Aleykum Selam..Size Meryem ismi ile hitap etmem dikkatinizi cekti mi?
Kur`an da Meryem suresini okursaniz Size neden boyle hitap ettigimi ve Bebek konusunda mademki Hamd olsun bir saglik sorunu yok o zaman manevi, mana yonu var...
Meryem suresinin meal ve Tefsirini esiniz ile inanarak okuyun , anlayin sonra Size iki cift nasihattim olacak insallah..
KIZINIZ olursa adini Meryem oglunuz olursa adini Yahya koyarmisiniz?Lutfen...
Meryem Sûresini her dinleyişimde,okudugumda bir hayret ve hayranlık okyanusu beni karşılar.
Sûrenin âyet âyet örülmüş eşsiz bir kudret bir mest oluş duygusu yaşatır iç dünyamda.
Sûrenin adı Meryem’dir gerçi, ama “Rabbinin kulu Zekeriya üzerindeki rahmeti”ni anmakla başlar.
Bu, başlıbaşına bir hayret konusudur; ve insan, Meryem ismindeki sûrede neden Zekeriya’nın anıldığını düşünürken, yeni yeni âyetler iner dünyasına.
Zekeriya bir peygamberdir. Hem de çok yaşlı bir peygamberdir. Hanımı da kısırdır. Çocukları yoktur. Zekeriya (as) gizli gizli Rabbine nida eder. Ondan hayırlı bir evlat ister.
Ve bir gün Cebrail gelir, Zekeriya’yı bir çocukla müjdeler.
Hayırlı bir çocukla. Çocuğun adı bile konulmuştur; bu çocuk Yahya adını alacaktır.
Bu adla, Hayy-ı Kayyûm olan Zâtın hayat vericiliğinin, hayat vermek için sebeplere mahkum olmadığının, isterse yaşlı bir baba ve kısır bir anneyi de çocuk sahibi kılabileceğinin ap açık bir delili olacaktır.
Zekeriya (as) sevinir ve şaşırır. “Hanımım kısır” der. “Ben ise, ihtiyarlığın son haddine varmış bulunuyorum.” Cebrail “Dediğin gibidir” der.
Ardından, melekût diliyle, ekler: “Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak Bana kolaydır.”
Yahya doğar. İtaat ve merhamet örneği güzel bir kul olur. Peygamber olur.
Meryem sûresi, işte Zekeriya’nın bu gizli duası ve de Yahya’nın hayat serüveni ile başlar. Bunun, “Meryem” kıssası ile ilgisini bulmak, ilk anda gerçekten zordur.
Oysa, Rabbimiz, bu ilk kıssayla, bizi asıl kıssaya hazırlar.
Zekeriya kıssası, Meryem okuluna bir hazırlık dersidir sanki.
Bu ilk dersle, Hâlik-ı Kerîmin hep belli bir yaştaki, belli özellikleri taşıyan anne-babalardan çocuk yarattığını gören; o yüzden, küçük bir dikkatsizlikle Onu yaratışı için bu yaşa, bu özelliklere mecbur ve mahkum zannetmesi muhtemel olan bizlere, bir uyarı yapılır.
Hikmeti gereği, insanı belli bir düzen içinde, belli bazı sebepler dairesinde yaratan Rabbimiz, o düzenin, o sebeplerin mahkumu değildir.
İsterse, bize imkânsız geleni de mümkün kılar. İsterse, hikmeti de iktiza ederse, çok yaşlı bir baba ile kısır hanımını da çocuk sahibi kılabilir.
Bu iş Ona kolaydır; çünkü o Kadîr-i Mutlak’tır; kudreti de, iradesi de mutlaktır.
Zekeriya kıssası ile zihinlerimiz işte bu gerçeğe uyanır.
Bu esnada, Meryem kıssası geliverir.
Kısır bir anne ile çok yaşlı bir babadan çocuk yaratan Hayy-ı Kayyum, bu kez, kulu Meryem’i “babasız bir oğul”la müjdeler.
Kısır ablası ile yaşlı eniştesi Zekeriya’nın bir evlat sahibi kılınışını görmüştür Meryem.
Ama, “babasız bir oğul” denilince, “Nasıl olur? ” diye sorar: “Bana bir insan dokunmadı ve ben iffetli bir kimseyim.” Cebrail, melekût dilinin berraklığıyla, Meryem’e, eniştesi Zekeriya’ya dediğini tekrarlar.
“Dediğin gibidir” der. İlave eder: “Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak Bana kolaydır.”
....
gozyaslarim ile yazdim ve okudum.. ins.. bu Ayetleri esiniz ile birlikte anlarsiniz..
HAYIRLI CUMALAR...