Müvâlât. Müvâsât. Müvekkel. Müvekkil.

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
MÜVÂLÂT:
1. Abdest alırken her uzvu ara vermeden birbiri ardınca yıkamak.
Müvâlât, Hanefî mezhebinde sünnet, Mâlikî mezhebinde farzdır. (A. Şa'rânî)
2. Dostluk, karşılıklı sevgi. (Bkz. Velî) Tebrik ile terdif ederim arz-ı hulûsu, Kalbimdeki sıdk u müvâlât senindir.
(Ahmed Mekkî)

MÜVÂSÂT:
Tanıdıklarını ve arkadaşlarını, kendisinde bulunan nîmetlere ortak etmek, onlarla iyi geçinmek.
Cömertlikten, birçok iyi huylar doğar, bunların sekizi meşhurdur. 1)Kerem; herkese faydalı olmayı, yardım yapmayı sevmek. 2) Îsâr; ihtiyâcı olan malı, muhtâc olan başkasına verip, yokluğuna kendisi sabretmek. 3) Afv etmek, 4)Mürüvvet; başkalarına iyi lik etmeyi sevmek. 5) Vefâ; arkadaşlarına geçimlerinde yardımcı olmak. 6) Müvâsât. 7) Semâhât; vermesi lâzım olmayan şeyleri de seve seve vermek. 8) Müsâmaha etmek; başkasının kabahatini, kusurunu görmezlikten gelmek. (Ali bin Emrullah)

MÜVEKKEL:
Birinin yerine vekil tâyin edilmiş kimse.
Her kim sabah namazının farzını cemâat ile kılarsa, kıyâmet gününde yüzü ayın on dördü gibi parlar. Öğle ve ikindi namazlarının farzlarını cemâat ile kılsa, Hak teâlâ o kula bir saf melek müvekkel kılıp, kıyâmet gününe kadar onun için tesbîh ederler. Her kim akşam namazını cemâat ile kılsa, Hak teâlâ hazretleri o kişiyi peygamberlerle haşr eder. Her kim yatsı namazını cemâat ile kılsa, o kimse ile Hak teâlâ arasında hicâb (perde) kalmaz. (Hadîs-i şerîf-Ey Oğul İlmihâli)

MÜVEKKİL:
Vekil eden, bir kimseyi kendi yerine geçiren. (Bkz. Vekîl)
Vekil, müvekkilden ayrıca izin almadıkça veya, "istediğini yap" diyerek umûmî vekîl edilmedikçe, başkasını kendine vekîl yapamaz. Yalnız, zekât vermek için olan vekil, izinsiz olarak başkasını, o da başkasını vekîl yapabilirler. (M. Mevkûfâtî, İbn-i Âbidîn)

 
Üst Alt