Van şehr-i

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Doğu Anadolu Bölgesi’nde bir il merkezi olan Van, kuzey ve kuzeybatısında Ağrı, doğusunda İran, güneyinde Hakkari ve Şırnak, güneybatısında Siirt, batısında Van Gölü ve Bitlis ile çevrilidir. Türkiye’nin en doğu kesiminde yer alan Van’ın yüksek dağlık alanlardan oluşan engebeli bir arazi yapısı vardır. Bu engebeler 1.600 m.den aşağı değildir. İl sınırları içerisinde dorukları 3.000 m.yi aşkın dağlar bulunmaktadır. Kuzey kesiminde en yüksek noktası il sınırları dışında olan Aladağ ve Tendürek Dağları’dır. Tendürek Dağları aynı zamanda İran ile sınırı oluşturan Sınır Dağları olarak isimlendirilir. Aladağ’ın 3.211 m. yüksekliği ile Kerdahol Tepesi bu kesimin en yüksek tepesidir. Doğu kesiminde İran sınırı boyunca kuzey-güney doğrultusunda uzanan Berhebine (Er) Dağı ile Haravil (Yiğit) Dağı (3.468 m.) bulunmaktadır. Güney kesimini ise Güneydoğu Torosların uzantısı olan Kavuşşahap Dağları engebelendirir. Bu dağlar Van Gölü’nün güneyini bütünü ile kaplamaktadır. Bunların dışında Gökdağ (3.604 m.), Arnas (Kepçe) Dağı (3.537 m.), Kavuşşahap Dağı (3.634 m.), Müküs Dağı (3.414 m.) ve Artos (Çadır) Dağı (3.537 m.) bulunmaktadır. Van’ın orta kesiminde ise Pirraşit Dağı (3.109 m.), Mengene Dağı (3.412 m.), Koçkıran Dağı ve İspiriz Dağı (3.668 m.) yer almaktadır. Bu dağlar Van Doğusu Dağları ismi ile tanınmaktadır. Dağların yüksek düzlüklerinde ise yaylalar bulunmaktadır.

Van’daki başlıca düzlükler; Çaldıran, Bargiri (Muradiye), Erciş, Van, Hoşap, Havasor ovaları ile Karakallı Düzü, Erçek Düzü, Noşar Düzü ve Tarhani Düzü’dür.

İl topraklarından kaynaklanan Urmiye, Erçek ve Van kapalı havzaları Basra Körfezi’ne ulaşmaktadır. Kotur Çayı ise İran’daki Urmiye Gölü’ne dökülür. İlin doğusundan kaynaklanan ve doğu-batı doğrultusunda akan Memedik Çayı aracılığı ile Erçek Gölü’ne ulaşan akarsular bulunmaktadır. Ayrıca Zilan Deresi, Deliçay, Bendimahi Çayı, Karasu olarak isimlendirilen Marmit Çayı ve Hoşap Suyu Van Gölü’ne dökülen akarsulardır. Dicle Nehri’nin başlıca kollarından Büyük Zap Suyu ile Botan Çayı (Ulu Çay) il topraklarından kaynaklanan diğer akarsulardır.

Van ilinde Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün doğu kesimi bulunmaktadır. Bunun dışında Erçek Gölü, Akgöl, Sultan (Süphan) Gölü, Tuz Gölü (Kazlı), Değirmi Göl ve Hasantimur Gölü il toprakları içerisindedir. Van’ın doğusundaki Keşiş (Turna) Gölü ise Urartular zamanından sulama amaçlı olarak kullanılmış yapay bir göldür.

Van Gölü Nemrut Dağı’nın patlaması sonucunda kraterde biriken suların oluşturduğu volkanik bir göldür. Gölün yüzölçümü 3.713 km2 olup, denizden yüksekliği 1.646 m., derinliği de 457 m.yi aşmaktadır. Çok sayıda koyları bulunan gölün doğusunda Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adaları bulunmaktadır. Sit alanı olarak ilan edilen bu adalar turistik özelliğe sahiptir. Van Gölü’nün suyu sodalı ve tuzludur. Aynı zamanda da dünyada en çok soda içeren göldür. Yüzölçümü 19.069 km2 olan ilin 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 877.524’tür.

Van Gölü’nün doğu sınırı boyunca uzanan alan ile ilin kuzey ve güney kesimleri fay hattı üzerindedir. Bu yüzden de 10 Eylül 1941’de Erciş Depremi, 24 Kasım 1976’da Çaldıran Depremi yörede büyük yıkıma ve can kaybına neden olmuştur.

Yüksek ve engebeli bir arazide ve denizden uzak olan Van’da Karasal iklim hüküm sürmektedir. Mevsimler ve günler arasında sıcaklık farkı büyüktür. Kışlar uzun kar yağışlıdır. Yazlar ise kısa ve sıcak geçer. Van Gölü kıyısındaki iklim doğu ve kuzey kesimlerine göre daha yumuşaktır.

Van, orman açısından Türkiye’nin en yoksul illerinden birisidir. Bitki örtüsü step görünümündedir. Eski yıllarda ormanlarla kaplı olan ilin güney kesiminde meşe topluluklarına rastlanır. Ancak, yüzyıllardır tahrip edilen ormanlardan çok az ağaç günümüze gelebilmiştir. Çalılıklar halindeki bodur meşelerin yanı sıra bodur ardıç, ceviz, doğu çınarı, melengiç, kavak ve kızılcık ağaçları görülmektedir.

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, turizm ve balıkçılığa dayalıdır. İklimi sert olduğundan tarım pek fazla gelişmemiştir. Bununla birlikte yetiştirilen tarımsal ürünler arasında; kuru yem bitkisi, buğday, şeker pancarı, patates bulunmaktadır. Az miktarda da arpa, kavun, karpuz, domates, baklagiller, elma, ceviz ve sebze yetiştirilir. Van’ın ekonomisinde hayvancılık ön planda gelmektedir. Sığır, koyun, kıl keçisi, at, eşek, manda yetiştirilir. Koyun ve sığır türlerinin ıslahı için Erciş’te Altındere Tarım İşletmesi kurulmuştur. Hayvancılık daha çok yaylacılık yöntemleri ile yapılmaktadır. Hayvansal ürünlerin başında Van’a özgü otlu peynir gelmektedir. Arıcılık, tavukçulu, Van Gölü başta olmak üzere göllerde ve diğer akarsularda balıkçılık yapılmaktadır. Ayrıca Van kilimlerinin Türk halı ve kilim sanatı yönünden önemi büyüktür.

Kalkınmada öncelikli iller kapsamına 1968’de alınmasına rağmen sanayide büyük bir gelişme görülmemiştir. İmalat sanayii daha çok hayvansal ürünlerin işlenmesine dayalıdır. Bununla birlikte, Van Et Kombinası, Van Süt ve Mamulleri İşletmesi, Yem Sanayiinin Van Yem Fabrikası, Van Deri ve Kundura Fabrikası , Erciş Şeker Fabrikası, Van Çimento Fabrikası ildeki belli başlı kamuya ait sanayii kurumlarıdır. Bunun dışında mandıralar, un, tuğla ve yün ipliği fabrikaları da bulunmaktadır.

Van doğal ve tarihi değerler yönünden zengin olup, ekonomisinde turizmin büyük katkı payı vardır. Van Gölü kıyılarındaki plajlar, Akdamar Adası, Van Kalesi, Bendimahi Çağlayanı ve Erek Vadisi turizm açısından önem taşımaktadır. Ayrıca Van'a özgü olup, dünyaca tanınan Van Kedileri koruma altına alınmıştır.

İl topraklarında mermer yatakları bulunmaktadır. Başkale’de traverten, Çaldıran ve Gevaş’ta tuğla-kiremit hammaddesi, Erciş’te linyit, sünger taşı yatakları vardır. Ayrıca ilin çeşitli yerlerinde de maden suyu kaynakları bulunmaktadır.

Van’ın eskiçağlara kadar inen çok eski bir tarihi bulunmaktadır. Özellikle Tilkitepe’de yapılan kazılarda ele geçen buluntular Kalkolitik Çağ’dan (MÖ.5500-3500) itibaren yörede sürekli bir yerleşim olduğunu göstermiştir. Ancak, bu buluntular Van bölgesi ile Mezopotamya kültürleri arasında yakın bir ilişki olduğunu da ortaya koymuştur. MÖ.3000’de Hurriler burada yaşamıştır. Doğu Anadolu’da yaşayan Hurriler burayı merkez konumuna getirmişlerdir. Hurrilerin Hititler tarafından yıkılmasından sonra Urartular yöreye hakim olmuş ve Van 300 yıl Urartuların başkenti olmuştur. Bu arada İ.Sardur Van Kalesini kurmuş ve buraya Urartu dilinde Biane adı verilmiş, bu isim zamanla Van’a dönüşmüştür. Urartuların ileri bir kültür düzeyine eriştikleri; Van’da Tuşba, Çavuştepe ve Topraktepe’de günümüze ulaşan sulama, bağcılık ve mimari alandaki eserleri ile anlaşılmaktadır. MÖ.VI.yüzyılın başlarında Medler Urartu Devletini yıkmışlar, bunun ardından da Persler yöreye hakim olmuştur. Büyük İskender’in Persleri yenmesinden sonra Makedonyalılar, ardından Seleukoslar burada hüküm sürmüştür.

MÖ.III.yüzyılda Van yöresi kısa bir süre Ptolemaiosların eline geçmiş bunu MÖ.129’da Partlar, MÖ.I.yüzyılda Ermeni krallarından Dikran’ın egemenliği izlemiştir. Van Partlar ile Romalılar arasında zaman zaman el değiştirmiş, MS.III.yüzyılda Romalılar Sasanilerle yöre için savaşmışlardır. Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Bizans yönetiminde kalan Van VII.yüzyılın ortalarında Arapların eline geçmiştir. IX.yüzyılda Saciler, X.yüzyılda Arap ve Ermeni çekişmelerine sahne olmuştur. Bu çekişmelerin ardından 1021’de Bizanslılar yeniden yöreye hakim olmuş ve Bizans’ın Vaspurakan Theması’nın sınırları içerisinde kalmıştır. Bu arada Orta Asya’dan Türkmen boyları yöreye akınlar yapmıştır. Selçuklular 1054’te Erciş’i, 1064’te de Van çevresini ele geçirmişlerdir.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular yöreye hakim olmuş, 1100’de Sökmenler Van’ı yönetimleri altına almışlardır. Bunun ardından Van yöresi 1205’te Gürcülerin saldırısına uğramış ve kısa bir süre de Eyyubiler buraya egemen olmuşlardır. Moğolların yağmalamasından sonra yöre yeniden Anadolu Selçuklularının, İlhanlıların ve Timur’un denetiminde kalmış, Hakkari beylerinden Karakoyunlu İzzeddin Şir Van ve çevresini yönetimi altına almıştır. Safevilerin bölgede etkin olmasından sonra Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı’nda Safevileri yenmesiyle Van ve yöresi Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bununla beraber Van, zaman zaman Osmanlılar ile Safeviler arasında el değiştirmiştir. Amasya Antlaşması hükümlerine göre Osmanlı toprakları içerisinde kalan Van zaman zaman İranlıların saldırılarına uğramıştır. Osmanlılar ile İranlılar arasında 17 Mayıs 1639’da yapılan Kasr-ı Şirin Antlaşması hükümlerine göre de Osmanlıların İranlılar ile sınırı belirlenmiş ve Van Osmanlı topraklarında kalmıştır. Osmanlı döneminde Van, Eyalet statüsü kazanmış olup; 1568-1574 tarihleri arasında 12, 1578-1588’de 27 sancağa sahipti.

Van yöresi Osmanlı döneminde bazı ayaklanmalara sahne olmuş, 1895’te Ermenilerin başlattığı ayaklanmalar bastırılmıştır. Bununla beraber I.Dünya Savaşı başlarında Ermenilerin Taşnaktzutyun Örgütü Van’ı işgal etmiştir. 1915’te Ruslar tarafından işgal edilen yöre, Rus İhtilali nedeni ile Ruslar Anadolu’dan çekilirken Van’ı da boşaltmışlardır. Bu kez Ermeniler yeniden Van’ı işgal etmiş, Osmanlının 4.kolordusu 7 Nisan 1918’de Van’a girerek bu işgale son vermiştir.

I.Dünya Savaşı sırasında bu işgallerden ötürü Van büyük ölçüde etkilenmiş, yanmış, yıkılmış ve nüfusu azalmıştır. Bundan sonra “Bağlar Mevkiinde” kent yeniden kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde kırsal bir görünümde olan Van 1923 yılında il konumuna getirilmiştir. 1970’lerde Türkiye ile İran arasındaki demiryolunun açılması, ardından Ortadoğu ülkeleri ile ticaretin yoğunlaşması Van’ın gelişmesine neden olmuştur.

Van’da günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Tuşba, Çavuştepe, Toprakkale’deki höyükler, Yeşilalıç Köyü Kaya Mezarı, Meherkapı Kaya Mezarı, Elmalı (Zivistan) Kaya Mezarı, Urartu Dönemine ait Hoşap Kalesi, Çavuştepe Kalesi (MÖ.764-734), Ayanıs Kalesi (MÖ.645-643), Toprakkale (MÖ.685-645), Aşağı-Yukarı Anzaf Kaleleri (MÖ.830-810), Norgüh Kalesi, Körzüt Kalesi (MÖ.VIII.yüzyıl), Urartu Su Yolları ve Kanalları (MÖ.IX.-VI.yüzyıl), Hoşap Köprüsü (1671), Çatak Holkan Köprüsü, Çatak Zevil Köprüsü, Akdamar Kilisesi, Adır Kilisesi (1305), Çarpanak Kilisesi (MÖ.IX.yüzyıl), Yedi Kilise (VIII.yüzyıl), Albayrak St. Bartholomeus Kilisesi (XVII-XIX.yüzyıl), Van Ulu Camisi, Hüsrev Paşa Camisi (1567), Gevaş İzdişar Camisi, Gevaş Halime Hatun Kümbeti (1358), Selçuklu Mezar Taşları bulunmaktadır.
 

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Van Gölü ve Akdamar Adası: Van iline adını veren Van Gölü Türkiye'nin ve dünyanın en büyük soda gölüdür. Dört tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. İçinde Akdamar, Adır, Çarpanak, ve Kuş adaları olmak üzere 4 ada bulunmaktadır. Tarih boyu Yüksek Deniz, Nairi Denizi ve Yukarı Deniz dendiği gibi Deryaçe (Küçük Deniz) adını da alır. Gölün suyu çok tuzlu ve sodalıdır. Sabunsuz köpük verir ve temizlik maddeleri kullanılmadan içinde herşey yıkanabilir ve temizlenebilir. Her mevsim, her saatte farklı bir renk alan, gündoğumu ve günbatımının muhteşem olduğu göl, bölge turizmine önemli bir katkı sağlamaktadır. Sahil boyunca yapılaşma ile bozulmamış koylar, yeşil bitki örtüsüyle sarılmış kıyılar görülmeye değerdir. Van Gölündeki adalardan en büyüğü olan Ahtamar Adası, üzerindeki kilisesi ile ünlüdür. 900'lü yılların başında Kral Gagik tarafından yaptırılmış olan kilise taş işçiliğinin en seçkin örneklerindendir. Akdamar adasına Gevaş iskelesinden dolmuş motorları çalışmaktadır.

Van Kalesi: Van Kalesi, Van il merkezi sınırları içerisinde olup, şehir merkezine 5 km. mesafede bulunmaktadır. Urartu kalelerinin görkemlilerindendir. MÖ. 9. yüzyılda Lutupri'nin oğlu I. Sarduri tarafından yaptırılmıştır. Büyük bölümü ayakta kalan kalenin kuzeybatı ucunda bulunan ve Sardur burcu denilen taş bloklarla örülen yapının üzerinde I. Sarduri'ye ait olan, Asur çivi yazısı ile yazılmış, bilinen en eski Urartu yazıtı vardır. Kalenin diğer önemli bir yapısı, I. Agrişti'ye ait olan kaya mezarı ve hemen bunun dışındaki kaya üzerinde bulunan Urartu'ların günümüze ulaşan en uzun yazıtı, "Horhor Yazıtları" vardır. Ayrıca kalenin kuzey yamacında II. Sarduri'nin açık hava tapınağı (Analı-Kız), Kale içinde Menau ve Sarduri' ye ait mezar odaları, mağaralar, su sarnıçları ve çeşitli odalar vardır. Kalenin güneyinde ise eski şehrin kalıntıları bulunur. Ulu Cami, Hüsrev Paşa Cami, Kay Çelebi Cami, Hamamlar (Çifte Hamam) Kümbetler (İkiz Kümbet) ve çoğu tahrip olmuş eski evler, gezenleri tarihin yaprakları arasında seyahate çıkarlar.

Hoşap Kalesi: Van il merkezine 60 km. uzaklıkta, Gürpınar ilçesinde, Van-Hakkari karayolu üzerindeki Hoşap (Güzelsu)'da yer almaktadır. Dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşur. Gözetleme kulesi, surları, burçları, beden duvarları, mescit, fırın, zindan seyir köşkü, harem, selamlık ve orijinal demir kapı kanatları kalenin önemli yapılarıdır. Ayrıca kalenin güney tarafında Van Bölgesinin en eski Osmanlı Köprüsü bulunur.

Ağartı Kalesi: Van Gölü' nün doğu kıyısında kurulan kale iyi korunarak günümüze kadar gelen sur duvarları andezit taş bloklarla örülmüştür.

Kef Kalesi: Urartu'ların önemli merkezlerinden biridir. Kalede çok odalı bir saray, hayvan ve bitki rölyefleri vardır.

Çavuştepe Kalesi: Van il merkezine 25 km. uzaklıkta, Gürpınar ilçesine bağlı Çavuştepe köyünde yer almaktadır. Bol Dağı silsilesinin batı ucuna kurulmuş olan kale; aşağı ve yukarı kalelerden oluşmaktadır. Kale, II. Sarduri tarafından M.Ö. 764-734 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Kalelerde Haldi tapınağı, açık hava tapınağı, surlar, depo, ahır, saray binaları, su sarnıçları, çivi yazısı bulunmaktadır.

Ayanıs Kalesi: Van'a 35 km. mesafedeki Ayanıs köyündedir. Argişti'nin oğlu Rusa tarafından M.Ö. 645-643 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Urartu tarihinin son safhalarının aydınlatılması açısından çok önemlidir. Van Gölü sahiline yakın bir alanda kuruludur.

Toprakkale: Van il merkezinin doğusunda Zimzim Dağları silsilesine bağlı kayalık bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kale Urartu kralı II. Rusa tarafından M.Ö. 685-645 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Sarnıç, açık hava tapınağı, kayaya yontulmuş merdivenler bulunmaktadır.

Aşağı-Yukarı Anzaf Kaleleri: Van'ın 10 km. kuzeydoğusunda Van-Özalp karayolu yakınında yer almaktadır. Aşağı ve Yukarı Kalelerden oluşmaktadır. Her iki kalede surlar, kuleler, atölye, depo, saray yapısı, kitabe bulunmaktadır.

Akdamar Kilisesi: Gevaş ilçesi sınırları dahilinde Van Gölü içersinde bulunan en büyük adaya ismini veren kilisedir. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise sahile 3 km. uzaklıktadır. Günün her saatinde Akdamar Adası'na, sahilde bulunan motorlarla ulaşım sağlanmaktadır. Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilisenin figürlü repertuarı oldukça zengindir. Bunun yanında, İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahneler bulunmaktadır. Yunus Peygamberin denize atılması, Hz. Meryem ve kucağında İsa, Adem ile Havva'nın Cennetten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat'ın mücadelesi Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç İbrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri bulunmaktadır. Zengin hayvan, asma sarmaşıkları ve çeşitli figürler görmek mümkündür.
 
Üst Alt