Peygamberimizin s.a.v gençliğe verdiği önem

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v'in gençliğe verdiği önem. Peygamber efendimizin gençliğe verdiği önem ile ilgili hadisler.

Hz.Peygamber s.a.v islam toplumu içinde gençliğe özel bir ilgi göstermiş, islamiyetin yayılıp güçlenmesi için gençlere çok önemli sorumluluklar vermiş ve onları her alanda teşvik etmiştir. Efendimizin hayatta iken bulunduğu çevrede gençlerin fetva vermesine izin vermiş olması, gençleri ilme nasıl teşvik ettiğinin açık bir göstergesidir.

Hz. Peygamber (asm), çoğu zaman gençleri açıkça övmek suretiyle, onları daha çok öğrenmeye teşvik ederdi.

Resul-u Ekrem efendimiz, islam toplumu içinde gençlerin önemli görevlere gelmesini; Hem gençliğin bir hakkı hemde toplumun ihtiyacı olarak görmüştür.

Zeki ve kabiliyetli gençlerin ilim konusunda ilerlemesi ve başarılı olmaları için onlara hertürlü imkanı sağlamış ve önlerini açmıştır. Özellikle Hadis-i şeriflerin yazılmasını yasakladığı bir dönemde, genç olan Abdullah b. Amr b. As'a bu konuda özel izin vermiştir.

Hz. Peygamberimiz, vahiy katiplerini genellikle gençler arasından seçmiştir. Dönemin gerekleri arasında bulunan süryanice ve İbranice dillerini öğrenmede gençleri teşvik etmiştir.

Şu olay Efendimiz s.av'in gençleri nasıl teşvik ettiğine ve onları övmek suretiyle nasıl onurlandırdığına bir örnektir.

Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel'i, Cened'e kadı ve öğretmen olarak gönderirken, kendisine bir dava getirildiği zaman neye göre hüküm vereceğini sorar. Muaz:

"Allah'ın kitabına göre hüküm veririm." der. Hz. Peygamber:

"Onda bir hüküm olmazsa neye göre verirsin?" diye sorar. Muaz:

"Rasûlüllah'ın sünnetine göre hüküm veririm." der. Hz. Peygamber:

"Eğer Rasûlüllah'ın sünnetinde de hüküm bulamazsan ne yaparsın?" deyince, Muaz:

"Kendi görüşüme göre hüküm veririm!.." der. Hz. Peygamber onun bu cevabından son derece memnun olur.

Peygamberimiz yaşamın her alanında gençlerin ön planda olmasını, önemli görevler ve sorumluluklar üstlenmelerini teşvik etmiş hatta çoğu zaman orduların başına gençleri komutan olarak görevlendirmiştir.

Hz. Peygamber gençlerin cinsellikle ilgili sorunlarını da ciddiye almış ve en uygun bir yolla çözmeye çalışmıştır.

Kureyş kabilesinden bir genç, Hz. Peygamber (asm)'in huzuruna gelerek:

"Ey Allah'ın elçisi, bana zina etmek için izin ver." dedi. Orada hazır bulunan bazı sahabe, gencin bu ifadelerini İslâm terbiyesine aykırı görerek:

"Sus! Sus!" diye genci azarlayıp üzerine yürüdüler. Hz. Peygamber son derece sâkin bir şekilde o gence:

"Yanıma gel otur." diye yer gösterdi. Sonra onunla sohbet etmeye başladı:

"Söyle bakayım; bir başkasının senin annenle zina etmesini ister misin?" diye sordu. Genç:

"Yoluna feda olayım, hayır, kesinlikle istemem." dedi. Peygamberimiz:

"Zaten hiç kimse annelerine böyle bir şey yapılmasını istemez." buyurdu. Hz. Peygamber sorusuna devamla:

"Bir başkasının senin kızınla zina etmesine razı olur musun?" diye sordu. Genç yine:

"Hayır, uğrunda öleyim ey Allah'ın elçisi, razı olmam." dedi. Hz. Peygamber:

"Öyleyse hiç kimse kızlarıyla zina edilmesine razı olmaz." buyurduktan sonra, kız kardeşiyle, halasıyla ve teyzesiyle zina edilmesine razı olup olmayacağını sordu. Genç hep:

"Yoluna feda olayım, hayır, istemem." diye cevap veriyordu. Artık hatasını anladığını görünce Hz. Peygamber elini bu gencin omzuna koyarak:

"Allah'ım! Bunun günahını affet, kalbini temizle ve uzuvlarını günah işlemekten koru!" diye dua etti. Hadisi rivayet eden sahabenin söylediğine göre, o genç böyle şeylerle bir daha ilgilenmedi.

Kaynak: Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 256, 257; Doç. Dr. Ha yati HÖKELEKLİ, Hz. Peygamber'in Çocuk ve Gençlere Yaklaşımı (Tebliğ Metni), Hz. Muhammed ve Gençlik, T.D.V. Yayını, Ankara, 1995, s. 47-56.

Resulu Ekrem Efendimizin gençler ve gençliğin önemini vurguladığı Hadis-i Şerfifler şöyledir.

"İnsanoğlu kıyamet gününde şunlardan sorulmadıkça ayağını yerinden kımıldatamaz: Ömrünü nerede tükettiği, gençliğini hangi yolda harcadığı ..." (Tirmizi, Kıyamet, 1.)

Ey Gençler! Sizden evlenmeye gücü yetenler evlensin. Çünkü bu; gözü (harama bakmaktan), iffeti (zinâ gibi şeylerden) daha iyi korur. (Muhtârül-ehâdis 1393)

İnsan, genç yaşında evlenirse, şeytanı: "Bana yazıklar olsun! Bu genç dinini benden korudu" diye bağırır. (Râmûz 179/1).

Bir genç dünya lezzetlerini ve lehviyâtı (boş şeyleri) terk eder, gençliğine rağmen Allahü Teâlâ'ya itâate devam ederse, Allah ona yetmiş iki sıddîkın ecrini ihsan eder ve kendisine "Ey gençliğini benim tâatime tahsis edip şehvetini terk eden genç! Sen bana bazı meleklerim gibisin!" buyurur. (Râmûz 383/2)

Allahü Teâlâ'nın tevbe eden gençten ziyâde sevdiği, günaha devam eden ihtiyardan da ziyâde buğzettiği hiç bir şey yoktur. (Kenzül-İrfan 196)

Allahü Teâlâ gençliğini tâatla geçirenleri sever... (Kenzül-İrfan 193)

Küçükken ibadete başlayan gençlerin, ihtiyarladıktan sonra ibadete başlayanlar üzerine üstünlüğü, peygamberlerin sâir insanlar üzerine üstünlüğü gibidir. (Kenzül-İrfan 194)

Muhakkak Allahü Teâlâ ibâdet eden genci gösterir de onunla meleklerine öğünür. (Kenzül-İrfan 295)

Genç biri, yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet etse, Cenab-ı Hak ihtiyarlığında ona hürmet eden kimseler halk eder. (M. Ehâdis S: 128 No: 1027)

Gençlerinizin hayırlısı (olgunluk ve kemâlde) yaşlılarınıza benzeyen, yaşlılarınızın şerlileri de (azgınlık ve şımarıklıkta) gençlere benzeyenlerdir. (Râmûz 281/15)

Cömert ve ahlâkı güzel bir genç, Allah yanında, cimri ve fena ahlâklı âbid bir ihtiyardan sevgilidir. (Muhtârül-ehâdis S: 88 No: 692)

Hâl ve hareketlerinde Müslümanların ziynetini takınan (onlara benzeyen) bir genç görürseniz işte o sizin en faziletlinizdir. (Râmûz 47/16)

Allah'ın rahmet gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyâmet gününde yedi kişiyi Allah rahmet gölgesinde gölgelendirir:

1- Adâletten ayrılmayan âmir (idâreci).

2- Allah'a ibâdete devam eden genç,

3- Mescitten çıkınca tekrar oraya dönünceye kadar gönlü mescide bağlı kimse.

4- Allah'ın rızası için birbirini seven ve ölünceye kadar birbirinden ayrılmayanlar...

5- Tenhada dili ve kalbi ile Allahü Teâlâ'yı zikredip gözleri yaşaran...

6- Güzel ve zengin bir kadın kendisini dâvet ettiğinde "Ben Âlemlerin Rabb’i olan Allah'tan korkarım" deyip reddeden kimse,

7- Sağ eliyle verdiğini sol eli bilmeyen; gizli sadaka veren kimse... (Muhtârül-ehâdis S: 84 No: 663)
 
Üst Alt