Sevgi ve Merhamet Peygamberini Örnek Almalı!

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
sevgipeygamberi.jpg


Sevgi ve paylaşmak en yakınımızdan başlar. En yakınımız çocuklarımızdır; paylaşmak sevgi, saygı ve merhametle olmalıdır. Resulullah (a.s.m), etrafındaki kişilerin cehalet, art niyet, ön yargı, kötü ahlâk ya da zalimlik sebebiyle sergilediği kötü davranışlarına karşı, onları doğruya yönlendirme ve ıslah etme yolunu seçer. Kapsamı oldukça geniş olan din eğitimi konusunda bizler için en güzel örnek, Peygamberimizdir.

Bize sevgi, şefkat ve merhametin sanatını Sevgili Peygamberimiz (a.s.m) öğretiyor. İçi coşku ve aşkla dolu bir insan O ve baktığı her şeye o aşkla bakıyor. Gül yetiştiriyor, güle o aşkla bakıyor, o aşkla onları kokluyor, gözleri doluyor. Torunlarını o aşkla kucaklıyor, o aşkla seviyor. Allah, kalbine gerçek aşkı ve insan sevgisini yerleştirmiş.

Peygamberimiz (a.s.m), en çok da çocuklara sevgi ve şefkat gösteriyor. "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyuruyor, merhamet duygusunun en fazla çocuk sevgisinde ve onlara gösterilen şefkatte görüldüğünü belirtiyor. Öyle ki; "Yâ Resulullah, siz çocukları öper misiniz? Biz onları öpmeyiz" diyen Bedevîye, "Allah senin kalbinden merhamet duygusunu almışsa ben ne yapabilirim?" diye cevap veriyor.

Allahın İlâhi rahmetinin tecellilerini üzerinde taşıyan Peygamber (a.s.m) bir gün ashabına, Bir anne sevgiyle öpüp kokladığı yavrusunu ateşe atar mı hiç?" diye soruyor. Ardından, "hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ kullarına karşı annenin yavrusuna olan şefkatinden çok daha şefkatli ve merhametlidir diyor.

Ebû Hüreyre anlatıyor: Peygamberimiz (a.s.m), huzuruna gelen ve sürekli kucağındaki çocuğu seven kişiye. "Sen buna nasıl şefkat gösteriyorsan, Allah da senin şefkatinden daha çok şefkat eder diyor...

Yanında yetişen Enes (r.a), Hz. Peygamberin kendisine nasıl merhametli davrandığını şöyle anlatıyor:

Allah Resulüne 910 yıl hizmet ettim. Bir kere bana Öf! demedi. Yaptığım bir iş hakkında hiçbir zaman Niçin böyle yaptın?, yapmadığım iş hakkında ise Şöyle yapsaydın ya! ya da Beceremedin, ne kötü yaptın! dediğini duymadım. On yıl boyunca bir kere zorlanacağım bir iş vermedi. Bir işi beceremeyip zayi ettiğimde bana kızmadı, beni kınamadı. Hatta ailesinden biri bir konuda beni kınamak istediğinde onları engelleyerek: Onu bırakın! Eğer öyle yapması takdir edilseydi mutlaka yapardı buyururdu.

Bir başka örnek; küçük Mahzure dışarıda arkadaşlarıyla oynarken müezzin taklidi yaparak, alaylı bir şekilde ezan okuyor. Oradan geçmekte olan Hz. Peygamber(asm) çocuğun yanına gidiyor; Haydi bir ezan da bana oku! diyor. Mahzure ne yaptığının farkına varıyor, pişman oluyor ve utanıyor. Ama bütün gayretini göstererek ezan okuyor. Birkaç yanlış dışında Mahzure güzel bir ezan okuyor, Hz. Peygamber yanlışlarını düzeltiyor. Sırtını sıvazlayıp: Mübarek olsun! diyor. Mahzure şaşkın, kızılmayı beklerken şefkat ve lütuf görüyor, dahası bir de dua alıyor.

Bugün birçok anne baba çocuklarının eğitimine dair kararları çocuğa bırakmazken, dini eğitimi görmezden geliyor, neye inanacağını çocuktan ileride kendi kararıyla almasını bekliyor. Oysa tam aksine inançlı yetiştirilen çocuk ruhsal yönden daha dengeli olur.

Peygamber (a.s.m)ın Abdullah Bin Abbasa çocuk iken verdiği ders, henüz küçük, anlamaz düşüncesiyle çocuğa Allahı, dini tanıtmayan anne babalara önemli örnek olmalı.

Şöyle öğüt veriyor Peygamber(asm);
Sen Allahın emirlerini gözet. Allah da seni gözetip korusun.
Sen Allahın rızasını her işte önde tut. İşte o zaman Allahı önünde bulursun.
Bir şey isteyeceksen Allahtan iste. . Yardım dileyeceksen Allahtan dile.
Şunu iyi bil; Bütün insanlar toplanıp sana faydalı olmaya çalışsalar ancak Allahın senin için yazdığı faydayı sağlayabilirler. Bütün insanlar sana zarar vermeye kalksalar ancak Allahın senin hakkında yazdığı zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz. Olmuş ve yazdığı yazılar değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir.
[Ahmed Bin Hanbel]

Abdullah Bin Ömer çocukken bir seyahatte Peygamber (a.s.m) ile birliktedir. Söz geçiremediği devesi yol boyunca birkaç kez Peygamber (a.s.m)ın önüne geçince babası tarafından azarlanır.

Resûlûllah çocuğu rahatlatmak için deveyi babasından satın alır. Ve Abdullah Bin Ömere; Abdullah, deve artık senindir. Ona istediğin gibi binebilirsin buyurur. [Buharî]

Sevgiyle büyütülen çocuğun hayata karşı çok daha güçlü duracağını biliriz de pek sevgi göstermez ya da sevgimizi dile getirmeyiz. Ama merhamet Peygamberi (a.s.m), minik kalplere onların en fazla ihtiyaç duydukları şeyi; sevgiyi dağıtıyor, sokakta gördüğü çocukların ellerini tutarak, sizi çok seviyorum diyor. Çocukları yaşadıkları en ufak olayda kuşkuya düşüren, sevginin gerçekliğidir. O, çocukları sevdiğine ikna etmek için yemin ediyordu: Vallahi sizi çok seviyorum.

O, resul olarak gönderildiği toplumda kız çocuk doğduğunda cahiliye erkeklerinin yüzleri karanlık bir gecenin parçalarına dönüşürken, hatta kız çocukları diri diri toprağa gömülürken, kızını Mekke sokaklarında omzunda taşıyan merhamet peygamberidir. Ona dair her kıssada bizler için önemli dersler vardır. Kadın, erkek, anne, baba her Müslüman için örnek kişiliktir Peygamberimiz (a.s.m); O, yolumuzda ışıktır. Allah, Onun kalpleri imana ısındıran ve Kuran ahlâkına yaklaştıran sevgisini, ince düşüncesini ve şefkatini kalplerimize raptetsin, o İlâhi rahmetin parıltısı ile ruhlarımızı aydınlatsın.

Allah öpücüğe varıncaya kadar, her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever. [Nesaî]


Alıntı...kgüll..,
 
Üst Alt