Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Namaz
Namaz Vakitleri nasıl hesap edilir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 49436" data-attributes="member: 3"><p>F.D. = Fadl-ı dâir NF = Nısf fadla zâviyesi</p><p>Tenbih: 6+ (NF) hesâblarında NF cebrî işâreti ile kullanılacakdır. NF yazın (+), kışın (-) dir.</p><p></p><p>Martın birinci günü, ta’dîl-i zemân –13 olduğundan, mahallî vasatî güneş zemânına göre zevâl vakti, her yerde 12 yi 13 dakîka geçe olur. Öğle nemâzı vakti, bundan temkin mikdârı sonra olur. Meselâ, İstanbulda 12 yi 23 geçe olur. Herhangi bir yerde, müşterek zemâna göre, bu yerin tûl derecesi ile sâatbaşı tûl yarım dâiresinin derecesi arasındaki farkın dört katı kadar, mahallî vasatî zemâna göre olan vaktden önce veyâ sonra olur. Türkiyedeki bir yerin tûl derecesi, 30 dan fazla ise önce, noksan ise sonra olur. Böylece, müşterek zemâna göre öğle nemâzı vakti Ankarada takrîben 12 yi 11 dakîka ve İstanbulda 12 yi 27 dakîka geçedir. Müşterek sâat makinesi, bu zuhr vaktine gelince, ezânî sâat makinesi, nısf fadla ile bulunan zuhr vaktine getirilirse, ezânî sâat makinesinin o günkü ayârı yapılmış olur. En yüksek yerin yükseklik mikdârı bilinmiyorsa, en yüksek yerden ziyânın gayb olduğu vakt ile üfk-ı hissîden gurûbun görüldüğü vakt arasındaki zemân, yâhud en yüksek yerden ziyânın gayb olduğu vaktde 12 yapılan ezânî sâat makinesi, nısf fadla ile bulunmuş olan zuhr vaktine gelince, mahallî vasatî sâat makinesinin gösterdiği vakt, ta’dîl-i zemân ile mu’âmele edilirse, netîcenin 12 den farkı olan zemân, yâhud mahallî vasatî sâate göre, en yüksek yerde ziyânın gayb olduğu vaktden nısf fadla ile bulunan gurûb vaktinin farkı, o mahallin (Temkin zemânı) olur. Yâhud, ta’dîl-i zemân + ise mahallî vasatî zemâna göre, takvîmde yazılı olan zuhr vaktinin 12 den farkı ile ta’dîl toplanınca ve – ise bu farkdan ta’dîl çıkarılınca (Temkin zemânı) olur.</p><p></p><p>İbni Âbidîn ve Şâfi’î (El-envâr) ve mâlikî (El-mukaddemet-ül-izziyye) şerhinde, (Mîzân-ül-kübrâ) da diyor ki, (Nemâzın sahîh olması için, vakti girdikden sonra kılınması ve vaktinde kılındığını bilmek şartdır. Vaktin girdiğinde şübheli olarak kılıp, sonra vaktinde kılmış olduğunu anlarsa, bu nemâzı sahîh olmaz. Vaktin bilinmesi, vaktleri bilen âdil bir müslimânın okuduğu ezânı işitmekle olur. Ezânı okuyan âdil değil ise, [veyâ âdil müslimânın hâzırladığı takvîm yoksa], kendisi vaktin girdiğini araşdırıp, kuvvetli zan edince kılmalıdır. Fâsıkın veyâ âdil olduğu bilinmeyen kimsenin, kıbleyi göstermesi, temiz, necs, halâl, harâm gibi dinden olan şeylere şehâdet etmesi [söylemesi] de, ezân gibi olup, ona değil, kendi araşdırıp anladığına uyması lâzımdır.).</p><p>Sabâh nemâzını her mevsimde (İsfâr) etmek, ya’nî ortalık aydınlanınca kılmak müstehabdır. Cemâ’at ile öğle nemâzını, yazın sıcakda geç, kış günleri ise, erken kılmak müstehabdır. Akşam nemâzını her zemân erken kılmak müstehabdır. Yatsıyı, şer’î gecenin ya’nî gurûbdan fecre kadar olan zemânın üçde biri oluncaya kadar geç kılmak müstehabdır. Gecenin yarısından sonraya bırakmak tahrîmen mekrûhdur. Bu gecikdirmeler, hep cemâ’at ile kılanlar içindir. Evinde yalnız kılan, her nemâzı vakti girer girmez kılmalıdır. (Künûz-üd-dekâık)da yazılı ve Hâkimin ve Tirmüzînin bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (İbâdetlerin en kıymetlisi, evvel vaktinde kılınan nemâzdır) buyuruldu. (İzâlet-ül hafâ)nın beşyüzotuzyedinci sahîfesinde yazılı, (Müslim) kitâbındaki hadîs-i şerîfde, (Bir zemân gelecek, âmirler, imâmlar, nemâzı öldürecekler, vaktinden sonraya bırakacaklardır. Sen, nemâzını vaktinde kıl! Senden sonra, cemâ’at olurlarsa, onlarla da, tekrâr kıl! İkinci kıldığın nâfile olur) buyuruldu. İkindiyi ve yatsıyı, İmâm-ı a’zamın kavline göre kılmak ihtiyâtlı olur. Uyanamayan, vitri yatsıdan hemen sonra kılmalıdır. Yatsıdan evvel kılarsa, sonra tekrâr kılar. Uyanabilen ise, gecenin sonunda kılmalıdır.</p><p>Ahmed Ziyâ beğ, 157.ci sahîfede diyor ki, bir beldede, mahallî vasatî zemâna göre ma’lûm olan bir nemâzın şer’î vakti ile, o günkü ta’dîl-i zemânın cebrsel toplamı, hakîkî güneş zemânına göre vakt olur. Bunun ile, Ezânî zemâna göre olan zuhr vakti toplanıp, bir temkin çıkarılırsa, bu nemâzın Ezânî zemânına göre şer’î vakti elde edilir. Mecmû’ 12 den fazla olursa, bu fazlalık, ezânî vakt olur. Meselâ, Martın birinci günü, güneş İstanbulda müşterek zemâna göre sâat 18.00 de batıyor. Gurûb vaktindeki Ta’dîl-i zemân –12 dakîka olduğundan, İstanbulda hakîkî güneş zemânına göre şer’î gurûb vakti 5 sâat 44 dakîkadır. Ezânî zemâna göre, şer’î zuhr vakti 6 sâat 26 dakîka olduğundan, güneşin batması: 6 sâat 26 dakîka +5 sâat 44 dakîka –10 dakîka=12 olur. </p><p>Genel olarak:</p><p><strong>(1) Ezânî zemâna göre vakt = Hakîkî zemâna göre aynı andaki vakt + Ezânî zemâna göre zuhr vakti – O mahallin temkin zemânı</strong></p><p><strong>(2) Hakîkî zemâna göre vakt = Ezânî zemâna göre vakt + Hakîkî zemâna göre şer’î gurûb vakti</strong>dir. İkinci müsâvâtda, gurûb vakti vasatî ise, bulunan zevâlî vakt de vasatî olur. İkinci müsâvâtdan:</p><p>(3) Ezânî zemâna göre vakt = Hakîkî zemâna göre vakt – Hakîkî zemâna göre şer’î gurûb vakti de olur. Buradaki gurûb vakti, hakîkî vaktden büyük ise, hakîkî vakte 12 ilâve edilip, sonra çıkarılır.</p><p>(2) ve (3) cü müsâvâtlarda, zevâlî vaktler, hep hakîkî ise de, müşterek vakti hakîkîye ve bulunan hakîkîyi tekrâr müşterek vakte çevirirken, aynı sayılar toplandığı, sonra da çıkarıldıkları için, müşterek vakti hakîkîye çevirmeksizin yapılan hesâblar da, aynı netîceyi vermekdedir. Ya’nî:</p><p>(4) Müşterek zemâna göre vakt = Ezânî zemâna göre vakt + Müşterek zemâna göre şer’î gurûb vakti.</p><p>(5) Ezânî zemâna göre vakt = Müşterek zemâna göre vakt – Müşterek zemâna göre şer’î gurûb vakti.</p><p></p><p>Yukarıda bulduğumuz Martın birinci günü, gurûb vakti, (5). ci müsâvâta göre, 18 - 18 = 0, ya’nî ezânî zemâna göre 12 de olur. Bunun gibi, Martın birinci günü, ikindi vakti, müşterek zemâna göre 15 sâat 34 dakîka ve gurûb vakti 6 sâat olduğundan, ezânî zemâna göre ikindi vakti:</p><p><strong>15 sâat 34 dakîka - 6 sâat = 9 sâat 34 dakîka olur.</strong> </p><p>Yine bunlar gibi, o günkü ezânî zemâna göre imsâk vakti 10 sâat 52 dakîkada olduğundan, müşterek zemâna göre imsâk vakti, (4) müsâvâta göre: 10 sâat 52 dakîka + 6 = 16 sâat 52 dakîka, ya’nî 4 sâat 52 dakîka olur. 23 Hazîran 1982 Çarşamba günü olan 1 Ramezân 1402 günü hakîkî zemâna göre İstanbulda güneşin gurûb vaktini bulalım: O gün İstanbulda ezânî zemâna göre zuhr, ya’nî öğle nemâzı vakti 4 ü 32 geçe ve Ta’dîl-i zemân –2 dakîkadır. İstanbulun hakîkî zemâna göre gurûb vakti, bunun 12 den farkı olan 7 yi 28 geçe olur. Hakîkî zemâna göre şer’î gurûb vakti 7 yi 38 geçe olur. Vasatî güneş zemânına göre 19 u 40 geçe olur. Türkiyenin müşterek zemânına göre ise, 19 u 44 dakîka geçe olur. İleri sâat ile 20 yi 44 geçe demekdir. Müşterek zemâna göre vakt, gurûb vaktinden küçük ise, (3).cü ve (5).ci düstûrlarda bunun 12 veyâ 24 fazlası kullanılır. Ahmed Ziyâ beğ,</p><p><strong>Ezânî zemâna göre vakt = Hakîkî zevâl vakti + Hakîkî vakt... (6) </strong>ve <strong>Hakîkî vakt = Ezânî vakt – Hakîkî zevâl vakti... (7) </strong>düstûrlarını kullanmakdadır.</p><p></p><p>Müneccim başı Mustafâ efendi, 1317 [m. 1899] senesindeki ceb takvîminde diyor ki, gurûbî ve zevâlî vaktleri birbirlerine çevirmek için, öğleden önce ise, bilinen vakt, öğle nemâzının vaktinden çıkarılır. Bulunan fark, diğer sâatin öğle nemâzı vaktinden çıkarılır. Öğleden sonra ise, bilinen vaktden, öğle nemâzının vakti çıkarılır. Bulunan fark diğer sâatin öğle nemâzı vaktine ilâve edilir. Meselâ, 1989 senesi Hazîranın 12. ci günü imsâk vakti, ezânî zemâna göre 6 yı 22 geçedir. Zuhr vakti 4 ü 32 geçedir. Fark, 16.32 – 6.22=10 sâat 10 dakîkadır. Müşterek zemâna göre zuhr vakti olan 12.14 den çıkarınca, müşterek zemâna göre imsâk vakti 2 yi 4 geçedir.</p><p></p><p>Güneşin, belli bir nemâz vaktinin başladığı irtifâ’a geldiği vakti bulmak için, evvelâ (Fadl-ı dâir=Zemân farkı)hesâb edilir. Fadl-ı dâir, gündüz güneşin merkezinin bulunduğu nokta ile zevâl vakti arasında, gece ise, gece yarısı arasında olan zemândır. Fadl-ı dâir zâviyesine H dersek, kürevî müselles [üçgen] formüllerinden:</p><p></p><p>Buradaki H zâviyesinin zemânı, Nısf-ün-nehârdan itibâren ölçülür. Burada Δ = zevâl vaktindeki gâyenin temâmîsi = arz-ı belde - meyl-i şems = φ - δ dır. Z = Zenit= (Semâdaki semt-ür-re’s noktasının irtifâ’ının temâmîsi) = 90 - semtürre’s irtifâ’ı olup, çubuğun tepesinden semâdaki zevâl ve semt noktalarına giden iki yarım doğru arasındaki (Fey-i zevâl) zâviyesidir. Bütün değerleri işâretleri ile kullanılır.</p><p>13 Ağustos günü İstanbulda asr-ı evvel, ya’nî ikindi nemâzının evvel vaktini hesâb edelim. Yere bir metre uzunluğunda bir çubuk dikildiğini kabûl edelim: [Bir dik üçgende, iki dar açı, birbirinin temâmîsidir. Bir kenârı 1 cm. olan bir açının (tan)ı, karşısındaki kenârın uzunluğunu gösterir. Güneşin yerdeki dar açısı, güneşin irtifâ’ıdır.]</p><p></p><p><strong>tan Z1 = tan (temâm-ı irtifâ’-ı asr) = 1 + Fey-i zevâl = Asr-ı evvel zılli</strong></p><p><strong>Fey-i zevâl = tan (temâm-ı gâyetül-irtifâ’) = tan Δ</strong></p><p>dır. </p><p>Arz-ı belde ile meyl-i şemsin işâretleri birbirinin aynı ise, ya’nî ikisi de aynı nısf kürede olunca, temâm-ı arz ile meyl toplanarak, işâretleri birbirlerinin aksi ise, ya’nî başka nısf kürelerde olunca, meyl çıkarılarak, zevâl vaktindeki güneşin (Gâyet-ül-irtifâ’) derecesi bulunur. Arz-ı beldenin temâmîsi ile meylin toplamı 90 dan fazla olursa, fazlalığın doksandan farkı, gâyet-ül irtifâ’ olur ve güneş, semânın şimâl tarafında bulunur. Arz ile meyl aynı cihetde iseler, arz derecesinden meyl çıkarılınca, başka cihetde iseler, toplanınca, gâyet-ül-irtifâ’ın temâmîsi (Δ) olur.</p><p></p><p><strong>gâyet-ül-irtifâ’ = 49 derece + 14 derece 50 dakîka = 63 derece 50 dakîka</strong></p><p><strong>log (Fey-i zevâl) = log tan (26 derece 10 dakîka)</strong> = 1 ,69138</p><p></p><p>dört misli olan Fadl-ı dâir zemânı, 231,2 sâat dakîkası ve böylece, 13 Ağustos günü asr-ı evvel için, Fadl-ı dâir zemânı = 3 sâat 51 dakîka olur. Hakîkî zevâl vaktinde hakîkî sâat sıfır olduğu için, doğruca hakîkî zemâna göre hakîkî asr-ı evvel vakti 3 sâat 51 dakîka olur ki, hakîkî zuhr vaktinden, çubuğun gölgesinin kendi boyu kadar uzaması için geçen zemân sonradır. Şer’î zuhr vaktinden geçen zemân için, şer’î ikindi (Asr-ı evvel) vakti, bundan o mahaldeki temkin zemânı sonra olur. Ta’dîl-i zemân -5 dakîka olduğundan, vasatî müşterek zemâna göre 16 yı 10 dakîka geçe olur. 5. ci müsâvât mûcibince, bu müşterek sâatden, müşterek zemâna göre gurûb vakti olan 7 sâat 12 dakîka çıkarılarak, İstanbulda ikindi vakti, ezânî zemâna göre, 8 sâat 58 dakîka olur. Fadl-ı dâir zemânı ile ezânî zuhr vakti ya’nî gurûbî zemâna göre hakîkî zevâl vakti olan 5 sâat 7 dakîkayı toplayınca da, hem gurûbî zemâna göre hakîkî ikindi vakti, hem de ezânî zemâna göre şer’î asr-ı evvel vakti olur. Çünki, şer’î asr-ı evvel vakti, bu mecmû’dan, ya’nî gurûbî hakîkî vaktden Temkin zemânı sonra olur ise de, ezânî zemâna göre şer’î vakti, bu gurûbî şer’î vaktden Temkin zemânı evvel olur. Bunun gibi, zuhr, akşam ve yatsı nemâzlarının, ezânî zemâna göre şer’î vaktleri de, hesâb ile bulunan gurûbî zemâna göre hakîkî vaktlerinin aynıdır.</p><p></p><p>Asr-ı evvel irtifâ’ını bulmak için, diğer bir üsûl, hergün, güneşin gâye irtifâ’ı ve bu irtifâ’da olduğu vakt, bir metre çubuğun gölgesinin uzunluğu ölçülerek veyâ hesâb edilerek, yazılır. Böylece, bir (İrtifâ’ - gölge uzunluğu) cedveli hâsıl olur. İstanbulda 13 Ağustosda, gâye irtifâ’ı 64° olduğundan, gölge uzunluğu, cedvelde 0,49 m. bulunur. Asr-ı evvelde gölge 1,49 m. ve irtifâ’ 34° olur. (İrtifâ’ - gölge uzunluğu) cedveli, 1924 (Takvîm-i sâl) sonunda mevcûddur.</p><p></p><p>İkindi nemâzının asr-ı sânî vakti de aynı müsâvât ile bulunur ise de, burada tan Z2 = tan (temâm-ı irtifâ’ı şems) = 2 + Fey-i zevâl = Asr-ı sânî zılli</p><p>Z2 = temâm-ı irtifâ’ = Bu’d-i semt = 68 derece 8 dakîka olur. Buradan:</p><p>M = 96 derece 9 dakîka ve H = 73 derece 43 dakîka,</p><p>Fadl-ı dâir zemânı 4 sâat 55 dakîkadır. Buna Temkin ilâve edince, İstanbulda, hakîkî zemâna göre asr-ı sânî 5 sâat 5 dakîka olur.</p><p>İkindi nemâzı vaktinde, asr-ı evvel için:</p><p>Z1 = temâm-ı irtifâ’ = Bu’d-i semt = arc tan (1 + tan Δ) ve asr-ı sânî için:</p><p>Z2 = temâm-ı irtifâ’ = arc tan (2 + tan Δ) münâsebetleri ile de temâm-ı irtifâ’ [Z] ve sonra Fadl-ı dâir hesâb edilebilir. Δ nın tanjantı fey-i zevâldir. Bu tanjant 1 veyâ 2 ile toplanır. Tanjantı bu yekûna eşit olan açı, ikindi için Z değeridir.</p><p>Yatsı nemâzının işâ’-i evvel vaktinde güneşin merkezi hakîkî üfukdan 17 derece aşağıdadır. Ya’nî hakîkî irtifâ’ - 17 derecedir. Meyl-i şemsin temâmı yerine 90 ile toplamı alınacağından: M= 104° 50'+49°+73°2=113 derece 25 dakîka ve H=50 derece 53 dakîka ve Fadl-ı dâir zemânı 3 sâat 24 dakîka olur, ki yatsının hakîkî zemâna göre vaktinin gece yarısından farkıdır. Bunun 12 den farkına, İstanbul için, 10 dakîka Temkin ilâve edilir. Çünki, güneşin merkezi, şer’î üfukdan, dahâ sonra ayrılacağı gibi, arka kenârı da üfuklardan, dahâ sonra ayrılacakdır.</p><p></p><p>13 Ağustos günü yatsı vakti, hakîkî zemâna göre 8 sâat 46 dakîka, müşterek sâate göre, 8 sâat 55 dakîka olur. Fadl-ı dâir zemânı, hakîkî gece yarısına müsâvi olan ezânî zuhr vaktinden çıkarılıp, Temkin ilâve, bulunan gurûbî zemânı ezânî zemâna tahvil için bir temkin tarh edilir. Temkini önce ilâve, sonra tarh etmek yerine temkin hesâba katılmadan da, gurûbî ve ezânî zemânlara göre şer’î işâ-i evvel vakti 1 sâat 42 dakîka olur.</p><p>13 Ağustosda, fecr-i sâdık dediğimiz beyâzlık doğmağa başlarken, güneşin merkezi hakîkî üfukdan 19 derece ile irtifâ’ zâviyesinin toplamı kadar aşağıdadır. Ya’nî, hakîkî irtifâ’ı şems - 19 dereceden farklıdır. M= 104° 50'+49°+71°2=112 derece 5 dakîka ve H=47 derece 26 dakîka ve onbeşe bölünüp, Fadl-ı dâir zemânı 3 sâat 10 dakîka olur ki, güneş merkezinin gece yarısından uzaklık zemânıdır. Gece yarısı hakîkî sâat sıfır olduğundan, hakîkî (imsâk vakti) olur. Bundan 10 dakîka Temkin çıkarılır. Çünki, güneşin - 19 derece irtifâ’dan şer’î üfka mesâfesi, hakîkî üfka olan mesâfesinden dahâ azdır ve üst kenârı, üfuklara merkezinden dahâ yakındır. İstanbulun hakîkî zemâna göre şer’î imsâk vakti 3 sâat olur. İmsâk vakti müşterek zemâna göre 3 sâat 9 dakîka olur. Fadl-ı dâir, hakîkî gece uzunluğunun yarısına müsâvî olan zuhr vaktine [5:07 ye] ilâve ve 20 dakîka Temkin çıkarılırsa, ezânî zemâna göre (imsâk vakti) 7 sâat 57 dakîka olur. Tertîbli CASIO fx – 3600P hesâb makinesi ile Fadl-ı dâir 8 sâat 50 dakîka bulunuyor ki, Fecr vaktinin zevâl vaktinden farkıdır. Gece yarısından farkı için bu, 12 den çıkarılır. Fadl-ı dâir, yine 3 sâat 10 dakîka olur. (Rub’-ı dâire) ta’rifesine bakınız!</p><p>Fecr vakti ile tulû’ vakti arasındaki zemâna (Hisse-i fecr)denir. Şafak vakti ile gurûb vakti arasındaki zemâna (Hisse-i şafak)denir. Fecr ve şafak vaktlerinin Fadl-ı dâir zemânları ezânî zuhr vaktinden [ya’nî gece yarısından] çıkarılır. Yâhud, Fadl-ı dâirlerinin temâmîlerine Nısf fadla, kış aylarında ilâve, yaz aylarında tarh edilip zemâna çevrilince, bu hisse zemânları elde edilir. Fecr ve şafak vaktlerinin irtifâ’ları (–) işâretli oldukları için, Fadl-ı dâirleri, gece yarısından başlamakdadır.</p><p></p><p>Ahmed Ziyâ beğ diyor ki, (İslâm âlimleri, imsâk vaktinin, beyâzlığın üfk-ı zâhirî hattı üzerinde yayıldığı vakt değil, beyâzlığın üfuk üzerinde ilk görüldüğü vakt olduğunu bildirdiler). Ba’zı Avrupa kitâbları ise, fecr, beyâzlıkdan sonra başlayan kırmızılığın üfuk üzerinde yayılmasının temâm olduğu vaktdir diyerek, güneşin üfuk altında -16 derecedeki hakîkî irtifâ’ı ile hesâb etmekdedir. 1983 senesinden beri, ba’zı takvîmcilerin, bu Avrupa kitâblarına uyarak, imsâk vaktlerini, -16 dereceden hesâb etdikleri görülüyor. Bu takvîmlere uyanlar, sahûr yemeğini, islâm âlimlerinin yazdıkları vaktlerden 15-20 dakîka sonraya kadar yiyorlar. Bunların orucları sahîh olmuyor. Ahmed Ziyâ beğin, Mîlâdî 1926, Kamerî 1344 ve Şemsî 1305 târîhli (Takvîm-i Ziyâ) cep takvîminin ilk ve son sahîfelerinde, (Diyânet işleri riyâseti heyet-i müşâveresi tarafından tedkîk edilip ve riyâset-i celîlenin tasdîki ile tab’ edilmişdir) yazılıdır. Din işlerinde islâm âlimlerinin ve astronomi mütehassısının tasdîk etdiği nemâz vaktlerini değişdirmemelidir. Elmalılı Hamdi Yazır, (Sebîl-ür-reşâd) mecmû’asının yirmiikinci cildinde, bu husûsda tafsîlât vermişdir.</p><p>Güneşin meyli her an değişdiğinden, hakîkî netîce almak için, meylin her sâatlik değişmeleri hesâba katılır. </p><p><strong>Meselâ:</strong></p><p>4 Mayıs günü, öğleden sonra İstanbulda sâatimizin ayârının doğruluğunu tedkîk edelim. Londra sâati ile 00:00 da ya’nî o gün başında (evvelki gece yarısı) güneşin meyli + 15 derece 49 dakîkadır. İstanbulda (Rub’-ı dâire) denilen âlet ile, güneşin üst kenârının riyâdî üfka göre zâhirî irtifâ’ı ölçülüp bundan nısf-ı kutr-i şems için 16 dakîka ve ayrıca, bu irtifâ’a mahsûs olan (hava inkisârı) çıkarılarak, güneş merkezinin semâdaki hakîkî yerinin, hakîkî üfka göre hakîkî irtifâ’ı bulunur. Bu hakîkî irtifâ’, meselâ + 49 derece 10 dakîka bulunduğu anda, zevâlî müşterek sâatimiz 2 yi 38 dakîka geçiyor ise, bunu hemen yazarız. Mayısın 5. ci günü güneşin meyli + 16 derece 6 dakîkadır. 24 sâatlik meyl farkı 17 dakîkadır. Sâatimiz, zevâlden 2 sâat 38 dakîka sonra ve Londradaki zemân İstanbuldan 1 sâat 56 dakîka geri olduğu için, Londrada gece yarısı ile İstanbulda irtifâ’ ölçülen vakt arasındaki zemân farkı 12 sâ. + 2 sâ. 38 d – 1 sâ. 56 d. = 12 sâ. 42 d. = 12,7 sâ.dir. Bu mikdâr zemân için, meyl farkı (17/24) x 12,7 = 9 dakîka olur. Nemâz vaktlerinin ta’yininde de, meyl farkları hesâba katılmalıdır. Mayısda meyl artmakda olduğundan, meyl + 15 derece ve 58 dakîkadır.</p><p></p><p>Fadl-ı dâir derecesini bulmak için, hesâb makinelerine dahâ uygun olan: </p><p>cosH= sin(irtifâ')± [sin (meyl)×sin(arz)]cos(meyl) ×cos(arz)…(3) müsâvât'ı da vardır. </p><p>cosH= sin49° 10'−[sin(15° 58') ×sin(41°)]cos15° 58' ×cos41°= 0,7566− (0,2750 ×0,6561)0,9614 ×0,7547 </p><p>cosH= 0,7566−0,18050,7256=0,57620,7256=0,7940 ve buradan H=37 derece 26 dakîka olur. Onbeşe bölünce, zemân olarak Fadl-ı dâir zemânı, 2 sâat 30 dakîka olur ki, hakîkî güneş zemânına göredir. Bu netîceyi elde etmek için, pil ile işliyen privileg hesâb makinesinin şu düğmelerine basılırsa; CE/C 15.58 cos x 41 cos = MS 49.10 sin - 15.58 sin x 41 sin = ÷ MR = arc cos x 4 = makinenin levhasında 149,7 dakîka hâsıl olur. 4 Mayıs günü ta’dîl-i zemân + 3 dakîka olduğundan, müşterek vasatî zemâna göre 2 sâat 31 dakîka olur. Sâatimizin 7 dakîka ileri olduğu anlaşılmakdadır.</p><p></p><p>(3). cü cos H müsâvâtında sayılar, mutlak (işâretsiz) olarak hesâba katılmışdır. Bir şehrin Erd küresi üzerindeki yeri ile güneşin semâdaki yeri aynı yarım kürede, ya’nî arz-ı belde ile meyl-i şems aynı işâretli ise, güneş üfkun üzerinde iken, ya’nî gündüzleri, yukarıdaki formülün payındaki (–) işâreti, geceleri ise (+) işâreti, aksi hâlde bunların tersi kullanılır. Bu şeklde elde edilen fadl-ı dâir, gündüz ise, güneş merkezinin bulunduğu mahal ile Nısf-ün-nehâr vakti arasındaki zemândır. Gece ise, gece yarısı arasındaki zemân olur. İstenirse aynı formül hep sâdece payındaki (–) işâreti ile de kullanılabilir. Bu takdîrde bütün sayılar işâretleri ile hesâba katılır ve bulunan H dâimâ Nısf-ün-nehârdan i’tibâren ölçülür.</p><p></p><p>Bu Fadl-ı dâiri (3). cü düstûrun ikinci şekline göre de bulalım. Bunun için, Privileg makinesinin CE/C 49.10 sin - 15.58 MS sin x 41 sin = ÷ MR cos ÷ 41 cos = arc cos ÷ 15 = düğmelerine basılınca, makinenin levhasında (2 sâ. 29 d. 44,59 s.) görülüp, fadl-ı dâir zemânı takrîben 2 sâat 30 dakîka olur.</p><p>Güneşin üst kenârının rub’ı dâire tahtası ile, üfk-ı riyâdîye göre ölçülen zâhirî irtifâ’ını tashîh için, bundan, buna âid hava inkisârı ve şemsin nısf kutr-ı zâhirîsi tarh ve ihtilâf-ı manzar ilâve edilerek, merkezinin üfk-ı hakîkîye göre, hakîkî irtifâ’ı bulunur. İşrak ve İsfirâr vaktlerinin de, sâat ayârının doğruluğunu tedkîk etmek gibi hesâb edileceği, Ahmed Ziyâ beğin (Rub’-ı dâire) kitâbında yazılıdır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 49436, member: 3"] F.D. = Fadl-ı dâir NF = Nısf fadla zâviyesi Tenbih: 6+ (NF) hesâblarında NF cebrî işâreti ile kullanılacakdır. NF yazın (+), kışın (-) dir. Martın birinci günü, ta’dîl-i zemân –13 olduğundan, mahallî vasatî güneş zemânına göre zevâl vakti, her yerde 12 yi 13 dakîka geçe olur. Öğle nemâzı vakti, bundan temkin mikdârı sonra olur. Meselâ, İstanbulda 12 yi 23 geçe olur. Herhangi bir yerde, müşterek zemâna göre, bu yerin tûl derecesi ile sâatbaşı tûl yarım dâiresinin derecesi arasındaki farkın dört katı kadar, mahallî vasatî zemâna göre olan vaktden önce veyâ sonra olur. Türkiyedeki bir yerin tûl derecesi, 30 dan fazla ise önce, noksan ise sonra olur. Böylece, müşterek zemâna göre öğle nemâzı vakti Ankarada takrîben 12 yi 11 dakîka ve İstanbulda 12 yi 27 dakîka geçedir. Müşterek sâat makinesi, bu zuhr vaktine gelince, ezânî sâat makinesi, nısf fadla ile bulunan zuhr vaktine getirilirse, ezânî sâat makinesinin o günkü ayârı yapılmış olur. En yüksek yerin yükseklik mikdârı bilinmiyorsa, en yüksek yerden ziyânın gayb olduğu vakt ile üfk-ı hissîden gurûbun görüldüğü vakt arasındaki zemân, yâhud en yüksek yerden ziyânın gayb olduğu vaktde 12 yapılan ezânî sâat makinesi, nısf fadla ile bulunmuş olan zuhr vaktine gelince, mahallî vasatî sâat makinesinin gösterdiği vakt, ta’dîl-i zemân ile mu’âmele edilirse, netîcenin 12 den farkı olan zemân, yâhud mahallî vasatî sâate göre, en yüksek yerde ziyânın gayb olduğu vaktden nısf fadla ile bulunan gurûb vaktinin farkı, o mahallin (Temkin zemânı) olur. Yâhud, ta’dîl-i zemân + ise mahallî vasatî zemâna göre, takvîmde yazılı olan zuhr vaktinin 12 den farkı ile ta’dîl toplanınca ve – ise bu farkdan ta’dîl çıkarılınca (Temkin zemânı) olur. İbni Âbidîn ve Şâfi’î (El-envâr) ve mâlikî (El-mukaddemet-ül-izziyye) şerhinde, (Mîzân-ül-kübrâ) da diyor ki, (Nemâzın sahîh olması için, vakti girdikden sonra kılınması ve vaktinde kılındığını bilmek şartdır. Vaktin girdiğinde şübheli olarak kılıp, sonra vaktinde kılmış olduğunu anlarsa, bu nemâzı sahîh olmaz. Vaktin bilinmesi, vaktleri bilen âdil bir müslimânın okuduğu ezânı işitmekle olur. Ezânı okuyan âdil değil ise, [veyâ âdil müslimânın hâzırladığı takvîm yoksa], kendisi vaktin girdiğini araşdırıp, kuvvetli zan edince kılmalıdır. Fâsıkın veyâ âdil olduğu bilinmeyen kimsenin, kıbleyi göstermesi, temiz, necs, halâl, harâm gibi dinden olan şeylere şehâdet etmesi [söylemesi] de, ezân gibi olup, ona değil, kendi araşdırıp anladığına uyması lâzımdır.). Sabâh nemâzını her mevsimde (İsfâr) etmek, ya’nî ortalık aydınlanınca kılmak müstehabdır. Cemâ’at ile öğle nemâzını, yazın sıcakda geç, kış günleri ise, erken kılmak müstehabdır. Akşam nemâzını her zemân erken kılmak müstehabdır. Yatsıyı, şer’î gecenin ya’nî gurûbdan fecre kadar olan zemânın üçde biri oluncaya kadar geç kılmak müstehabdır. Gecenin yarısından sonraya bırakmak tahrîmen mekrûhdur. Bu gecikdirmeler, hep cemâ’at ile kılanlar içindir. Evinde yalnız kılan, her nemâzı vakti girer girmez kılmalıdır. (Künûz-üd-dekâık)da yazılı ve Hâkimin ve Tirmüzînin bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (İbâdetlerin en kıymetlisi, evvel vaktinde kılınan nemâzdır) buyuruldu. (İzâlet-ül hafâ)nın beşyüzotuzyedinci sahîfesinde yazılı, (Müslim) kitâbındaki hadîs-i şerîfde, (Bir zemân gelecek, âmirler, imâmlar, nemâzı öldürecekler, vaktinden sonraya bırakacaklardır. Sen, nemâzını vaktinde kıl! Senden sonra, cemâ’at olurlarsa, onlarla da, tekrâr kıl! İkinci kıldığın nâfile olur) buyuruldu. İkindiyi ve yatsıyı, İmâm-ı a’zamın kavline göre kılmak ihtiyâtlı olur. Uyanamayan, vitri yatsıdan hemen sonra kılmalıdır. Yatsıdan evvel kılarsa, sonra tekrâr kılar. Uyanabilen ise, gecenin sonunda kılmalıdır. Ahmed Ziyâ beğ, 157.ci sahîfede diyor ki, bir beldede, mahallî vasatî zemâna göre ma’lûm olan bir nemâzın şer’î vakti ile, o günkü ta’dîl-i zemânın cebrsel toplamı, hakîkî güneş zemânına göre vakt olur. Bunun ile, Ezânî zemâna göre olan zuhr vakti toplanıp, bir temkin çıkarılırsa, bu nemâzın Ezânî zemânına göre şer’î vakti elde edilir. Mecmû’ 12 den fazla olursa, bu fazlalık, ezânî vakt olur. Meselâ, Martın birinci günü, güneş İstanbulda müşterek zemâna göre sâat 18.00 de batıyor. Gurûb vaktindeki Ta’dîl-i zemân –12 dakîka olduğundan, İstanbulda hakîkî güneş zemânına göre şer’î gurûb vakti 5 sâat 44 dakîkadır. Ezânî zemâna göre, şer’î zuhr vakti 6 sâat 26 dakîka olduğundan, güneşin batması: 6 sâat 26 dakîka +5 sâat 44 dakîka –10 dakîka=12 olur. Genel olarak: [B](1) Ezânî zemâna göre vakt = Hakîkî zemâna göre aynı andaki vakt + Ezânî zemâna göre zuhr vakti – O mahallin temkin zemânı (2) Hakîkî zemâna göre vakt = Ezânî zemâna göre vakt + Hakîkî zemâna göre şer’î gurûb vakti[/B]dir. İkinci müsâvâtda, gurûb vakti vasatî ise, bulunan zevâlî vakt de vasatî olur. İkinci müsâvâtdan: (3) Ezânî zemâna göre vakt = Hakîkî zemâna göre vakt – Hakîkî zemâna göre şer’î gurûb vakti de olur. Buradaki gurûb vakti, hakîkî vaktden büyük ise, hakîkî vakte 12 ilâve edilip, sonra çıkarılır. (2) ve (3) cü müsâvâtlarda, zevâlî vaktler, hep hakîkî ise de, müşterek vakti hakîkîye ve bulunan hakîkîyi tekrâr müşterek vakte çevirirken, aynı sayılar toplandığı, sonra da çıkarıldıkları için, müşterek vakti hakîkîye çevirmeksizin yapılan hesâblar da, aynı netîceyi vermekdedir. Ya’nî: (4) Müşterek zemâna göre vakt = Ezânî zemâna göre vakt + Müşterek zemâna göre şer’î gurûb vakti. (5) Ezânî zemâna göre vakt = Müşterek zemâna göre vakt – Müşterek zemâna göre şer’î gurûb vakti. Yukarıda bulduğumuz Martın birinci günü, gurûb vakti, (5). ci müsâvâta göre, 18 - 18 = 0, ya’nî ezânî zemâna göre 12 de olur. Bunun gibi, Martın birinci günü, ikindi vakti, müşterek zemâna göre 15 sâat 34 dakîka ve gurûb vakti 6 sâat olduğundan, ezânî zemâna göre ikindi vakti: [B]15 sâat 34 dakîka - 6 sâat = 9 sâat 34 dakîka olur.[/B] Yine bunlar gibi, o günkü ezânî zemâna göre imsâk vakti 10 sâat 52 dakîkada olduğundan, müşterek zemâna göre imsâk vakti, (4) müsâvâta göre: 10 sâat 52 dakîka + 6 = 16 sâat 52 dakîka, ya’nî 4 sâat 52 dakîka olur. 23 Hazîran 1982 Çarşamba günü olan 1 Ramezân 1402 günü hakîkî zemâna göre İstanbulda güneşin gurûb vaktini bulalım: O gün İstanbulda ezânî zemâna göre zuhr, ya’nî öğle nemâzı vakti 4 ü 32 geçe ve Ta’dîl-i zemân –2 dakîkadır. İstanbulun hakîkî zemâna göre gurûb vakti, bunun 12 den farkı olan 7 yi 28 geçe olur. Hakîkî zemâna göre şer’î gurûb vakti 7 yi 38 geçe olur. Vasatî güneş zemânına göre 19 u 40 geçe olur. Türkiyenin müşterek zemânına göre ise, 19 u 44 dakîka geçe olur. İleri sâat ile 20 yi 44 geçe demekdir. Müşterek zemâna göre vakt, gurûb vaktinden küçük ise, (3).cü ve (5).ci düstûrlarda bunun 12 veyâ 24 fazlası kullanılır. Ahmed Ziyâ beğ, [B]Ezânî zemâna göre vakt = Hakîkî zevâl vakti + Hakîkî vakt... (6) [/B]ve [B]Hakîkî vakt = Ezânî vakt – Hakîkî zevâl vakti... (7) [/B]düstûrlarını kullanmakdadır. Müneccim başı Mustafâ efendi, 1317 [m. 1899] senesindeki ceb takvîminde diyor ki, gurûbî ve zevâlî vaktleri birbirlerine çevirmek için, öğleden önce ise, bilinen vakt, öğle nemâzının vaktinden çıkarılır. Bulunan fark, diğer sâatin öğle nemâzı vaktinden çıkarılır. Öğleden sonra ise, bilinen vaktden, öğle nemâzının vakti çıkarılır. Bulunan fark diğer sâatin öğle nemâzı vaktine ilâve edilir. Meselâ, 1989 senesi Hazîranın 12. ci günü imsâk vakti, ezânî zemâna göre 6 yı 22 geçedir. Zuhr vakti 4 ü 32 geçedir. Fark, 16.32 – 6.22=10 sâat 10 dakîkadır. Müşterek zemâna göre zuhr vakti olan 12.14 den çıkarınca, müşterek zemâna göre imsâk vakti 2 yi 4 geçedir. Güneşin, belli bir nemâz vaktinin başladığı irtifâ’a geldiği vakti bulmak için, evvelâ (Fadl-ı dâir=Zemân farkı)hesâb edilir. Fadl-ı dâir, gündüz güneşin merkezinin bulunduğu nokta ile zevâl vakti arasında, gece ise, gece yarısı arasında olan zemândır. Fadl-ı dâir zâviyesine H dersek, kürevî müselles [üçgen] formüllerinden: Buradaki H zâviyesinin zemânı, Nısf-ün-nehârdan itibâren ölçülür. Burada Δ = zevâl vaktindeki gâyenin temâmîsi = arz-ı belde - meyl-i şems = φ - δ dır. Z = Zenit= (Semâdaki semt-ür-re’s noktasının irtifâ’ının temâmîsi) = 90 - semtürre’s irtifâ’ı olup, çubuğun tepesinden semâdaki zevâl ve semt noktalarına giden iki yarım doğru arasındaki (Fey-i zevâl) zâviyesidir. Bütün değerleri işâretleri ile kullanılır. 13 Ağustos günü İstanbulda asr-ı evvel, ya’nî ikindi nemâzının evvel vaktini hesâb edelim. Yere bir metre uzunluğunda bir çubuk dikildiğini kabûl edelim: [Bir dik üçgende, iki dar açı, birbirinin temâmîsidir. Bir kenârı 1 cm. olan bir açının (tan)ı, karşısındaki kenârın uzunluğunu gösterir. Güneşin yerdeki dar açısı, güneşin irtifâ’ıdır.] [B]tan Z1 = tan (temâm-ı irtifâ’-ı asr) = 1 + Fey-i zevâl = Asr-ı evvel zılli Fey-i zevâl = tan (temâm-ı gâyetül-irtifâ’) = tan Δ[/B] dır. Arz-ı belde ile meyl-i şemsin işâretleri birbirinin aynı ise, ya’nî ikisi de aynı nısf kürede olunca, temâm-ı arz ile meyl toplanarak, işâretleri birbirlerinin aksi ise, ya’nî başka nısf kürelerde olunca, meyl çıkarılarak, zevâl vaktindeki güneşin (Gâyet-ül-irtifâ’) derecesi bulunur. Arz-ı beldenin temâmîsi ile meylin toplamı 90 dan fazla olursa, fazlalığın doksandan farkı, gâyet-ül irtifâ’ olur ve güneş, semânın şimâl tarafında bulunur. Arz ile meyl aynı cihetde iseler, arz derecesinden meyl çıkarılınca, başka cihetde iseler, toplanınca, gâyet-ül-irtifâ’ın temâmîsi (Δ) olur. [B]gâyet-ül-irtifâ’ = 49 derece + 14 derece 50 dakîka = 63 derece 50 dakîka log (Fey-i zevâl) = log tan (26 derece 10 dakîka)[/B] = 1 ,69138 dört misli olan Fadl-ı dâir zemânı, 231,2 sâat dakîkası ve böylece, 13 Ağustos günü asr-ı evvel için, Fadl-ı dâir zemânı = 3 sâat 51 dakîka olur. Hakîkî zevâl vaktinde hakîkî sâat sıfır olduğu için, doğruca hakîkî zemâna göre hakîkî asr-ı evvel vakti 3 sâat 51 dakîka olur ki, hakîkî zuhr vaktinden, çubuğun gölgesinin kendi boyu kadar uzaması için geçen zemân sonradır. Şer’î zuhr vaktinden geçen zemân için, şer’î ikindi (Asr-ı evvel) vakti, bundan o mahaldeki temkin zemânı sonra olur. Ta’dîl-i zemân -5 dakîka olduğundan, vasatî müşterek zemâna göre 16 yı 10 dakîka geçe olur. 5. ci müsâvât mûcibince, bu müşterek sâatden, müşterek zemâna göre gurûb vakti olan 7 sâat 12 dakîka çıkarılarak, İstanbulda ikindi vakti, ezânî zemâna göre, 8 sâat 58 dakîka olur. Fadl-ı dâir zemânı ile ezânî zuhr vakti ya’nî gurûbî zemâna göre hakîkî zevâl vakti olan 5 sâat 7 dakîkayı toplayınca da, hem gurûbî zemâna göre hakîkî ikindi vakti, hem de ezânî zemâna göre şer’î asr-ı evvel vakti olur. Çünki, şer’î asr-ı evvel vakti, bu mecmû’dan, ya’nî gurûbî hakîkî vaktden Temkin zemânı sonra olur ise de, ezânî zemâna göre şer’î vakti, bu gurûbî şer’î vaktden Temkin zemânı evvel olur. Bunun gibi, zuhr, akşam ve yatsı nemâzlarının, ezânî zemâna göre şer’î vaktleri de, hesâb ile bulunan gurûbî zemâna göre hakîkî vaktlerinin aynıdır. Asr-ı evvel irtifâ’ını bulmak için, diğer bir üsûl, hergün, güneşin gâye irtifâ’ı ve bu irtifâ’da olduğu vakt, bir metre çubuğun gölgesinin uzunluğu ölçülerek veyâ hesâb edilerek, yazılır. Böylece, bir (İrtifâ’ - gölge uzunluğu) cedveli hâsıl olur. İstanbulda 13 Ağustosda, gâye irtifâ’ı 64° olduğundan, gölge uzunluğu, cedvelde 0,49 m. bulunur. Asr-ı evvelde gölge 1,49 m. ve irtifâ’ 34° olur. (İrtifâ’ - gölge uzunluğu) cedveli, 1924 (Takvîm-i sâl) sonunda mevcûddur. İkindi nemâzının asr-ı sânî vakti de aynı müsâvât ile bulunur ise de, burada tan Z2 = tan (temâm-ı irtifâ’ı şems) = 2 + Fey-i zevâl = Asr-ı sânî zılli Z2 = temâm-ı irtifâ’ = Bu’d-i semt = 68 derece 8 dakîka olur. Buradan: M = 96 derece 9 dakîka ve H = 73 derece 43 dakîka, Fadl-ı dâir zemânı 4 sâat 55 dakîkadır. Buna Temkin ilâve edince, İstanbulda, hakîkî zemâna göre asr-ı sânî 5 sâat 5 dakîka olur. İkindi nemâzı vaktinde, asr-ı evvel için: Z1 = temâm-ı irtifâ’ = Bu’d-i semt = arc tan (1 + tan Δ) ve asr-ı sânî için: Z2 = temâm-ı irtifâ’ = arc tan (2 + tan Δ) münâsebetleri ile de temâm-ı irtifâ’ [Z] ve sonra Fadl-ı dâir hesâb edilebilir. Δ nın tanjantı fey-i zevâldir. Bu tanjant 1 veyâ 2 ile toplanır. Tanjantı bu yekûna eşit olan açı, ikindi için Z değeridir. Yatsı nemâzının işâ’-i evvel vaktinde güneşin merkezi hakîkî üfukdan 17 derece aşağıdadır. Ya’nî hakîkî irtifâ’ - 17 derecedir. Meyl-i şemsin temâmı yerine 90 ile toplamı alınacağından: M= 104° 50'+49°+73°2=113 derece 25 dakîka ve H=50 derece 53 dakîka ve Fadl-ı dâir zemânı 3 sâat 24 dakîka olur, ki yatsının hakîkî zemâna göre vaktinin gece yarısından farkıdır. Bunun 12 den farkına, İstanbul için, 10 dakîka Temkin ilâve edilir. Çünki, güneşin merkezi, şer’î üfukdan, dahâ sonra ayrılacağı gibi, arka kenârı da üfuklardan, dahâ sonra ayrılacakdır. 13 Ağustos günü yatsı vakti, hakîkî zemâna göre 8 sâat 46 dakîka, müşterek sâate göre, 8 sâat 55 dakîka olur. Fadl-ı dâir zemânı, hakîkî gece yarısına müsâvi olan ezânî zuhr vaktinden çıkarılıp, Temkin ilâve, bulunan gurûbî zemânı ezânî zemâna tahvil için bir temkin tarh edilir. Temkini önce ilâve, sonra tarh etmek yerine temkin hesâba katılmadan da, gurûbî ve ezânî zemânlara göre şer’î işâ-i evvel vakti 1 sâat 42 dakîka olur. 13 Ağustosda, fecr-i sâdık dediğimiz beyâzlık doğmağa başlarken, güneşin merkezi hakîkî üfukdan 19 derece ile irtifâ’ zâviyesinin toplamı kadar aşağıdadır. Ya’nî, hakîkî irtifâ’ı şems - 19 dereceden farklıdır. M= 104° 50'+49°+71°2=112 derece 5 dakîka ve H=47 derece 26 dakîka ve onbeşe bölünüp, Fadl-ı dâir zemânı 3 sâat 10 dakîka olur ki, güneş merkezinin gece yarısından uzaklık zemânıdır. Gece yarısı hakîkî sâat sıfır olduğundan, hakîkî (imsâk vakti) olur. Bundan 10 dakîka Temkin çıkarılır. Çünki, güneşin - 19 derece irtifâ’dan şer’î üfka mesâfesi, hakîkî üfka olan mesâfesinden dahâ azdır ve üst kenârı, üfuklara merkezinden dahâ yakındır. İstanbulun hakîkî zemâna göre şer’î imsâk vakti 3 sâat olur. İmsâk vakti müşterek zemâna göre 3 sâat 9 dakîka olur. Fadl-ı dâir, hakîkî gece uzunluğunun yarısına müsâvî olan zuhr vaktine [5:07 ye] ilâve ve 20 dakîka Temkin çıkarılırsa, ezânî zemâna göre (imsâk vakti) 7 sâat 57 dakîka olur. Tertîbli CASIO fx – 3600P hesâb makinesi ile Fadl-ı dâir 8 sâat 50 dakîka bulunuyor ki, Fecr vaktinin zevâl vaktinden farkıdır. Gece yarısından farkı için bu, 12 den çıkarılır. Fadl-ı dâir, yine 3 sâat 10 dakîka olur. (Rub’-ı dâire) ta’rifesine bakınız! Fecr vakti ile tulû’ vakti arasındaki zemâna (Hisse-i fecr)denir. Şafak vakti ile gurûb vakti arasındaki zemâna (Hisse-i şafak)denir. Fecr ve şafak vaktlerinin Fadl-ı dâir zemânları ezânî zuhr vaktinden [ya’nî gece yarısından] çıkarılır. Yâhud, Fadl-ı dâirlerinin temâmîlerine Nısf fadla, kış aylarında ilâve, yaz aylarında tarh edilip zemâna çevrilince, bu hisse zemânları elde edilir. Fecr ve şafak vaktlerinin irtifâ’ları (–) işâretli oldukları için, Fadl-ı dâirleri, gece yarısından başlamakdadır. Ahmed Ziyâ beğ diyor ki, (İslâm âlimleri, imsâk vaktinin, beyâzlığın üfk-ı zâhirî hattı üzerinde yayıldığı vakt değil, beyâzlığın üfuk üzerinde ilk görüldüğü vakt olduğunu bildirdiler). Ba’zı Avrupa kitâbları ise, fecr, beyâzlıkdan sonra başlayan kırmızılığın üfuk üzerinde yayılmasının temâm olduğu vaktdir diyerek, güneşin üfuk altında -16 derecedeki hakîkî irtifâ’ı ile hesâb etmekdedir. 1983 senesinden beri, ba’zı takvîmcilerin, bu Avrupa kitâblarına uyarak, imsâk vaktlerini, -16 dereceden hesâb etdikleri görülüyor. Bu takvîmlere uyanlar, sahûr yemeğini, islâm âlimlerinin yazdıkları vaktlerden 15-20 dakîka sonraya kadar yiyorlar. Bunların orucları sahîh olmuyor. Ahmed Ziyâ beğin, Mîlâdî 1926, Kamerî 1344 ve Şemsî 1305 târîhli (Takvîm-i Ziyâ) cep takvîminin ilk ve son sahîfelerinde, (Diyânet işleri riyâseti heyet-i müşâveresi tarafından tedkîk edilip ve riyâset-i celîlenin tasdîki ile tab’ edilmişdir) yazılıdır. Din işlerinde islâm âlimlerinin ve astronomi mütehassısının tasdîk etdiği nemâz vaktlerini değişdirmemelidir. Elmalılı Hamdi Yazır, (Sebîl-ür-reşâd) mecmû’asının yirmiikinci cildinde, bu husûsda tafsîlât vermişdir. Güneşin meyli her an değişdiğinden, hakîkî netîce almak için, meylin her sâatlik değişmeleri hesâba katılır. [B]Meselâ:[/B] 4 Mayıs günü, öğleden sonra İstanbulda sâatimizin ayârının doğruluğunu tedkîk edelim. Londra sâati ile 00:00 da ya’nî o gün başında (evvelki gece yarısı) güneşin meyli + 15 derece 49 dakîkadır. İstanbulda (Rub’-ı dâire) denilen âlet ile, güneşin üst kenârının riyâdî üfka göre zâhirî irtifâ’ı ölçülüp bundan nısf-ı kutr-i şems için 16 dakîka ve ayrıca, bu irtifâ’a mahsûs olan (hava inkisârı) çıkarılarak, güneş merkezinin semâdaki hakîkî yerinin, hakîkî üfka göre hakîkî irtifâ’ı bulunur. Bu hakîkî irtifâ’, meselâ + 49 derece 10 dakîka bulunduğu anda, zevâlî müşterek sâatimiz 2 yi 38 dakîka geçiyor ise, bunu hemen yazarız. Mayısın 5. ci günü güneşin meyli + 16 derece 6 dakîkadır. 24 sâatlik meyl farkı 17 dakîkadır. Sâatimiz, zevâlden 2 sâat 38 dakîka sonra ve Londradaki zemân İstanbuldan 1 sâat 56 dakîka geri olduğu için, Londrada gece yarısı ile İstanbulda irtifâ’ ölçülen vakt arasındaki zemân farkı 12 sâ. + 2 sâ. 38 d – 1 sâ. 56 d. = 12 sâ. 42 d. = 12,7 sâ.dir. Bu mikdâr zemân için, meyl farkı (17/24) x 12,7 = 9 dakîka olur. Nemâz vaktlerinin ta’yininde de, meyl farkları hesâba katılmalıdır. Mayısda meyl artmakda olduğundan, meyl + 15 derece ve 58 dakîkadır. Fadl-ı dâir derecesini bulmak için, hesâb makinelerine dahâ uygun olan: cosH= sin(irtifâ')± [sin (meyl)×sin(arz)]cos(meyl) ×cos(arz)…(3) müsâvât'ı da vardır. cosH= sin49° 10'−[sin(15° 58') ×sin(41°)]cos15° 58' ×cos41°= 0,7566− (0,2750 ×0,6561)0,9614 ×0,7547 cosH= 0,7566−0,18050,7256=0,57620,7256=0,7940 ve buradan H=37 derece 26 dakîka olur. Onbeşe bölünce, zemân olarak Fadl-ı dâir zemânı, 2 sâat 30 dakîka olur ki, hakîkî güneş zemânına göredir. Bu netîceyi elde etmek için, pil ile işliyen privileg hesâb makinesinin şu düğmelerine basılırsa; CE/C 15.58 cos x 41 cos = MS 49.10 sin - 15.58 sin x 41 sin = ÷ MR = arc cos x 4 = makinenin levhasında 149,7 dakîka hâsıl olur. 4 Mayıs günü ta’dîl-i zemân + 3 dakîka olduğundan, müşterek vasatî zemâna göre 2 sâat 31 dakîka olur. Sâatimizin 7 dakîka ileri olduğu anlaşılmakdadır. (3). cü cos H müsâvâtında sayılar, mutlak (işâretsiz) olarak hesâba katılmışdır. Bir şehrin Erd küresi üzerindeki yeri ile güneşin semâdaki yeri aynı yarım kürede, ya’nî arz-ı belde ile meyl-i şems aynı işâretli ise, güneş üfkun üzerinde iken, ya’nî gündüzleri, yukarıdaki formülün payındaki (–) işâreti, geceleri ise (+) işâreti, aksi hâlde bunların tersi kullanılır. Bu şeklde elde edilen fadl-ı dâir, gündüz ise, güneş merkezinin bulunduğu mahal ile Nısf-ün-nehâr vakti arasındaki zemândır. Gece ise, gece yarısı arasındaki zemân olur. İstenirse aynı formül hep sâdece payındaki (–) işâreti ile de kullanılabilir. Bu takdîrde bütün sayılar işâretleri ile hesâba katılır ve bulunan H dâimâ Nısf-ün-nehârdan i’tibâren ölçülür. Bu Fadl-ı dâiri (3). cü düstûrun ikinci şekline göre de bulalım. Bunun için, Privileg makinesinin CE/C 49.10 sin - 15.58 MS sin x 41 sin = ÷ MR cos ÷ 41 cos = arc cos ÷ 15 = düğmelerine basılınca, makinenin levhasında (2 sâ. 29 d. 44,59 s.) görülüp, fadl-ı dâir zemânı takrîben 2 sâat 30 dakîka olur. Güneşin üst kenârının rub’ı dâire tahtası ile, üfk-ı riyâdîye göre ölçülen zâhirî irtifâ’ını tashîh için, bundan, buna âid hava inkisârı ve şemsin nısf kutr-ı zâhirîsi tarh ve ihtilâf-ı manzar ilâve edilerek, merkezinin üfk-ı hakîkîye göre, hakîkî irtifâ’ı bulunur. İşrak ve İsfirâr vaktlerinin de, sâat ayârının doğruluğunu tedkîk etmek gibi hesâb edileceği, Ahmed Ziyâ beğin (Rub’-ı dâire) kitâbında yazılıdır. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Namaz
Namaz Vakitleri nasıl hesap edilir
Üst
Alt