Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
İslamda aile hayatı
Nesline Bereketi Miras Bırak!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ÖmerZ" data-source="post: 110819" data-attributes="member: 15242"><p>Kişinin salih bir insan olması, nesline büyük bir bereketi miras bırakması anlamına da gelmektedir. Kur'an'da anlatılan Musa (aleyhisselâm) ve Hızır (aleyhisselâm) kıssasında bu noktayı tavzih eden önemli bir ayet vardır. Bilindiği üzere Musa (aleyhisselâm) Hızır (aleyhisselâm)'a Allah tarafından yönlendirilmiş ve onda olan ilimden istifade etmesi talep edilmiştir. Hızır (aleyhisselâm) kendisine bu maksatla gelmiş olan Musa (aleyhisselâm)'a, bu isteğini ancak ve ancak yaptığı işlerin hikmetini sormaması şartıyla kabul edeceğini ifade etmiştir. Kıssanın konumuzla taalluk eden yönü ayet-i celilede şöyle anlatılmaktadır:"Bunun üzerine yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler. Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Hızır hemen onu doğrultu. Mûsa:"İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın" dedi." (Kehf, 77.)</p><p></p><p>Hızır (aleyhisselâm), üçüncü kez de yaptığı işin hikmetini soran Musa (aleyhisselâm)'a "İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim." (Kehf, 78.) Ve yukarıda zikrettiğimiz ayette yer alan "yıkılmak üzere olan duvarı doğrultma" fiilinin hikemtini şöyle beyan etmiştir: "Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar." (Kehf, 82.)</p><p></p><p>Ne kadar ibretlik değil mi? Cenâb-ı Hak salih olduğu için bir babanın yetim neslini, onun iyi bir kul olması hürmetine malik oldukları hazineden mahrum bırakmamış ve onların faydalanabilmesi için bu hazineyi muhafaza etmeyi bizatihi tekeffül etmiştir. Salih babasının bereketi -velev ki bu dar-ı dünyadan göçmüş olsa da- nesline sirayet etmiş ve Allah (celle celaluhu) Hızır (aleyhisselâm)'ı göndererek yıkılmak üzere olan duvarı düzelttirerek mallarını koruma altına almıştır. Bu kıssa, kendi diliyle babalara hitap eder: "Ey Babalar! Sizler de bu salih baba gibi olun ki kıyamete dek nesliniz salih bir kişi oluşunuzun maddî-mânevî bereketinden müstefid olsun."</p><p></p><p>Modern Dünyada Şuurlu Mümin Olmak -</p><p>Ömer Faruk Korkmaz</p><p>Syf - 89</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ÖmerZ, post: 110819, member: 15242"] Kişinin salih bir insan olması, nesline büyük bir bereketi miras bırakması anlamına da gelmektedir. Kur'an'da anlatılan Musa (aleyhisselâm) ve Hızır (aleyhisselâm) kıssasında bu noktayı tavzih eden önemli bir ayet vardır. Bilindiği üzere Musa (aleyhisselâm) Hızır (aleyhisselâm)'a Allah tarafından yönlendirilmiş ve onda olan ilimden istifade etmesi talep edilmiştir. Hızır (aleyhisselâm) kendisine bu maksatla gelmiş olan Musa (aleyhisselâm)'a, bu isteğini ancak ve ancak yaptığı işlerin hikmetini sormaması şartıyla kabul edeceğini ifade etmiştir. Kıssanın konumuzla taalluk eden yönü ayet-i celilede şöyle anlatılmaktadır:"Bunun üzerine yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler. Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Hızır hemen onu doğrultu. Mûsa:"İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın" dedi." (Kehf, 77.) Hızır (aleyhisselâm), üçüncü kez de yaptığı işin hikmetini soran Musa (aleyhisselâm)'a "İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim." (Kehf, 78.) Ve yukarıda zikrettiğimiz ayette yer alan "yıkılmak üzere olan duvarı doğrultma" fiilinin hikemtini şöyle beyan etmiştir: "Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar." (Kehf, 82.) Ne kadar ibretlik değil mi? Cenâb-ı Hak salih olduğu için bir babanın yetim neslini, onun iyi bir kul olması hürmetine malik oldukları hazineden mahrum bırakmamış ve onların faydalanabilmesi için bu hazineyi muhafaza etmeyi bizatihi tekeffül etmiştir. Salih babasının bereketi -velev ki bu dar-ı dünyadan göçmüş olsa da- nesline sirayet etmiş ve Allah (celle celaluhu) Hızır (aleyhisselâm)'ı göndererek yıkılmak üzere olan duvarı düzelttirerek mallarını koruma altına almıştır. Bu kıssa, kendi diliyle babalara hitap eder: "Ey Babalar! Sizler de bu salih baba gibi olun ki kıyamete dek nesliniz salih bir kişi oluşunuzun maddî-mânevî bereketinden müstefid olsun." Modern Dünyada Şuurlu Mümin Olmak - Ömer Faruk Korkmaz Syf - 89 [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
İslamda aile hayatı
Nesline Bereketi Miras Bırak!
Üst
Alt