Tevazu evde başlar

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
Kibir ve gururun pompalandığı bir dönemde çocuğuma tevazuu nasıl öğretebilirim?

Anne-baba olarak hatalarınızı kabul etmiyor ve daima kendinizi bir şekilde haklı görüyor, çevrenizi hep küçümsüyorsanız, çocuğunuzun egoist, bencil ve kibirli olmasına şaşırmayın.
Günümüzün kayıp değerlerinden biridir tevazu... Medeniyetimizin soldurduğumuz güllerindendir. Şöhretin, gururun ve bencilliğin yüceltildiği bir zaman dilimindeyiz. Peki genç nesillere tevazu erdemini kim, nasıl öğretecek? Bugün pek çok konuda kavram kargaşası yaşadığımız ortada. Kibiri, özgüvenli olmakla aynı kefeye koyuyoruz. Tevazuu da güven eksikliğinden kaynaklanan yetersizlik, pısırıklık ve korkaklıkla karıştırıyoruz. Halbuki tevazuun temelinde özgüven ve özsaygı vardır. İçi dışı bir olmak esastır. Kişinin kendi yeteneklerinin farkına varması; ancak bu yeteneklerini kendinden bilmemesi, kendisini olduğundan farklı görmemesi ve göstermemesidir. Kişinin kendisine ve ötekilere karşı dürüst olmasıdır.

En yalın tanımıyla alçakgönüllülük, gösterişten kurtulmanın adıdır, sadeliktirr30;Başarılarımız ve yeteneklerimizi nazara vermemedir, saf bir mahcubiyettir. Tevazu, iyi ahlakın, diğer güzelliklerini de kapsayan bir haslettir. Kötüye karşı muhafaza eden ve cehaleti örten emin bir perdedir. Tüm peygamberlerin söz ve tavır birliği içinde öğrettiği evrensel bir değerdir.

Tevazu üstünlük sahibi bir kişinin, bir şeylere rağmen, lütfettiği bir davranış biçimi değil, kişinin Yaratıcı'sına, kendisine ve diğer insanlara karşı, tabiiliğinin ve dürüstlüğünün bir göstergesidir.

TEVAZU EVDE BAŞLAR

Diğer güzel ahlak özellikleri gibi tevazu da evde başlar. Çocukların tevazuyu da gurur ve kibri de öğrendikleri en önemli kaynak ebeveynleridir. Ebeveyn olarak bizim işimiz, saygılı ve sabırlı bir şekilde çocuklarımıza öğreticilik ve eğiticilik yapmaktır. Öncelikle çocuklarımıza r0;özelr1; olduklarını hissettirmeli, bununla birlikte, sahip oldukları tüm yeteneklerin de Allah'tan olduğunu işlemeliyiz. Yaratıcı'nın verdiği r0;potansiyelr1;in kullanıcısı olmaları, bir kibre ve farklılık mülahazası neden olmamalıdır. İç dinamiklerinin farkına varan mütevazı bir çocukta, ötekilerinin de güçlü yanlarını kabullenmek için bir güven gelişir. Kendisi matematikte iyi olabilir; ancak ötekiler de okumada, yazmada, sporda iyi olabilirler.

HATALARIMIZI KABULLENEBİLMELİYİZ

Ebeveynler olarak hatalarımızı kabullenebilmeliyiz. Hatalarımızı kabullenebilme, alçakgönüllülüğün en derin boyutlarındandır. Cahil, kibirli ve kaba bir kişi, hatalarının farkına bile varamaz. Oysa mütevazı kişilikler, bir hata yapabilecekleri düşüncesini bir lahza akıllarından çıkarmazlar.

ÖNCE EBEVEYNLER MÜTEVAZİ OLMALI

Güzel ahlakı ve üstün değerleri çocuklarımıza öğretirken, ebeveynler olarak bizim de mütevazı olmamız gerekiyor. Nitekim, tevazuyu gerçekten öğretmenin yegane yolu mütevazı davranmaktır. Eğitimde, hiç bir üstünlük mülahazasına girmeden, vaaz edici bir üslub takınmadan davranmak esastır. Ebeveynler olarak günlük hayatta, öğretilebilir anları yakalayıp, birer terbiye vesilesi olarak değerlendirebiliriz. Uzun uzun anlatmadan, küçük ve yerinde r0;sorur1;larla çocuklarımızın dikkat ve ilgisini konu üzerine çekebiliriz. Ses tonumuzdan, ruhsal duruma kadar pek çok unsur, anlattıklarımızı etkileyecektir.

ÇOCUKLARI GEREKSİZ KİBRE TEŞVİK ETMEMELİYİZ

Ebeveynler olarak, çocuklarımızı çoğu gereksiz, yersiz münasebetlerle övüyoruz, onları gurur ve kibre teşvik ediyoruz. Abartı ve özentiye kaçmadan çocuklarımızın başarılarıyla sevinmek ve onları güzel olana teşvik etmek ne kadar tabii ise, uygunsuz durumlarda uyarmak da o denli normal bir tutumdur. Önceliğimizin, mağrur, tatminsiz ve kırılgan çocuklar yetiştirmek değil, alçakgönüllü, sağlam karakterli ve sabırlı bireyler yetiştirmek olduğunu unutmamalıyız.

SAYGISIZLIĞI HOŞGÖREMEYİZ

Saygısızca söz ve davranışları hoşgöremeyiz. Kibir ve gurur, çoklukla saygısızlık biçiminde ortaya çıkıyor. Kötü davranışlar ortadan kaldırılıp yerine güzel ahlak yerleştirilmezse, çocuklardaki kabalığın her geçen gün artarak süreceğinden hiç süpheniz olmasın. Bu konuda:

1. Çocuğunuzla saygı çerçevesinde konuşup, davranışlarınızla da güzel örnek olan bir öğretici olun.

2. Çocuğunuz saygısızca ve kibirlice sözler edip, davranışlar sergilediğinde, bunun yanlış olduğunu hatırlatın kendisine.

Çocuklarımıza kendilerini sorgulama, sigaya çekme yetisini kazandıralım. Çocuğumuz içsel gerçekliğiyle yüzleştikçe, dışa karşı duruşu da netleşecek ve kendini olduğundan farklı görmeye, göstermeye yeltenmeyecektir. Bunun için çocuğumuza yanlız kalıp kendisiyle yüzleşeceği zaman, fırsat ve mekan sağlayalım.

Çocuklarımıza gönüllü çalışma, ötekilere yardım etme alışkanlığı ile empati yeteneği kazandırıldığında insanlarla anlamlı ilişkiler geliştirecek, kendilerinin de insanlardan bir insan olduklarını kavramaları kolaylaşacaktır. Tevazuu, fıtratımızın bir parçası haline getirebilmek, ömür boyu alıştırmalar, gayretler gerektirebilir. Erken yaşlarda, çocuklarımızın gönül bahçelerine atacağımız tevazu tohumlarının ergenlik ve yetişkinlikte yeşerip boy atmaması, kalıcı olmaması için hiç bir neden yoktur.

Eğer bir çocuk kınanarak yaşarsa, suçlamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk düşmanca davranışlar, içinde yaşarsa kavga etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk alay edilerek yaşarsa, sıkılganlığı öğrenir.
Eğer bir çocuk utanç içinde yaşarsa, suçluluk duymayı öğrenir.
Eğer bir çocuk hoşgörüyle yaşarsa, sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk teşvik edilerek yaşarsa, güvenmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk değer verilerek yaşarsa, saygı duymayı öğrenir.
Eğer bir çocuk eşitlik ortamında, yaşarsa, adaleti öğrenir.
Eğer bir çocuk güven duygusu içinde yaşarsa, inanmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk beğenilerek yaşarsa, kendisinden hoşlanmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk kabul ve dostluk içinde yaşarsa, dünyada sevgi aramayı öğrenir.
Eğer bir çocuk düşmanlıklar içinde büyürse, saldırganlığı öğrenir.
Eğer bir çocuk sevgi içinde büyürse, güvenmeyi öğrenir.
Çocuk ailenin, aile de toplumun ürünüdür; çocuk yaşadığını öğrenir.

(alıntı)
 
Üst Alt