Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tefekkür kalbin lambasıdır O gidince kalpte ışık kalmaz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="tecelli" data-source="post: 74165" data-attributes="member: 5656"><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Ölü kalbi, ilahi rahmet, nur, feyiz ve sevgi diriltir.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Tefekkür, insana ait bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Kalp ve gönlü olan her insan tefekkür eder. Düşünce alanı sonsuzdur. Fakat her düşünce ve tefekkür şekli kalbi uyandırıp Allah’a ve âhirete bağlamaz. Çünkü iyi şeyleri sevmek, kalbi onlara bağlamak, emir olduğu gibi karşılığında da mükâfat vardır. Ancak kötü ve yasak edilen şeylere gönül bağlamak, tefekkür etmek, düşünmek caiz olmadığı gibi günahtır.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>O halde mümin kalbini neye bağladığını, neyi düşündüğünü bilmelidir. Kişinin düşüncesi ya kendisi hakkında yahut Allah Teâlâ hakkında ya da başka şeyler üzerinde olur. Allah Teâlâ’da olursa, ya zatında, ya sıfatlarında, ya fiillerinde veya yaratıklarında olur. Tefekkürün en büyük makamı, zat-ı ilâhî ve sıfatlarında olandır. Ancak insanlar, buna dayanamadıklarından ve akıllar buna ulaşamadığından İslâmiyet bunu yasak etmiş ve, “Zât-ı ilâhîyi düşünmeyiniz, O’nu anlayamazsınız” demiştir.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Kişinin kendisi hakkında olan düşünce ve tefekkürü, kendisini düşünerek kötü amel ve sıfatlarının ne olduğunu anlayıp, kendini bunlardan temizlemektir.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Başka şeyler üzerinde olan tefekkür ise; eğer Allah Teâlâ’nın sevmediği bir şey hakkında olursa; bu düşünce ve tefekkür onu Allah’tan uzaklaştırıp, günaha girmesine sebep olur ve insanı helake götürür.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Bu düşünce ve tefekkür Allah Teâlâ’nın sevdiklerinde ve O’na yaklaştıran şeyler hakkında olursa ibadet olup kurtuluşa sebep olur.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Tefekkür (düşünce) duymak, uyanmak ve tezekkürle (zikretmekle) başlar, peşinden ilim gelir. Çünkü hakka kulak verenin kalbi uyanır, kalbi uyanan zikreder, zikreden tefekkür eder (işin iç yüzünü düşünür); düşünen ilim sahibi olur. Bilen, eğer bildiği amel için öğrenilen bir şeyse, onunla amel eder. Eğer öğrendiği ilim, yüce Allah’ın rızası için öğrenilen bir ilimse, onunla amel ederek ebedî saadete erer. Bu saadet, peşine düşülecek en güzel şeydir.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Uyanmanın hakikati, kalbin uyanıp hayra yönelmesidir. Bunun alâmeti, gevşeklik ve tembelliği terkedip şevk ile ayağa kalkarak ibadet ve taate sarılmasıdır.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Kalpte şek (tereddüt) bulunduğunda, kalbe şüpheler geldiğinde ve kalpten giderilmesi farz olan hastalıkları tedavi gerektiğinde, tefekkür edip bunların nasıl ortadan kaldırılacağını düşünmek farzdır. (9)</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Kul tefekkür durumda güzel niyetlere bürünür ve Allah’a ve yaratıklarına karşı en güzel amel ve davranışları gerçekleştirmeye azmeder. Veya istiğfarda bulunur. İşlediği ve gelecekte işleyebileceği hataları için tevbesini yeniler.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Yine tefekkür hâlindeki kimse, yalvarıp yakararak, korkarak, hakka boyun eğerek ve itaat ederek kendisini bütün yasaklardan korusun diye ihlasla dua eder. Yüce Allah’tan, salih amelleri işlemede kendisini muvaffak kılmasını ve sevilen faziletleri kendisine lütfetmesini niyaz eder. Bu esnada kalbini ve zihnini diğer arzu ve düşüncelerden sıyırır, duasına icabet olunacağına inanır ve ilâhî taksime razı olur.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Veya bu zamanını, iyi ve hayırlı şeyler konuşup, din kardeşlerini Allah yoluna çağırarak, onlara faydalı olarak ve onlara ilim öğreterek geçirir.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>İşte geçmiş alimlerimizin zikir ve tefekkürleri böyle idi. Zikir ve tefekkür, ibadet ehlinin en faziletli ibadeti idi. Ve bu, alemlerin Rabbine götüren uzun ve girift almayan muhtasar bir yoldur. (10)</strong></span></span></p><p><img src="https://www.islamiforumlar.net/resimler/resim2/tefekkur.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: Red">Tefekkür kalbin lambasıdır. O gidince kalpte ışık kalmaz.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: Red">Hak Teâlâ’nın azametini tefekkür, nurdur. O’nu düşünen kalp münevver, unutan ise karanlıktır. Çünkü zulmet ve nur asla içtima edemez.(11)</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: Red">(9) Hak Yolunun Esasları – İmam-ı Gazali (rh.a)</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: Red">(10) Kalplerin Azığı –Ebu Talip El Mekki</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: Red">(11) Hikem-i Ataiyye – Ataullah İskenderi</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="tecelli, post: 74165, member: 5656"] [SIZE=3][FONT=Trebuchet MS][B]Ölü kalbi, ilahi rahmet, nur, feyiz ve sevgi diriltir. Tefekkür, insana ait bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Kalp ve gönlü olan her insan tefekkür eder. Düşünce alanı sonsuzdur. Fakat her düşünce ve tefekkür şekli kalbi uyandırıp Allah’a ve âhirete bağlamaz. Çünkü iyi şeyleri sevmek, kalbi onlara bağlamak, emir olduğu gibi karşılığında da mükâfat vardır. Ancak kötü ve yasak edilen şeylere gönül bağlamak, tefekkür etmek, düşünmek caiz olmadığı gibi günahtır. O halde mümin kalbini neye bağladığını, neyi düşündüğünü bilmelidir. Kişinin düşüncesi ya kendisi hakkında yahut Allah Teâlâ hakkında ya da başka şeyler üzerinde olur. Allah Teâlâ’da olursa, ya zatında, ya sıfatlarında, ya fiillerinde veya yaratıklarında olur. Tefekkürün en büyük makamı, zat-ı ilâhî ve sıfatlarında olandır. Ancak insanlar, buna dayanamadıklarından ve akıllar buna ulaşamadığından İslâmiyet bunu yasak etmiş ve, “Zât-ı ilâhîyi düşünmeyiniz, O’nu anlayamazsınız” demiştir. Kişinin kendisi hakkında olan düşünce ve tefekkürü, kendisini düşünerek kötü amel ve sıfatlarının ne olduğunu anlayıp, kendini bunlardan temizlemektir. Başka şeyler üzerinde olan tefekkür ise; eğer Allah Teâlâ’nın sevmediği bir şey hakkında olursa; bu düşünce ve tefekkür onu Allah’tan uzaklaştırıp, günaha girmesine sebep olur ve insanı helake götürür. Bu düşünce ve tefekkür Allah Teâlâ’nın sevdiklerinde ve O’na yaklaştıran şeyler hakkında olursa ibadet olup kurtuluşa sebep olur. Tefekkür (düşünce) duymak, uyanmak ve tezekkürle (zikretmekle) başlar, peşinden ilim gelir. Çünkü hakka kulak verenin kalbi uyanır, kalbi uyanan zikreder, zikreden tefekkür eder (işin iç yüzünü düşünür); düşünen ilim sahibi olur. Bilen, eğer bildiği amel için öğrenilen bir şeyse, onunla amel eder. Eğer öğrendiği ilim, yüce Allah’ın rızası için öğrenilen bir ilimse, onunla amel ederek ebedî saadete erer. Bu saadet, peşine düşülecek en güzel şeydir. Uyanmanın hakikati, kalbin uyanıp hayra yönelmesidir. Bunun alâmeti, gevşeklik ve tembelliği terkedip şevk ile ayağa kalkarak ibadet ve taate sarılmasıdır. Kalpte şek (tereddüt) bulunduğunda, kalbe şüpheler geldiğinde ve kalpten giderilmesi farz olan hastalıkları tedavi gerektiğinde, tefekkür edip bunların nasıl ortadan kaldırılacağını düşünmek farzdır. (9) Kul tefekkür durumda güzel niyetlere bürünür ve Allah’a ve yaratıklarına karşı en güzel amel ve davranışları gerçekleştirmeye azmeder. Veya istiğfarda bulunur. İşlediği ve gelecekte işleyebileceği hataları için tevbesini yeniler. Yine tefekkür hâlindeki kimse, yalvarıp yakararak, korkarak, hakka boyun eğerek ve itaat ederek kendisini bütün yasaklardan korusun diye ihlasla dua eder. Yüce Allah’tan, salih amelleri işlemede kendisini muvaffak kılmasını ve sevilen faziletleri kendisine lütfetmesini niyaz eder. Bu esnada kalbini ve zihnini diğer arzu ve düşüncelerden sıyırır, duasına icabet olunacağına inanır ve ilâhî taksime razı olur. Veya bu zamanını, iyi ve hayırlı şeyler konuşup, din kardeşlerini Allah yoluna çağırarak, onlara faydalı olarak ve onlara ilim öğreterek geçirir. İşte geçmiş alimlerimizin zikir ve tefekkürleri böyle idi. Zikir ve tefekkür, ibadet ehlinin en faziletli ibadeti idi. Ve bu, alemlerin Rabbine götüren uzun ve girift almayan muhtasar bir yoldur. (10)[/B][/FONT][/SIZE] [IMG]https://www.islamiforumlar.net/resimler/resim2/tefekkur.jpg[/IMG] [SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=Red]Tefekkür kalbin lambasıdır. O gidince kalpte ışık kalmaz. Hak Teâlâ’nın azametini tefekkür, nurdur. O’nu düşünen kalp münevver, unutan ise karanlıktır. Çünkü zulmet ve nur asla içtima edemez.(11) (9) Hak Yolunun Esasları – İmam-ı Gazali (rh.a) (10) Kalplerin Azığı –Ebu Talip El Mekki (11) Hikem-i Ataiyye – Ataullah İskenderi[/COLOR][/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün 3 rekat olan son namazı nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tefekkür kalbin lambasıdır O gidince kalpte ışık kalmaz
Üst
Alt