Rüyada beyazlığın merkezini görmek, rüyada beyazlık görmek.
Mavi beyaz bir meydanda elimde olmadan yürüyorum, yürüdüğümü hissediyorum, önümede bakıyorum ama ayaklarımı ve bedenimi ben kontrol etmiyorum önümde uzunca bir kuyruk var sonunda üzerinde dünya yazan bir kapıya gidiyor hiç bir şey hissetmiyorum sanki uyuyormuşum gibi. Sıra yavaş yavaş ilerlerken bir anda herşey kayboluyor öyleki sadece sonsuz beyazlık ve ışık kalıyor. Ben çevirmeden kafam sağa yatıyor, bütün vücudum bana isyan ediyor hiç bir şey kontrolümde değil bu sonsuz beyazlığın ve ışığın merkezine bakıyorum ama gözlerimde kontrolümde değil her hangi bir şekil kalmadı sanki, bütün yaradılışın dışındayım.
Beyazlığın merkezine bakar bakmaz bütün duyguları aynı anda hissetmeye başladım, hepsini o kadar net ve güçlü hissediyordum ki hiç biri karışmıyordu ve bu duygular arasında bu dünyaya ait olmayanlar da vardı. Üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen böyle duyguların hissedilebileceğini düşünmüyorum. Beyazlığın merkezine kıyasla burası o kadar vasat ki, bütün duyguların üzerinden geçtikten sonra korkmaya başladım, tabi bunların hepsini hissediyordum ama hiç biri kontrolümde değildi neden bu duyguları hissettiğmi ya da neden korktuğumu bilmiyordum ama öyle bir korkuyordum ki bu zamana kadar kendimi bir kere bile cesur hissetmedim. Korkunun üzerinde bir korku, çok güçlü sanki merkez bütün geçmişimi geleceğimi biliyor ve o anda hayatıma karar veriyordu inanılmaz derecede güçlü olduğunu hissediyordum, sanki istese beni hiç varolmamış gibi yok edebilirdi ama yapmadı, herhangi bir şekli yoktu ama elinde bir kağıt tutuyordu bu kağıdın üstünde başlık olarak veda hutbesi yazıyordu ve onun altında küçük yazılar vardı onları okuyamadım. Kaldı ki bir kaç yıl sonra kağıdı köyümüzde gördüm, aynı kağıt olduğundan emindim kenarlarındaki desenler, renkler, yazı şekli aynıydı ağzı ya da sesi yoktu ama sanki kafamın içine girmiş gibi bana hutbeyi tamamla demesini anladım. Bugün bile bunun ne demek olduğunu bilmiyorum sonra ağzı olmadığı halde gülümsedi böyle bir mutluluğu hiç bir şekilde yaşayamadım ve rüya burda bitti. Uyandığımda korkudan kalbim ağzıma geliyordu 1 hafta boyunca rahat uyuyamadım ve bu rüyayı bir an bile unutmadım, unutabileceğimi de sanmıyorum, bununla ilgili söyleyebileceğim bir şey ise bundan sonra kalbimin yakınlarında hiç bitmeyen bir acı hissetmeye başladım bazen o kadar acıyor ki, yaşayamıyorum ama çoğunlukla yok sayıyorum, bundan sonra yaptığım hiç bir şey bana iyi hissettiremedi.
Bu dünya sanki sürgün gibi geliyor sürekli uzaklaştırıldığımı hissediyorum, bütün hayatım, düşüncelerim, hayallerim o beyazlığın merkezinin kontrolünde ona karşı hiç bir şey yapamıyorum, onun yanında kendimi kumsaldaki kum tanesinden bile daha değersiz sayıyorum çünkü ben gitsem ona bir şey olmaz ama bir kum tanesi eksilirse kumsal azalır.
YÖNETİM/EDİT: Kuralları okuyun lütfen.
Mavi beyaz bir meydanda elimde olmadan yürüyorum, yürüdüğümü hissediyorum, önümede bakıyorum ama ayaklarımı ve bedenimi ben kontrol etmiyorum önümde uzunca bir kuyruk var sonunda üzerinde dünya yazan bir kapıya gidiyor hiç bir şey hissetmiyorum sanki uyuyormuşum gibi. Sıra yavaş yavaş ilerlerken bir anda herşey kayboluyor öyleki sadece sonsuz beyazlık ve ışık kalıyor. Ben çevirmeden kafam sağa yatıyor, bütün vücudum bana isyan ediyor hiç bir şey kontrolümde değil bu sonsuz beyazlığın ve ışığın merkezine bakıyorum ama gözlerimde kontrolümde değil her hangi bir şekil kalmadı sanki, bütün yaradılışın dışındayım.
Beyazlığın merkezine bakar bakmaz bütün duyguları aynı anda hissetmeye başladım, hepsini o kadar net ve güçlü hissediyordum ki hiç biri karışmıyordu ve bu duygular arasında bu dünyaya ait olmayanlar da vardı. Üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen böyle duyguların hissedilebileceğini düşünmüyorum. Beyazlığın merkezine kıyasla burası o kadar vasat ki, bütün duyguların üzerinden geçtikten sonra korkmaya başladım, tabi bunların hepsini hissediyordum ama hiç biri kontrolümde değildi neden bu duyguları hissettiğmi ya da neden korktuğumu bilmiyordum ama öyle bir korkuyordum ki bu zamana kadar kendimi bir kere bile cesur hissetmedim. Korkunun üzerinde bir korku, çok güçlü sanki merkez bütün geçmişimi geleceğimi biliyor ve o anda hayatıma karar veriyordu inanılmaz derecede güçlü olduğunu hissediyordum, sanki istese beni hiç varolmamış gibi yok edebilirdi ama yapmadı, herhangi bir şekli yoktu ama elinde bir kağıt tutuyordu bu kağıdın üstünde başlık olarak veda hutbesi yazıyordu ve onun altında küçük yazılar vardı onları okuyamadım. Kaldı ki bir kaç yıl sonra kağıdı köyümüzde gördüm, aynı kağıt olduğundan emindim kenarlarındaki desenler, renkler, yazı şekli aynıydı ağzı ya da sesi yoktu ama sanki kafamın içine girmiş gibi bana hutbeyi tamamla demesini anladım. Bugün bile bunun ne demek olduğunu bilmiyorum sonra ağzı olmadığı halde gülümsedi böyle bir mutluluğu hiç bir şekilde yaşayamadım ve rüya burda bitti. Uyandığımda korkudan kalbim ağzıma geliyordu 1 hafta boyunca rahat uyuyamadım ve bu rüyayı bir an bile unutmadım, unutabileceğimi de sanmıyorum, bununla ilgili söyleyebileceğim bir şey ise bundan sonra kalbimin yakınlarında hiç bitmeyen bir acı hissetmeye başladım bazen o kadar acıyor ki, yaşayamıyorum ama çoğunlukla yok sayıyorum, bundan sonra yaptığım hiç bir şey bana iyi hissettiremedi.
Bu dünya sanki sürgün gibi geliyor sürekli uzaklaştırıldığımı hissediyorum, bütün hayatım, düşüncelerim, hayallerim o beyazlığın merkezinin kontrolünde ona karşı hiç bir şey yapamıyorum, onun yanında kendimi kumsaldaki kum tanesinden bile daha değersiz sayıyorum çünkü ben gitsem ona bir şey olmaz ama bir kum tanesi eksilirse kumsal azalır.
YÖNETİM/EDİT: Kuralları okuyun lütfen.