Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
BÖLGELERİMİZ VE ŞEHİRLERİMİZ
Bölgeler ve Şehirler
Akdeniz Bölgesi
Burdur
Tarihçe - Burdur Adı Nereden Gelmektedir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 44957" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu otorite boşluğundan istifade eden Selçukluya bağlı aşiret ve oymakların “Uç” Beyleri de kendi başlarına hükümet kurmaya başladılar.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Antalya ve Denizli’nin Türk hakimiyetine girmesinden sonra akın akın gelen aşiret ve oymaklar, bilhassa Kayı, Avşar, Bayındır, Büğdüz, Yazır, Yiva ve diğerlerinin toplamı 200 bin çadıra ulaşmıştı. Bu Türkmen nüfusunun merkezi de Burdur olmuştur. Celaleddin Harzemşah’ın komutanlarından ve Yomut kabilesinden olan Hamit Bey, Selçukluların döneminde Burdur ve Çığralı’ya kadar olan bölgenin sınır beyiydi. Selçuklunun yıkılma dönemine denk gelen Hamitoğulları beyliğinin esas kurucusu Hamit Bey’in torunu olan Felekeddin Dündar Beydir. Bir “Uç” beyi olan Dündar Bey, beyliğini Burdur’da ilan ederek beyliğinin adını dedesinin adına hürmeten “Hamitoğulları” olarak duyurdu. Hamitoğullarının en parlak dönemi Dündar Beyin zamanıdır. Beyliğin sınırları genişlemiş, Antalya, Gölhisar ve Korkuteli Beyliğe katılmıştır. Burdur İli, döneminin en önemli merkezi olmuştur. Sanat, ticaret ve nakliye gelişmiştir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">İlhanlılar Anadolu’ya geldiğinde diğer beylikler gibi Hamitoğulları da bağlılıklarını Başvezir Emirçoban’a bildirerek, İlhanlı fırtınasını kazasız atlatma yoluna gitmiştir. Emirçobanoğlu Timurtaş’ı (Demirtaş), Anadolu Valisi olarak atamıştır. Timurtaş Anadolu’daki beylikleri tek tek ortadan kaldırmaya başlamıştır. Hamitoğullarının da üzerine yürüdü. Dündar Beyi 1323 yılında Antalya’da öldürdü ve Hamitoğullarının toprağını ilhak etti. Bu durum karşısında Dündar Beyin oğulları memleketten kaçtılar. Bu hakimiyet 1327 yılına kadar devam etti. Oğlunun yaptıklarını tasvip etmeyen Emirçoban, Anadolu’ya gelerek oğlunu ortadan kaldırmak istedi. Timurtaş Mısır’a kaçtı, fakat orada öldürüldü.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Dündar Beyin oğlu Hızır Bey Eğirdir’e gelerek Hamitoğullarının topraklarının bir kısmında hakimiyet kurdu.Hızır Beyin ölümünden sonra yerine, Dündar Beyin diğer oğlu İshak Bey geçti. İshak Beyin Beyşehir ve Akşehir’e kadar beyliğin sınırlarını genişlettiğini görüyoruz.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">İshak Beyin 1335’te ölümünden sonra yerine oğlu Muzafereddin Mustafa Bey geçti. Onun da yerine oğlu Hüsameddin İlyas Bey 1349’da başa geçti. İlyas Bey Karamanoğullarıyla savaştı fakat, topraklarını kaybetti. Germiyanoğullarının yardımıyla topraklarını geri aldı.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Yerine geçen Kemaleddin Hüseyin Bey, Karamanoğulları’nın saldırısına uğradı. Ama Osmanlılar ve Germiyanoğulları’nın yardımıyla kurtuldu. Bu sırada Anadolu’nun Söğüt Bölgesinde gittikçe büyüyen ve kuvvetlenen ve Osmanoğulları tarafından kurulan Osmanlı Devleti dikkat çekiyordu. Osmanlı padişahı Murat Hüdavendigar Kosova’da şehit olunca yerine oğlu Yıldırım Beyazıt geçmişti. Yıldırım Beyazıt’ın hükümdarlığını başta Karamanoğulları olmak üzere diğer beylikler de tanımadılar. Yıldırım Beyazıt Anadolu’ya geçerek bu beylikleri teker teker ortadan kaldırdı. Hamitoğulları Beyliğini de ortadan kaldırarak Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi olan Kütahya’ya bağladı. (1391)</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Böylece Hamitoğulları ve diğer beylikler ortadan kalkmış ve Anadolu’da Türk Birliği sağlanmıştır. Hamitoğullarının son beyi Kemaleddin Hüseyin Beyin oğlu Mustafa Bey, Osmanlı komutanı olarak görev almıştır. Böylece Burdur’un Osmanlı Dönemi başlamıştır.Osmanlı Şehzadelerinden l. Beyazıt ve ll. Selim Kütahya’da Beylerbeyi olarak bulundular. ll. Beyazıt zamanında Şah kulu ayaklanması ortaya çıkmıştır. Şah kulu Şehzade Korkut’un Antalya’dan Manisa’ya giden hazinesini yağmalamış, Antalya, İstanos, Almalı, Burdur ve Keçiborlu’yu basarak, buraların kadılarını ve bir çok insanı öldürmüştür. Şah kulu sonunda İran’a sığınmış ve böylece tehlike ortadan kalkmıştır.XVl. yy.a kadar Burdur ‘da önemli olaylar olmamıştır. 1522’de de Burdur Tirkemiş İlçesi merkezi durumdadır. Bu dönemde şehir eskiye nazaran daha gelişmiştir.XVl.yy.ın sonuna doğru şehir biraz daha büyümüştür. Ekonomi canlanmıştır. Bu bakımdan verilen vergiler fazlalaşmıştır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">1839 Tanzimat hareketinden sonra Burdur, Kütahya ilinden ayrılarak Konya ilinin Isparta kaymakamlığına bağlandı. 1850 yılına kadar bu bağımlılık sürdü.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Daha sonra başta Saden oğlu Hacı İsmail Ağa olmak üzere Burdur’un Sancak olması için uğraşmışlar ve 1872 yılında Burdur sancak olmuştur. Burdur’un ilk sancakbeyi Mehmet İzzet Paşadır. Osmanlı Devleti 1914’te 1. Dünya Savaşına katılınca bütün yurtta seferberlik ilan edilmiş ve aynı yıl Burdur’da şiddetli bir deprem olmuş, yaklaşık 1500 kişi ölmüş ve şehrin önemli dini yapıları bu depremde yıkılmıştır. Her iki felaket birleşmiş ve Burdurlular birkaç yıl bu kötü şartlar altında yaşamışlardır.1920 yılında müstakil mutasarrıflık olan Burdur, doğrudan hükümet merkezi olan İstanbul’a bağlanmıştır. 1.Dünya Savaşının yenilgi ile neticelenmesinden sonra İtalyanlarAntalya’ya asker çıkardılar. Burdur’a gelerek merkez komutanlığı kurdular. Burdur düşmanın yurttan atılmasından sonra kurulan yeni Türkiye Cumhuriyetinde 1923 yılında İl olarak yerini almıştır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Kuva-i Milliye ve Burdur :</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mondros Mütarekesinin ilk günlerinde,57.Tümenin önemli bir topçu ve piyade cephaneliği Antalya’nın Badem ağacı köyünde bulunmaktadır. İtalyanların Antalya’yı işgal ettikten sonra Burdur’a doğru ilerleyeceği anlaşılınca 57.Tümen Komutanı Albay Şefik Bey (AKER) 7 Nisan 1919’da Badem ağacına giderek cephaneliği boşalttırmıştır. Buradaki cephane ve silahlar, daha içerilere, Burdur’un Çeltikçi Köyüne götürülmüştür. Bu silahlardan, Nazilli cephesindeki direniş sırasında ve daha sonraki savaşlarda çok yararlanılmıştır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Burdurlu Kuva-yi Milliyecilerin Demirci Mehmet Efenin Yunanlılara karşı Nazilli Cephesinde verdiği direnişe büyük yardımları olmuştur. Cepheye çok sayıda gönüllünün yanı sıra silah, cephane, yiyecek ve giyecek göndermişlerdir. Nazilli Cephesinde 400’e yakın Burdurlu gönüllü hayatını kaybetmiştir. Burdur Kuva-yi Milliye Teşkilatı çalışmalarını uzun süre bağımsız yürüttüyse de Sivas Kongresi’nden sonra Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetine bağlanmıştır. 1920’de toplanan Büyük Millet Meclisine Burdur’dan ünlü kişiler katılmıştır. Bu Milletvekillerinin en ünlüsü İstiklal Marşımızın yazarı milli şair Mehmet Akif ERSOY’ dur.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Atatürk’ün Burdur’a Gelişi :</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu büyük Türk Atatürk, ilk olarak 6 Mart 1930 tarihinde Isparta gezisinden sonra Burdur’a teşrif etmiştir.Atatürk 6 Mart 1930 sabahı Burdur’un ileri gelenleri tarafından Baladız’da karşılanmış, yanlarında Prof. Afet İNAN, Burdur, Isparta ve Antalya Milletvekilleri olduğu halde otomobille Burdur’a gelmiştir. Şehrin o tarihte giriş yeri olan Çatal pınar Mevkiinde tüm Burdur halkı coşkulu bir tezahüratla karşılamıştır. Aynı gün Atatürk yanındaki zevatla beraber saat 16.00’ya doğru Antalya’ya varmıştır. Üç gün sonra 9 Mart 1930 tarihinde aynı yolla tekrar Burdur’a gelmiş, yine halk coşkulu tezahüratla karşılamışlar ve kendisini bir gün misafir etmişlerdir.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 44957, member: 3"] [SIZE=3] Bu otorite boşluğundan istifade eden Selçukluya bağlı aşiret ve oymakların “Uç” Beyleri de kendi başlarına hükümet kurmaya başladılar. Antalya ve Denizli’nin Türk hakimiyetine girmesinden sonra akın akın gelen aşiret ve oymaklar, bilhassa Kayı, Avşar, Bayındır, Büğdüz, Yazır, Yiva ve diğerlerinin toplamı 200 bin çadıra ulaşmıştı. Bu Türkmen nüfusunun merkezi de Burdur olmuştur. Celaleddin Harzemşah’ın komutanlarından ve Yomut kabilesinden olan Hamit Bey, Selçukluların döneminde Burdur ve Çığralı’ya kadar olan bölgenin sınır beyiydi. Selçuklunun yıkılma dönemine denk gelen Hamitoğulları beyliğinin esas kurucusu Hamit Bey’in torunu olan Felekeddin Dündar Beydir. Bir “Uç” beyi olan Dündar Bey, beyliğini Burdur’da ilan ederek beyliğinin adını dedesinin adına hürmeten “Hamitoğulları” olarak duyurdu. Hamitoğullarının en parlak dönemi Dündar Beyin zamanıdır. Beyliğin sınırları genişlemiş, Antalya, Gölhisar ve Korkuteli Beyliğe katılmıştır. Burdur İli, döneminin en önemli merkezi olmuştur. Sanat, ticaret ve nakliye gelişmiştir. İlhanlılar Anadolu’ya geldiğinde diğer beylikler gibi Hamitoğulları da bağlılıklarını Başvezir Emirçoban’a bildirerek, İlhanlı fırtınasını kazasız atlatma yoluna gitmiştir. Emirçobanoğlu Timurtaş’ı (Demirtaş), Anadolu Valisi olarak atamıştır. Timurtaş Anadolu’daki beylikleri tek tek ortadan kaldırmaya başlamıştır. Hamitoğullarının da üzerine yürüdü. Dündar Beyi 1323 yılında Antalya’da öldürdü ve Hamitoğullarının toprağını ilhak etti. Bu durum karşısında Dündar Beyin oğulları memleketten kaçtılar. Bu hakimiyet 1327 yılına kadar devam etti. Oğlunun yaptıklarını tasvip etmeyen Emirçoban, Anadolu’ya gelerek oğlunu ortadan kaldırmak istedi. Timurtaş Mısır’a kaçtı, fakat orada öldürüldü. Dündar Beyin oğlu Hızır Bey Eğirdir’e gelerek Hamitoğullarının topraklarının bir kısmında hakimiyet kurdu.Hızır Beyin ölümünden sonra yerine, Dündar Beyin diğer oğlu İshak Bey geçti. İshak Beyin Beyşehir ve Akşehir’e kadar beyliğin sınırlarını genişlettiğini görüyoruz. İshak Beyin 1335’te ölümünden sonra yerine oğlu Muzafereddin Mustafa Bey geçti. Onun da yerine oğlu Hüsameddin İlyas Bey 1349’da başa geçti. İlyas Bey Karamanoğullarıyla savaştı fakat, topraklarını kaybetti. Germiyanoğullarının yardımıyla topraklarını geri aldı. Yerine geçen Kemaleddin Hüseyin Bey, Karamanoğulları’nın saldırısına uğradı. Ama Osmanlılar ve Germiyanoğulları’nın yardımıyla kurtuldu. Bu sırada Anadolu’nun Söğüt Bölgesinde gittikçe büyüyen ve kuvvetlenen ve Osmanoğulları tarafından kurulan Osmanlı Devleti dikkat çekiyordu. Osmanlı padişahı Murat Hüdavendigar Kosova’da şehit olunca yerine oğlu Yıldırım Beyazıt geçmişti. Yıldırım Beyazıt’ın hükümdarlığını başta Karamanoğulları olmak üzere diğer beylikler de tanımadılar. Yıldırım Beyazıt Anadolu’ya geçerek bu beylikleri teker teker ortadan kaldırdı. Hamitoğulları Beyliğini de ortadan kaldırarak Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi olan Kütahya’ya bağladı. (1391) Böylece Hamitoğulları ve diğer beylikler ortadan kalkmış ve Anadolu’da Türk Birliği sağlanmıştır. Hamitoğullarının son beyi Kemaleddin Hüseyin Beyin oğlu Mustafa Bey, Osmanlı komutanı olarak görev almıştır. Böylece Burdur’un Osmanlı Dönemi başlamıştır.Osmanlı Şehzadelerinden l. Beyazıt ve ll. Selim Kütahya’da Beylerbeyi olarak bulundular. ll. Beyazıt zamanında Şah kulu ayaklanması ortaya çıkmıştır. Şah kulu Şehzade Korkut’un Antalya’dan Manisa’ya giden hazinesini yağmalamış, Antalya, İstanos, Almalı, Burdur ve Keçiborlu’yu basarak, buraların kadılarını ve bir çok insanı öldürmüştür. Şah kulu sonunda İran’a sığınmış ve böylece tehlike ortadan kalkmıştır.XVl. yy.a kadar Burdur ‘da önemli olaylar olmamıştır. 1522’de de Burdur Tirkemiş İlçesi merkezi durumdadır. Bu dönemde şehir eskiye nazaran daha gelişmiştir.XVl.yy.ın sonuna doğru şehir biraz daha büyümüştür. Ekonomi canlanmıştır. Bu bakımdan verilen vergiler fazlalaşmıştır. 1839 Tanzimat hareketinden sonra Burdur, Kütahya ilinden ayrılarak Konya ilinin Isparta kaymakamlığına bağlandı. 1850 yılına kadar bu bağımlılık sürdü. Daha sonra başta Saden oğlu Hacı İsmail Ağa olmak üzere Burdur’un Sancak olması için uğraşmışlar ve 1872 yılında Burdur sancak olmuştur. Burdur’un ilk sancakbeyi Mehmet İzzet Paşadır. Osmanlı Devleti 1914’te 1. Dünya Savaşına katılınca bütün yurtta seferberlik ilan edilmiş ve aynı yıl Burdur’da şiddetli bir deprem olmuş, yaklaşık 1500 kişi ölmüş ve şehrin önemli dini yapıları bu depremde yıkılmıştır. Her iki felaket birleşmiş ve Burdurlular birkaç yıl bu kötü şartlar altında yaşamışlardır.1920 yılında müstakil mutasarrıflık olan Burdur, doğrudan hükümet merkezi olan İstanbul’a bağlanmıştır. 1.Dünya Savaşının yenilgi ile neticelenmesinden sonra İtalyanlarAntalya’ya asker çıkardılar. Burdur’a gelerek merkez komutanlığı kurdular. Burdur düşmanın yurttan atılmasından sonra kurulan yeni Türkiye Cumhuriyetinde 1923 yılında İl olarak yerini almıştır. [B]Kuva-i Milliye ve Burdur :[/B] Mondros Mütarekesinin ilk günlerinde,57.Tümenin önemli bir topçu ve piyade cephaneliği Antalya’nın Badem ağacı köyünde bulunmaktadır. İtalyanların Antalya’yı işgal ettikten sonra Burdur’a doğru ilerleyeceği anlaşılınca 57.Tümen Komutanı Albay Şefik Bey (AKER) 7 Nisan 1919’da Badem ağacına giderek cephaneliği boşalttırmıştır. Buradaki cephane ve silahlar, daha içerilere, Burdur’un Çeltikçi Köyüne götürülmüştür. Bu silahlardan, Nazilli cephesindeki direniş sırasında ve daha sonraki savaşlarda çok yararlanılmıştır. Burdurlu Kuva-yi Milliyecilerin Demirci Mehmet Efenin Yunanlılara karşı Nazilli Cephesinde verdiği direnişe büyük yardımları olmuştur. Cepheye çok sayıda gönüllünün yanı sıra silah, cephane, yiyecek ve giyecek göndermişlerdir. Nazilli Cephesinde 400’e yakın Burdurlu gönüllü hayatını kaybetmiştir. Burdur Kuva-yi Milliye Teşkilatı çalışmalarını uzun süre bağımsız yürüttüyse de Sivas Kongresi’nden sonra Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetine bağlanmıştır. 1920’de toplanan Büyük Millet Meclisine Burdur’dan ünlü kişiler katılmıştır. Bu Milletvekillerinin en ünlüsü İstiklal Marşımızın yazarı milli şair Mehmet Akif ERSOY’ dur. [B]Atatürk’ün Burdur’a Gelişi :[/B] Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu büyük Türk Atatürk, ilk olarak 6 Mart 1930 tarihinde Isparta gezisinden sonra Burdur’a teşrif etmiştir.Atatürk 6 Mart 1930 sabahı Burdur’un ileri gelenleri tarafından Baladız’da karşılanmış, yanlarında Prof. Afet İNAN, Burdur, Isparta ve Antalya Milletvekilleri olduğu halde otomobille Burdur’a gelmiştir. Şehrin o tarihte giriş yeri olan Çatal pınar Mevkiinde tüm Burdur halkı coşkulu bir tezahüratla karşılamıştır. Aynı gün Atatürk yanındaki zevatla beraber saat 16.00’ya doğru Antalya’ya varmıştır. Üç gün sonra 9 Mart 1930 tarihinde aynı yolla tekrar Burdur’a gelmiş, yine halk coşkulu tezahüratla karşılamışlar ve kendisini bir gün misafir etmişlerdir.[/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
BÖLGELERİMİZ VE ŞEHİRLERİMİZ
Bölgeler ve Şehirler
Akdeniz Bölgesi
Burdur
Tarihçe - Burdur Adı Nereden Gelmektedir
Üst
Alt