- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

YAZIKLAR OLSUN O NAMAZ KILANLARA!
Namazı huşû ile eda edebilme, kendinden geçerek eda edebilme, derin bir tevazu ve "hiç"liğe bürünerek eda edebilme, gafletten, dünyevî düşüncelerden uzak bir kalp ile eda edebilme, bizi yoktan var edene maddi/manevî ihtiyaçlarımızı arz ettiğimiz bir mülakat hâli ile eda edebilme, teslim olabilme âlemlerin Rabbi/Mülk'ün Asıl Sahibi'nin huzurunda olmanın heyecanı ve coşkusuyla eda edebilme, mutluluğun ve ulvi hazzın kesafetinden gözyaşları süzülerek eda edebilme, âşığın maşuğuna vuslat hâli gibi eda edebilme oranı kadar, Yerlerin ve Göklerin Sahibi'yle olan bağımız sağlam, güçlü ve yoğun,olduğunda...
Bizi bizden daha iyi bilenin rızasını kazanabilmek için, çirkinliklerden ve kötülüklerden ne kadar uzaklaştığımız da namazımızın niteliğinin göstergesidir....
“…Namaz, fahşâdan / çirkinliklerden ve münkerden / kötülüklerden alıkoyar…” (Ankebût, 45)
Peki bizim namazımız böyle mi....?
Bizi yalandan, hasetten, hırstan, dünya ve makam sevgisinden, dalkavukluktan, Allah'tan başka güç odağı belleyip ona dayanmaktan, egoyu tatmin etmekten, fesatlıktan, öfkelenerek çevresine zarar vermekten, küçük büyük demeden zulmün her çeşidinden kaçınmaktan... alıkoyuyor mu, alıkoymuyor mu?
Aile hayatımızın, ticaret hayatımızın, memuriyet hayatımızın hâli ve insan ilişkilerimizin kalitesi, bizim nasıl namaz kıldığımızın âdetâ göstergesidir.
Namaz; günlük hayatımızın, insan ilişkilerimizin ve karakterimizin niteliğine olumlu bir katkı sunmuyorsa;
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara!” (Mâûn, 4)...