç dönemde geldiği gibi ilginç bulgular vermiştir. Kazı buluntuları Mersin Müzesi’nde sergilenmektedir. [B]Hebilli Kalesi [/B] Mersin’in yaklaşık 18 km. kuzeydoğusundaki Hebilli Köyündedir. Ortaçağ dönemine tarihlenen kalenin uzunluğu 20 m., genişliği 14 m.dir. Komutan Kalah Habellieh tarafından yaptırılmıştır. Dışı kesme kalker taş kaplama, içi moloz taşlarla örülmüştür. Yer yer ağaç hatıl izleri bulunmaktadır. Tavanı tonozlu, köşeleri yuvarlak kuleli ve iki katlıdır. Eteğinde sarnıç ve kilise kalıntısı vardır . Köyün girişinde şapel olabilecek tonozlu küçük bir yapı kalıntısı da bulunmaktadır. [B]Gözne Kalesi [/B] Mersin’in yaklaşık 29 km. kuzeyindeki Gözne beldesinden, 500 m.lik stabilize bir yolla ulaşılan kale, 1085 m. yükseklikte sarp kayalıklar üzerinde yer alan iki yapıdan oluşmaktadır. Doğudaki yapı, üçü güneyde, biri doğuda olmak üzere dört burçlu ve dikdörtgen formludur. Giriş, batıdaki tek kapıdandır. Kapı eşiği toprak seviyesinden 1 m. kadar yüksektedir. Yapı sivri kemerli tonozla örtülü olup, içi üç kemerle dört kısma ayrılmıştır. İkisi kuzey, üçü güney duvarlarda olmak üzere 5 ışık ve havalandırma deliği vardır. Batıdaki yapı üç pencereli, iki kapılı, altıgen formlu kule tiplidir. Yapının üstünde güney, batı ve kuzey yanlarında olmak üzere 15 sundurma bulunmaktadır. Tavan, yerden çatıyı saran bir kemerle ikiye bölünmüştür. Kemerin batı tarafındaki tavan üç ayrı üçgen yüze sahiptir. Doğu kısmı sivri uçlu tonoz tekniğinde yapılan kale, Ortaçağ dönemine tarihlenmektedir. [B]Sinap Kalesi [/B] Mersin’in yaklaşık 29 km. kuzeyinde yer alan Gözne beldesinin 5 km. kuzeyinde, Ayvagediği yaylasına girmeden sağa dönülen ve Çandır Kalesi’ne doğru giden yol güzergahındadır. Bu önemli yol Sinap’ı konaklama yeri haline getirmiştir. Belki de bir garnizon olabilecek bu yerin Ortaçağ’daki adı bilinmemektedir. Kale , köşelerinde dört kulesi olan dikdörtgen planlıdır. Topoğrafik yapıya göre çukurda kalan kalenin duvarları kısmen çökmüş ve iç yapısı tamamen yok olmuştur. Dış duvarlarda bosajlı duvar örgü sistemi uygulanırken, duvar aralarındaki kırık moloz taşlar ise dolgu malzemesini oluşturmaktadır. İç duvarlar ise düz kesme taştan yapılmıştır. Kuleler kuzeydoğudaki hariç birbirinin aynıdır. Üst kata çıkan merdiven basamağı izleri yer yer gözlenebilmektedir. Giriş muhtemelen doğu duvarı içinde olmalıdır. Kalenin ikinci katında altı adet gözetleme deliği bulunmaktadır. [B]Çandır (Paperon) Kalesi [/B] Ortaçağ Kalesi olan Çandır, önemli bir coğrafi konumdadır.( Paperon/Barbaron ) Mersin’in 40 km. kuzeyinde, Çandır Köyü’ nün kuzeybatısında , oldukça yüksek yöreye hakim bir platonun tüm zirvesini kaplamaktadır. İç Anadolu’ya ulaşan iki önemli yol bu kalenin tam kuzeyinde birleşmektedir. Çandır’ ın güneyindeki yol Sinap, Gözne ve Belenkeşlik Kaleleri tarafından korunmaktadır. Köyün doğusunda Kızlar kalesine giden bir yol daha vardır. Kalede her zamanki gibi su kaynağı olarak sarnıçlar kullanılmıştır. Gezgin Alişhan’a göre Çandır Bizans kalesi olan Papirion veya Papurion’dur. İmparator Zeno devrinde en parlak günlerini yaşamıştır. Zeno tahtı terk ettikten sonra orada gömülmüştür. Stilit Joshua’ya göre imparator Zeno, kaleyi arkadaşı Illius’a teslim etmiştir. Illius burada acil durumlarda kullanılacak hazineler biriktirmiştir. 479 yılında Veria’nın en küçük üvey oğlu Prens Marcinus kaleye sürgün edilmiş ve beş yıl sonra Illius geri getirilerek idam edilmiştir. Gottwald’a göre Çandır’ın Papirion olması imkansızdır. Eski tarihçiler kaleyi Kilikia, Kapadokya ve Isauria arasında olarak tanımlarlar. Oysa Papirion her zaman Kilikia bağlantılı olmamıştır. Çevresindeki uçurumlar savunmada önemli bir doğal set oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki kule inşa edilmemiştir. Zirvenin ucundaki duvar ise heyelana karşı yapılmış olmalıdır. Kaleye çıkışı sağlayan 63 basamaklı merdiven, güneye doğru 59 basamakla devam etmektedir. Kale içinde kilise kalıntısı ve iki katlı yapı kompleksi bulunmaktadır. Büyük odalar arasında kemerli geçiş kapıları ,sağlam durumda olan diğer odalardaki süsleme unsurları ve boya izleri hala görülebilmektedir. Üst kat odalarına küçük bir merdivenle çıkılmaktadır. Kalenin güneydoğu kesiminde sivil halkın ikamet ettiği bazı yapı kalıntıları ve tahrip olmuş kilise kalıntısı vardır. Bir adet lahit (sarkopaj) bulunmuştur. [B]Kızlar Kalesi-Manastır[/B] Çandır Kalesi’nin ve köyünün doğu-güneydoğusundadır. Yer yer asfalt ve çoğunlukla stabilize bir yolla ulaşılmaktadır. Çandır kalesi yolundan geri döndükten sonra Sinap kalesine sapan yola değil Ayvagediği yoluna da sapmadan sola ayrılan stabilize yoldan dere kenarına indikten sonra tekrar sola dönerek ve dere takip edilerek ulaşılmaktadır. Araba ile bir yere kadar varılabilen bu yere geri kalan yol yürüyerek ,dere içine inilerek ve tırmanılarak çıkılmaktadır. Bu nedenle ulaşımı zordur. Yapılan incelemede halk arasında kale denilen bu yerin aslında bir manastır olduğu anlaşılmıştır.Yüksek bir tepenin eteklerinde yer alan burunda kurulmuştur. Mimari kalıntıların çok azı ayakta kalmıştır. Ana kaya önüne çekilen set duvarından hiçbir iz kalmamıştır. Ancak üzerinde 18 satırlık Ermenice yazıtın bulunduğu duvar hala sağlamdır. [B]Belenkeşlik Kalesi [/B] Mersin’in yaklaşık 20 km. kuzeyindeki Soğucak yaylasındadır. Kale , iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Dış duvarları kesme blok taşlarla örülen kale, üzerine yapıldığı kayalık arazi ile bütünleşmiştir. Kapı açıklığı zeminden yukarıda olduğu için kaldırılabilir - yaklaştırılabilir, ahşap bir düzenek kullanıldığı tahmin edilmektedir. Giriş üç bölümlü kenar pervazıyla donatılmıştır. Üst katta gözetleme delikleri bulunmaktadır. Alt katta enine iki kemerle desteklenmiş odanın kuzeybatı köşesinde büyük ve üstü açık bir kapı vardır. Bu kapıdan ikinci kata çıkılmaktadır. İkinci katın duvarlarındaki konsolumsu taş çıkıntılar,belki de ağaç hatıllardan yapılmış bir üçüncü katın olabileceğini göstermektedir. Sağlam durumdaki kale, Orta Çağ dönemine tarihlenmektedir. [B]Asar (Hisar) Kale [/B] Kale, Gözne’den Arslanköy'e giden yol güzergahında, Güzelyayla Yaylasına varmadan yolun solunda yer almaktadır. Kalenin dışı kalker kesme blok taşlarla örülmüştür. Batı tarafındaki, vadinin yanında bugün çok az taşları kalan Arslanköy kalesi görülmektedir. Buranın tarihi kaynaklarda rastlanan bir adı bulunmamaktadır. Dış yüzündeki taşların yüzeyi pürüzlü olarak işlenmiştir. Kuzey kulesinin haricinde iç kısım duvar taşları düzgün yüzeylidir. Kuzeybatıdaki kuzey kulesi parçalanmış duvarlarla bir kalıntı halindedir. Kuzey kulesi aslında iki katlı bir binadır. Üstteki kat çökmüş olmasına rağmen yapısı bellidir. Kuzeyde, şimdiki yıkık olan, ince bir apsidal yapı mevcuttur. Bu alan belki bir depo , belki bir kilisedir. Güneydeki kule odasının girişi yıkılmıştır. Odanın iç duvarlarının yapısı düzgün kesme kalker kaplama taş arası moloz dolgudur. Duvar, rengi ve deseni birbirinden farklı pek çok kalker taşla yapılmıştır. Bu nedenle süslü ve çok değişik bir taş yapısı kullanılmıştır. Güney kulesinden başlayan duvar , kuzey kulesinde son bulmaktadır. Çöküş nedeniyle mazgallar ve kuzey kulesinin tepesi zeminle birleşmiştir. Doğunun sonunda küçük alandan su çıkmaktadır. Kuzeybatıdaki köşede toprağın içinde borular vardır. Bunlar yağmur suyunu toplamak veya başka bir yere kanalize etmek için yapılmıştır. Kuzeybatı köşesindeki odaların girişi de çökmüştür. Kaleye ait bazı ufak depolar anayoldadır.Planından ve taş işçiliğinden Ortaçağ dönemine ait bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Burada dönemin kralı Het’um II ‘ye ait madeni paralar bulunmuştur. [B]Gediği Kalesi Ve Manastır[/B] Mersin’in yaklaşık 45 km kuzeyinde yer alan Yavca Köyü’nün 10 km. güneyindedir. Gediği Dağı’nın güney tarafındaki yol Akdeniz’e uzanmaktadır. Kale, Hisar, Arslanköy, Fındıkpınar ve Evciler ile karşılıklı birbirlerini görmektedir. Güneybatısına doğru üstü taraçalı , mağaraların bulunduğu ikinci bir tepe vardır. Bu doğal kireçtaşı oyuklarının her biri duvarlarla örülmüştür. Doğu zirvesinde yer alan bu kalıntıların, manastır kompleksi olduğu sanılmaktadır. 2.210 m. yükseklikteki kaleye ulaşmak son derece zordur. Tırmanış yolu olarak ancak kuzeyde bir geçit bulunmaktadır. Buradaki duvar aslında yokuş aşağı uzanan, altlı üstlü kayalardan oluşan harici bir istihkam alanıdır. Geçişleri kontrol etmek amacıyla yapılmış olmalıdır. Duvar işçiliğinden 6. ve 7. yy.lara tarihlenmektedir. Bu duvarda bulunan delik, zamanında kapı olarak kullanılmıştır. Arazinin zorluğu bu duvarın zirvedeki kale ile ilişkisini anlamayı olanaksızlaştırmaktadır. Burada bulunan patika yol mağaralarla ilişkilidir. Bu patikanın sonu güneybatı yönünden, zirvenin kuzeydoğu ucuna doğru dönmektedir. Kuzeydoğu ucunda bulunan noktalar geçit olabilecek özelliktedir. Çok yoğun bitki örtüsü nedeniyle kalıntılar çok zor görülebilmektedir. Duvar taşlarının çoğu uçuruma yuvarlanmıştır. Kalenin güneybatısındaki arazi eğimi yeterli korumayı sağladığından buradaki duvarlar savunma amaçlı kullanılmamış olmalıdır. Bu yönde hiçbir sarnıç kalıntısı da bulunmamaktadır. Bu komplekse ulaşımın zor olmasından, elverişli bir yerleşim yeri olamamıştır.Kalenin kompleks girişi, kuleleri ve diğer bölümleri olmadığı için istihkam gibi inşa edilmediği de açıktır. Belki de manastıra ait bir sığınaktır. Askeri bir değeri ise ancak gözetleme ve haberleşme yeri olarak vardır. [B]Evciler Kalesi [/B] Mersin’in 40 km. kadar kuzeyinde yer alan Çandır kalesinin (Arslanköy’e giden yol güzergahında ) 20 km. kadar batısındaki Evciler Köyü mevkiindedir. Ortaçağ’daki adı ve tarihçesi bilinmeyen küçük bir garnizon kalesidir. Basit simetrik bir iç avlusu ve iç kulesi vardır. İç kale tepenin doruğundadır ve iç avlunun duvarları güneye doğru alçalmaktadır. Olasılıkla Bizans döneminde yapılmış olan iç avlunun güneybatı köşesinde yuvarlak bir kule bulunmaktadır. [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
BÖLGELERİMİZ VE ŞEHİRLERİMİZ
Bölgeler ve Şehirler
Akdeniz Bölgesi
Mersin
Mersin Toroslar ilçesi
Üst
Alt