Sürekli bela gelmesi, Belaların Gelip Bulması, sürekli başa bela gelmesi, insana belanın gelmesi.
Öncelikle Selamun Aleyküm. Aklıma bir soru takıldı ve sormak için burada üyelik açtım. Sorum şu:
Benim çok çok çok yakın, kardeşim gibi gördüğüm br bayan dostum var. Kendisi 18 yaşında. Ama kendisi adeta yufka yürekli, melek gibi bir insan. Ama böyle olmasına rağmen hayat, onu hep kötü insanlarla karşılaştırdı. Büyük büyük belaları bir arada verdi. Ama şu unsurlar da var:
- Kendisi hep Allah'ı zikreder. İyi olay ya da kötü olay sürekli kimsenin fark edemeyeceği ince bir detaya değinip o detay hakkında şükreder. Nasıl görebiliyor bilmiyorum.
- Kesinlikle belalar karşısında isyan etmiyor. Hep sabır ve güç diliyor. Görseniz büyük bir bela ile karşılaşmış, 2 3 gün kendini perişan etmiş ama 4. Gün sanki hiçbir şey olmamış gibi kendini toparlamış. Normal bir insanın belki de 1 ay altından kalkmayı beceremediği bir acıyı kendisi bu kadar kısa sürede atlatabiliyor. Nasıl yapıyorsun diye soruyorum. Ağladığım her gece Allah'tan sabır diledim diyor.
- Bela gelsin başına. Günahlarımın bedelini ödüyorum diye tövbe ediyor. Ama inanın günahsız gibi bir şey. Başına gelen her olayı geçmişine bağlayabiliyor. Anlattığında insan sahiden de benzer olaylar diyor.
- Ağzına beddua almıyor. Anca sinirle edebiliyor ki bir süre sonra tövbe edip Allah'a havale ediyor. Ama görseniz ahı o kadar kuvvetli ki. Ben bile onu kırmaya korkar oldum. Birine ah etti diye o kişinin aylarca vicdan azabından kendini yiyip bitirdiğini bilirim. En önemlisi ise, hissettiği her şey çıkıyor yani adeta içine doğuyor. Hatta şom ağızlı diye takılırdık ona.
- Tüm bunlara rağmen namaz kılmıyor ama. Bir ara başlamıştı ama sonra bıraktı. Onun dışında orucunu falan tutar yani. Bir de dini bilgileri etrafından değil araştırarak öğreniyor. Mezhep dediğiniz an köpürüyor. Mezheplere inanmıyor. Hz. Muhammed'in dışındakilere neden inanayım diyor.
- Bir gün, başına öyle bir olay geldi ki adeta iki çok sevdiği insanı iki gün aralıklarla kaybetti. Yani ilkten çok yakını vefat etti iki gün sonra da çok değer verdiği bir sevdiği tarafından ihanete uğradı. O ihanet eden kişiye benden bile çok değer verirdi. Ama bunu ona sorun, Allah altından kalkabileyim diye ikisini bir arada verdi. Vefat olayına o kadar üzüldüm ki ihanet beni sarsmadı diyor. Normal biri olsa iki olayı niye bir arada veriyorsun diye Allah'a isyan eder.
Yani ben anlayamıyorum. Bu kadar melek gibi bir insan daha bu genç yaşında nasıl bu kadar belayı, kötü insanları kendine çekebiliyor? Ben onun sayesinde Allah'a çok farklı bir pencereden bakmaya başladım ve imanım müthiş derecede yükseldi. Ama bir de size sormak istedim. Eminim aranızda bilgili bir din kardeşim vardır. Yani kötü insanlardan daha çok üzülüyor her ne kadar kolay toparlasa da.
Şimdiden teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.
Öncelikle Selamun Aleyküm. Aklıma bir soru takıldı ve sormak için burada üyelik açtım. Sorum şu:
Benim çok çok çok yakın, kardeşim gibi gördüğüm br bayan dostum var. Kendisi 18 yaşında. Ama kendisi adeta yufka yürekli, melek gibi bir insan. Ama böyle olmasına rağmen hayat, onu hep kötü insanlarla karşılaştırdı. Büyük büyük belaları bir arada verdi. Ama şu unsurlar da var:
- Kendisi hep Allah'ı zikreder. İyi olay ya da kötü olay sürekli kimsenin fark edemeyeceği ince bir detaya değinip o detay hakkında şükreder. Nasıl görebiliyor bilmiyorum.
- Kesinlikle belalar karşısında isyan etmiyor. Hep sabır ve güç diliyor. Görseniz büyük bir bela ile karşılaşmış, 2 3 gün kendini perişan etmiş ama 4. Gün sanki hiçbir şey olmamış gibi kendini toparlamış. Normal bir insanın belki de 1 ay altından kalkmayı beceremediği bir acıyı kendisi bu kadar kısa sürede atlatabiliyor. Nasıl yapıyorsun diye soruyorum. Ağladığım her gece Allah'tan sabır diledim diyor.
- Bela gelsin başına. Günahlarımın bedelini ödüyorum diye tövbe ediyor. Ama inanın günahsız gibi bir şey. Başına gelen her olayı geçmişine bağlayabiliyor. Anlattığında insan sahiden de benzer olaylar diyor.
- Ağzına beddua almıyor. Anca sinirle edebiliyor ki bir süre sonra tövbe edip Allah'a havale ediyor. Ama görseniz ahı o kadar kuvvetli ki. Ben bile onu kırmaya korkar oldum. Birine ah etti diye o kişinin aylarca vicdan azabından kendini yiyip bitirdiğini bilirim. En önemlisi ise, hissettiği her şey çıkıyor yani adeta içine doğuyor. Hatta şom ağızlı diye takılırdık ona.
- Tüm bunlara rağmen namaz kılmıyor ama. Bir ara başlamıştı ama sonra bıraktı. Onun dışında orucunu falan tutar yani. Bir de dini bilgileri etrafından değil araştırarak öğreniyor. Mezhep dediğiniz an köpürüyor. Mezheplere inanmıyor. Hz. Muhammed'in dışındakilere neden inanayım diyor.
- Bir gün, başına öyle bir olay geldi ki adeta iki çok sevdiği insanı iki gün aralıklarla kaybetti. Yani ilkten çok yakını vefat etti iki gün sonra da çok değer verdiği bir sevdiği tarafından ihanete uğradı. O ihanet eden kişiye benden bile çok değer verirdi. Ama bunu ona sorun, Allah altından kalkabileyim diye ikisini bir arada verdi. Vefat olayına o kadar üzüldüm ki ihanet beni sarsmadı diyor. Normal biri olsa iki olayı niye bir arada veriyorsun diye Allah'a isyan eder.
Yani ben anlayamıyorum. Bu kadar melek gibi bir insan daha bu genç yaşında nasıl bu kadar belayı, kötü insanları kendine çekebiliyor? Ben onun sayesinde Allah'a çok farklı bir pencereden bakmaya başladım ve imanım müthiş derecede yükseldi. Ama bir de size sormak istedim. Eminim aranızda bilgili bir din kardeşim vardır. Yani kötü insanlardan daha çok üzülüyor her ne kadar kolay toparlasa da.
Şimdiden teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.