Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Sorularla Kuran-ı Kerim
Nebe Sûresini okumanın fazileti nedir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 24796" data-attributes="member: 1043"><p><strong>“Nebe Sûresini okumanın fazileti nedir? İniş sebebi nedir?</strong></p><p></p><p><span style="color: olive"><em>Nebe Sûresi, Kur’ân’ın 78. sûresidir. Mekke’de inen ilk sûrelerdendir. Mekkeli müşrikler, Peygamber Efendimiz’in (asm) getirdiği kıyamet, âhiret, mahşer, sorgu, sırat, Cennet ve Cehennem haberleri üzerine inatla ve alaycı biçimde birbirlerine bu haberlerin gerçek olup olmadığını sorup duruyorlardı. 77. Sûre olan Mürselât Sûresi “O günü yalanlayanların vay haline? Onlar artık kıyamet günüyle ilgili olarak Kur’ân’dan sonra hangi söze inanacaklar?” sorusuyla bitiyor ve hemen ardından Nebe Sûresi “Onlar neyi sorup duruyorlar? Üzerinde ihtilâfa düştükleri o büyük haberi mi?” sorularıyla başlayarak, inanmayanlara kıyamet, âhiret, diriliş vb. o gelecek günlerle ilgili olarak, müşrikleri sarsıcı ve azaptan uyarıcı cevaplar veriyor. </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Nebe Sûresi kıyamet haberleri ile dolu bir sûre. Kıyamet ve sonrası ile ilgili haberler taşıdığından, ilk âyetinde geçen “Nebe” (önemli haber) kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûre gün içinde her dakika okuyup feyiz alabileceğimiz bir sûredir. Sûrenin şemsiyesi sonsuza kadar açılır ve her kendini okuyanı içine alır, her kendine sığınana şefaat eder. Bilhassa günlük yorgunluklarımızın arttığı ikindi vaktinde, İkindi Namazını kıldıktan sonra okumak sünnettir. </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Sûrenin gelecek haberleriyle dolu bıçak gibi keskin âyetleri şöyle devam ediyor: </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>“Evet; yakında bilecekler! Biz yeryüzünü bir döşek, dağları birer kazık kılmadık mı? Sizi de çift çift yarattık! Uykunuzu bir dinlenme vasıtası kıldık! Geceyi bir örtü yaptık. Gündüzü bir geçim zamanı kıldık! Üzerinizde yedi sağlam semâ kurduk. Gökyüzüne parıl parıl parlayan bir kandil astık. Yağışa hazır bulutlardan bol bol su indirdik. Onunla yerden daneler ve bitkiler, sarmaş dolaş gür ağaçlı bahçeler çıkardık.”1 </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Sûrede buraya kadar dünya nimetleri hatırlatılıyor. Her bir nimet, bundan faydalanan insanın zihnine çelik harflerle çakılıyor. Bu âyetleri okuyan insan; “Evet doğru! Allah bütün bunları bizim için yarattı” diyor ve teslim oluyor. </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Sûre bundan sonra gelecek haberlerini ardı ardına sıralıyor. İzleyelim: </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>“Şüphesiz o hüküm günü belirlenmiş bir vakittir. O gün Sur’a üflenir. Siz de bölük bölük gelirsiniz. Gök açılır; kapı kapı olur. Dağlar yerinden yürütülür; bir serap olur. Cehennem gözetler durur. Orası azgınların varacağı yerdir. Sonsuz çağlar boyunca kalacaklar. Kaynar suyla irinden başka orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de bir içecek. İşte yaptıklarına uygun bir ceza!”2 </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Müşriklerin bu kadar ağır cezayı ne yaparak hak ettiklerini insan ürpererek merak ediyor. İşte Kur’ân iki âyetle buna cevap veriyor: </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>“Onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı. Âyetlerimizi yalanlayıp duruyorlardı.”3 </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Demek hesaba çekilmeyi ummadan yaşamak ve Allah’ın âyetlerini yalanlamak böylesine korkunç bir cürüm! Peki, bunu kim biliyor ki? Müşrikler zannediyor ki, yaptıklarımız, yalanladıklarımız, inkârlarımız yanımızda kâr kalıyor. Unutulup gidiyor! Bunun bir defteri, kaydı kuydu tutulmuyor. Onlar öyle zannetsinler. Cenâb-ı Allah diyor ki: </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>“Biz her şeyi tek tek kaydettik.”4 </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>“Peki, af yok mu?” dediğinizi duyar gibiyim. </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Onlar af istememişler ki! Onlar Allah’a sığınmamışlar ki. Onlar hesaba çekileceklerine inanmadan yaşamışlar. Onlar inkârdan ve yalanlamaktan hiçbir şekilde vazgeçmemişler ki. Onlar Allah’ın âyetlerini küstahlıkla ve kibirle sorgulamaktan, insanların aklını karıştırmaktan, Allah’ın hak elçisine işkence yapmaktan geri durmamışlar ki. İşte Cenâ-b-ı Allah bu yüzden bu azap bahsini şu sarsıcı ifadelerle bitiriyor: “Şimdi tadın azabınızı! Sizin için azaptan başka bir şey arttıracak değiliz.”5 </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>Nebe Sûresi bu âyetten sonra Cennet haberlerine geçerek, azap haberlerinden içi daralan inananların içine su serpiyor. Şefkatli cümleleriyle Cenneti bütün güzellikleriyle tasvir ediyor. Cennet cümlelerinin ardından: </em></span></p><p><span style="color: olive"><em></em></span></p><p><span style="color: olive"><em>“İşte hak olan gün budur. Artık dileyen, Rabbine giden bir yol tutsun kendine”6 âyeti son önemli uyarısını yapıyor. Nihayet, insan olduğu halde, bu haberlere kulak vermediği için sorumluluklarını yerine getirmemiş olarak Allah’ın huzuruna çıkmaktan utanan kâfirin, o gün, “Keşke toprak olsaydım!”7 diyerek derin ve dönüşsüz bir pişmanlık içine gireceğini bildirerek sûre sona eriyor. </em></span></p><p></p><p></p><p><strong>Dipnotlar: </strong></p><p></p><p>1- Nebe Sûresi: 40</p><p>2- Nebe Sûresi: 39</p><p>3- Nebe Sûresi: 30</p><p>4- Nebe Sûresi: 29</p><p>5- Nebe Sûresi: 27, 28</p><p>6- Nebe Sûresi: 17-26</p><p>7- Nebe Sûresi: 1-16</p><p></p><p>SÜLEYMAN KÖSMENE...</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 24796, member: 1043"] [B]“Nebe Sûresini okumanın fazileti nedir? İniş sebebi nedir?[/B] [COLOR=olive][I]Nebe Sûresi, Kur’ân’ın 78. sûresidir. Mekke’de inen ilk sûrelerdendir. Mekkeli müşrikler, Peygamber Efendimiz’in (asm) getirdiği kıyamet, âhiret, mahşer, sorgu, sırat, Cennet ve Cehennem haberleri üzerine inatla ve alaycı biçimde birbirlerine bu haberlerin gerçek olup olmadığını sorup duruyorlardı. 77. Sûre olan Mürselât Sûresi “O günü yalanlayanların vay haline? Onlar artık kıyamet günüyle ilgili olarak Kur’ân’dan sonra hangi söze inanacaklar?” sorusuyla bitiyor ve hemen ardından Nebe Sûresi “Onlar neyi sorup duruyorlar? Üzerinde ihtilâfa düştükleri o büyük haberi mi?” sorularıyla başlayarak, inanmayanlara kıyamet, âhiret, diriliş vb. o gelecek günlerle ilgili olarak, müşrikleri sarsıcı ve azaptan uyarıcı cevaplar veriyor. Nebe Sûresi kıyamet haberleri ile dolu bir sûre. Kıyamet ve sonrası ile ilgili haberler taşıdığından, ilk âyetinde geçen “Nebe” (önemli haber) kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûre gün içinde her dakika okuyup feyiz alabileceğimiz bir sûredir. Sûrenin şemsiyesi sonsuza kadar açılır ve her kendini okuyanı içine alır, her kendine sığınana şefaat eder. Bilhassa günlük yorgunluklarımızın arttığı ikindi vaktinde, İkindi Namazını kıldıktan sonra okumak sünnettir. Sûrenin gelecek haberleriyle dolu bıçak gibi keskin âyetleri şöyle devam ediyor: “Evet; yakında bilecekler! Biz yeryüzünü bir döşek, dağları birer kazık kılmadık mı? Sizi de çift çift yarattık! Uykunuzu bir dinlenme vasıtası kıldık! Geceyi bir örtü yaptık. Gündüzü bir geçim zamanı kıldık! Üzerinizde yedi sağlam semâ kurduk. Gökyüzüne parıl parıl parlayan bir kandil astık. Yağışa hazır bulutlardan bol bol su indirdik. Onunla yerden daneler ve bitkiler, sarmaş dolaş gür ağaçlı bahçeler çıkardık.”1 Sûrede buraya kadar dünya nimetleri hatırlatılıyor. Her bir nimet, bundan faydalanan insanın zihnine çelik harflerle çakılıyor. Bu âyetleri okuyan insan; “Evet doğru! Allah bütün bunları bizim için yarattı” diyor ve teslim oluyor. Sûre bundan sonra gelecek haberlerini ardı ardına sıralıyor. İzleyelim: “Şüphesiz o hüküm günü belirlenmiş bir vakittir. O gün Sur’a üflenir. Siz de bölük bölük gelirsiniz. Gök açılır; kapı kapı olur. Dağlar yerinden yürütülür; bir serap olur. Cehennem gözetler durur. Orası azgınların varacağı yerdir. Sonsuz çağlar boyunca kalacaklar. Kaynar suyla irinden başka orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de bir içecek. İşte yaptıklarına uygun bir ceza!”2 Müşriklerin bu kadar ağır cezayı ne yaparak hak ettiklerini insan ürpererek merak ediyor. İşte Kur’ân iki âyetle buna cevap veriyor: “Onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı. Âyetlerimizi yalanlayıp duruyorlardı.”3 Demek hesaba çekilmeyi ummadan yaşamak ve Allah’ın âyetlerini yalanlamak böylesine korkunç bir cürüm! Peki, bunu kim biliyor ki? Müşrikler zannediyor ki, yaptıklarımız, yalanladıklarımız, inkârlarımız yanımızda kâr kalıyor. Unutulup gidiyor! Bunun bir defteri, kaydı kuydu tutulmuyor. Onlar öyle zannetsinler. Cenâb-ı Allah diyor ki: “Biz her şeyi tek tek kaydettik.”4 “Peki, af yok mu?” dediğinizi duyar gibiyim. Onlar af istememişler ki! Onlar Allah’a sığınmamışlar ki. Onlar hesaba çekileceklerine inanmadan yaşamışlar. Onlar inkârdan ve yalanlamaktan hiçbir şekilde vazgeçmemişler ki. Onlar Allah’ın âyetlerini küstahlıkla ve kibirle sorgulamaktan, insanların aklını karıştırmaktan, Allah’ın hak elçisine işkence yapmaktan geri durmamışlar ki. İşte Cenâ-b-ı Allah bu yüzden bu azap bahsini şu sarsıcı ifadelerle bitiriyor: “Şimdi tadın azabınızı! Sizin için azaptan başka bir şey arttıracak değiliz.”5 Nebe Sûresi bu âyetten sonra Cennet haberlerine geçerek, azap haberlerinden içi daralan inananların içine su serpiyor. Şefkatli cümleleriyle Cenneti bütün güzellikleriyle tasvir ediyor. Cennet cümlelerinin ardından: “İşte hak olan gün budur. Artık dileyen, Rabbine giden bir yol tutsun kendine”6 âyeti son önemli uyarısını yapıyor. Nihayet, insan olduğu halde, bu haberlere kulak vermediği için sorumluluklarını yerine getirmemiş olarak Allah’ın huzuruna çıkmaktan utanan kâfirin, o gün, “Keşke toprak olsaydım!”7 diyerek derin ve dönüşsüz bir pişmanlık içine gireceğini bildirerek sûre sona eriyor. [/I][/COLOR] [B]Dipnotlar: [/B] 1- Nebe Sûresi: 40 2- Nebe Sûresi: 39 3- Nebe Sûresi: 30 4- Nebe Sûresi: 29 5- Nebe Sûresi: 27, 28 6- Nebe Sûresi: 17-26 7- Nebe Sûresi: 1-16 SÜLEYMAN KÖSMENE... [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Sorularla Kuran-ı Kerim
Nebe Sûresini okumanın fazileti nedir?
Üst
Alt