Unutmayın Dünya imtihan yeridir

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,319
Tepkime puanı
118
Bu Dunya Fani Dunya

Dünya imtihan yeridir. İmtihan deyince hastalık, fakirlik, ölüm gibi acı şeyler akla gelir.

Fakat imtihan sadece bunlar değildir. İnsan, sıhhat, zenginlik ve rahatlık ile de imtihan edilir.

Hayır ya da ser, her şeyin içinde imtihan vardır.

İnsanin dünya hayatında yasadığı büyük imtihan Yüce ALLAHa kulluk ve dostluk imtihanıdır

Bunun için melekler ve cinler yaratılmıştır, peygamberler gönderilmiştir

İçimize nefis, karşımıza şeytan, önümüze helal ve haramlar konulmuştur

Sonra bütün bunların arasında bir tercih yapmamız istenmiştir.

Önüne gelen her iste ALLAH rızasını seçenler, Hak katında en akıllı, en kazançlı ve en sevgili kullardır

İşlerinde haramı ve şeytanın tarafını seçenler, gerçekte en akılsız, en zararlı ve en sevimsiz kullardır

Bazen hayrı, bazen haramı seçenler ise Onların kalbi hastadır, gönül huzuru yoktur.

Ta ki tövbe edip haramlardan kurtulana kadar.

İlk insanla imtihan başlamıştır, son insana kadar devam edecektir.

Peygamberler dahil, bütün mükellef insanlar bu imtihan bir şekilde yaşıyorlar ve sonucunu yarın Kıyamet Gününde ALLAH cc verecekler.

Bundan kaçmanın ve kurtulmanın imkanı yoktur. En iyisi gönül hoşluğu ile güzel olana katılmaktır.

Peygamberlerin niçin acı ve hastalık çektikleri, insanlar tarafından hakaret gördükleri, yalnızlığa itildikleri, yurtlarından çıkarıldıkları, taslandıkları, aç kaldıkları doğru anlaşılmazsa, insan vesvese ve fitneye düşer

Halbuki bütün bunlarda pek çok hikmetler ve büyük ibretler vardır.

Bütün peygamberler, iman ve ahlâkta örnektirler.

Yaradılışları tertemiz, kalpleri ilâhi ask ve edeple doludur.

Onlar, her halleri ile ilâhi ahlâki temsil eder. İste onlardaki bu güzel hallerin ve yüksek ahlâkin gözükmesi için bir sebep gerekir.

Aydınlığın tanınması için karanlığın lazım olduğu gibi. İnsandaki sabır ve sebat etmenin seviyesi de acı ve zor zamanlarda belli olur.

Edep, edepsiz insanlarla anlaşılır. Mertlik ve adalet, düşmanlarla ortaya çıkar

Takdire rıza hali, afet, dert, hastalık ve çeşitli olaylarla kendini gösterir. ALLAHa teslimiyet zor ve dar anlarda anlaşılır.

Kısaca, ateşte yanmadan, altın cevheri ortaya çıkmaz


Bunun için ALLAH u Teâlâ, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz in şerefli kalbindeki iman ve ilâhi askı ortaya çıkarmak için Onu en ağır ve acı imtihanlara tabi tutmuştur

Sıkıntı ateşleri içine salarak gönlündeki saklı sevgiyi, merhameti, sabrı, azmi, edebi,ahde vefayı,önderlerine bağlılığı ve diğer güzel halleri ortaya çıkarmıştır.

Böylece Efendimiz s.a.v. ALLAHa dostluk yolunda insanlara örnek olmuştur.

Bu yolun ne kadar kıymetli ve tatlı olduğunu çektiği çilelerle göstermiştir.

İlahi aşkın insana neler yaptıracağını, en şiddetli sıkıntı ve zorluklara gönül hoşluğu ile sabrederek ispat etmiştir.

Onun günlerce açlık çekmesi, kavmi tarafından terk edilip yalnız bırakılması, hiç hak etmediği hakaretleri görmesi, taslanması, hasta olması, yakınlarının ölüm acısını tatması, savaşlarda yaralanması, sevdiklerini şehit vermesi; evet bütün bunlar az önce belirttiğimiz hikmetler içindir.

ALLAH Resulü Efendimiz, bunca sıkıntılar yanında, yerlerde ve göklerde hiç kimseye nasip olmayan bir heybet, izzet, şeref, itibar, sevgi, hürmet, iltifat, zafer ve devlete de ulaştırılmıştır.

O, bunca nimetler içindeki imtihanı da en mükemmel şekilde vermiştir.

Acılara sabrederek, güzelliklere şükrederek, her iki halde de büyük bir tevazu ve edebe bürünerek Yüce ALLAH’a dostluğunu ve kulluğunu en üst seviyede yerine getirmiştir.

Bütün peygamberlerin çektiği çileler bu manadadır.

Onlar, ALLAH yolunda en acı ve ağır sıkıntıları bizzat yasayarak, insanlara yol açmışlar, korkak ve tembel nefislerin kulluk yolunda engel gördüğü bos bahaneleri ortadan kaldırmışlardır.

Her halimiz bir imtihan İman, Yüce ALLAHı tercih etmektir. Mümin, Yüce ALLAHa dost olmak isteyen kimsedir

Yüce ALLAH her müminden bu dostluğun gereğini istemektedir. Ayette, ben inandım diyen bütün insanlara: Sözde kalmayın, imanın gereğini yapın, sadik ve samimi olduğunuzu kulluğunuzla gösterin, ALLAHa kavuşmak isteyenler ölüme hazır olsunlar.?

Müminin imtihanı su üç alanda gerçekleşir:

İbadetleri yerine getirmede, haramları terk etmede, bela ve musibetlere sabretmede. Bunların özü ilâhi muhabbet ve samimiyettir

ALLAH dostu deyince bunlar akla gelir.

Dinde boş davalara ve iddialara yer yoktur.

Ben ALLAHın dostuyum? Diyenlerden dostluk istenir.

Arifler demiştir ki: Bir kul, bütün ibadetleri yapsa, fakat bütün haramlardan sakınmasa, ALLAHın dostu olamaz.

İsin asli, kalbin Yüce ALLAHı sevmesi ve Onun rızasını her şeye tercih etmesidir.

Mümin, kalbinin halini acı-tatlı her iste ve ibadette kontrol etmelidir.

Namazda ihlâslı olduğu gibi, bir sıkıntıya sabrederken de ihlâslı olmalıdır.

Bir günahtan kaçarken de ALLAH rızasını aramalıdır.

Kuldan hastalık halinde edep, tevazu, rıza ve teslimiyet beklendiği gibi, sıhhat, afiyet, genişlik ve zenginlik halinde de ayni şeyler beklenmektedir.

Kısaca imtihanın merkezi kalptir; kalpte aranan samimiyettir.

Hedef, iç ve dışla ALLAHa yönelmektir.

Bunun için ayette:

Kötülükleri terk edip hakka dönmeleri için biz onları iyilik ve kötülüklerle imtihan ettik.

ALLAH dostlarından Süfyan es-Sevrî k.s. kadın velilerden Rabia Adeviyye k.s.nın yanına geldi.

Sordu:

- Her kulluğun bir şartı ve her imanın bir hakikati vardır.

Senin kulluk şartın ve imanının hakikati nedir?

Şu cevabi aldı:

-Ben ALLAHın ateşinden korkarak Ona ibadet etmem. Yoksa efendisinin korkusundan ona itaat eden hizmetçi gibi olurum

Ben cennet muhabbeti ile de kulluk etmem. Böyle yaparsam, kendisine bir şeyler verildiğinde efendisine hizmet eden hizmetçi gibi olurum.

Ben ancak Yüce Rabbimi sevdiğim ve Ona kavuşmak istediğim için ibadet ederim.?

Urve b. Zübeyr rh.ain bir hastalık sebebiyle bir dizinden aşağısı kesildi.

Buna karşılık o: Benden ayağımın birisini alan ALLAHa hamd olsun. Ya Rabbi, sen birisini aldıysan, diğerini bıraktın.

Bir bela verdi isen, afiyet de verdin.? dedi ve o geceki virdini, gece ibadetini ve zikrini terk etmedi.?

Yine İhyada su olay nakledilir: Hz. İsa a.s. bir adama uğradı. Adam, gözleri kör, iki tarafı felçli, kötürüm bir halde yatıyordu. Bütün bu dertler içinde adam söyle diyordu:

İnsanların çoğunu düşürdüğü hastalıktan beni kurtaran ALLAHa hamdolsun.?

Hz. Isa a.s. sordu:

- ALLAH seni hangi hastalıktan kurtardı ki, şükrediyorsun?

Adam su cevabi verdi:

- Ben, ALLAHın kalbime koyduğu marifet (Onu tanıma) nuru sebebiyle, kalbine koymadığı kimselerden daha iyi haldeyim.?

Hz. Isa a.s. doğru söylediğini belirtti, adamın elini tuttu, dua etti, o da şifa buldu.

Bundan sonra bu adam Hz. Isa a.s.ın yakin arkadaşı oldu.

Cenneti hak edebilmek Rasulullah s.a.v. Efendimiz, cennetin sıkıntılarla, cehennemin ise nefsin hoşuna gidecek şeylerle sarıldığını haber vermiştir.

ALLAHu Tealâ, cenneti çok kıymetli ve şerefli yaratmıştır.

Sevdiklerine cemalini orada seyrettirecektir. Bu hedefe yönelen müminlerden gayret ve hasret beklemektedir

Bunun için cennet yolunun bası acı, sonu tatlı yapılmıştır.

ALLAHın razı olduğu isleri nefs istemese de, müminin akli ve imanı güzel bulup peşine düşmelidir

Nefse günahların çekici, hayırlı islerin sıkıcı gelmesi, imtihanın en zor yanıdır.

Aslında isin tadı ve sırrı burada gizlidir.

denemek

ALLAHu Tealâ, benim yolumda sizden öncekiler gibi çile ve zahmet çekmeden cenneti beklemeyin? Diyor

ALLAH yolunda çekilecek çilelerden birisi de, ALLAH için sevilen müminlerin sıkıntılarına sabredip, dostluğu bozmamaktır

Bunda hem gönlü, hem de cenneti kazanmak vardır. İnsanin en büyük imtihanı yakınlarıyla olur. En büyük sıkıntı tanıdıklardan gelir.

Çünkü onlarla paylaşılan bir hayatla birlikte birçok haklar vardır.

Cennetlik müminlerin en belirgin vasfı , geçimi zor insanlara yumuşak davranmak,onları ALLAH için idare etmek, kalbinde hiçbir mümine kin, haset ve intikam hırsı taşımamaktır.

İnsanların yükünü çekmek ve onlarla güzel geçinmek, peygamberlerden kalan en faziletli ve en gerekli sünnettir.

Ne Mutlu Bu İmtihanı Kazan Kullara.... Rabbim Cümlemizi Doğru Yoldan Ayırmasın...
Alıntı..
 
Üst Alt