Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Hac
Telbiye Nedir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 23158" data-attributes="member: 1043"><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 9px">telbiye nedir, telbiye nedemektir, telbiye sözleri, telbiyenin okunması, telbiyesöylemek, telbiye nasıl yapılır, telbiyenin hikmeti, telbiyenin yapılışı, telbiyenin şartı, telbiyenin şekli</span><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>TELBiYE</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong></strong></span><span style="font-size: 15px"> Telbiye, İcabet etmek. Hac sırasında lebbeyk demek anlamında kullanılır.</span> <span style="font-size: 15px">Hac veya umreye niyetlenen kimse ihrama girdiği zaman ve daha sonra hac veya umrenin bir takım vecibelerini tamamlayıncaya kadar "lebbeyk zikri"ni okur.</span></p><p><span style="font-size: 15px">Telbiye, <span style="color: SeaGreen">“Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk, La şerike leke lebbeyk. ınne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke lâ şerike leke:</span> <span style="color: Olive">Sana geldim, buyur Allah’ım! Çağırdın koşup geldim, emrine hazırım. Sana geldim, ortağın yoktur, koşup geldim, hamd ve nimet Sana ait, mülk de Senindir. Ortağın yoktur Senin!”</span> duası ;</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">hacca giden kimsenin ihramını giyip iki rekat namaz kıldıktan sonra okuyacağı duadır ve “elest bezmi”nde verilen sözün bir karşılığı gibidir. </span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Zencisi de, Arap’ı da, Japon’u da, Türk’ü de bu duayı okur. Bütün alt kimlikler gitmiş, yerine rengi ve dili farklı da olsa belli bir süre aynı dili konuşan, aynı dille ibadet eden Müslümanlar ortaya çıkmıştır. Bu, bütün hayat boyu devam ettirilmesi gereken bir sözdür.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>Telbiye Şekli</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Abdullah b. Ömer (r.a)'dan naklen gelen bir hadis telbiyenin şeklini şöyle belirler:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">...Abdullah b. Ömer (r.a)'dan; şöyle demiştir:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ben telbiyeyi Rasûlüllah (s.a.v)'in (mübarek ağzından) aldım (öğrendim). O şöyle buyuruyordu:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'lmülke lâ şerike leke"</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Tekrar tekrar icabet sana Ya Rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Senin ortağın yoktur. Her emrini ifaya hazırım. Hiç şüphe yok ki, hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk (kâinatın mutlak hükümranlığı) senindir. (Bunların hiç birinde) senin ortağın (ve benzerin) yoktur" (Müslim, Sahih, Kitabü'l-Hacc, 3; İbn Mâce, Sünen, Menasik, 15; Ebû Dâvud, Menasik, 26).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Telbiyede Allah'ın davetine icabet edilmekten söz edilmektedir. Nitekim ihrama giren bir kimse Allah'ın davetine icabet etmiş olmaktadır.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Kadı İyaz'ın beyanına göre bu icabet Hz. İbrahim (a.s)'den kalmıştır. İbn Abbas'tan rivayet olunan bir hadis-i şerifte buyurulur:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">İbrahim (a.s), Kâbe'yi bina edip tamamladıktan sonra kendisine "Hac için insanları davet et" emri verildi. İbrahim (a.s):</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">-Benim sesim onlara ulaşmaz, dedi. Allah Teâlâ;</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">-Sen davet et, sesini duyurmak bana aittir, buyurdu. Bunun üzerine İbrahim (a.s):</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">-Ey insanlar, Beyt-i Atik'i haccetmeniz size farz kılınmıştır, diye nida etti. Bu sözü yerle gök arasında bulunanların hepsi işitti. "Görmüyor musunuz? İnsanlar en uzak yerlerden icabet edip geliyorlar” (İbn Hacer, Fethü'l-Bârî, 4/152).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>Telbiyenin hikmeti</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">İnsanların Kâbe'ye misafir olarak gelmelerinin Allah'ın kendilerine büyük bir lütuf ve ihsanı olduğuna; zira buraya ancak Allah'ın kendilerini davet etmesiyle gelebildiklerine dikkatlerini çekmektir (Ebû Dâvud, Sünen, terc. heyet, Kitabü'l-Menasik, 7/110).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Bu sebeple telbiye eden bu lütuf ve ihsana karşı sanki, "Hamd ancak sana mahsustur, çünkü nimet ancak senden gelir" demiş gibi olur.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>Telbiyenin yapılışı</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Telbiye dille ve erkeklerde yüksek sesle yapılır.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">... Zeyd b. Halid'ten rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu, demiştir:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Cebrail bana geldi ve "Ya Muhammed, ashabına telbiyeyi yüksek sesle yapmalarını emret, çünkü telbiye haccın alâmetlerindendir." dedi (İbn Mâce, Sünen, Menâsik, 16; Tirmizî, Sünen, Hac, 15; Mâlik, Muvatta, Hac, 34) (Abdurrahman el-Benna, el-Fethu'r-Rabbanî, XI, 180).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ulema, kadının ancak kendi duyacağı kadar kısık bir sesle telbiye getireceğinde ittifak etmişlerdir. Zira, İbn Ebî Şeybe'nin rivayetine göre Hz. Abbas, "Kadın yüksek sesle telbiye getiremez"demiştir (Aynî, Umdetü'l Kâri, IX, 171).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">İbn Ömer hadisi de şöyledir: "Telbiye esnasında kadınların seslerini yükseltmeleri gerekmez" (Beyhâkî, es-Sünenü'l-Kübra, V, 46).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>Telbiyenin şartı</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Telbiyenin şartı dille yapılmasıdır. Kalp ile telbiye getirmek telbiye sayılmaz.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>Telbiyenin hükmü</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Telbiyenin hükmü konusunda başlıca üç görüş vardır:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">1) Hanefilere göre telbiye, ihrama girmenin şartlarındandır. Telbiyesiz ihram sahih olamaz.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ümmü Seleme (r.a)'dan rivayet edilen bir hadiste şöyle deniyor:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Ben Resulullah (s.a.v)'i; -Ey Muhammed ailesi, sizden kim hac yapacak olursa kesinlikle telbiye getirsin!" derken işittim (Abdurrahman el-Benna, el-Fethu'r-Rabbanî, XI, 178).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">İhrama girildiğinde telbiyeyi bir kez okumak farzdır. Bundan fazlası (hal ve hareketlerin değişikliğinde tekrarlamak) sünnettir. Her sabah ve her akşam, telbiyeyi sık sık okumak müstehabtır.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">2) Mâlikîlere göre telbiye vacibtir. Terk edilirse kurban kesmek icâb eder. Mâlikîler telbiyeyi ihramın rüknü kabul ederler. Telbiyesiz ihram olmaz (İbn Mâce, Sünen, terc. Haydar Hatiboğlu, Menasik, VIII, 107).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">İmam Şafiî ile İmam Ahmed'e göre telbiye sünnettir. Bu imamlara göre Resul-u Ekrem (s.a.v)'in bir işi sadece yapmış olması, o işi yapmanın farziyyetine delâlet etmez.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Telbiyede ilave</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">1) İmam Ebû Hanife ve İmam Ahmed'e göre Resulullah (s.a.v)'in öğretmiş olduğu telbiyeye başka kelimeler ilave etmekte bir sakınca yoktur.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Nitekim Resulullah (s.a.v)'den şöyle rivayet edilir:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">...Cabir b. Abdillah'dan; şöyle demiştir:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Resulullah telbiye getirerek sesini yükseltti. (Hz. Câbir, Resulullah (s.a.v)'in okuduğu) telbiyeyi İbn Ömer hadisinde anlatıldığı gibi anlattı. Dedi ki: Halk, "Yüksek dereceler sahibi (Allah'ım)" gibi kelimeler ilave ediyorlardı. Peygamber de (söylenenleri) işittiği halde ses çıkarmıyordu" (İbn Mâce, Sünen, Kitabü'l-Menasik, 5; Ahmed b. Hanbel, III, 320; Ebû Davud, Sünen, Menasik 26).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">2) Hanefi imamlarından Ebû Yusuf'a göre Resulullah (s.a.v)'in öğrettiği telbiyeye başka kelimeler ilave etmek mekruhtur. İmam Şafiî de eklenmemesi görüşündedir (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-Ahvezî, II, 74).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Hanefî ulemasından Tahavî de Amir bin Said bin Ebî Vakkas'ın rivayet ettiği şu hadise dayanarak bu görüşü tercih etmiştir:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Sa'id b. Ebî Vakkas (r.a), "Ey yüksek dereceler sahibi (olan Allah'ım), emrine tekrar tekrar icabet ediyorum, emret" şeklinde telbiye getirmekte olan bir adamı görünce, "Biz Resul-u Ekrem zamanında telbiyeyi böyle getirmezdik" demiştir" (Tahavî, Şerhu Meâni'l-Âsâr, II, 125).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ancak şu hadîs-i şerifler telbiyeye ta'zim ifade eden başka kelimeler ilave etmekte bir sakınca bulunmadığını gösteriyorlar:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Peygamber (s.a.v) Arafat'ta iken telbiye getirdiği zaman, "Hayır, ancak ahiret hayrıdır." sözlerini de ekledi (Hâkim, Müstedrek, I, 465).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Peygamber (s.a.v)'in telbiyesi; "Gerçekten hac yaparak ve kulluk ederek tekrar emrine icâbet ediyorum." şeklinde idi (Mecmaü'z-Zevâid, III, 223).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunmuştur. Dedi ki: Resulullah (s.a.v)'in telbiyesi: "Ey Ma 'bud-u Hakiki olan Allah'ım! Emrine tekrar tekrar icâbet ediyorum. " şeklinde idi (Dârekutnî, Sünen, II, 225; Beyhâkî, Sünenü'l Kübra, V, 145)</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong>Telbiyeye son vermek</strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Hacı adayının Akabe Cemresini taşlayıncaya kadar telbiyeye devam etmesi gerekir.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"...Fadl b. Abbâs'tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v), Cemre-i Akabe'de taşları atıncaya kadar telbiyeye devam etmiştir (Buharî, Sahih, Hac, 101; Müslim, Sahih, Hac, 267).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Nesâî'nin rivayetinde de, "(Taşları) atıncaya kadar telbiyeyi devam etti. Taşları atınca telbiyeyi de kesti" deniliyor (İbn Hacer, Telhîsü'l-Hâbîr, 218).</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 23158, member: 1043"] [SIZE=4][SIZE=1]telbiye nedir, telbiye nedemektir, telbiye sözleri, telbiyenin okunması, telbiyesöylemek, telbiye nasıl yapılır, telbiyenin hikmeti, telbiyenin yapılışı, telbiyenin şartı, telbiyenin şekli[/SIZE][B] TELBiYE [/B][/SIZE][SIZE=4] Telbiye, İcabet etmek. Hac sırasında lebbeyk demek anlamında kullanılır.[/SIZE] [SIZE=4]Hac veya umreye niyetlenen kimse ihrama girdiği zaman ve daha sonra hac veya umrenin bir takım vecibelerini tamamlayıncaya kadar "lebbeyk zikri"ni okur.[/SIZE] [SIZE=4]Telbiye, [COLOR=SeaGreen]“Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk, La şerike leke lebbeyk. ınne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke lâ şerike leke:[/COLOR] [COLOR=Olive]Sana geldim, buyur Allah’ım! Çağırdın koşup geldim, emrine hazırım. Sana geldim, ortağın yoktur, koşup geldim, hamd ve nimet Sana ait, mülk de Senindir. Ortağın yoktur Senin!”[/COLOR] duası ; hacca giden kimsenin ihramını giyip iki rekat namaz kıldıktan sonra okuyacağı duadır ve “elest bezmi”nde verilen sözün bir karşılığı gibidir. Zencisi de, Arap’ı da, Japon’u da, Türk’ü de bu duayı okur. Bütün alt kimlikler gitmiş, yerine rengi ve dili farklı da olsa belli bir süre aynı dili konuşan, aynı dille ibadet eden Müslümanlar ortaya çıkmıştır. Bu, bütün hayat boyu devam ettirilmesi gereken bir sözdür. [B]Telbiye Şekli[/B] Abdullah b. Ömer (r.a)'dan naklen gelen bir hadis telbiyenin şeklini şöyle belirler: ...Abdullah b. Ömer (r.a)'dan; şöyle demiştir: Ben telbiyeyi Rasûlüllah (s.a.v)'in (mübarek ağzından) aldım (öğrendim). O şöyle buyuruyordu: "Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'lmülke lâ şerike leke" "Tekrar tekrar icabet sana Ya Rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Senin ortağın yoktur. Her emrini ifaya hazırım. Hiç şüphe yok ki, hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk (kâinatın mutlak hükümranlığı) senindir. (Bunların hiç birinde) senin ortağın (ve benzerin) yoktur" (Müslim, Sahih, Kitabü'l-Hacc, 3; İbn Mâce, Sünen, Menasik, 15; Ebû Dâvud, Menasik, 26). Telbiyede Allah'ın davetine icabet edilmekten söz edilmektedir. Nitekim ihrama giren bir kimse Allah'ın davetine icabet etmiş olmaktadır. Kadı İyaz'ın beyanına göre bu icabet Hz. İbrahim (a.s)'den kalmıştır. İbn Abbas'tan rivayet olunan bir hadis-i şerifte buyurulur: İbrahim (a.s), Kâbe'yi bina edip tamamladıktan sonra kendisine "Hac için insanları davet et" emri verildi. İbrahim (a.s): -Benim sesim onlara ulaşmaz, dedi. Allah Teâlâ; -Sen davet et, sesini duyurmak bana aittir, buyurdu. Bunun üzerine İbrahim (a.s): -Ey insanlar, Beyt-i Atik'i haccetmeniz size farz kılınmıştır, diye nida etti. Bu sözü yerle gök arasında bulunanların hepsi işitti. "Görmüyor musunuz? İnsanlar en uzak yerlerden icabet edip geliyorlar” (İbn Hacer, Fethü'l-Bârî, 4/152). [B]Telbiyenin hikmeti[/B] İnsanların Kâbe'ye misafir olarak gelmelerinin Allah'ın kendilerine büyük bir lütuf ve ihsanı olduğuna; zira buraya ancak Allah'ın kendilerini davet etmesiyle gelebildiklerine dikkatlerini çekmektir (Ebû Dâvud, Sünen, terc. heyet, Kitabü'l-Menasik, 7/110). Bu sebeple telbiye eden bu lütuf ve ihsana karşı sanki, "Hamd ancak sana mahsustur, çünkü nimet ancak senden gelir" demiş gibi olur. [B]Telbiyenin yapılışı[/B] Telbiye dille ve erkeklerde yüksek sesle yapılır. ... Zeyd b. Halid'ten rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu, demiştir: "Cebrail bana geldi ve "Ya Muhammed, ashabına telbiyeyi yüksek sesle yapmalarını emret, çünkü telbiye haccın alâmetlerindendir." dedi (İbn Mâce, Sünen, Menâsik, 16; Tirmizî, Sünen, Hac, 15; Mâlik, Muvatta, Hac, 34) (Abdurrahman el-Benna, el-Fethu'r-Rabbanî, XI, 180). Ulema, kadının ancak kendi duyacağı kadar kısık bir sesle telbiye getireceğinde ittifak etmişlerdir. Zira, İbn Ebî Şeybe'nin rivayetine göre Hz. Abbas, "Kadın yüksek sesle telbiye getiremez"demiştir (Aynî, Umdetü'l Kâri, IX, 171). İbn Ömer hadisi de şöyledir: "Telbiye esnasında kadınların seslerini yükseltmeleri gerekmez" (Beyhâkî, es-Sünenü'l-Kübra, V, 46). [B]Telbiyenin şartı[/B] Telbiyenin şartı dille yapılmasıdır. Kalp ile telbiye getirmek telbiye sayılmaz. [B]Telbiyenin hükmü[/B] Telbiyenin hükmü konusunda başlıca üç görüş vardır: 1) Hanefilere göre telbiye, ihrama girmenin şartlarındandır. Telbiyesiz ihram sahih olamaz. Ümmü Seleme (r.a)'dan rivayet edilen bir hadiste şöyle deniyor: "Ben Resulullah (s.a.v)'i; -Ey Muhammed ailesi, sizden kim hac yapacak olursa kesinlikle telbiye getirsin!" derken işittim (Abdurrahman el-Benna, el-Fethu'r-Rabbanî, XI, 178). İhrama girildiğinde telbiyeyi bir kez okumak farzdır. Bundan fazlası (hal ve hareketlerin değişikliğinde tekrarlamak) sünnettir. Her sabah ve her akşam, telbiyeyi sık sık okumak müstehabtır. 2) Mâlikîlere göre telbiye vacibtir. Terk edilirse kurban kesmek icâb eder. Mâlikîler telbiyeyi ihramın rüknü kabul ederler. Telbiyesiz ihram olmaz (İbn Mâce, Sünen, terc. Haydar Hatiboğlu, Menasik, VIII, 107). İmam Şafiî ile İmam Ahmed'e göre telbiye sünnettir. Bu imamlara göre Resul-u Ekrem (s.a.v)'in bir işi sadece yapmış olması, o işi yapmanın farziyyetine delâlet etmez. Telbiyede ilave 1) İmam Ebû Hanife ve İmam Ahmed'e göre Resulullah (s.a.v)'in öğretmiş olduğu telbiyeye başka kelimeler ilave etmekte bir sakınca yoktur. Nitekim Resulullah (s.a.v)'den şöyle rivayet edilir: ...Cabir b. Abdillah'dan; şöyle demiştir: Resulullah telbiye getirerek sesini yükseltti. (Hz. Câbir, Resulullah (s.a.v)'in okuduğu) telbiyeyi İbn Ömer hadisinde anlatıldığı gibi anlattı. Dedi ki: Halk, "Yüksek dereceler sahibi (Allah'ım)" gibi kelimeler ilave ediyorlardı. Peygamber de (söylenenleri) işittiği halde ses çıkarmıyordu" (İbn Mâce, Sünen, Kitabü'l-Menasik, 5; Ahmed b. Hanbel, III, 320; Ebû Davud, Sünen, Menasik 26). 2) Hanefi imamlarından Ebû Yusuf'a göre Resulullah (s.a.v)'in öğrettiği telbiyeye başka kelimeler ilave etmek mekruhtur. İmam Şafiî de eklenmemesi görüşündedir (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-Ahvezî, II, 74). Hanefî ulemasından Tahavî de Amir bin Said bin Ebî Vakkas'ın rivayet ettiği şu hadise dayanarak bu görüşü tercih etmiştir: "Sa'id b. Ebî Vakkas (r.a), "Ey yüksek dereceler sahibi (olan Allah'ım), emrine tekrar tekrar icabet ediyorum, emret" şeklinde telbiye getirmekte olan bir adamı görünce, "Biz Resul-u Ekrem zamanında telbiyeyi böyle getirmezdik" demiştir" (Tahavî, Şerhu Meâni'l-Âsâr, II, 125). Ancak şu hadîs-i şerifler telbiyeye ta'zim ifade eden başka kelimeler ilave etmekte bir sakınca bulunmadığını gösteriyorlar: Peygamber (s.a.v) Arafat'ta iken telbiye getirdiği zaman, "Hayır, ancak ahiret hayrıdır." sözlerini de ekledi (Hâkim, Müstedrek, I, 465). Peygamber (s.a.v)'in telbiyesi; "Gerçekten hac yaparak ve kulluk ederek tekrar emrine icâbet ediyorum." şeklinde idi (Mecmaü'z-Zevâid, III, 223). Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunmuştur. Dedi ki: Resulullah (s.a.v)'in telbiyesi: "Ey Ma 'bud-u Hakiki olan Allah'ım! Emrine tekrar tekrar icâbet ediyorum. " şeklinde idi (Dârekutnî, Sünen, II, 225; Beyhâkî, Sünenü'l Kübra, V, 145) [B]Telbiyeye son vermek[/B] Hacı adayının Akabe Cemresini taşlayıncaya kadar telbiyeye devam etmesi gerekir. "...Fadl b. Abbâs'tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v), Cemre-i Akabe'de taşları atıncaya kadar telbiyeye devam etmiştir (Buharî, Sahih, Hac, 101; Müslim, Sahih, Hac, 267). Nesâî'nin rivayetinde de, "(Taşları) atıncaya kadar telbiyeyi devam etti. Taşları atınca telbiyeyi de kesti" deniliyor (İbn Hacer, Telhîsü'l-Hâbîr, 218). [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Hac
Telbiye Nedir?
Üst
Alt